Olağan Devre XX. Cumartesi

Episkopos Aziz Ambrosius’un Mezmurlar Üstüne Yorumlarından İsa dünyayı Allah ile barıştırdığına göre, elbette ki kendisinin barışmaya ihtiyacı yoktur. Gerçekten de hiçbir günah işlemediğine göre, hangi günahın cezasını çekecekti? Günahların  kefaretini  kendi  hesabına ödemesi gerekmez. Çünkü kendisi günahın tutsağı değildi. Allah’ın Oğlu olarak her tür yanılgıdan azattı. Gerçekten de Oğul kurtarır, tutsak ise günahın boyunduruğu altındadır. Demek oluyor ki, tümüyle özgür olanın hayatının fidyesini ödemesi gerekmez ve kanı tüm evrenin günahlarının kefaretini ödemeye yeterli bir fidye idi. Kendi hesabına hiçbir borcu olmayanın, başkalarını kurtarması doğaldır.

Olağan devre – 21. Pazar Günü – A

Litürji

Kutsal Kitab’ın Okunması

27/08/2023 – OLAĞAN DEVRE – 21. Pazar Günü – A

1.Okuma Yeş. 22,19-23 Mezmur 137 2.Okuma Rom 11,33-36 İncil Mt 16,13-20

Aziz Pavlus, Allah’ın planları karşısında şaşkınlığını bize göstermekte. O, İbranilerin başkanları tarafından ölüme mahkum edilen İsa’nın kurbanının nasıl pagan milletler için kurtuluş ve kutsama olduğunu gördü ve hatta bu olayın İbranilerin üzerine ceza çekmemekle birlikte, onlar için de kurtuluş kaynağı olduğunu görmekte! Allah’ın bilgeliği ve bilgisi gerçekten derindir ve biz hiçbir şekilde O’na tavsiye verebileceğimizi zannedemeyiz.

O bir geçiş gerçekleştirdi: İbrani halkının kutsamasını, İsa’yı kabul eden paganlara geçirdi. Yeşaya’nın anlattığı olay bunun peygamberliğidir. Rab, sarayın görevlisini makamından alarak daha çok güvendiği bir kişiye yetkiyi verir. Bu yetkiyi vermesini şöyle anlatır: “Davut evinin anahtarlarını onun omuzlarına koyacağım. O açınca, kimse kapamayacak; O kapayınca, kimse açamayacak”.

İsa’nın, Petrus ile konuşması bu sözlere benzer: İsa, yakında öleceğinin bilincindeydi ve Baba’nın arzularını yerine getirmeye dikkatliydi, havarilerin başına kimi getireceğini seçmek için Baba’dan işaret bekliyordu. Şimdi, Baba’nın Petrus’a, kendisinin gerçek kimliğini açıkladığını anlıyor. Gerçekten de Petrus şu soruya cevap verdi: “Ya siz ben kimim dersiniz?”. Verdiği cevap zeka ürünü değil, Allah tarafından esinlendi. Bu sebepten İsa ona “göklerin hükümranlığının anahtarlarını” vereceğine söz veriyor, görevi kapılarını açıp, kapamak olacaktır. Bu görevi elbette kaprislerine göre değil, Baba’dan alacağı bilgelik ve sevgiyle yerine getirecektir.

Biz İsa’nın bu sözlerinin geçmeyen sözler olduklarını biliyoruz, yani zamanla değerlerini kaybetmiyorlar, bu sebepten öğrencilerin başına geçen Petrus’un vekiline de dikkat etmekteyiz. Elbette bizler de İsa’nın sorusuna cevap vermeye çalışıyoruz: Biz de Baba’yı aynen Petrus gibi dinleyerek ve O’nun bizim uğrumuza yüreğimizde yaptığına bakarak cevap veriyoruz. Petrus’la birlikte “Sen, var olan Allah’ın Oğlu Mesih’sin” diyoruz! Bunu sevgi ile ama aynı zamanda alçakgönüllülükle söylüyoruz, çünkü bu sözleri söyleyebilmenin bizim kendi başarımız olmadığını, bunları söyleyebilmenin Allah’ın armağanı olduğunu biliyoruz.

İsa daha önce havarilerine şu soruyu da sormuştu: “Halkın söylediğine göre, İnsanoğlu kimdir?”. Havariler Rab’lerinin önünde, diğer insanlardan başka bir mertebede bulunduklarını biliyorlar. Onların arasında kendilerinin tanık olmaları gerekecek! Bu sebepten de halkın İsa’yı nasıl gördüğünü bilmeleri önemli. Bu; insanları tanımanın, nasıl bir dünyada yaşadığımızın farkına varmanın ve kime güvenebileceğimizi de bilmenin tek yoludur.

