NOEL’E HAZIRLIK DEVRESİ – 3. Pazar – C Yılı

Litürji

Kutsal Kitab’ın Okunması

İlk Okuma Sefanya 3, 14-18 Mezmur Yeşaya 12, 2-6

İkinci Okuma Fil. 4, 4-7 İncil Luka 3, 10-18

Allah tarafından insanlara vaat edilmiş Mesih olan İsa’yı karşılamak için hazırlanmaya devam etmekteyiz: İnsanlar, Allah’a minnettarlık duymayı ve kardeşleriyle birlik içerisinde olmayı beceremedikleri için mutlu olamaz haldedirler. Bu, çeşitli şekillerle ve ölçülerle, barışı bozmak ve yüreklerden lütfu uzaklaştırmak için var olan günahın sonucudur.

Sefanya ve aziz Pavlus’un metinleri sevince, hatta coşkuya güçlü bir davettir. Bugün peygamberin söyledikleri, ileride Nasıra’da Meryem’e yollanan melek Cebrail tarafından özetlenecek. 

Tüm hayal kırıklıklarını ve ümitsizlikleri kaldırma zamanıdır, çünkü artık Söz Verilmiş Olan gelmekte. O, “Aramızdaki Rab’dir… güçlü Kurtarıcıdır!”.Kurtulmaya ihtiyaç duyan, sevinmeye başlamaktan başka bir şey yapamaz. Havari de bu daveti yeniliyor. “Her zaman, Rab’de sevinin; yine söylüyorum: Sevinin!”.

Bu sevince ne kadar çok itiraz var! Üzüntüyü, karanlık yüzü ve koyu sesi doğrulayanların ne kadar çok seslerini duyuyorum: Yakın ve uzak dünyanın tüm kötülüğü buna çalışıyor. Fakat dünyada sadece kötülük yoktur, bizler de sadece dünyayı ezdiği ve kederlendiği kötülüğün tanıkları olmaya devam edemeyiz. Tam da bu dünyaya İsa gelmektedir!

Dünyaya İsa geldi! O, dünyaya gelmeye devam ediyor: O, dostumuz ve Kurtarıcımız; O, yaşayan Allah’ın Oğlu; O, her kötülüğün kaynağı ve sebebi olan günahtan kurtaran; O, bizi Allah’ın Ruh’u ile dolduracak, bize yeni bir yürek verecek Olan’dır. Sorunlar ve acıların arasında olsak da güvenle yönelebileceğimiz birinin olduğunu biliyoruz. Bunun için yüzümüz sevinçli, huzurlu ve minnettar olabilir. 

Üzüntülü ve hayal kırıklığına uğramış yüzlerle dolu bu dünyada bizler, yeryüzümüzü barış, sevgi yeri yapmak için ve ebedi göğe yürüyüşümüzde bize güvenle rehberlik etmek için gökten Gelenin tanıklarıyız, yani bizler İsa’nın tanıklarıyız! 

Vaftizci Yahya da bize yardım ediyor ve bizi rahatlatıyor: Her şeyden önce o, Gelecek Olanı karşılamaya somut olarak hazırlananlara basit ve somut bazı talimatlar vermektedir. İlk olarak Gelen’in arzularını yerine getirmeye davet ediyor, yani yeryüzünün nimetlerini fakirlerle bölüşmek, herkes ile ilgilenmek, azla yetinmek: Bunlar sevgi emrinin adımlarıdır; İsa bu sevgiyi günahkarlara olan sevgi ile daha da mükemmelleştirecektir. Yahya’nın öğütleri basit bir şekilde ve tövbe isteği ile kendisine yaklaşan herkese yönelmektedirler: Kalabalıklara, temiz sayılmayan bazı işleri yapanlara, askerlere bile! Bu öğütler, eğer yaşanmış olsalar, engelleri kaldırıp gelecek olan Rab’be hizmet etmek ve O’nu izlemek için yüreği hür kılmaktadırlar.

