Olağan devre – 5. Pazar Günü

Dimanche, 5ème Semaine du Temps Ordinaire
5ª Domenica del Tempo Ordinario
5th Sunday of Ordinary Time
Olağan Devre 5. Pazar Günü C Yılı
Kutsal Kitab’ın Okunması
İlk Okuma Yeş. 6,1-2.3-8 Mezmur 137 II Okuma 1Kor. 15,1-11 İncil Lk. 5,1-11
“Rabbim, sevgin ve sadakatin için sana bütün kalbimle şükrederim”! Okuma metinleri arasındaki Mezmur aynen bunu söylemektedir. Gerçekten bugünkü tüm okumalar Rabbin merhametiyle karşılaşmamıza yardım etmektedirler.
Yeşaya Allah’ın şanını gördüğü için korku içindedir: Ölmekten korkuyor, çünkü günahkar olduğunu ve günahkar bir milletin evladı olduğunu bilmektedir. O, Allah’ın saflığının ve kutsallığının insanın günahı ile uyuşmayacağını biliyor. Ve kendi günahı onu göreve çağıran Allah’a cömertlikle cevap vermesini engellemektedir.
Bu alçakgönüllü pişmanlık durumunda Allah ona arınma tecrübesini yaşatmaktadır. Bir melek, imansız sözlerle günahın oluşmasına sebep olan dudaklarını, yakıyor. Bu şekilde peygamber bizlerin tek başımıza arınma imkanımız olmadığını anlamaktadır. Daima Allah’ın müdahalesine ihtiyacımız var. Allah da bunu yapıyor! O, kutsallığını kendine saklamıyor, bizim de buna katılmamızı istiyor. Ateşiyle arınınca, insanların ve halkların çok ihtiyaç duyduğu, Sözünü müjdelemek için kendimizi Allah’ın emrine sunabiliriz.

Simon’un tecrübesi de aynıdır. O da kendi günahını düşünmemektedir, ama yanındaki İsa’nın varlığının yeryüzünün ve denizlerin Rabbi olan Allah’ın Kendisinin varlığı olduğunu fark edince kendine geliyor, O’ndan çok uzak olduğunu yani günahını tanıyor.
Petrus bunu nasıl anladı? Bunu itaatli bir iman eylemi aracılığıyla anladı. “Senin sözüne güveniyorum, ağları atacağım”. Petrus bütün gece uğraşmıştı ve hiçbir balık yakalayamamıştı. Sonra İsa’nın öğretisini herkese ulaştırması için kayığını O’nun hizmetine adamıştı, sonunda da O’na güvenerek O’nun garip bir emrine itaat etti: Elbette Petrus’a ağları tekrar atmak zor geldi hem çünkü balık avlanamayacağını bildiği bir saat idi hem de çünkü Nasıralı İsa belki bir gölü daha önce görmemişti.
Bunu “O’nun Sözüne’ güvendiği için yaptı. Bu, bir yeniliktir. İsa’nın Sözü, insan sözü değildir. İsa’nın Sözü, güvenli bir temeldir, araştırılması gerekmeyen hakikattir, kesindir.
İsa’nın Sözüne itaat etmenin meyvesi nedir? Balık dolu bir, hatta iki ağ mıdır? Hayır. Söze itaat etmenin meyvesi, Simon’un kendini İsa’nın ayaklarına atması ve kendisinin günahkar olduğunu tanımasıdır. Mucize budur: İnsan; İsa’yı Allah’ın yolladığını tanıyor, O’nun önünde kendini alçaltıyor, günahkar durumunu itiraf ediyor, ayaklarına kapanıp Sözünü bekliyor.
İşte, İncil’in bu sayfasında karşılaştığımız mucize budur, bugün de Sözün yüreğimizde ve cemaatimizde gerçekleştirdiği mucize, budur.
Bu mucizenin aynısı Pavlus’un yüreğinde de gerçekleşti: Pavlus İncil için birçok zorluğa katlanmasına rağmen kendini en son, en büyük günahkar olarak tanıdı. Bu şekilde o, kendimizi günahkar kabul etmenin bir felaket değil, tersine Baba’nın merhametini tecrübe etmek için ve İsa’dan Kendisi ile işbirliği yapmak üzere çağrılmak için bir başlangıç noktası oduğunu gösteriyor.
Pavlus Kilise’ye zulmetti: Her bir günahım Kilise’ye zulmetmektir! Ağzımdan imansız sözler çıkınca, adımlarım Allah’ın bulunduğu yönün tersine gidince, düşüncelerim boş, yüzeysel olduğunda, zamanımı kimsenin kurtuluşuna yararlı olmadan geçirdiğimde, eylemlerimi Baba’ya sunmadığımda, hatta O’nun tasdik etmediği şeyleri yaptığımda, ben Kilise’ye zulmediyorum. İsa’nın sevgisinin karşısında günahkar olduğumu kabul edeceğim ve Kilise’den, yüreğine ve ağzına İsa’nın koyduğu affı vermesini dileyeceğim! Göklerin egemenliği için çalışmaya uygun olacağım!
P. Vigilio Covi
Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it
Mesih İsa’nın Mabette Sunulması Bayramı