Siyasi düşünceleri bilmek önemli değildir, sosyal veya sıhhi durumlar da önemli değil, hatta insanların en yatkın oldukları günahları da bilmek önemli değil. İsa’nın tanığı olan Hristiyan; herkese, dürüst veya dürüst olmayanlara, sözlerle veya sözsüz olarak, herkese İsa sayesinde bize ulaşan Baba’nın sevgisini bildirmek istiyor. Kim müjdeyi kabul ederse Kutsal Ruh’u alır ve Kutsal Ruh’la birlikte kardeşlerle yaşayabilmek için birlik ruhu alır. İsa insanların yüreğinde ve aile ilişkilerinde varken, cemaatte, ailede ve sosyal toplumda o zaman yaşamak güzel ve hoş olur!

“Ya siz ben kimim dersiniz?”. İsa, sen cehennemimizi cennete çevirebilecek tek kişisin; eşler arasında, evlatlar ve ebeveynler arasında, zenginlik yüzünden uyuşmazlıkta yaşayan kardeşler arasında birliği tekrar kurabilecek tek kişisin. İsa, Baba Allah’ın hepimizi evlatlarına dönüşmemiz için yolladığı tek kişi, Sensin!

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it

Olağan Devre XX. Cuma

Heinrich Hofmann (1824 - 1911), Christ and the Rich Young Ruler.
Heinrich Hofmann (1824 – 1911), Christ and the Rich Young Ruler.

Matta 22, 34-40

“Öğretmenim, Kutsal Yasa’da en önemli buyruk hangisidir?” İsa ona şu karşılığı verdi: “‘Allah’ın Rab’bi bütün yüreğinle, bütün canınla ve bütün aklınla seveceksin.’ İşte ilk ve en önemli buyruk budur. İlkine benzeyen ikinci buyruk da şudur: ‘Komşunu kendin gibi seveceksin.’ Kutsal Yasa’nın tümü ve peygamberlerin sözleri bu iki buyruğa dayanır.”

Olağan XX. Perşembe

Peygamber Yeşaya’nın Kitabından   11,1-16   

İşay’ın kütüğünden yeni bir filiz çıkacak, Kökünden bir fidan meyve verecek. Rab’bin Ruhu, ilgelik ve anlayış ruhu, Öğüt ve güç ruhu, bilgi ve Rab korkusu ruhu Onun üzerinde olacak. Rab korkusu hoşuna gidecek.

Havari Aziz Bartalmay Bayramı

Celile.nin Kana köyünde doğdu. Havari Filipus ile birlikte Mesih’i takip etti. Geleneklere göre, Mesih İsa’nın Goğe Yükselişi’nden sonra İncil’i Hindistan’da vaaz etti.

RESPONSORİUM 1.Korintliler 1,23-24; 2.Korintliler 4,8
¥  Biz çarmıha gerilmiş Mesih’i duyuruyoruz. Yahudiler bunu yüzkarası, öteki uluslar da saçmalık sayarlar,  ama çağrılmış olanlar için  * O, Allah’ın gücü ve Allah’ın bilgeliğidir.
¶ Her yönden sıkıştırılmışız, ama bizi sevenin aracılığıyla bu durumların hepsinde galiplerden üstünüz.
¥  O, Allah’ın gücü ve Allah’ın bilgeliğidir.

Olağan Devre XX. Çarşamba

Episkopos Aziz Augustinus, Vaazlardan,(Disc. Caillau-Saint Yves 2, 92; PLS 2, 441-442) Yaşadığımız kaygılar ya da geçirdiğimiz denenmeler bizim için bir uyarı ve kınama oluşturmaktadır. Çünkü Kutsal Kitap bize barışı, güvenliği ve dinlenmeyi vaat etmez; İncil’in bize bildirdiği tecrübeler, kaygılar ve günah işleme fırsatlarıdır. Ancak “sonuna dek direnen kişi kurtulacaktır.” Yaratılan ilk insandan beri yaşamın iyi bir tarafı olmuş mudur? İlk insan ölüme neden olmuştur, lanete uğramıştır. Rab Mesih İsa bizleri bu lanetten kurtarmıştır.

CET Başkanı Mons. Martin KMETEC’in “22 Ağustos Dine Dayalı Şiddet Kurbanlarını Anma Günü” Mesajı

Türkiye Katolik Ruhani Reisler Kurulu Başkanı ve İzmir Başepiskoposu Ekselansları Mons. Martin Kmetec, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu,’nun A/RES/73/296 sayılı kararı ile belirlediği “22 Ağustos Dine Dayalı Şiddet Kurbanlarını Anma Günü” vesilesi ile bir mesaj yayınlamış bulunuyor. 

Olağan devre – 20. Pazar Günü – A

Litürji

Kutsal Kitab’ın Okunması

20/08/2023 – OLAĞAN DEVRE – 20. Pazar Günü – A

1.Okuma Yeş 56,1.6-7 Mezmur 66 2.Okuma Rom 11,13-15.29-32 İncil Mt 15,21-28

Bugün Rab bize şunu söylemek istiyor: O sadece kendi milletini değil, tüm milletleri düşünüyor. O tüm insanları seviyor: Hepsinin sevinç içinde olduklarını görmek istiyor. Allah, tüm halkları, kendisini sevmeye hazırlamak için İsrail halkını kendi halkı olarak seçti.

