Kutsal Kitab’ın Okunması
15/10/2023 – OLAĞAN DEVRE – 28. PAZAR GÜNÜ – A
Birinci okuma Yeş 25,6-10 Mezmur 22 İkinci okuma Fil 4,12-14.19-20 İncil Mt 22,1-14
İsa göklerin hükümranlığı hakkında başka bir benzetme de anlatıyor. Gerçekten bu çifte bir benzetme, kalabalıklara veya öğrencilere yönelik değildir. Onların buna ihtiyaçları yoktu.
Bu benzetme “prens rahiplere ve halkın yaşlılarına” yöneliktir, yani İsrail halkının sorumlularına. Mutlaka İsa’nın aklında ilk okuma metninde okuduğumuz Yeşaya’nın peygamberliği vardı. Allah herkese özel bir ziyafet sözü vermektedir, hatta her ulusa, dolayısıyla da paganlara, yani İsrail halkına ait olmayanlara da! Allah tüm insanları sever ve onlar için kurtuluşu, sevinç verecek, herkesin yaşamını dolduracak bir kurtuluşu ister. Kullanılan simge ziyafettir: Karnımız tok olan bizlere fazla bir şey dememekte, ama hiçbir şeyi olmayanlara veya her gün yiyeceği ekmeyi hesap eden için ne anlama geldiğini tahmin edelim!
Halkın başkanlarının ne ilgisi var? Birçok kere Allah’ın Sözünün halka ulaşmasını engellemiş olanlar onlardır, peygamberlerin Allah’a itaate ve fakirlere adaletli olmaya çağrılarını da ilgisizlikle ve zulümlerle susturmuş olanlar, onlardır. Onların İsa’nın halka konuşmasını ve halkın İsa’yı dinlemesini engelleyerek yaptıkları kötülüğü anlamaları gerekir.
İsa, Baba’nın yolladığı ve başkanlar tarafından hırpalanmış ya da öldürülmüş olan birçok peygamberlerden sonra son olarak yollanmış Oğul’dur: Ondan sonra Allah tarafından kimse gelmeyecektir. O, halk tarafından reddedilirse, ziyafete davet başkalarına yapılacak, sokaktaki “iyi ve kötüler” çağrılacak. Bu benzetme ile İsa kendi ölümünü önceden söylüyor, bunun sorumlusu da başkanlardır, ayrıca O’nu daha hiç tanımamış olanlar, hatta on emri bilmeyen, bunun için ”kötü” denen paganların da tövbe edeceklerini belirtiyor.
İsa başka bir öğreti daha vermek istiyor, bunu özellikle öğrencilerine, yani Kilise’ye bırakıyor. Allah’ın davetini kabul edenler ve Oğul’un düğün ziyafetine katılanlar, ”kötüler” dahil, yine de uyanık olmalıdırlar. Onlar düğün kıyafetini giymeye dikkat etmeliler.
Bu uyarı önemlidir, onun anlamı şudur: İsa’yı onun verebileceği sevinç ve heyecanlar için veya diğerleriyle kendini iyi hissetmenin zevki için ya da kendisini iyi bir insan sayabilmek için aramak, kolaydır. Bu şekilde yaşayan bir Hristiyan kendini göstermek ister, düğünü yani Kralın Oğlunun sevgisini her şeyin üzerinde tutmaz! Allah’ın davetinden gerçekten sevinebilen kişi; ancak ve ancak O’nun verdiği kıyafete bürünendir, ancak ve ancak İsa tarafından kurtulmayı kabul edendir.
Düğün kıyafeti giymeyi reddeden; kendi iyiliği sayesinde, kendi emirlere uyma kabiliyeti ve kendi erdemleri sayesinde düğüne katılmaya hakkı var olduğunu düşünendir.
Allah’ın davetinden ve O’nun sevgisinden faydalanabilmek için gerekli olan düğün kıyafeti; İsa’nın ölümüne girmeyi, O’nunla haçı taşımayı kabul eden alçakgönüllülüktür. Damadın sevgisini belirten bu düğün kıyafeti olmayan, İsa’nın ölümüne ve dirilişine katılmayı sağlayan vaftizi reddedendir, kendisini İsa’ya ait olarak tanıtmayandır: Bu kişi, Kilise’sine katılamaz, İsa ile ziyafete oturamaz, Ona ait olanlarla komünyonu, birliği paylaşamaz.
Düğün kıyafeti, hak edilmemiş bir armağandır. Onu giyen, minnettardır, kendisinin herkesin önünde teşekkür etmek mecbur olduğunu bilmektedir, çünkü kendisinde kendisinin aldığı ve hala almakta olduğu kıyafeti hak eden hiçbir şey olmamaktadır.
Düğün kıyafetini giyen kendini davet edenin sevgisinden mutludur ve onun başka hiçbir şeye ihtiyacı yoktur. Aziz Pavlus ile birlikte şunu söyleyebilirdi: ”İster tok ister aç olayım, ister bollukta ister ihtiyaçta olayım, her durumda ve her koşulda yaşamanın sırrını öğrendim. Beni güçlendirenin aracılığıyla her şeyi yapabilirim”. Hristiyan’nın sevinci, yeryüzünün zenginlikleri değiller, bunların eksiği onun için üzüntü değildir çünkü kralın Oğlunun düğün şölenine katılmaktadır, Rab’bin haçına, sevgisinin doluluğuna katılmaktadır.
Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it