Meditasyon – Yıl B

29/11/2020 – NOEL’E HAZIRLIK DEVRESİ – 1. PAZAR – B

1.Okuma Yeşaya 63,16-17.19;64,1-7; Mezmur  79; 2.Okuma 1Kor 1,3-9 * İncil Mk 13,33-37

Bugün İsa, öğrencilerine söylediği gibi, hepimize de uyanık durmamızı tavsiye eder. Uyanık kalmak, yolculuktan dönen evin efendisinin dönüşü için hazır olmak demektir. Uzun zamandır uşakların görmediği evin efendisinin kim olduğunu bilmekteyiz, ama ne zaman döneceğini bilmiyoruz. Fakat onun uşaklarına çokça güvendiğini bilmekteyiz, çünkü onlara bütün mallarını teslim ediyor. Uşaklar kendilerini hizmetkar olarak hissetmeye ve efendi için yaşamaya devam edecekler: Bu da efendiyi severlerse, onlara kolay gelecektir! Ona korku yüzünden hizmet ederlerse ya da kendileri için yaşamak üzere onu unuturlarsa ise, bu çok zor olacaktır! Bizler İsa’nın bu tavsiyesini ciddiye almak istiyoruz.

Acaba evin efendisinin dönüşünden bahsederek, İsa bize ne söylemek ister? Genelde Hristiyanlar bunun, kendilerinin ölüm günü olduğunu düşünürler. Doğru mu düşünürler? Belki doğrudur, belki de sadece kısmi olarak doğru. Kuşkusuz İsa ölümümüze, Kendisi ile olan bir karşılaşma olarak, bakmamızı arzu eder, fakat her gün Kendisini kabul etmemizi ister. Günlük yaşamımızdaki varlığını görmeyi bilirsek, her gün O’na sevgiyle hizmet etmek için fırsatımız olur. Nitekim O, sayısız olaylarda bize doğru gelir: Tanıdığımız ve tanımadığımız insanları sevmemizi diler, kardeşlerimizi dinleyip teselli ederek, imanda sebatlı olmaları için yüreklendirerek, Sözünü tanıyıp yaşamaları için onlara destek vererek, onları bilgilendirerek ve onlara cesaret vererek hizmet etmemizi arzu eder.

Aziz Pavlus Korintoslu’lara mektubuyla Rab’bin gelişini hatırlatır, aynı zamanda da bu bekleyişlerinin, Rab’bin onlara bağışladığı “ruhsal armağanları” birbirlerinin yararına kullanmak için değerli bir fırsat olduğunu da hatırlatmaktadır. Hristiyan cemaatinin üyelerinin arasındaki canlı ve kardeşçe sevgi, Mesih İsa’ya tanıklık verir, bir tanıklık ki Rab ile daha derin bir şekilde karşılaşmaya hazır olmaya yardımcı olur.

Rab’bin dönüşü, onu sevenler için, sürekli ve büyük bir arzudur. İsrail halkı bize örnek olur: Peygamber Yeşaya’nın duasıyla, “keşke gökleri yarsan da insen!” diye yalvarıyordu. Keşke Rab O’nu görmemizi, O’nunla karşılaşmamızı engelleyen her şeyi yok etse! Keşke O bize yaklaşsa! İşte O, Yeruşalim’in Mabed’inden her gün yükselen duayı yerine getirdi; onu dinleyip, aramıza geldi, aramızda Hükümranlığını yerleştirdi. Bize Kutsal Ruh’u bağışlayarak, sevgi ve af ile, sabır ve yumuşak huyluluk ile, iyilik ve merhamet ile dünyanın yüzünü değiştirebilen yepyeni bir yaşamı bize sağladı. O, dünyaya gelip günahtan ve onun bıraktığı izlerinden bizi kurtarmak için kendisini feda etti. Fakat sonra bize iyiliklerini, Sözünü ve sevgisinin somut işaretlerini, yani Bedeni’ni ve Kanı’nı, sağlam bir kaya üzerinde kurulmuş Kilise’sini bize emanet etti. Bundan sonra “yolculuğa çıktı” ve artık O’nu göremeyiz. Bu yüzden, daima günahlı halk olan, daima sevgimizi ve imanımızı soğutmaya hazır olan, günahlarımızı saklamaya çalışan bizler de, “keşke gökleri yarsan da insen!” diyen eski duayı tekrarlamaktayız.

Rab’bimiz İsa, geldiğinde seni kabul edeceğiz. Sen de bizi yenileyeceksin, sevincinle bizi doyuracaksın, kendimizi hiç düşünmeden gerçekte sevmemizi sağlayacaksın; o zaman birlikteliğimiz dolu ve Kilisen senin gerçek tanığın ve parlayan gelinin olacaktır!

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it