Ilyas Basim Khuri Bazzi Rahib, The Canaanite Woman asks for healing for her daughter (1684)
Ilyas Basim Khuri Bazzi Rahib, The Canaanite Woman asks for healing for her daughter (1684)

Allah’ın bu küçük milleti tüm insanlık için büyük bir hizmet yapıyor: Tüm insanların Kurtarıcısı için yol hazırlayacak ve herkesin karşılaşacağı “evi” hazırlayacak: “Evim tüm milletler için dua evi sayılacaktır”!

Aziz Pavlus’un söylediği gibi, maalesef İsrail halkı Kurtarıcıyı ret etti: Bu şekilde İsa’nın ölümüne sebep oldu, fakat bu ölüm tüm dünya için merhamet kaynağı oldu. Pavlus İsrail’in pişman olacağını ümit ediyor: Madem ki Allah, İsa’nın kurbanı sayesinde herkesi sevmekte, belki İsrail de Rab’bi ve Kurtarıcı’yı kabul etmeye başlar. O zaman Allah’ın merhameti gerçekten tüm insanları sarabilecektir!

Allah’ın tüm insanları, tüm milletleri kurtarmak istediğini İsa da Kenanlı kadınla karşılaşmasıyla açıkça anlatıyor. İsa, Filistin’in dışındaki putperest şehirleri olan Sur ve Sayda bölgesinde bulunmakta idi. Oralara, mucizeleri için O’nu arayan kalabalıktan uzaklaşıp, öğrencileriyle yalnız kalabilmek için gitmişti. Fakat ünü buralara kadar yayılmıştı ve bu sebepten bir kadın yüksek sesle isteklerini bağırdı. Bu, üzüntülü, hatta neredeyse ümitsiz bir istek: Çünkü kimse kızını ele geçirmiş olan şeytanın kötü gücünü yenecek kapasiteye sahip değil.

Şeytan kimseden izin istemiyor ve ne zaman ki bir insanı kendine bağlayabiliyor, bunu yapıyor: Maalesef daha önce büyük suçlar işlemiş, dua etmeyen ve Allah’a güvenmeyen, ruhani olarak korumasız kişiler ve aileler vardır. Öyle insanlar var ki, ebeveynlerinin veya atalarının, Şeytana itaat ederek, yaptıkları seçimlerin sonucuyla yaşamakta ya da dürüst olmayan yollarla elde edilmiş paralarla yaşamaktadırlar. O mallar ve seçimlerin üstünde insanın düşmanı olan şeytan hakları kazandı.

İsa o kadına cevap vermiyor. Havariler ise yalvarmasını duymaktan bezdikleri için Rab’lerinden arzularını gerçekleştirmesini istiyorlar. İsa, kendisine Allah’ın gönderdiği kurtarıcı olarak inanmayan ve sadece bir ihtiyaç için yönelen bu kadının istediklerini yapmayı doğru olarak görmemektedir. Fakat kadın İsa’ya yaklaşınca O, arzusunun büyük bir alçakgönüllülükle yapıldığını görmekte. Çünkü kadın, İsa’nın ekmeğin köpekler için değil, çocuklar için armağan olduğunu söylemesinden alınmamakta. İsa, özellikle paganlar için kullanılan bu terimi mahsus kullandı. Ama kadın kırılmadı, hatta konuyu derinleştiriyor: Köpeklerin nasıl sahipleri varsa ve sahipleri onlara bakarsa, o da İbranilerin Allah’ın yüreğinde öncelikli olmalarını kabul ediyor. Ama aynı zamanda öncelikli olduklarını söylese de, herkesin Allah’ın kalbinde yeri olduğuna inanıyor ve bundan emindir! Köpekler de sahiplerinin evlatlarının masalarından düşen kırıntılardan faydalanırlar. İsa bu alçakgönüllülükten kadının imanının büyüklüğünü anlıyor. Ve şeytan kızını bırakmaya mecbur kalıyor. Çünkü şeytan alçakgönüllülüğe dayanamıyor, o ki daima kibirlidir!

Alçakgönüllülük Allah’ın hoşuna gitmektedir çünkü bu, Allah’ın Oğlu’nun özelliğidir. Gerçekten İsa iman ve sevgi bakımından değil, mütevazilik ve alçakgönüllülük bakımından Kendisini örnek olarak almamızı istiyor.

Böylece peygamberlik gerçekleşiyor: “Rabbin hizmetinde bulunmak ve onun adını yüceltmek için, kul olarak Rabbe bağlanmış olan yabancıları… dua evimde sevindirip mutlu kılacağım”. Rab’bin kulu gibi davranan bu kadın, İsa’nın Söz’ü ve bundan kaynaklayan kurtuluş meyvesi sayesinde sevince boğulmaktadır.

