Meditasyon – Yıl B

31/10/2021 – OLAĞAN DEVRE – 31. Pazar Günü – B –

İlk Okuma Tesniye 6,2 * Mezmur 17/18 * İkinci Okuma * İbraniler 7,23-28 * İncil Mk 12,28-34

Mesih’i tanıtan işaretlerden biri “sağırlara işitmelerini sağlamasıdır”! İki çeşit sağırlık vardır. Bir tanesi maddi sağırlıktır, yani hiçbir ses duyulamayan sağırlık; bir diğer sağırlık ise daha derin olanıdır, o zaman kurtuluşumuzu sağlayacak olan ve sevgiyle bize yöneltilen Sözü, Allah’ın Sözünü dinlemediğimiz zamanlardır. Bu sağırlıktan istediğimiz zaman iyileşmek bizim elimizdedir.

James Tissot (1836–1902), Jesus Teaches the People by the Sea (Jésus enseigne le peuple près de la mer)
James Tissot (1836–1902), Jesus Teaches the People by the Sea (Jésus enseigne le peuple près de la mer)

Bunun için birçok Yazıda şu daveti veya emri buluruz: “Dinle!” İsa da Musa’nın bu davetini kullanarak O’na en önemli emrin hangisinin olduğunu soran Yazıcıya tekrar etmektedir. Sanki emir: “Dinle” dir. Dinlemek temel olarak bir sevgi eylemidir. Sevmeyen dinlemez, seven ise daha dikkatle, daha ilgiyle, daha açık olarak dinlemeye çalışır. Seven ilgiyle dinler ve ona konuşanın arzularını belirtmekte kolaylaşmasını ve tüm hikmetini gösterebilmesine yardım eder. Seven kişi sevdiği kişinin arzularını gerçekleştirmek için dinler. Eşler arasında birbirini dinlemek böyle olmalıdır.

Evlatları ve ebeveynleri dinlemek bu şekilde olmalıdır. Aynen de Allah’ı bu şekilde dinlemeliyiz! Allah onunla konuşmamızı ister, bunun için de İsa bizi şunu yapmaya çağırır: “Kapıyı çalınız, size açılacaktır!” Bunu söylerken Allah’ın bizi dinlemeye ve arzularımızı gerçekleştirmeye hazır olduğunu söylemektedir. Ancak biz de Allah’ı dinlemek ve arzularını gerçekleştirmek istiyoruz. O’nun hikmetli olduğunu ve bizi sevdiğini biliyoruz, geleceğimizi de bildiği için eylemlerimizin getireceği en küçük sonucu da bildiğinin farkındayız. Bunun için de Sözünün bize yol göstermesini arzuluyoruz. Bizi dinlemeye çağırması ve gerisinde gelen emirleri dinlemek de bize normal gelmektedir: “Rabbin Allah’ı tüm yüreğinle seveceksin…” Dinleyen kişi sevgi yolundadır. Dinleyen kişi, sevgisine zaten gerçek ve somut bir yön vermektedir. Sevgi; hissedilecek ve sevinç yaratacak bir seri duygu değildir, sevgi hareketlerimizin somutlaşması, zamanımızı ve enerjilerimizi, yaşamımızı sunmamız ve bunu yapmaya hazır olmamızdır. Rabbin Allah’ı seveceksin! İsa şunu da ekler: Komşunu kendin kadar seveceksin!” Allah’ı seven, yani O’nu dinleyen, komşusunu da sevmeye devam eder, çünkü Allah ona karşılaştığı insanlar aracılığıyla da konuşabilir.

Sevgi sayesinde Allah’ın hükümranlığına yaklaşırız! İsa bunu ona yaklaşan Yazıcıya da söylemektedir: “Allah’ın hükümranlığından uzak değilsin!” Biz şunu sorarız: Sevmek yeterli değil midir? Allah’ın hükümranlığına girmek için sevgiden başka ne gereklidir? Sevgi bizi Allah’ın hükümranlığına yaklaştırır, ancak yeterli değildir.

İbranilere mektup yardımımıza koşmaktadır. Biz Allah’ın hükümranlığına sadece kendi gücümüzle girmeyiz, sevgimizin gücü de yeterli değildir! Biz Allah’ın hükümranlığına, kendini Peder’e sunan, kutsal, saf başrahip İsa’nın kurbanı sayesinde gireriz. Sevgimiz bizi Allah’a yaklaştırır, fakat O’na varabilmek için bize yolladığı Oğlunu kabul etmeliyiz, O’nun lekesiz, mükemmel sunuşuna katılmalıyız.

O zaman her şeyden çok İsa’yı dinlemeye, sevmeye çalışacağım, O’nu her şeyin üzerine koyacağım. Bu sevgi sayesinde Peder’i sevmem ve komşumu sevmem yoğunluk kazanacaktır. İsa’yı sevdiğim zaman Allah ve komşularım da sevildiklerini anlamaktadırlar.

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it