OLAĞAN DEVRE XXX. CUMA

İncil: Luka 14,1-6

Bir Şabat Günü İsa Ferisiler’in ileri gelenlerinden birinin evine yemek yemeye gitti. Herkes O’nu dikkatle gözlüyordu. Önünde, vücudu su toplamış bir adam vardı. İsa, Kutsal Yasa uzmanlarına ve Ferisiler’e, “Şabat Günü bir hastayı iyileştirmek Kutsal Yasa’ya uygun mudur, değil midir?” diye sordu. Onlar ses çıkarmadılar. İsa adamı tutup iyileştirdi, sonra eve gönderdi. İsa onlara şöyle dedi: “Hanginiz oğlu ya da öküzü Şabat Günü kuyuya düşer de hemen çıkarmaz?” Onlar buna hiçbir karşılık veremediler.

OLAĞAN DEVRE XXX. PERŞEMBE

İncil: Luka 13, 31-35

Tam o sırada bazı Ferisiler gelip İsa’ya, “Buradan ayrılıp başka yere git. Hirodes seni öldürmek istiyor” dediler. İsa onlara şöyle dedi: “Gidin, o tilkiye söyleyin, ‘Bugün ve yarın cinleri kovup hastaları iyileştireceğim ve üçüncü gün hedefime ulaşacağım.’ Yine de bugün, yarın ve öbür gün yoluma devam etmeliyim. Çünkü bir peygamberin Yeruşalim’in dışında ölmesi düşünülemez! “Ey Yeruşalim! Peygamberleri öldüren, kendisine gönderilenleri taşlayan Yeruşalim! Tavuğun civcivlerini kanatları altına topladığı gibi ben de kaç kez

senin çocuklarını toplamak istedim, ama siz istemediniz. Bakın, eviniz ıssız bırakılacak! Size şunu söyleyeyim: ‘Rab’bin adıyla gelene övgüler olsun!’ diyeceğiniz zamana dek beni bir daha görmeyeceksiniz.”

OLAĞAN DEVRE XXX. ÇARŞAMBA

İncil:  Luka 13, 22-30

İsa köy kent dolaşarak öğretiyor, Yeruşalim’e doğru ilerliyordu. Biri O’na, “Ya Rab” dedi, “Kurtulanların sayısı az mı olacak?” İsa oradakilere şöyle dedi: “Dar kapıdan girmeye gayret edin. Size şunu söyleyeyim, çok kişi içeri girmek isteyecek, ama giremeyecek. Ev sahibi kalkıp kapıyı kapattıktan sonra dışarıda durup, ‘Ya Rab, kapıyı aç bize!’ diyerek kapıyı vurmaya başlayacaksınız. “O da size, ‘Kim olduğunuzu, nereden geldiğinizi bilmiyorum’ diye karşılık verecek. “O zaman, ‘Biz senin önünde yiyip içtik, sen de bizim sokaklarımızda

öğrettin’ demeye başlayacaksınız. “O da size şöyle diyecek: ‘Kim olduğunuzu, nereden geldiğinizi bilmiyorum. Çekilin önümden, ey kötülük yapanlar!’ “İbrahim’i, İshak’ı, Yakup’u ve bütün peygamberleri Allah’ın Egemenliği’nde, kendinizi ise dışarı atılmış gördüğünüz zaman, aranızda ağlayış ve diş gıcırtısı olacaktır. İnsanlar doğudan batıdan, kuzeyden güneyden gelecek ve Allah’ın Egemenliği’nde sofraya oturacaklar. Ve işte, sonuncu olan bazıları birinci, birinci olan bazıları da sonuncu olacak.”

OLAĞAN DEVRE XXX. SALI

İncil: Luka 13, 18-21

Sonra İsa şunları söyledi: “Allah’ın Egemenliği neye benzer, onu neye benzeteyim? Allah’ın Egemenliği, bir adamın bahçesine ektiği hardal tanesine benzer. Tane gelişip ağaç olur, kuşlar dallarında barınır.” İsa yine, “Allah’ın Egemenliği’ni neye benzeteyim?” dedi. “O, bir kadının üç ölçek una karıştırdığı mayaya benzer. Sonunda bütün hamur kabarır.”