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it

Efes Meryem Ana Evi’nde 15 Ağustos 2023 tarihinde Meryem’in Göğe Yükseliş Bayramı kutlandı.

Her yıl geleneksel hale gelen Meryem’in Göğe Yükseliş Bayramı bu yıl da görkemli bir şekilde Efes Meryem Ana Evi’nde kutlandı. Ayin, İtalya Milano Başepiskoposu Monsenyör Mario Delpini başkanlığında yönetildi ve İzmir Başepiskoposu Monsenyör Martin ile Keldani Diyarbakır Emeritus (Emekli) Başepiskoposu Monsenyör Ramzi Garmou törene eşlik ettiler. Milano Başepiskoposu’nun yoldaşı Don Maurizio Zago, İzmir Anglikan Kilisesi’nden Peder James Buxton, İzmir’de farklı kiliselerden ve Antalya’dan rahipler de ayine katıldılar. Ayrıca Meryem Ana Evi Derneği’nin Başkanı Noel Micaleff de kutlamada yer aldı.

Çeşitli ülkelerden ayin için gelen ve bu özel günde Efes’te olmak isteyen birçok Hristiyan, duygusal anlar yaşadı. Meryem Ana için gelen çok sayıda Müslüman ziyaretçi de Meryem Ana Evi’ni gezerek, mum yakıp dua etti.

Ayin sonunda Monsenyör Martin Kmetec teşekkür mesajında, öncelikle ziyareti için Milano Başepiskoposu’na derin şükranlarını sundu. “Dante’ye göre, “yaratılan en alçakgönüllü ve en yücesi” olan ve cennete alınan Meryem Ana’yı birlikte kutlama fırsatı bulduk; kardeş kiliselerimizi birleştiren odur, tüm kilisenin annesi odur. Bu inançla, bize ve tüm insanlık için Kurtuluş armağanı için Rab’be şükrediyoruz.” dedi. Ardından Mons. Ramzi Garmou’ya “ Buradaki varlığınız için teşekkür ediyorum, Rab’bin sizin aracılığınızla kiliseniz için, her türden acı ve denemelerle denenen sadıklarınız için çalışmaya devam edeceğini umuyorum” dedi.

Olağan Devre XIX. Çarşamba

RESPONSORİUM  Lev. 26, 11-12; 2. Kor. 6,16                 

¥ Konutumu aranızda kuracak, size sırt çevirmeyeceğim. * Aranızda yaşayacak, Allah’ınız olacağım. Siz de benim halkım olacaksınız.

¶  Biz yaşayan Allah’ın tapınağıyız. Nitekim Allah şöyle diyor: * Aranızda yaşayacak, Tan-rınız olacağım. Siz de benim halkım olacaksınız.

Meryem’in Göğe Alınması Bayramı

Litürji

Kutsal Kitab’ın Okunması

15/08/2023- MERYEM’İN GÖĞE ALINMASI BAYRAMI

1.Okuma Vahiy 12,1-6.10; Mezmur 44; 2.Okuma 1Kor 15,20-26; İncil Lk 1,39-56

Her şeye kadir ve ebedi Allah, Oğlunun Annesi, günahsız doğmuş Bakire Meryem’i bedeni ve ruhuyla birlikte göklerin şanına kavuşturdun. Onun mutluluğunu paylaşabilmemiz için, bu dünyada devamlı olarak gökteki nimetlere bağlı kalmamızı sağla”. Bugünkü Kutsal Ayinin bu duası bizleri Sözü dinlemeye ve bugün kutladığımız olayı anmamıza yöneltiyor.

Assunzione della Vergine (Tiziano Vecellio, 1535)
Duomo (Verona) – Assunzione della Vergine (Tiziano Vecellio, 1535)

Allah’ın yaptıklarını izleyelim, bunun sonuçlarını düşünerek, yaşamımıza yön verelim ve ümidimizi besleyelim! Allah, Mesih İsa’nın bakire annesi Meryem’i göklerin şanına yükseltti. Göklerin şanı nedir? Meryem bunu nasıl hak etti? Göklerin şanına yükseltilmek demektir ki, Meryem’de ve Meryem aracılığıyla Allah’ın sevgisinin ve bilgeliğinin güzelliği belirir. Meryem bu şanı hak etmedi, çünkü bu, Baba’nın bedava armağanıdır: Baba, Meryem aracılığıyla sadık ve kutsal sevgisinin bedava olduğunu göstermek istedi.

Vahiy kitabı göklerde beliren görkemli belirtiden bahseder. Bu belirti, güneşle kuşanmış, ayakları altında ay ve başında on iki yıldızdan oluşmuş bir tacı olan bir Kadındır. Belki de kitabın yazarı Meryem’den değil, Kilise’den bahsetmektedir. Ama niçin Kilise’yi bir oğlan doğuran kadına benzetmektedir? Mutlaka Kilise’den bahsetmek için İsa’nın annesinin imgesini kullanmaktadır.

