İzmir Başepiskoposu Mons. Martin KMETEC, www.fr.aletia.org’da yayınlanan röportajının Türkçe tam metni:

Röportaj: Volker Niggewöhner

Türkiye: İslam Toplumunda “Kapıları Açık Bir Kilise”

Türkiye’de Hristiyanlık yaklaşık 2 bin yıllık bir geleneğe sahip olmasına rağmen, bugün çeşitli zulüm dalgalarından sonra ülkede neredeyse hiç Hıristiyan kalmamıştır. Yine de İzmir başpiskoposu Mgr Martin Kmetec, “milletler arasında ilk kilisenin burada doğduğunu” hatırlatıyor.

Türkiye’de Hristiyanlık uzun bir geleneğe dayanır. Birinci Dünya Savaşı’ndan önce, o zamanki Osmanlı İmparatorluğu’nun topraklarında yaşayan nüfusun yaklaşık %30’u Hıristiyan’dı. Bugün ise Türkiye nüfusunun yaklaşık %0,2’sinin Hristiyan olduğu tahmin edilmektedir. Ülkenin Ege Denizi’nde bulunan üçüncü büyük şehri olan İzmir Başepiskoposluğu’na bağlı sadece 5.000 Hıristiyan vardır. “Göçmenleri ve mültecileri eklersek, sayıları biraz daha fazla. Ağırlıklı olarak İzmir’de ve diğer büyük şehir merkezlerinde yaşıyorlar”, diyor İzmir Başpiskoposu Martin Kmetec. Aslen Slovenya’dan olan Başpiskopos, Konvansiyonel Fransisken Cemaatine mensuptur. Lübnan’da yaklaşık on bir yıl çalıştıktan sonra 2001 yılında Türkiye’de yaşamaya başladı. 2020’de Papa Francis Hazretleri onu İzmir Başepiskoposu olarak atadı. “Konya, Antalya ve diğer kıyı illerinde cemaatlerimiz var. Başpiskoposluğumuz çok büyük, toprakları yaklaşık 100.000 km2’yi kapsıyor. Konya en uzak bucak olup, İzmir’e 550 kilometre uzaklıktadır; güneyinde ise yaklaşık 450 kilometre uzaklıkta bulunan Antalya yer almaktadır.”

İmanınızı özgürce ilan edebiliyor musunuz?

Mons. Martin Kmetec: “Bir Fransisken olarak, hayatın tanıklığı ve kardeşlik hayatı benim için bir öncelik. Aziz Fransua, her fırsatta Söz’ün ilan edilmesi gerektiğini söyledi. Bunu sosyal medyada ve yeni Başpiskoposluk web sitesinde yapmaya çalışıyoruz. Aktif olarak var olan ve yaşayan bir kilise olmaya çalışıyoruz. Bizim görevimiz,, kapıları açık bir kilise olmaktır. Bu nedenle tüm kiliselerimiz belirli zamanlarda halka açıktır. Bazen ibadet yapılır, bazen ise ziyaretçileri selamlamak ve soruları olanlara yanıt vermek için her zaman hazır bulunan biri vardır. Bizim müjdeleme yöntemimiz budur.”

“İlk kilise bu topraklarda doğdu. Katolik inancına damgasını vuran ilk ekümenik konseyler, şimdiki Türkiye topraklarında gerçekleşti.”

Bir zamanlar laik bir ülke olan Türkiye, şu anda İslami bir Rönesans yaşıyor. Hristiyanlar ayrımcılığa maruz kalıyor mu?

“Hristiyanların genel olarak ayrımcılığa uğradığını söyleyemem. Ancak, yetkililer veya idari hizmetler ile ilişkilerde olumsuz deneyimler yaşanabiliyor. Katolik Kilisesi tüzel kişilik olarak tanınmamaktadır. Yine de diyalogdan bahsedecek olursak, hayatın bir diyaloğu olduğunu söyleyebilirim. Örneğin, Caritas. Kilisemizin, Başepiskoposluğumuzun bir parçasıdır. Her episkoposluk bölgesinde bir Caritas ofisi bulunmaktadır. Ve herkese, Hristiyanlara, Müslümanlara ve çaresiz kalan herkese yardım ediyor. Bölgemizin imamlarıyla da örneğin “Kardeşlik Günü” vesilesiyle bir araya geliyoruz. Birkaç rahiple birlikte şehrin belediye başkanına gittik ve ona bir hediye verme fırsatı bulduk: Papa Francis’in kardeşlik ve toplumsal dostluk üzerine genelgesi Fratelli Tuttii’sinin Türkçe çevirisini kendisine takdim ettik. Tüm insanlığı etkileyen çevre konularını ele alan genelge Laudato si’ de Türkçe’ye çevrilmiş bulunuyor.

Türkiye’de ekümenik bir diyalog var mı?

“Diğer Hıristiyan kiliseleriyle ilişkiler genellikle iyidir. Fener Rum Patriği I. Bartholomeos, Focolare Hareketi ve İstanbul’un yeni Apostolik Vekili Piskopos Massimiliano Palinuro ile iyi ilişkiler sürdürüyor. Biz ise İzmir’de de çeşitli Hıristiyan bayramları vesilesiyle Ortodoks Kiliseleri ve Anglikan kiliseleriyle buluşuyoruz. En son, Ermeni rahipler, İzmir’de kendi kiliseleri olmadığı için Aziz Polycarp Katolik Kilisesi’nde Ermeni ayinini kutladılar. Aynı zamanda Kitab-ı-Mukaddes Cemiyeti kapsamında küçük bir kütüphane açılması için İzmir Ermenileriyle de işbirliği yaptık. Dolayısıyla ekümenik diyalog kapsamında iyi gelişmeler var.”

Türkiye tatilciler tarafından sıkça tercih edilen bir ülkedir. Türkiye’yi ziyaret eden Hristiyanların, Hristiyan kiliselerini de ziyaret etmeleri önemli mi?

“Evet, çok önemli. Turistlere inancımızın kökenlerinin burada olduğunu hatırlatmak isterim. İlk Kilise bu topraklarda doğdu. Katolik inancına damgasını vuran ilk ekümenik konseyler, şimdiki Türkiye topraklarında gerçekleşti. İncil’in Avrupa’ya ilanı buradan başladı. Ruhani rehberlik faaliyetlerimizi desteklemek için burada yaşayan Alman kökenli Katoliklerle ilgilenen bir Alman rahibimiz var. Turizm sezonunda yani yaz aylarında diğer topluluklara da hizmet edecek bir rahip daha bulabilmek iyi olurdu. Ama bunun için finansal bir çaba da gerekiyor. Belki Avrupa Episkoposlar Konferansları Konseyi bize yardım etmenin yollarını düşünebilir.”

https://fr.aleteia.org/2022/05/23/turquie-une-eglise-aux-portes-ouvertes-dans-une-societe-islamique/