21/03/2021 – PASKALYA’YA HAZIRLIK DEVRESİ – 1. Pazar Günü – B
İlk Okuma Yaratılış 9,8-15; Mezmur24/25; İkinci Okuma 1Petrus 3,18-22; İncil Markos 1,12-15
Birkaç gün önce Paskalya Hazırlık Devresi başladı. Bu devrede, Rab’be tövbe etmemiz için, yani Allah’ın düşüncesine göre olsun diye yaşamamızın şeklini yenilememiz için sorumlulukla çaba göstermekteyiz. Bugün, İncil metnini dinlemeye hazırlamak için diğer okumalar bize Nuh’tan bahsetmektedirler. Nuh; Allah’a itaat eden, yaşamında iyi davranışta devamlılık gösteren insanın simgesidir. Bunun için o, tüm ailesinin ve ailesi aracılığıyla tüm insanlığın ve tüm canlıların – bunlar da önemli, çünkü insanlara yararlıdır ve dünyasına, hayatına katılmaktadırlar – kurtuluşu için Allah ile bir antlaşmaya başlamaya layık bulunmaktadır.
Nuh, dünyanın günahlarının sonucu olan cezadan su vasıtasıyla kurtarılmıştır. Böylece o, bizlerin bir ön görüntüsüdür: Evet, bizler de vaftiz suyuna batırıldık ve bu işaret aracılığıyla kurtulduk, yani Allah’ın yüreğine konulduk. Allah’ın kalbinde iken, O’nun bize bağışladığı sevgi ile kurtuluyoruz ve düşmanın bizde yarattığı yaralardan iyileşiyoruz. Bu düşman devamlı olarak beklemededir, bize hep tuzaklar kurar, ama biz korkmayız: Çünkü İsa onu yendi!
İncil kısa şekilde Rab’bin hayatının önemli bir anını anlatmaktadır. Ruh, “İşte, onu kendime çekeceğim, onu çöle götürüp yüreğine konuşacağım” diyen Sözü yaşayabilsin diye O’nu çöle gönderdi. İsa çölde dayanıyor, her ne kadar O’nun Baba ile samimiyet sevinci sıkıntı yaşamakta, denenmekte, insanın düşmanından dolayı zorlanmakta olursa da. Düşman; insanı Allah’a itaat etmekten, özellikle de O’nu Baba olarak saymaktan uzaklaştırmak, bu şekilde de onu mahvetmek için, mümkün her şeyi yapmaktadır. O, bize de aynı şekilde davranır, çünkü Allah’tan korkmamızı, bunun için de O’ndan uzak kalmamızı ister. O, İsa’yı da aynı şekilde denemeye çalışıyor.
İncil yazarı Markos, şeytanın İsa’ya yaptığı ayartmaları bize anlatmamaktadır, fakat biz, İsrail halkının çölde kırk sene için yaşadığı ayartmaların aynıları olduklarını tahmin edebiliyoruz. O zamanlarda açlık ve susuzluk, otoriteleri olan kişileri kıskançlık ve diğer uluslarla karşılaştırma ayartmaların nedeni oldu. Ayartma; kendi kendine, Allah’tan hiç bir öğüt istemeden yapmaya, O’na seven bir Baba gibi değil, kıskanç bir patron olarak davranmaya iten içten gelen bir harekettir. İsa, çöldeki halk gibi “mırıldanmıyor”, Allah’ı yargılamıyor, tersine O’nun Peder olduğunu ve Peder olarak Oğul’u sevdiğini, ona konuştuğunu, ona hayatın yolunu gösterdiğini, kendi büyüklüğünü, yani sevginin büyüklüğünü bağışlamak istediğini hatırlamaya devam ediyor: Bunun için O, Baba’nın Sözünü hayat ekmeği olarak aramaktadır. Ayartmaya boyun eğmiyor, tersine kırk gün – yani sadakati denensin diye; Kendisine ve Baba’ya ve bize de, Kendisinin itaatli evlat olduğu gösterilebilsin diye gereken tüm zamanı – dayanıyor.
Markos şöyle devam ediyor: “Yabanî hayvanlar arasında kaldı”: İsa’nın Peder’e olan sevgisi ve itaati, yaratılışa tekrar bir cennet olma imkânını doğurmaktadır: Cennette insanın düşmanı yoktur, hayvanlar arasında bile yoktur. “Yabanî hayvanlar arasında kaldı”, demesi şu anlama da gelebilmektedir: İsa, Baba’nın Oğlu olarak zor, hayatı için tehlikeli durumlarda da dayanmaktadır! “Melekler ona hizmet ediyorlardı”: Allah O’nu düşünmektedir ve O da Kendisi için sıkılmamaktadır, Kendisini Allah’a emanet etmeyi kabul ediyor. Böylece O, Baba’ya güvenerek, artık Allah’ın Egemenliğinin başlangıcını vaaz etmeye, yani görkemli bir şekilde ilan etmeye başlayabiliyor.
«Allah’ın Egemenliği yaklaştı. Tövbe edin, Müjde’ye inanın!» İsa’nın kısa ilanını açıklamaya çalışıyorum: “Allah’ın vaat ettiklerinin, peygamberlerin ilan ettiklerinin ve her zaman beklediğiniz vaatlerin gerçekleşme anı geldi. Hükümranlığı yaklaştı. Tövbe edin: Yeni bir şekilde, yani rakip olarak değil, kardeş olarak yaşamaya başlayabilirsiniz. Kral buradadır, o halde sen bunun zevkini tatmaya başla, fikirlerini ve bekleyişlerini değiştir: Allah seni seviyor, seni kurtarmaya hazır! İnsanların hükümdarlığından çok değişik olan Allah’ın hükümranlığını tatmak için Kral ile birlik ol, O’ndan öğren, O’nu sev, O’na hizmet et, O’na itaat et! Artık cezalardan korktuğun için değil de, O’na sevinçle güvenle kendini teslim ederek Allah’a iman et! Çünkü O’nun seni de, bütün insanları da evlatları gibi sevdiğini bilmektesin! Hayatın, O’nun yolladığı Kralın sevinçli bir tanığı olacaktır!
Aziz Petrus, sudan kurtulmuş Nuh’u hatırlayarak Vaftiz hakkında bahsediyor. Ölmüş ve dirilmiş İsa sayesinde, vaftizimiz bizi Nuh’un sudan kurtuluşundan daha etkin, daha kati bir kurtuluş bize verilmektedir. Vaftiz aracılığıyla gerçekten «Allah’ın Egemenliği yaklaştı!» diyen Sözü tecrübe ediyoruz ve Allah’ın Egemenliği bize barışı, kardeşliği ve sevinci yaşatmaktadır. Yüreğimizde İncil’i, yani Allah’ın Baba olduğu ve bizi sevdiği iyi haberini tutalım! O’nun babalığını, birbirlerini sevip dünyadaki bütün egemenliklerinden farklı bir egemenliği oluşturan kardeşler olarak yaşamamızda etkili olarak göreceğiz.
Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it