Kutsal Kitab’ın Okunması
İlk Okuma Yeş. 6,1-2.3-8 Mezmur 137 II Okuma 1Kor. 15,1-11 İncil Lk. 5,1-11
“Rabbim, sevgin ve sadakatin için sana bütün kalbimle şükrederim”! Okuma metinleri arasındaki Mezmur aynen bunu söylemektedir. Gerçekten bugünkü tüm okumalar Rabbin merhametiyle karşılaşmamıza yardım etmektedirler.
Yeşaya Allah’ın şanını gördüğü için korku içindedir: Ölmekten korkuyor, çünkü günahkar olduğunu ve günahkar bir milletin evladı olduğunu bilmektedir. O, Allah’ın saflığının ve kutsallığının insanın günahı ile uyuşmayacağını biliyor. Ve kendi günahı onu göreve çağıran Allah’a cömertlikle cevap vermesini engellemektedir.
Bu alçakgönüllü pişmanlık durumunda Allah ona arınma tecrübesini yaşatmaktadır. Bir melek, imansız sözlerle günahın oluşmasına sebep olan dudaklarını, yakıyor. Bu şekilde peygamber bizlerin tek başımıza arınma imkanımız olmadığını anlamaktadır. Daima Allah’ın müdahalesine ihtiyacımız var. Allah da bunu yapıyor! O, kutsallığını kendine saklamıyor, bizim de buna katılmamızı istiyor. Ateşiyle arınınca, insanların ve halkların çok ihtiyaç duyduğu, Sözünü müjdelemek için kendimizi Allah’ın emrine sunabiliriz.
Simon’un tecrübesi de aynıdır. O da kendi günahını düşünmemektedir, ama yanındaki İsa’nın varlığının yeryüzünün ve denizlerin Rabbi olan Allah’ın Kendisinin varlığı olduğunu fark edince kendine geliyor, O’ndan çok uzak olduğunu yani günahını tanıyor.
Petrus bunu nasıl anladı? Bunu itaatli bir iman eylemi aracılığıyla anladı. “Senin sözüne güveniyorum, ağları atacağım”. Petrus bütün gece uğraşmıştı ve hiçbir balık yakalayamamıştı. Sonra İsa’nın öğretisini herkese ulaştırması için kayığını O’nun hizmetine adamıştı, sonunda da O’na güvenerek O’nun garip bir emrine itaat etti: Elbette Petrus’a ağları tekrar atmak zor geldi hem çünkü balık avlanamayacağını bildiği bir saat idi hem de çünkü Nasıralı İsa belki bir gölü daha önce görmemişti.
Bunu “O’nun Sözüne’ güvendiği için yaptı. Bu, bir yeniliktir. İsa’nın Sözü, insan sözü değildir. İsa’nın Sözü, güvenli bir temeldir, araştırılması gerekmeyen hakikattir, kesindir.
İsa’nın Sözüne itaat etmenin meyvesi nedir? Balık dolu bir, hatta iki ağ mıdır? Hayır. Söze itaat etmenin meyvesi, Simon’un kendini İsa’nın ayaklarına atması ve kendisinin günahkar olduğunu tanımasıdır. Mucize budur: İnsan; İsa’yı Allah’ın yolladığını tanıyor, O’nun önünde kendini alçaltıyor, günahkar durumunu itiraf ediyor, ayaklarına kapanıp Sözünü bekliyor.
İşte, İncil’in bu sayfasında karşılaştığımız mucize budur, bugün de Sözün yüreğimizde ve cemaatimizde gerçekleştirdiği mucize, budur.
Bu mucizenin aynısı Pavlus’un yüreğinde de gerçekleşti: Pavlus İncil için birçok zorluğa katlanmasına rağmen kendini en son, en büyük günahkar olarak tanıdı. Bu şekilde o, kendimizi günahkar kabul etmenin bir felaket değil, tersine Baba’nın merhametini tecrübe etmek için ve İsa’dan Kendisi ile işbirliği yapmak üzere çağrılmak için bir başlangıç noktası oduğunu gösteriyor.
Pavlus Kilise’ye zulmetti: Her bir günahım Kilise’ye zulmetmektir! Ağzımdan imansız sözler çıkınca, adımlarım Allah’ın bulunduğu yönün tersine gidince, düşüncelerim boş, yüzeysel olduğunda, zamanımı kimsenin kurtuluşuna yararlı olmadan geçirdiğimde, eylemlerimi Baba’ya sunmadığımda, hatta O’nun tasdik etmediği şeyleri yaptığımda, ben Kilise’ye zulmediyorum. İsa’nın sevgisinin karşısında günahkar olduğumu kabul edeceğim ve Kilise’den, yüreğine ve ağzına İsa’nın koyduğu affı vermesini dileyeceğim! Göklerin egemenliği için çalışmaya uygun olacağım!
P. Vigilio Covi
Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it