Güneşle kuşanmış Kilise’dir, çünkü Kutsal Ruh’un lütfuyla parlamaktadır, İncil’in ışığıyla parlamaktadır ve “yükseklerden doğan güneşin”, yani İsa’nın mevcudiyetinden parlamaktadır. Fakat Kilise’de Meryem’in yeri çok özeldir, çünkü Meryem havarilerin ilk birlik ve dua tecrübelerinde onlara yardımcı oldu. İlahi ışık tüm gücüyle Meryem’de parlar, çünkü Meryem Allah’tan hiç uzaklaşmadı! Bizlerde ise ilahi ışık, günahın ve egoizmin lekelerini gün ışığına çıkarır.

Ay ise, gururla şişmiş olan zenginler ve güçlüler tarafından hükmedilen insanlığın uğradığı değişiklikleri göstermek için konmuştur. İşte, ay Kadın’ın ayaklarının altındadır! Bu kadın Kilise’dir ve Kilise aziz Meryem’in mevcudiyetiyle, onun kutsallığıyla, gururu ve gücü reddeden ilahisiyle gururlanabilir.

Yıldızlı taç Kilise’nin krallığını gösterir. Meryem bu krallığı tam olarak yaşadı, çünkü o, İsa’nın gerçek hizmetkarı oldu. O kadar hizmetkar oldu ki, vaatlere göre İsa’yla birlikte hükmedebiliyor!

Meryem ve Kilise, Kilise ve Meryem karşılıklı olarak birbirlerini desteklemektedirler ve birbirlerinin niteliklerini göstermektedirler. İkisinin de aynı amacı ve aynı varış noktası var. Meryem bizlerin, İsa’ya itaat ettiğini görmek ister, Kilise itaat eder ve üyelerinin itaat etmesine yardım eder. Meryem, İsa’nın bulunduğu yere varmaktadır, Kilise de bu varış noktasına ulaşmak için, Meryem’den öğrendiği ilahiyle Allah’ın büyüklüğünü överek, oraya doğru yürümektedir. Meryem, tüm Kilise’nin kabul edileceği yere kabul edildi. Orada ebedi nimetlere kavuşacak ve İsa’nın şanını paylaşabilecek, yani Allah’ın sevgisinin büyüklüğünü ve güzelliğini gösterebilecek.

Bu dünyada devamlı olarak ebedi nimetlere bağlı olarak yaşamaktayız: Bugünkü bayramla Meryem bize bunda yardımcı olur. Şimdi yaz mevsimindeyiz ve yüzeyselliğe kolayca düşebiliriz. Sadece eğlenceyi ve kendimizi tatmin etmeyi aramayalım! Yaşamın kutsal ve derin amaçlarını unutmayalım! Allah’n ışığını yansıtan Meryem’e bakarak gerçekten gerekli ve önemli olan ebedi yaşama, sevginin Allah’ının yaşadığı o yaşama ulaşmak için birbirimize destek olalım ve yürümeye devam edelim.

Bugün Meryem’in kabul edildiği göğe bakarak, bu dünyada kutsal bir yaşama şekline, yani içsel huzura ve insanlar arasındaki ahenkli ilişkiye, mal mülkten hür olmaya, Allah’ın içimizdeki ve aramızdaki mevcudiyetine dikkat etmeyi öğrenelim!

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it

Olağan Devre XIX. Pazartesi

“O, bütün bu acıları kurtuluşumuzu gerçekleştirerek çekmiştir. Günaha kul köle olmuş bulunanlar kendilerini günahın gerektirdiği cezalara maruz bırakmışlardı. Fakat, her türlü günahtan uzak olan ve daima adaletin yolunu izlemiş bulunan o, günahkarlara mahsus işkenceye katlanır ve haçı ile eski lanetin hükmünü ortadan kaldırır.” (Teodoretus, Rabbin Vücut  Bulması Hakkında Vaaz, 26-27)

Olağan Devre XIX. Pazar

“Sonsuz ilahiliği Adem’in bozulmuş insanlığının sefil bulutu ile örtüp, senle insan arasında kurduğun birlikle biz imgen olduk ve sen imgemiz. Hangi nedenle? Kesinlikle, sevgi ile.

