2. Ümit, yolculuğumuza devam etmeye imkân sağlayan “yaşam suyu” dur.
Samariyeli kadın, kendisinden kuyunun başında su isteyen İsa, ona “yaşam suyu” verebileceğini söylediğinde bir şey anlamamıştı (Yu. 4 10). İlk başta tabii olarak kadın somut sudan söz ettiğini sandı, oysa İsa Paskalya Gizeminde bollukla vereceği ve asla boşa çıkmayan ümitle bizi dolduracak olan Kutsal Ruh’u kastediyordu. İsa, çekeceği acıları ve ölümünü açıklarken “üçüncü günde dirileceğini” söylediğinde ümidini de açıklar (Mt. 20, 19). İsa bize Peder’in merhametinin geniş bir şekilde açtığı gelecekten bize söz eder. Onunla ümit etmek ve ona şükran duymak, tarihin bizim hatalarımızla, ihlallerimiz ve haksızlıklarımızla ve Sevgi’yi çarmıha geren günahlarımızla sona ermediğine inanmak demektir. Bu, O’nun açık yüreğinden Peder’in affını almak demektir. İçinde yaşadığımız, kaygı dolu mevcut ortam ve her zaman her şeyin kırılgan ve belirsiz göründüğü bu koşullarda ümitten söz etmek, bir kışkırtma gibi görünebilir. Oruç dönemi, ümit etmek, bakışlarımızı, biz daima yarattıklarına kötü davranıyor olduğumuz halde onlara özenle davranmaya devam eden Tanrı’nın sabrına yöneltmek içindir (bk. Gng. Laudato si’, 32-33.43-44). Barışmadaki ümit, Aziz Pavlus’un bizi hararetle teşvik etiği bir şeydir: “Tanrı’yla barışın” (2. Ko. 5, 20). Tövbe / Tanrı’ya dönüş sürecimizin merkezi olan Kutsal Sır’da affı kabul ederek, bizler affı yayan kişiler haline geliriz: Bunu biz kendimiz almakla düşünceli bir diyalog yaşama yetisi kazanır ve yaralanmış olanı rahatlatan bir davranış benimseyerek, affı karşımızdakine sunabiliriz. Tanrı’nın affedişi, sözlerimiz ve hareketlerimiz yoluyla da kardeşliğin Paskalyasında yaşamamıza imkân verir. Oruç Döneminde “aşağılayan, üzen, rahatsız eden, küçümseyen sözler yerine cesaret veren, teselli eden, güçlendiren, rahatlatan, teşvik eden sözler söyleyelim.” (Gng. Fratelli tutti [FT], 223). Kimi zaman ümit vermek için “bu kadar kayıtsızlığın içinde, kendi endişeleri ve acil işlerini bir kenara bırakıp dikkat gösteren, biraz gülümseyen, biraz teşvik edici sözler söyleyen, dinlemek için biraz zaman ayıran düşünceli biri olmak yeterlidir.” (age. 224). Ümit, manevi dinginlikte ve sessiz odamızda, mücadelemizi aydınlatan ve görevimizi yücelten içsel bir ışık ve esin haline gelir: Dua etmek için gizlice şefkatin Pederi ile tanışmak üzere kendi içine çekilmek bu nedenle son derece önemlidir (bk. Mt 6,6). Oruç Dönemini ümit ile yaşamak Tanrı’nın onda “Her şeyi yeni kıldığı” (Va. 21, 1-6) Mesih İsa’da yeni bir zamanın tanıkları olmak demektir. Bu, hayatını çarmıhta veren ve Tanrı’nın üçüncü günde dirilttiği “içimizdeki ümidin nedenini soranlara vereceğimiz cevap olan” (1. Pe. 3, 15) Mesih’in ümidini kabul etmek demektir.
3. Mesih’in adımlarını izleyen, herkesin birbirine özen ve şefkat gösterdiği sevgi, imanımızın ve ümidimizin en yüce ifadesidir.
Sevgi, karşısındakinin gelişmesinden sevinç duyar. Bu yüzden yalnız, hasta, evsiz, aşağılanmış ve muhtaç halde olanı gördüğünde acı çeker… Sevgi, paylaşma ve birliktelik bağını oluşturan ve bizim kendi dışımıza çıkaran yüreğin dürtüsüdür. “Sosyal Sevgi den başlayarak hepimizin, çağrıldığımızı hissettiğimiz bir sevgi medeniyetine doğru ilerlemesi mümkündür. Sevgi evrensellik dinamizmi ile yeni bir dünya inşa edebilir.Çünkü bu sadece kısır bir duygu değil, herkesin etkili gelişim yoluna ulaşabilmesi için en iyi yoldur.” (FT, 183). Sevgi, hayatımıza bir anlam katan armağan ve yoksunluk çekenleri ailemizin bir üyesi, dostumuz, kardeşimiz olarak görme lütfudur. Sevgiyle paylaşılan küçük bir şey asla bitmez, ama bir yaşam ve mutluluk deposu haline dönüşür. Tıpkı Peygamber Eliya’ya ekmek veren Sarepta’nın dul karısının un ve yağı gibi (bk. 1 Kr. 17,7-16); ve İsa’nın kutsadıktan sonra böldüğü ve kalabalığa dağıtmaları için öğrencilerine verdiği somunlar gibi (Bk. Mk. 6, 30 – 44). Sadelik ve sevinçle sunulan küçük ya da büyük sadakalarımız için de öyle olur. Sevginin Oruç Dönemini yaşamak, Covid – 19 küresel salgının yol açtığı acı, terk edilmişlik ve endişe içinde olanlara özen göstermek demektir. Yarına yönelik büyük belirsizlik bağlamında, sevgimizle birlikte sadakatin sözünü de sunalım ve Tanrı’nın onları bir evlat gibi sevdiğini hissettirirken Tanrı’nın Kul’una söylediği sözü hatırlayalım: “Korkma, çünkü seni kurtardım, Seni adınla çağırdım, sen benimsin.” (Yşa. 43, 1) “Yalnızca sevginin / hayırseverliğin dönüştürdüğü bir bakış, başkalarının haysiyetini tanımayı mümkün kılar ve bunun sonucunda yoksulların kimliklerine ve kültürlerine gösterilen saygıyla haysiyetleri ile tanınır ve kabul görür ve bu sayede gerçekten toplumla bütünleşirler.” (FT, 187). Sevgili kardeşlerim hayatın her aşaması inanmak, ümit etmek ve sevmek için bir dönemdir. Oruç dönemini yaşamak için bu çağrı tövbe, dua ve sahip olduklarımızı paylaşmak için bir yol olarak bize Diri olan Mesih’ten gelen imanı, Kutsal Ruh’un nefesiyle canlanan ümidi ve Peder’in sönmeyen bir kaynak olan merhametli yüreğinden kaynaklanan sevgiyi bireysel olarak ve cemaatçe hafızamızda tekrar ziyaret etmeye yardım eder. Paskalya ışığına olan yolumuzda, Kurtarıcı’nın Annesi, haçın dibinde ve Kilise’nin yüreğinde imanlı Meryem, sevgi dolu varlığıyla bizi desteklesin ve Dirilmiş Olan Mesih İsa bize yoldaş olsun.
Roma, San Giovanni in Laterano, 11 Kasım 2020, Tourslu Aziz Martin Yortusu Francesko
Çeviren: Şule ROGENBUKE
CET Basın Bürosu