Yahya İsa’yı sevinçle göstermektedir: “Benden daha güçlü olan biri geliyor”. İsa, güçlüdür, herkesten daha güçlüdür: O’nun önünde peygamber ve O’nun önünden gelecek kişi olan Yahya da en büyük alçakgönüllülükle eğilmektedir. İsa gücünü bizi vaftiz etmek için, yani bizi Kutsal Ruh’a, daha doğrusu Kutsal Ruh’un arındıran, ısıtan ve aydınlatan ateşine daldırmak için kullanacaktır. 

İsa’nın sözleri, yeryüzündeki fakirler için sevgi dolu sözleri, ebedi ve dayanıklı her yargının temeli olacaktır. Gerçekten de buğdayı çöpten, yani Allah’a layık olanı olmayandan ayıran İsa’dır. İnsanların yargıları gerçekten önemli değildir; insani adalet, onun haksızlıkları, gecikmeleri, geçicilikleri ile birlikte, ona güvenenleri hayal kırıklarına uğratmaya devam etmektedir.

Kim bu kadar ilahi bir insanı beklemeye hazırlanmıyor?

Biz O’nunla karşılaşma arzumuzu artıralım, bunu sadece O’ndan faydalanmak için değil, kendimizi O’nun emrine koymak için yapalım. Bu şekilde sevincimiz artacaktır, çünkü yaşamımız dünyanın en değerli şeylerini aşan bir değer ve anlam kazanacaktır. Allah’ın gerçek hizmetkarları olacağız!

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it

Bekleyiş Dönemi 2. Pazartesi

İncil: Luka 5, 17-26
Bir gün İsa öğretiyordu. Celile’nin ve Yahudiye’nin bütün köylerinden ve Yeruşalim’den
gelen Ferisiler’le* Kutsal Yasa öğretmenleri O’nun çevresinde oturuyorlardı. İsa, Rab’bin
gücü sayesinde hastaları iyileştiriyordu. Kalabalıktan ötürü onu içeri sokacak yol
bulamayınca dama çıktılar, kiremitleri kaldırıp adamı yatakla birlikte orta yere, İsa’nın
önüne indirdiler. İsa onların imanını görünce, “Dostum, günahların bağışlandı” dedi.
Din bilginleriyle* Ferisiler, “Tanrı’ya küfreden bu adam kim? Tanrı’dan başka kim
günahları bağışlayabilir?” diye düşünmeye başladılar. Akıllarından geçenleri bilen İsa
onlara şöyle seslendi: “Aklınızdan neden böyle şeyler geçiriyorsunuz? Hangisi daha
kolay, ‘Günahların bağışlandı’ demek mi, yoksa ‘Kalk, yürü’ demek mi? Ne var ki,
İnsanoğlu’nun* yeryüzünde günahları bağışlama yetkisine sahip olduğunu bilesiniz
diye…” Sonra felçli adama, “Sana söylüyorum, kalk, yatağını toplayıp evine git!” dedi.
Adam onların gözü önünde hemen ayağa kalktı, üzerinde yattığı yatağı topladı ve
Tanrı’yı yücelterek evine gitti.
Herkesi bir şaşkınlık almıştı. Tanrı’yı yüceltiyor, büyük korku içinde, “Bugün şaşılacak
işler gördük!” diyorlardı.

8 Aralık

Bakire Meryem Ana’nın Lekesiz Doğuşu

İncil: Matta 9, 35-10, 1. 6-8
İsa bütün kent ve köyleri dolaşarak havralarda öğretiyor, göksel egemenliğin Müjdesi’ni
duyuruyor, her hastalığı, her illeti iyileştiriyordu. Kalabalıkları görünce onlara acıdı. Çünkü
çobansız koyunlar gibi şaşkın ve perişandılar. O zaman İsa öğrencilerine, “Ürün bol, ama işçi
az” dedi, “Bu nedenle ürünün sahibi Rab’be yalvarın, ürününü kaldıracak işçiler göndersin.”
İsa on iki öğrencisini yanına çağırıp onlara kötü ruhlar üzerinde yetki verdi. Böylece kötü
ruhları kovacak, her hastalığı, her illeti iyileştireceklerdi. Bunun yerine, İsrail halkının yitik
koyunlarına gidin. Gittiğiniz her yerde Göklerin Egemenliği’nin yaklaştığını duyurun.
Hastaları iyileştirin, ölüleri diriltin, cüzamlıları temiz kılın, cinleri kovun. Karşılıksız aldınız,
karşılıksız verin.

