Meditasyon – Yıl A

06/09/2020 – OLAĞAN DEVRE 23. Pazar Günü – A –

İlk Okuma Hezekiel 33,7-9; Mezmur 94/95; İkinci Okuma Romalılara 13,8-10; İncil Matta 18,15-20

Yaşadığımız dünya buğday ile kötü otun birlikte yetiştiği bir tarladır. Kalbimizde bile karıştıkları için biz buğday ile kötü otu ayırt etmeyi de iyi bilmiyoruz. Biz kardeşimizin hatada ya da günahta olduğunu gördüğümüzde, onu o kadar çok sevmeliyiz ki, onun ruhani tehlikeyi görebilmesini sağlayabilelim. Fakat başkasının aynı şeyi bizim için yapmasına da daima istek duymalıyız. Bizim hatalarımız ve günahlarımız kardeşlerimize acı çektiriyor, Kilise’nin saygınlığını yitirtiyor ve Allah’ın hükümranlığını engelliyorlar. Keşke Rab’bin verdiği ayırt etme yeteneği olan ve Allah’ın isteği ile egoist insanın isteğini ayırt edebilen kişiler tarafından düzeltilmeyi kabul etmekte o denli hazır olsak! Her kim kendisinin düzeltilmesini arzularsa, başkalarını düzeltmekte de yeteneklidir, yani haç taşıyan İsa’yı izlemekte olan Baba’nın yolunu sevgi ile kardeşine gösterebilmektedir.

Kardeşlere böyle bir yardım göstermek, çok nazik bir ustalıktır. İsa bu görevi şefkat, uysallık, hikmet ve saygı ile yerine getirmiştir. Cemaatinin de böyle davranmasını istemektedir: Gerçekten de “Kardeşine hatasını göstereceksen, bu sadece ikinizin arasında olmalıdır” diyor. Hata yapan kişi belki bunun farkında bile değildir veya o anda hatasını düzeltmeye hazır olabilir. Sadece hatasında gururla direnen bir kardeş için, onun iyiliği ve cemaatin iyiliği amacıyla, imana karşı skandalları önleme amacıyla daha sert yollara başvurulabilir. Kim sevgi ile Allah’ın hükümranlığının iyiliği için çalışıyorsa, Kutsal Ruh’tan yardım almaktadır, bunun için de Peder’in kutsaması onun üzerindedir: Bu kişi, Oğul ile ve birbirleriyle birlik içinde olan Baba’nın evlatlarının bağlayıp çözebildiklerini bağlayıp çözebilmektedir. Bunun için İsa bu birliği tavsiye etmekte ve emretmektedir: Bundan güzel ve faydalı bir şey yoktur! İsa’nın adına birlik içinde olduğumuzda, yani O’na itaat ettiğimizde, Peder kendini, arzularımızı gerçekleştirmeye mecbur hisseder. Çünkü İsa şöyle dedi: “Nerede iki ya da üç kişi benim adımda toplanırsa, ben de orada onların arasındayım”. Rab’bin bu sözleri ümidimizi güçlendirmektedir, birliğimize güven vermektedir ve ayırt etme yeteneğimizi aydınlatmaktadır.

İsa’nın bu sözünü ciddiye aldığımdan beri yaşamım değişti. İman kardeşleriyle birliği arayanların da yaşamlarının nasıl değiştiğini gördüm. Gerçekten de İsa, her şeyde O’nun adına birliği arayanların yanındadır. Birliği, birlik sevgisi veya kardeş sevgisi için değil, İsa’nın sevgisi için arayalım: O zaman uzlaşmalara düşme riskine girmeyeceğiz.

Sevdiğimiz şeylerden vazgeçmek pahasına da olsa, birlik içinde olmaya çalışalım, o zaman İsa aramızda olacaktır: O, eserleri ve mucizelerini gerçekleştirecektir. İsa’nın aramızda olması için birliği gerçekleştirmek, yakın veya uzak, tüm insanlara verebileceğimiz en güzel hediyedir! Onlar İsa’nın varlığından faydalanabileceklerdir.

Böylece aziz Pavlus’un bahsettiği kardeşlerimize olan borcumuz silinmiş olacaktır ve de bizim tarafımızdan değil, Rab’bin kendisi tarafından! Yakın olsun uzak olsun başkalarına olan gerçek sevgi, bizim için gurur sebebi olamaz! Gerçekten de biz sevgiye sahip değiliz, sevgi daima Baba’dan gelir. Sevginin kaynağı O’dur. Bu yüzden bizim için sevmek; bir gerekliliktir, bir ihtiyaçtır: Sevmeyince Allah’tan uzaktayız, bizim kendimiz ölü bir hayatı yaşamaktayız. Allah’ın sevgisinin ‘kanal’ı olduğumuzdan daima bilinçli olacağız. Allah’ın sevgisi bizim içimizden geçmelidir: Bizi kanal olarak kullanmaktadır. Eğer bazı engellerden dolayı geçemezse, biz yararsız, hatta zararlı olacağız. Gerçekten de herkes bizden Baba’nın sevgisinin işaretleri ve meyvelerini beklemektedirler ve bunlar gelmiyorlar. Su musluğu açılınca su gelmezse, bu ne denli bir hayal kırıklığıdır!

Sevgimizi, Hezekiel’in söylediği gibi, düzeltilmeye ihtiyacı olanlara da yönelteceğiz. Gerçekten ciddi ve aydınlatan bir ayırt etme yeteneğine ihtiyacımız var! Bunun için alçakgönüllülük ve dua gereklidir. Dua olmadan ışığa sahip olmayacağız, alçakgönüllülük olmadan hiç kimse, özellikle Allah’tan uzak olan günahkarlar bize yaklaşmayacaklar. Bunlar her şeye rağmen çok hassastırlar ve bizim sevgiden mi, inattan mı, gururdan mı yönlendirdiğimizi fark edebilmektedirler. Dua ve alçakgönüllülük de yüreğimizin sevgisinin kullanılan ‘malzemeleri’dirler.

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it