KÜL’DEN SONRA PERŞEMBE

İncil: Luka 9, 22-25
İnsanoğlu’nun çok acı çekmesi, ileri gelenler, başkâhinler ve din bilginlerince reddedilmesi,
öldürülmesi ve üçüncü gün dirilmesi gerektiğini söyledi. Sonra hepsine, “Ardımdan gelmek
isteyen kendini inkâr etsin, her gün çarmıhını yüklenip beni izlesin” dedi,
“Canını kurtarmak isteyen onu yitirecek, canını benim uğruma yitiren ise onu kurtaracaktır.
İnsan bütün dünyayı kazanıp da canını yitirirse, canından olursa, bunun kendisine ne yararı
olur?”

KÜL ÇARŞAMBASI

İncil: Matta 6, 1-6. 16-18
“Doğruluğunuzu insanların gözü önünde gösteriş amacıyla sergilemekten kaçının. Yoksa
göklerdeki Babanız’dan ödül alamazsınız.
“Bu nedenle, birisine sadaka verirken bunu borazan çaldırarak ilan etmeyin. İkiyüzlüler,
insanların övgüsünü kazanmak için havralarda ve sokaklarda böyle yaparlar. Size doğrusunu
söyleyeyim, onlar ödüllerini almışlardır. Siz sadaka verirken, sol eliniz sağ elinizin ne yaptığını
bilmesin. Öyle ki, verdiğiniz sadaka gizli kalsın. Gizlice yapılanı gören Babanız
sizi ödüllendirecektir.”
“Dua ettiğiniz zaman ikiyüzlüler gibi olmayın. Onlar, herkes kendilerini görsün diye havralarda
ve caddelerin köşe başlarında dikilip dua etmekten zevk alırlar. Size doğrusunu söyleyeyim,
onlar ödüllerini almışlardır. Ama siz dua edeceğiniz zaman iç odanıza çekilip kapıyı örtün ve
gizlide olan Babanız’a dua edin. Gizlilik içinde yapılanı gören Babanız sizi ödüllendirecektir.
“Oruç tuttuğunuz zaman, ikiyüzlüler gibi surat asmayın. Onlar oruç tuttuklarını insanlara belli
etmek için kendilerine perişan bir görünüm verirler. Size doğrusunu söyleyeyim, onlar
ödüllerini almışlardır. Siz oruç tuttuğunuz zaman, başınıza yağ sürüp yüzünüzü yıkayın.
Öyle ki, insanlara değil, gizlide olan Babanız’a oruçlu görünesiniz. Gizlilik içinde yapılanı
gören Babanız sizi ödüllendirecektir.”

İzmir Metropolitliğinde Aziz Polikarp Bayramı Kutlandı

İzmir’in Koruyucusu Aziz Polikarp’ın onuruna onun bayramına hazırlık olarak 9 günlük Dua, 14 Şubat gününden itibaren her akşam saat 18:30’da Aziz Polikarp Kilisesi’nde yapıldı. Dua İzmir Başepiskoposu Monsenyör Martin Kmetec tarafından yönetildi ve derin düşünme anları, Konya Kilisesi’nden Maria Grazia Zambon tarafından sunuldu. “Novena Duası”, cemaate açık bir şekilde gerçekleştirilirken, canlı yayın üzerinden de takip edilebildi. 

Aziz Polikarp Bayramı Görkemli Kutsal Ayini, Kamerun ve Ekvator Ginesi Vatikan Büyükelçisi olan İzmir doğumlu Monsenyör Julio Murat tarafından yönetilirken; İzmir Latin Katolik Kilisesi’nin Başepiskoposu Monsenyör Martin Kmetec de ona eşlik etti. Hem İzmir Rum Ortodoks Metropoliti Bartholomeos Samaras hem İzmir Anglikan Kilisesi’nin Rahibi James Buxton hem de yurtdışından birkaç rahip, İzmir’in farklı kiliselerinden gelen rahipler ve geçen seneye göre daha fazla bir kalabalık bu özel litürjiye katıldı. 

Bilgelik Kitabı’ndan Sözler ve Vahiy Kitabı’ndan Sözler okunduktan sonra, Diyakon Nikola, Aziz Yuhanna İncil’inden Sözleri, hem Türkçe hem de İtalyanca olarak okudu.