Feast of the Presentation of the Lord
Festa della Presentazione del Signore
Fête de la Présentation du Seigneur
Rab’bin Mabette Sunulması
Kutsal Kitab’ın Okunması
1.OKUMA Malaki 3,1-4 MEZMUR 23 2.OKUMA İbraniler 2,14-18 İNCİL Luka 2,22-40
”İşte habercimi gönderiyorum. Önümde yolu hazırlayacak. Aradığınız Rab ansızın tapınağına gelecek; görmeyi özlediğiniz antlaşma habercisi gelecek”. Bunlar, İncil’i dinlemeye ve bugün kutladığımız gizemi anlamaya hazırlayan birinci okumanın ilk sözleridir. Nitekim Olağan Devrenin bu dördüncü pazar gününün liturjisinin yerine Rab’bin Mabette Sunulması Bayramı koyulmaktadır.
İsa’nın doğumundan kırk gün geçti ve İncil şunu bize hatırlatmaktadır: İlk oğlun doğumundan kırk gün sonra, Yasa’ya uygun olarak kana dokunmadan arınılmış halde anne, oğlunu Allah’a sunmak için Mabedin avlusuna girebiliyordu. Sonra da fidye gibi bir kurban sunarak oğlunu geri alıp onu eve getirecekti. Fakirler, fidye olarak iki kumru ya da iki güvercin sunuyorlardı. Bu, Yusuf’un ellerini işgal ediyordu. Bundan İsa’nın fakir bir ailede doğduğunu bilmekteyiz: O, bundan hiçbir zaman utanmadı, aksine ailesinden fakirlerin mutluluğunu öğrendi!
Mabet ziyaretinin sürprizeleri vardı. İlk oğul ile gelen birçok ebeveynin arasında, Meryem ve Yusuf yaşlı bir adam tarafından işaret edilmektedirler. Bu adam, onlarla konuşmak için onları durdurdu. Bu adamın adı Şimon idi. O, rüyasının gerçekleşmesinden önce ölmeyeceğine olan güvenle yaşıyordu: Halkı kurtaracak kişiyi görecekti! Şimdi çocuğu kendisine vermelerini istedi ve onu kucağında tutarak sevincini haykırdı: İşte, Kurtarıcı O’dur! Şimdi, bu dünyadan ayrılabilirim: Allah duasını kabul etti. O çocuk, sadece İsrail halkı için değil, bütün halkar için ışıktır.
Ayin’in başlangıcında bizler yanan küçük bir mum ellerimizde tuttuk. O, Şimon’nun peygamberliğine katılmamız için bize verildi. Bizler de haykırmak ve güzel haberi herkese duyurmak istiyoruz: İsa Kurtarıcı’dır; O, bizim ve herkesin hayatı için gerekli ışıktır; O’nunla yaşamımız, karanlıkta bir geçiş değil, özgür, sevilmiş ve sevmeye kabiliyetli insanlar gibi mutlu olup coşmak olacaktır.
Meryem ve Yusuf hayran olmaya devam etmektedirler, çünkü bügün bizler de Şimonunki ile aynı coşkuyu yaşamaktayız. Ve de yaşlı adamın oğullarının insanlar tarafından kabul edileceğini, fakat herkes tarafından kabul edilmeyeceğini önceden söylediğinde, Meryen’in ve Yusuf’un hayranlıkları ciddiyete dönüşüyor. Şimon’un sözlerinin gerçekliğini yakında, yıdızlar bilimciler O’na tapınmaya geleceklerinde, Hirodes ve yandaşlarının ise O’nu öldürmek için arayacaklarında görecekler. Ve Şimon, peygamberlik yaparak, devam ediyor: Anne de kendi derinliğinde acının ölümcül kılıcından etkilenecektir. Acısı da, insani yüreklerinin farklılığını açığa götürecektir. Meryem bunu haçın dibinde görecektir: Orada katillerden biri oğlunu aşağılacak, öteki ise O’na tapınarak O’nu sevecektir.
