08/08/2021 – OLAĞAN DEVRE 19. Pazar Günü – B
İlk Okuma 1Kr 19,4-8 Mezmur 33/34 İkinci Okuma Ef 4,30 – 5,2 İncil Yh 6,41-51
Bu günkü okumalar bize gıdadan, yeme ve içmeden bahseder: Bahsedilen gıdanın belirli bir amacı vardır, insana doyma hazzını veren ve güzel bir yemeğin vereceği zevki tattıran bir gıda değildir. Yeme ve içmenin bir amacı vardır; onlar, önemli bir görev yapmak içindirler. İlyas’ı kalkıp yemeye çağıran melek, onu yürümeye de çağırır ve tepeye çıkarak onu Allah ile buluşmaya davet eder. Bu yürüyüş için gerekli olan su ve ekmeği, insan alır, fakat Allah’ın Kendisi tarafından verilir. Bunun için İlyas o gıdadan aldığı güçle, “kırk gün ve kırk gece yürüyerek Allah’ın dağına, Horev’e varır”. Orada bizzat Allah ile karşılaşacaktır.
Aldığı ekmek İlyas için ümitsizlik zamanında bir armağan oldu. Nitekim o, kraliçeden kaçmakta idi: Kraliçe çok öfkeli idi ve İlyas’ı öldürmek istiyordu, çünkü İlyas kraliçenin pagan peygamberlerini küçük düşürmüştü. İlyas ümitsiz kalmıştı, halk için kendi peygamberlik görevinin sona erdiğini, bunun için yaşam amacının iflas etmiş olduğunu da zannediyordu: Kendisi için gördüğü tek çözüm, ölümdü. Kimse onu dinlemek istemiyor, kimse Antlaşma’nın Allah’ına sadık kalmak istemiyor gibi hissediyordu, bunun için yaşaması ona gereksiz gibi gözüküyordu. Ona verdiği gıda ile Allah durumun böyle olmadığını anlamasını sağladı: Onun önemli misyonu hala vardı, bunun için daima itaatkâr, daima Sözü dinlemeye ve aktarmaya hazır olmalıydı, kendisini unutup halka ilahi isteğin işaretlerini göstermeliydi. İlyas itaat etti: Yedi, içti ve Allah ile yeni bir karşılaşmaya kadar yürüdü.
İlyas’ın yediği ekmeği daha önce Musa’nın zamanında tüm halk yiyip tatmıştı: Çölde gün be gün buldukları, Man! O da Allah’ın verdiği, halka yaşamını ve hiç bir zaman bitmeyen gibi gözüken yürüyüşünü devam ettiren ekmekti.
Fakat o ekmek, halktan ölümü tamamıyla uzaklaştırmamıştı: “Herkes öldü!” Bunu İsa, sert kalpliliklerine rağmen, kendisini göstermek istediğinde, Yahudiler’e söylemektedir. Allah’ın insana vermek istediği gerçek ekmek Man değildir: Bu, İlyas’a verdiği ekmek gibi, geçici bir armağan, peygambersel bir armağandır.
Esas armağan, yaşam ekmeği olacaktır; bu gıda sayesinde insan ebediyete kadar yaşamı için anlam ve amaç bulacaktır. Allah bunu bizim için muhafaza etmektedir ve bize vermesi için İsa’yı yollamaktadır. Hatta yediğimizde bizi Allah’a bağlayan, gerçek, tam, ebedi yaşamın sevincini tattıran ekmek İsa’dır. O kalbimizde iken havarinin dediklerini gerçekleştirebiliriz: “Bunun için, sevgili çocuklar olarak Allah’ı örnek alın”. İsa ile beslenerek içimizden kızgınlık, kin, öfke, bağırıp çağırma, hakaret sözleri yok olacaktır ve merhamet, af, hoşgörü gibi Allah’a benzerliğimizi gösterecek erdemler doğacaktır. İlk önce sevgi içimizde olacak, yani kendimizi sunmayı öğrenecek, kardeşlerimizin acılarını hafifletmeye hazır olacağız. Bu sevgi bizlerde mevcut olacaktır: Gerçekten de gökten inen ekmek, içimizde Baba’nın her varlığına hissettiği sevgiyi besleyecektir.
Belki kalbimizde, Yahudiler’inkindeki gibi, şüpheler vardır: Şüphe ve üzüntü, yaşam ekmeği hakkında şüpheler, senin hakkında İsa, senin sözlerinin anlamı ve gerçekliği hakkında şüpheler vardır.
Aynı şüphemizi paylaşanlara değil de, sadece sana, sadece bizi seven ve aldatmayacak olan sana, soracağız. Baba’nın sevgisiyle aydınlanan sözlerin, senin yaşamını kabul etsinler diye kalbimizi ve aklımızı açacaktır.
Gerçek Beden’in olan ekmeğini, yani Baba’nın sana verdiği hayatın somutluğunu ve gerçekliğini yiyeceğiz! Böylece seninle tek bir varlık olacağız ve yaşamımız birçok kişi için bir kutsama olacaktır.
Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it