Ardından İzmir Başepiskoposu, Türkçe ve İtalyanca olarak verdiği vaazında şöyle dedi: “Yuhanna İncili’nin 13. bölümünün ilk ayetinde İsa’nın şu sözlerini okuruz: ‘Onları sonuna kadar sevdi.’ ‘Dünyada kendisine ait olanları sevmiş olarak sonuna kadar sevdi.’ (Yh. 13,1). İncil Yazarı, Istırabın anlatımına, ayakların yıkanmasının anlatımına böyle başlar ve bu davranışın en içten nedenini belirtir: Sevgi. Aziz Polikarp için de bu böyleydi; sonuna kadar sebat eden tüm iman şehitleri için de böyle oldu. Sevgi dönüş yolu bilmez. Ya sonuna kadar gider ya da aksi halde sevgi değildir. İman şehitleri de Mesih’in sevgisi uğruna ölürler. 

Aziz Polikarp’ın şehitliği, Mesih ile olan ilişkisinin şeffaf bir kanıtıdır. Canlı ve kişisel bir ilişkidir; Eyüp’ün Tanrı ile olan ilişkisine benzer. Bu kadim Ata, korkunç huzursuzluğunun, ıstırabının meydan okuması karşısında yıpratıcı acısına olan yanıtını ancak Tanrı ile gerçek ve derin ilişkisinde bulmuştur: ‘Ben Kurtarıcım’ın yaşadığını, sonunda yeryüzüne geleceğini biliyorum.’ (Eyüp 19,25). Aziz Polikarp da yüreğine şu derin inancı kazımıştır: ‘Kurtarıcımın yaşadığını biliyorum.’ Aziz Polikarp’ın ve Tanrı İnayeti’nin tarih içinde yaydığı birçok şehidin sadakatinin zaferi, bizim için derin bir teselli, neşe ve güç nedenidir. Ama hepsinden öte, imanımızın bir yalan, çocuklar için bir masal olmadığını bize açıkça gösterir.

Aziz Polikarp bir Hristiyan, rahip ve Episkopos olarak hayatını verdi, Mesih uğruna öldü, çünkü çarmıha gerilen Mesih İsa’da O’nun tanrısallığını ve kurban edilişinde de insan ırkına sunulan değerli kurtuluş armağanını gördü.”

Havari ve İncil yazarı Aziz Yuhanna’nın ilk öğrencilerinden biri olan ve Pers Ülkesi’nde yaklaşık olarak M.S. 70 yılında doğan Aziz Polikarp, genç yaşında kör olarak Smyrna’ya – bugünkü İzmir – getirildi, diyakon oldu, daha sonra rahiplikten 113 ile 117 yılları arasında Episkoposluk ünvanına atandı. Yaklaşık elli yıl boyunca görevini yerine getirdi. Polikarp, 23 Şubat 155 tarihinde İzmir Akropolü üzerinde, Roma Stadyumu’nda şehit edildi.

İzmir’de Aziz Polikarp Bayramı Görkemli Kutlaması’nda Aziz Polikarp’ın kafatasının bir parçası takdim edilir.

Aziz Polikarp’ın kafatasının bir parçası hürmet edilmek üzere tüm Ayin boyunca takdim edildi. Yunanca, Latince, Fransızca ve Türkçe ilahiler söylenerek Ayin’e renk katıldı ve tören bittikten sonra cemaate büyük salonda ikram verildi. (SAT-7 TÜRK/İZMİR-Nathalie Ritzmann)

OLAĞAN DEVRE VIII. SALI

İncil: Markos 10, 28-31

Petrus O’na, “Bak, biz her şeyi bırakıp senin ardından geldik” demeye başladı. “Size doğrusunu söyleyeyim” dedi İsa, “Benim ve Müjde’nin uğruna evini, kardeşlerini, anne ya da babasını, çocuklarını ya da topraklarını bırakıp da şimdi, bu çağda çekeceği zulümlerle birlikte yüz kat daha fazla eve, kardeşe, anneye, çocuğa, toprağa ve gelecek çağda sonsuz yaşama kavuşmayacak hiç kimse yoktur.