Benzeri olmayan bu sevgi adına yaratıklarına merhametli davranman için sana dua ediyorum, ısrarla rica ediyorum.” (Katerina [Siena’li], İlahi Takdir Üstüne Diyalog,)

Olağan devre – 19. Pazar Günü – A

Litürji

Kutsal Kitab’ın Okunması

13/08/2023 – OLAĞAN DEVRE – 19. Pazar Günü – A

1.Okuma 1Kr 19,9.11-13 Mezmur 84 2.Okuma Rom 9,1-5 İncil Mt 14,22-33

Aziz Pavlus acısını anlatmak için çok önemli bir açıklama yapmaktadır. Özellikle vaaz verip kabul edilmediği yerlerde çektiği acıyı veya uzun yolculukları sırasında yaşadığı zorlukları ya da birçok şehirde zulüm görmesinin sonundaki acılarını ve hapisteki küçük düşürülmelerini dinlemeyi bekliyoruz. Hayır, en büyük acısı kendi soydaşlarının, yani İsraillilerin Allah tarafından seçilmiş olmalarına rağmen ve onların Allah’ın vaatlerinden faydalanmalarına rağmen, İncil’i kabul etmemelerinden kaynaklanıyor.

Ilyas Basim Khuri Bazzi Rahib, Jesus Walks on Water - adapted from a folio dated 1684
Ilyas Basim Khuri Bazzi Rahib, Jesus Walks on Water – adapted from a folio dated 1684

İsa o halktan geliyor, ama onlar İsa’yı Mesih olarak, Allah’ın Oğlu olarak, Baba’nın vaatlerinin gerçekleştiricisi olarak kabul etmediler. Pavlus bunun için acı çekiyor, ama kimseyi suçlamıyor, çünkü kendisi de İsa’yı ve Kilise’sine zulmetmişti, kendisi de İsa vasıtasıyla bize ulaşan Allah’ın bedava sevgisini kabul etmekte zorlandı; fakat bu iyi müjdeyi kabul ettikten sonra, O’nun lütfuna kavuştu.

İsa’yı kabul etmek hep bir iman eylemidir, büyük bir imandır ve sadece alçakgönüllü ve zenginliğe bağlı olmayan insanlara mümkündür. Bugünkü İncil, Petrus ve Onikilerin, Rab’bin ilahi tabiatını tanıyabilmelerine yardım eden bir anı anlatmaktadır. Onlara ekmeklerin ve balıkların çoğaldığını görmek yetmemişti. O mucizenin sonucunda hevesli kalabalığın etkisi altında kalmamaları için İsa neredeyse havarileri tek başlarına kayığa yollamaya mecbur olmuştu, yoksa onlar İsa’yı kolay bir Mesih, insani şan kaynağı olarak göreceklerdi.

İsa ise kalabalığı bırakıp tepede tek başına dua etmeye çıkıyor. Bu sırada öğrenciler rüzgar yüzünden gölde zorluklar çekmektedirler. İsa onları tek başına bırakmıyor ve onlara yardımcı olmak için su üstünde yürüyerek yanlarına gidiyor. Onlar onu tanımakta zorlanıyorlar: Su üzerinde yürümek fazla garip bir olaydır, bir insan için imkansızdır. Korkuyorlar, İsa’nın var olduğunu hiç düşünmüyorlar: Onlara göre bir hayalettir ve de onun ne yapabileceği belli değildir.

İsa bunu fark ediyor ve Kendisini Allah’ın adı ile tanıtıyor: ”Ben’im!” Bu, yeterli olmayacaktı, çünkü artık onlar bu adını tanıyıp Mezmurlar’ın söyledikleri gibi Allah’ın su üzerinde yürüyebilmesini bilmektedirler Ayrıca O, Allah’a özgü sözü de ekliyor: ”Korkmayın!”

Biraz rahatlatılmışlar fakat Petrus emin olmak için aynı şeyi yapmak, Öğretmeni gibi su üstünde yürümek istiyor. O’ndan buyruğu almayı diliyor, çünkü Rab’bine itaat etmeyi istiyor. Ve İsa kabul ediyor!

Bu raddede ilk olarak Petrus ve sonra diğerleri, iman etmenin ne kadar zor olduğunu fark ediyorlar. Petrus su üzerinde birkaç adım atıyorfakat biraz rüzgar, Petrus’un yüreğindeki imanı yok etmek için yeterlidir. Hemen İsa’yı unutuyor, bakışını O’nun üzerinde sabit tutmuyor. İman olmayınca Petrus tek bir adım bile atamaz, hemen batmaya başlıyor. İsa’ya iman yaşamın güvenliğidir, ayaklar altındaki sağlam topraktır.

İman olmayınca sadece öğrencinin yaşamı değil, tüm sosyal ilişkileri de tehlikededir, tüm toplum yaşayamıyor, üyelerine yardımcı olamıyor; İsa’ya iman yok olunca tüm güvenceler yıkılır, kimseye güvenilemez, iyiyi ve kötüyü ayırt etmek için hiçbir kaynak kalmaz. Bu, dünyamızın şu anki durumudur. Hatta, Kilise’nin bir çok üyesinin de durumudur.

Rab ile tekrar karşılaşmak için uygun zaman ve yerlere ihtiyacımız vardır, aynen İlyas’ın dağa çıkışı gibi. Yüreğimize girecek, onu değiştirecek, korku, imansızlık rüzgarları esince güçlü ve sabit bir imana kabiliyetli kılacak, Allah’ın sesini duyabilmek için sessiz yerlere ve zamana ihtiyaç vardır.