OLAĞAN DEVRE XXX. PAZARTESİ

İncil: Luka 13, 10-17

Bir Şabat Günü İsa, havralardan birinde öğretiyordu. On sekiz yıldır içinde hastalık ruhu bulunan bir kadın da oradaydı. İki büklüm olmuş, belini hiç doğrultamıyordu. İsa onu görünce yanına çağırdı. “Kadın” dedi, “Hastalığından kurtuldun.” Ellerini kadının üzerine koydu. Kadın hemen doğruldu ve Allah’ı yüceltmeye başladı. İsa’nın hastayı Şabat Günü iyileştirmesine kızan havra yöneticisi kalabalığa seslenerek, “Çalışmak için altı gün vardır” dedi. “O günler gelip iyileşin, Şabat Günü değil.”

Rab ona şu karşılığı verdi: “Sizi ikiyüzlüler! Her biriniz Şabat Günü kendi öküzünü ya da eşeğini yemlikten çözüp suya götürmez mi? Buna göre, Şeytan’ın on sekiz yıldır bağlı tuttuğu, İbrahim’in bir kızı olan bu kadının da Şabat Günü bu bağdan çözülmesi gerekmez miydi?”

İsa’nın bu sözleri, kendisine karşı gelenlerin hepsini utandırdı. Bütün kalabalık ise O’nun yaptığı görkemli işlerin tümünü sevinçle karşıladı.

OLAĞAN DEVRE XXX. PAZAR

C Yılı: Luka 18, 9-14

Kendi doğruluklarına güvenip başkalarına tepeden bakan bazı kişilere İsa şu benzetmeyi anlattı: “Biri Ferisi, öbürü vergi görevlisi iki kişi dua etmek üzere tapınağa çıktı. Ferisi ayakta kendi kendine şöyle dua etti: ‘Allah’ım, öbür insanlara -soygunculara, hak yiyenlere, zina edenlere- ya da şu vergi görevlisine benzemediğim için sana şükrederim. Haftada iki gün oruç tutuyor, bütün kazancımın ondalığını veriyorum.’ “Vergi görevlisi ise uzakta durdu, gözlerini göğe kaldırmak bile istemiyordu, ancak göğsünü döverek, ‘Allah’ım, ben günahkâra merhamet et’ diyordu. “Size şunu söyleyeyim, Ferisi değil, bu adam aklanmış olarak evine döndü. Çünkü kendini yücelten herkes alçaltılacak, kendini alçaltan ise yüceltilecektir.”

DÜNYA MÜJDE’Yİ DUYURMA GÜNÜ 2022

Sevgili kardeşlerim,

Kilise doğası gereği müjdecidir, müjdeleme onun kimliğidir. İsa göğe çıkışından önce öğrencilerine tüm Hristiyanlar için temel bir çağrı olan şu görevi bırakır: “Kutsal Ruh üzerinize inince güç alacaksınız. Yeruşalim’de, bütün Yahudiye ve Samiriye’de ve dünyanın dört bucağında benim tanıklarım olacaksınız” (H.İş).

23 Ekim, Pazar günü dünyadaki tüm Katolik Kilise’ler Dünya Müjdeyi Duyurma Günü’nü kutlayacak. Yeni olan kiliseler ve cemaatleri anımsayacak; müjdeleme görevlileri anılacaklar. Papa Fransis bu özel gün için tüm Katolik cemaatlere “Benim tanıklarım olacaksınız” mesajını iletti.

Mesih İsa’nın “Sizler benim tanıklarım olacaksınız” sözü, Papa Francis’e göre “merkezi noktadır”: İsa tüm öğrencilerin kendisinin şahitleri olacağını ve “lütufla böyle oluşturulacaklarını” ve “Mesih’in öğrencilerinin topluluğu olan Kilise’nin, Mesih’e şahitlik ederek dünyaya Sevindirici Haberi müjdelemekten başka bir görevi olmadığını” söyler. Papa Francis daha sonra çoğul ifadenin kullanıldığına dikkat çeker: “tanıklar olacaksınız” ifadesi “çağrının toplulukçu (ecclesial) karakterine” işaret etmektedir. Yani hepimiz ve beraber… Hepimiz ve birliktelikte…