OLAĞAN DEVRE VIII. PAZARTESİ

İncil: Markos 10, 17-27

İsa yola çıkarken, biri koşarak yanına geldi. Önünde diz çöküp O’na, “İyi öğretmenim, sonsuz yaşama kavuşmak için ne yapmalıyım?” diye sordu. İsa, “Bana neden iyi diyorsun?” dedi. “İyi olan yalnız biri var, O da Tanrı’dır. O’nun buyruklarını biliyorsun: ‘Adam öldürmeyeceksin, zina etmeyeceksin, çalmayacaksın, yalan yere tanıklık etmeyeceksin, kimsenin hakkını yemeyeceksin, annene babana saygı göstereceksin.'”

Adam, “Öğretmenim, bunların hepsini gençliğimden beri yerine getiriyorum dedi. Ona sevgiyle bakan İsa, “Bir eksiğin var” dedi. “Git neyin varsa sat, parasını yoksullara ver; böylece gökte hazinen olur. Sonra gel, beni izle.”

Bu sözler üzerine adamın yüzü asıldı, üzüntü içinde oradan uzaklaştı. Çünkü çok malı vardı.

İsa çevresine göz gezdirdikten sonra öğrencilerine, “Varlıklı kişilerin Tanrı Egemenliği’ne girmesi ne güç olacak!” dedi.

Öğrenciler O’nun sözlerine şaştılar. Ama İsa onlara yine, “Çocuklar” dedi, “Tanrı’nın Egemenliği’ne girmek ne güçtür! Devenin iğne deliğinden geçmesi, zenginin Tanrı Egemenliği’ne girmesinden daha kolaydır.”

Öğrenciler büsbütün şaşırmışlardı. Birbirlerine, “Öyleyse kim kurtulabilir?” diyorlardı.

İsa onlara bakarak, “İnsanlar için bu imkânsız, ama Tanrı için değil. Tanrı için her şey mümkündür” dedi.

OLAĞAN DEVRE VIII. PAZAR

C Yılı: Luka 6, 39-45

İsa onlara şu benzetmeyi de anlattı: “Kör köre kılavuzluk edebilir mi? İkisi de çukura düşmez mi? Öğrenci öğretmeninden üstün değildir, ama eğitimini tamamlayan her öğrenci öğretmeni gibi olacaktır. “Sen neden kardeşinin gözündeki çöpü görürsün de kendi gözündeki merteği fark etmezsin? Kendi gözündeki merteği görmezken, kardeşine nasıl, ‘Kardeş, izin ver, gözündeki çöpü çıkarayım’ dersin? Seni ikiyüzlü! Önce kendi gözündeki merteği çıkar, o zaman kardeşinin gözündeki çöpü çıkarmak için daha iyi görürsün.”

“İyi ağaç kötü meyve, kötü ağaç da iyi meyve vermez. Her ağaç meyvesinden tanınır. Dikenli bitkilerden incir toplanmaz, çalılardan üzüm devşirilmez. İyi insan yüreğindeki iyilik hazinesinden iyilik, kötü insan içindeki kötülük hazinesinden kötülük çıkarır. İnsanın ağzı, yüreğinden taşanı söyler.”

Olağan devre – 8. Pazar Günü

Litürji

Kutsal Kitab’ın Okunması

1.okuma Sirak 27,4-7; Mezmur 91; 2.okuma 1.Kor 15,54-58; İncil Lk 6,39-45

Birinci okumanın sözleri kolay ve inandırıcıdır. Yazar ayırt etmede bize yardım etmek için kolay örnekleri kullanıyor. İçimizdeki ve çevremizdeki her şey Baba’ın armağanı değil: Gördüğümüz ve duyduğumuz şeyleri Rab’bin Sözünün ışığında ayırt etmeliyiz yoksa aldatmalara ve denemelere düşebiliriz.

Pieter Bruegel the Elder, The Blind Leading the Blind (1568)
Pieter Bruegel the Elder, The Blind Leading the Blind (1568)

İsa aynı örnekleri öğrencileri için kullanıyor: Bir kör başka bir köre rehberlik yapar, hiç görmeyen biri az ve kusurlu gören başkasını düzeltmek ister, bir kötü adam iyiliği öğretmek ister; bunlar bir çocuk için bile çok inandırıcı konulardır.

Kim kördür? Allah’ı görmeyen, İsa’yı Allah’ın Oğlu olarak kabul etmeyen, Rab’bin okulunda öğrenmediğinden Rab’bin isteğini tanımayan kördür. İsa’nın öğrencisi Rab’bin okulunda hazırlanmış olanın yardımını aramalıdır. Öğretmen olmak için öğretme isteği yetmez. Önce hazırlanmak lazım. Her öğreteni dinlememeye dikkat et! İsa’nın okulundan bir insanın gelip gelmediğini ayırt et!