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it

Olağan Devre XVIII. Cumartesi

RESPONSORİUM  Mt. 9,13; Ho. 6,6-4           

¥   Gidin de şu sözün anlamını öğrenin, * “Çünkü ben kurbandan değil, bağlılıktan hoşlanırım, Yakmalık sunulardan çok beni tanımanızı isterim.”

¶  Sevginiz sabah sisine benziyor, Erkenden uçup giden çiy gibi. * “Çünkü ben kurbandan değil, bağlılıktan hoşlanırım, Yakmalık sunulardan çok beni tanımanızı isterim.”

Olağan Devre XVIII. Cuma

“İnsan ruhu bir kez Allah ile birleştikten ve Allah’a dönüştükten sonra, Allah’ta Allah’a can atar, ve bu can atma Allah’ın can atmasıdır, çünkü ona dönüşen ruh kendinde kendiliğinde ona can atar. Aziz Pavlus bunu öyle sanıyorum ki şu sözlerle anlatmak istedi: “Oğullar olduğunuz için Allah öz Oğlu’nun “Abba! Baba! Diye seslenen Ruhu’nu yüreklerinize gönderdi” (Gal. 4, 6). Mükemmel olanlarda olan budur.” (Yuhanna De La Kruz- Tinsel Şarkı, (Red. A, str. 38))

Aziz Laurentius Diyakos ve Şehit

RESPONSORİUM (2. Tim 4,7-8; Fil. 3,8-10)

-Yüce mücadeleyi sürdürdüm, yarışı bitirdim, imanı korudum.*Bundan böyle doğruluk tacı benim için hazır duruyor.

– Rabbim İsa Mesih’i tanımanın üstün değeri yanında her şeyi zarar sayıyorum, acılarında onunla bir olmak, ölümün bedenimde taşımak istiyorum.*Bundan böyle doğruluk tacı benim için hazır duruyor.

Türkiye Katolik Ruhani Reisler Kurulu Başkanı Mons. Martin Kmetec’in resmî cevap metni


Pendik Ulu Çınar Camii İmamı Halil Konakçı’nın, Bakire Meryem için kullandığı ifadeleri nedeniyle Türkiye Katolik Ruhani Reisler Kurulu Başkanı ve İzmir Metropolitan Başepiskoposu Ekselansları Monsenyör Martin KMETEC’in yazdığı resmî cevap metni aşağıda yer almaktadır.

Olağan Devre XVIII. Salı

https://play.google.com/store/apps/details?id=com.netguru.ibreviary&hl=en

Responsorium  Elç. İşl. 3,25; Gal. 3,8                                               ¥   Sizler peygamberlerin mirasçıları, Allah’ın İbrahim’le konuşurken,  atalarınızla yaptığı antlaşmanın mirasçılarısınız.  * İbrahim’e, “Bütün uluslar senin aracılığınla kutsanacak” müjdesini önceden verdi.

¶  Kutsal Yazı, Allah’ın öteki ulusları* imanlarına göre aklayacağını önceden Görerek.  * İbrahim’e, “Bütün uluslar senin aracılığınla kutsanacak” müjdesini önceden verdi.

Lizbon’da yapılan Dünya Gençlik Günü sona erdi, gençler Papa ile buluştu.

2-6 Ağustos 2023 tarihlerinde dünyanın dört bir yanından 2 milyona yakın genç Portekiz’de bir araya geldi.

İstanbul, İzmir ve Anadolu Episkoposluk Bölgelerinden 80’e yakın genç ile Türkiye de bu buluşmada yer aldı. İstanbul Havarisel Vekili Ekselansları Massimiliano Palinuro ve St. Esprit rahiplerinden P. Jacky Doyen sdb gençlere bu hacılıkta eşlik ettiler.

Deprem bölgesinden gençleri Papa ile buluşturan Anadolu Episkopos Genel Vekili P. antuan ILGIT sj Asianews portalina verdiği röportajda hazırlık sürecini, yolculuklarını ve gençlerin duygularını aktardı:

https://www.asianews.it/notizie-it/Gmg:-dalla-Turchia-allo-Yemen,-il-cammino-dei-giovani-col-papa-a-Lisbona-58910.html?fbclid=IwAR1l7bFkVappjsaZ3yWw5YKvpIGY0sS4hWCcUeNVolwbAJDPWtLJK9lhv1Y

https://www.instagram.com/p/Cve8qNBsC-Z/?img_index=1

https://www.instagram.com/p/Cvl9-hfstXtghB9dG-QxEMWHTqfPK7Z3tb701k0/

Gençler Papa ile buluşmaya hazırlanmadan önce günahların itirafı ve affı sakramentini aldılar. Haç yolu yaptılar ve Fatima’da dua ettiler.