TÜRKİYE JÜBİLE 2025 KİLİSELERİ

Papa Franciskus’un yönergelerine göre yeryüzündeki her episkoposluk bölgesinin episkoposları tarafından belirlenen bu kiliseler, bir araya gelme ve buluşmak için özel yerler olarak belirlenmiş ve ümidi doğuran yerler olarak adlandırılmışlardır. Bu nedenle hacı olarak buraya varan ve gerekli koşulları sağlamış olan kişiler Roma şehrindeki kutsal mekanları ziyaret ediyormuşçasına buradan Jübile indüljansını alabilecekler. Türkiye için bu jübile Kiliseleri aşağıdaki şekilde belirlenmiştir:  

Bekleyiş Devresi 1. Cumartesi

İncil: Matta 9, 35-10, 1. 6-8
İsa bütün kent ve köyleri dolaşarak havralarda öğretiyor, göksel egemenliğin Müjdesi’ni
duyuruyor, her hastalığı, her illeti iyileştiriyordu. Kalabalıkları görünce onlara acıdı. Çünkü
çobansız koyunlar gibi şaşkın ve perişandılar. O zaman İsa öğrencilerine, “Ürün bol, ama işçi
az” dedi, “Bu nedenle ürünün sahibi Rab’be yalvarın, ürününü kaldıracak işçiler göndersin.”
İsa on iki öğrencisini yanına çağırıp onlara kötü ruhlar üzerinde yetki verdi. Böylece kötü
ruhları kovacak, her hastalığı, her illeti iyileştireceklerdi. Bunun yerine, İsrail halkının yitik
koyunlarına gidin. Gittiğiniz her yerde Göklerin Egemenliği’nin yaklaştığını duyurun.
Hastaları iyileştirin, ölüleri diriltin, cüzamlıları temiz kılın, cinleri kovun. Karşılıksız aldınız,
karşılıksız verin.

Bekelyiş Devresi 1. Cuma

İncil: Matta 9, 27-31
İsa oradan ayrılırken iki kör, “Ey Davut Oğlu, halimize acı!” diye feryat ederek O’nun
ardından gittiler. İsa eve girince körler yanına geldi. Onlara, “İstediğinizi yapabileceğime
inanıyor musunuz?” diye sordu. Körler, “İnanıyoruz, ya Rab!” dediler. Bunun üzerine İsa
körlerin gözlerine dokunarak, “İmanınıza göre olsun” dedi. Ve adamların gözleri açıldı
İsa, “Sakın kimse bunu bilmesin” diyerek onları sıkı sıkı uyardı. Onlar ise çıkıp İsa’yla ilgili
haberi bütün bölgeye yaydılar.

Bekleyiş Devresi 1. Perşembe

İncil: Matta 7, 21. 24-27
“Bana, ‘Ya Rab, ya Rab!’ diye seslenen herkes Göklerin Egemenliği’ne girmeyecek. Ancak
göklerdeki Babam’ın isteğini yerine getiren girecektir. “İşte bu sözlerimi duyup uygulayan
herkes, evini kaya üzerine kuran akıllı adama benzer. Yağmur yağar, seller basar, yeller eser,
eve saldırır; ama ev yıkılmaz. Çünkü kaya üzerine kurulmuştur. Bu sözlerimi duyup da
uygulamayan herkes, evini kum üzerine kuran budala adama benzer. Yağmur yağar, seller
basar, yeller eser, evi sarsar. Ev yıkılır; yıkılışı da korkunç olur.”