Meryem’in annesinin adını taşıyan yaşlı kadın, Şimon’dan daha çok sevinç yayıyor: Çocuktan bahsedip kendisi gibi Allah’tan kurtuluşu bekleyen olanlara O’nu tanıtmaktan kormamaktadır. Bu; ebeveynler yeniden hayrete düşürüyor, çünkü çocuk, çocuktur: Şimdiye kadar dikkate değer hiçbir şey ne yaptı ne de söyledi. Şimdi Meryem ve Yusuf, melekten ve çobanlardan duydukları gizemli sözlerin en derin anlamını hala anlamamalarına rağmen, bütün bunların kendi hayal ürünleri olmadıklarının ispatını bulmaktadırlar.
Şimon’nun sözleri, çocuktan bize gelecek olan kurtuluşun, çocuğun kendisine acı ve ölüme mal olacağını bize sezdirmektedir. İbranilere Mektup bunu bize anlayabilmeyi sağlamaktadır: ”Çünkü kendisi sınandığında acı çektiğine göre, sınananlara yardım edebilir”. Biz her gün denemelerden acı çekmekteyiz ve her gün o çocuğun hayatından bize yardım verilmektedir. Dolayasıyla bizim için de Rab’bin evinde gerçekleşmiş karşılaşmalar; sevinç, günlük acılardan kurtulma imkanlarıdır.
Ayrıca Maryem ve Yusuf’a sadelikleri için minnettarız: Onların Musa’nın Yasası’nın bütün detaylarına itaatleri sayesinde bugünkü kutladığımız karşılaşma gerçekleşti. İtaat, sevgisinin güzelliğini ve doluluğunu göstemek için Baba’nın daima kullandığı fırsattır. İsa’nın ebeveynleri itaatleri sayesinde Allah’ın Oğlu’nun insanlığa doğru hizmetine katılmaktadırlar. Onlara da bizler borçlu ve minnattarız.
P.Vigilio Covi
Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it
CET Başkanı ve İzmir Metropolitan Başepiskoposu Mons. Martin KMETEC’in Kartalkaya Yangını için Mesajı

Muhterem Türk Milletine,
Türkiye Katolik Ruhani Reisler Kurulu adına, 21 Ocak 2025 tarihinde Bolu, Kartalkaya Kayak Merkezi’nde meydana gelen korkunç yangın için taziyelerimizi sunarız.
Rab bu elim olayda hayatını kaybedenler için rahmet eylesin, ailelerine ve yakınlarına metanet ve sabır bahşetsin.
Yüce Allah, bu güzel ülkenin ve değerli milletin selameti ve bekası ile bu felakette zarar görenlerin iyiliği için dualarımızı kabul etsin.
Martin KMETEC OFMconv.
Türkiye Katolik Ruhani Reisler Kurulu (CET) Başkanı
İzmir Metropolitliği Başepiskoposu
Olağan devre – 3. Pazar Günü

Dimanche, 3ème Semaine du Temps Ordinaire
3ª Domenica del Tempo Ordinario
3rd Sunday of Ordinary Time