Tanıklık etmemiz gereken kişi Mesih’tir. Papa Francis, Aziz VI. Pavlus’un Evangelii Nuntiandi’deki şu sözleri aktarır: “Müjdelemek hiç kimse için asla bireysel ve münferit bir eylem değildir, aksine son derece Kiliseye bağlı bir eylemdir.” Daha sonra havarilerin “İsa tarafından dünyaya sadece misyonu yerine getirmek için değil, aynı zamanda ve her şeyden önce misyonu yaşamak için, ama sadece tanıklık etmek için değil, aynı zamanda ve her şeyden önce Mesih’in tanıkları olmak için gönderildiklerini belirtir.

Mesih’in müjdecileri, kendilerini anlatmak, niteliklerini ve ikna kabiliyetlerini ya da yönetim becerilerini göstermek için gönderilmezler. Bunun yerine, Mesih’i söz ve eylemle sunmanın, kurtuluşunun Müjdesini ilk havariler gibi sevinç ve içtenlikle herkese duyurmanın en büyük onuruna sahiptirler.

– Müjde görevlileri bugün: Rahipler, rahibeler kendi ülkeleri, evlerini, akrabalarını bırakıyorlar ve gidiyorlar. Onlardan çoğu fakirlikte ve zorluklarda yaşıyorlar. Mesih İsa için! İnsanların kurtuluşu için! Onlardan öldürülenler çok fazladır.

– Yeni olan kiliseler: Yeni kurulmuş kiliseler… Onlara yardım etmemiz lazım. Bunun için bizler de bir şey verebiliriz.

Dünya Müjde’yi Duyurma Günü’ne nasıl katılalım?

1. Evrensel Kilise için, özellikle de dünyadaki genç kiliseler ve müjdeciler için için dua etmemiz gereklidir.
2. Acı çekenler için dua edelim, niyetlerimizi dua ve kişisel fedakarlıklarımızla birlikte sunalım.

3. İhtiyaç sahibi kardeşlerimiz için maddi katkılarımızı sunalım.

Hepimiz İsa Mesih’in ölümünü ve dirilişini vasıtasıyla kurtuluşumuzun armağanının Sevindirici Haberin’i aldık. Bu haber bizim en iç yaşantımızın parçasıdır, bunun için onsuz Hristiyan olamayız.

Müjde umudumuzdur!

İzmir 20 Ekim 2022,

Dom katedralinde tapınma sırasında vaazı.

+ Martin Kmetec OFMConv

İzmir Başepiskoposu

OLAĞAN DEVRE XXIX. CUMARTESİ

İncil: Luka 13, 1-9

O sırada bazı kişiler gelip İsa’ya bir haber getirdiler. Pilatus’un nasıl bazı Celileliler’i öldürüp kanlarını kendi kestikleri kurbanların kanına kattığını anlattılar. İsa onlara şöyle karşılık verdi: “Böyle acı çeken bu Celileliler’in, bütün öbür Celileliler’den daha günahlı olduğunu mu sanıyorsunuz? Size hayır diyorum. Ama tövbe etmezseniz, hepiniz böyle mahvolacaksınız.

Ya da, Şiloah’taki kule üzerlerine yıkılınca ölen o on sekiz kişinin, Yeruşalim’de yaşayan öbür insanların hepsinden daha suçlu olduğunu mu sanıyorsunuz? Size hayır diyorum. Ama tövbe etmezseniz, hepiniz böyle mahvolacaksınız.”

İsa şu benzetmeyi anlattı: “Adamın birinin bağında dikili bir incir ağacı vardı. Adam gelip ağaçta meyve aradı, ama bulamadı. Bağcıya, ‘Bak’ dedi, ‘Ben üç yıldır gelip bu incir ağacında meyve arıyorum, bulamıyorum. Onu kes. Toprağın besinini neden boş yere tüketsin?’

 “Bağcı, ‘Efendim’ diye karşılık verdi, ‘Ağacı bir yıl daha bırak, bu arada ben çevresini kazıp gübreleyeyim. Gelecek yıl meyve verirse, ne iyi; vermezse, onu kesersin.'”