Peder’in gözleriyle, doğru bir biçimde olayları görmek için hepimizde engeller var. Bu engeller, Allah’ın Sözü’nü bilmemektir, önyargılardır, üstünlük duygularıdır, kızgınlık, gururdur…

Eğer kendi gözlerinde bir çöp var olduğundan dolayı bir kardeşimiz ağlarsa, ona yardım etmeden önce kendi kendimize bu soruyu soralım: “Ben iyi görüyor müyüm? Gözlerimde engeller var mı?”, yoksa ona daha çok zarar vereceğiz. Biz de daha iyi görmek için iyi görenlerden, yani Rab’bin okulundan gelenlerden, orada olgunlaşanlardan, alçakgönüllü olanlardan, İncil’den öğrenenlerden, İncil’i yaşamaya bizi götürmek isteyenlerden yardım dilemeliyiz.

İsa’ya bizi yaklaştıran ve O’ndan bizi uzaklaştıran insanlar var. Hangilerini dinleyeceğiz? Hangilerinden gerçekten yardım göreceğiz? Kesinlikle İsa’nın yanında olanları dinleyeceğiz! Onların sözü bizim için de gerçek bir yardım olacak. Rab’den uzak olan kişi bize kurtuluşu veremez. Çünkü Peder’den verilmiş tek Kurtarıcı İsa’dır. Böylece ayırt edersek, dış görünüşler bizi aldatamayacak. İyi meyve yalnız iyi insanlardan gelir. İyi insanlar İsa’ya ait olanlar ve O’nun öğrettiği gibi yaşayanlardır. Biz de başkalarına yardım etmek için İsa’ya imanımızı güçlendireceğiz ve O’nun Sözünde kendi kendimizi eğiteceğiz.

Bu ayırt etmeyi tersine çevirmeyi deneyelim mi? Ben de kör oluncaya dek kendimi kimseye rehber

etmemeye dikkat edeceğim. Allah Baba’nın yüzünü görmeyinceye, İsa’yı tanımayıncaya dek ben hiç kimseye rehberlik edemeyeceğim; aksi takdirde herkesi bir çukura götürecektim! Eğer önceden benim bakma şeklimin Allah’ın gerçeğinde görsün diye düzeltilmesine izin vermezsem, başkalarının gördüklerini ve onların tarih hakkındaki düşüncelerde küçük hatalarını düzeltemeyeceğim. Eğer iyi ağaç olmazsam, yani eğer iyi meyve olarak tek olan İsa’ya doğru dönük kalmazsam, kimseye iyi bir şeyi sunamayacağım: Aksi takdirde beni dinleyenleri zehirleme riskine girecektim!

Allah’a doğru rehber, O’nun ışığı, gerçek gıdaya ihtiyacı olan insanlar için iyi meyve olmak, mümkün mü? Aziz Pavlus emin bir şekilde şöyle yazdı: ”Yüce Allah’a şükürler olsun! Çünkü Rab’bimiz Mesih İsa sayesinde bize zafer kazandırdı”. Peder’den ve İsa’dan uzaklık olan günah aracılığıyla öldüren ölümden bile korkmayacağız. Çünkü İsa kendi dirilişi aracılığıyla ölümü zararsız kıldı. Bu yüzden zor olsa da Dirilen İsa’nın yanında dayanalım, sarsılmayalım! Alleluya!

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it

OLAĞAN DEVRE VII. CUMARTESİ

İncil: Markos 10, 13-16

Bu arada bazıları küçük çocukları İsa’nın yanına getiriyor, onlara dokunmasını istiyorlardı. Ne var ki, öğrenciler onları azarladılar. İsa bunu görünce kızdı. Öğrencilerine, “Bırakın, çocuklar bana gelsin” dedi. “Onlara engel olmayın! Çünkü Tanrı’nın Egemenliği böylelerinindir. Size doğrusunu söyleyeyim, Tanrı’nın Egemenliği’ni bir çocuk gibi kabul etmeyen, bu egemenliğe asla giremez.” Çocukları kucağına aldı, ellerini üzerlerine koyup onları kutsadı.