Olağan Devre XVIII. Pazartesi

https://play.google.com/store/apps/details?id=com.netguru.ibreviary&hl=en

Responsorium    Gal.3, 24-24.23

¥ İmanla aklanalım diye Mesih’in gelişine dek Yasa eğitmenimiz oldu * Ama iman gelmiş olduğundan, artık Yasa’nın denetiminde değiliz.

¶  Bu iman gelmeden önce Yasa altında hapse-dilmiştik, gelecek iman açıklanıncaya dek Yasa’ nın tutuklusuyduk.  * Ama iman gelmiş olduğundan, artık Yasa’nın denetiminde değiliz.

Mesih İsa’nın Nurlu Görünüşü

https://play.google.com/store/apps/details?id=com.netguru.ibreviary&hl=en

Responsorium   bkz. Mat. 17. 2. 6. 3; Luk. 9, 32

¥ Onların gözü önünde İsa’nın yüzü güneş gibi parladı, giysileri ışık gibi bembeyaz oldu. * Oğrenciler dehşet içinde yüzüstü yere kapandılar.

¶ O anda Musa’yla İlyas oğrencilere göründü. İsa’yla konuşuyorlardı.

¥ Oğrenciler dehşet içinde yüzüstü yere kapandılar.

Olağan Devre XVII. Cumartesi

https://play.google.com/store/apps/details?id=com.netguru.ibreviary&hl=en

Responsorium Bkz. 1. Kor. 15,58; 2. Sel. 3,13

¥   Rab’bin işinde her zaman gayretli olun. * Rab yolunda verdiğiniz emeğin boşa gitmeyeceğini bilerek dayanın, sarsılmayın.

 ¶  Asla iyi olanı yapmaktan usanmayın.*Rab yolunda verdiğiniz emeğin boşa gitmeyeceğini bilerek dayanın, sarsılmayın.

Mesih İsa’nın nurlu görünüşü

Litürji

Kutsal Kitab’ın Okunması

06/08/2023 – MESİH İSA’NIN NURLU GÖRÜNÜŞÜ – A

1.Okuma Daniel 7,9-10.13-14 * Mez 97/96 * 2.Okuma 2Petrus 1,16-19 * İncil Mt 17,1-9

Bugün neredeyse gizemli bir olayı kutlamaktayız: Üç tanık onu kardeşlerine ve dostlarına açıklamadan önce üç ay, belki de üç sene saklı tuttular. İsa’nın Kendisi buyurmuştu: «İnsanoğlu ölümden dirilmeden önce, gördüklerinizi kimseye söylemeyin». Hayatımızın, daha iyisi imanımızın bazı olayları saklı, sadece içimizde mevcut olmalıdırlar.

Onları başkalarına açıklamak; onların değerlerini küçültmek, ayrıca bizim onları anlamamızı ve onların meyve vermelerini engellemek olacaktı. Olaya, Rab’bin Kendisi tarafından ”görünüş” denildi, çünkü üç havari, Petrus, Yakup ve Yuhanna, gözleri ile normal olarak görülmeyen gerçekleri gördüler.

Onlar İsa ile, İbrahim gibi, Musa gibi, İlyas gibi, yüksek bir dağa” çıkmıştılar. Bu çıkışı istemiş olan, İsa idi. O’nun bir kenara çıktığında, bunu dua için yaptığını bilmekteyiz. Ve ne oldu? Üç havari İsa’yı farklı gördüler, O’nun yüzü, dağdan inen Musa’nınkinden daha ışıklı, elbiseleri bembeyaz oldular. Tamamen farklı bir İsa’yı gördüler. Yeniden bu şekilde O’nu görmek için, O’nun dirilişini, O’nun artık bu dünyada değilkenki zamanı beklemeleri gerekecektir.

Üç havari; İsa’nın dua ederken, Baba’nın ışığına ve O’nun hayatına dalmış nasıl olduğunu gördüler. Allah’ın nurunun birazcığını gördüler! Bunu anlatmak imkansız olacaktı! Hiç kimse anlamayacaktı, onların kendileri de bunu nasıl söyleyebileceklerini bilmeyecektiler.

Ve gördükleri şeyin tamamen yeni, fakat gerçek olduğuna dair onlara güven vermek için, işte iki tanık, Musa ve İlyas! Bunlar, halka olan Allah’ın sevgisinin temsilci tanıklarıdır. Hayatları, görevleri ile birlikte, gelmesi gerekli Olanın, vaat edilmiş Mesih’in peygamberliği idi.

Onlar konuşmakta, İsa ile sohbet etmektedirler. O’na yaşıt olmaya dönüşmektedirler. Aynı ilgileri, aynı görevleri, aynı kaderleri vardır. Musa, halkın rehberidir, İlyas, ruhsal rehberidir ve İsa, Musa gibi, kalabalıklar tarafından izlenmektedir ve onların imanlarını yenilemektedir. İsa onların izlerini takip edecektir: Onlar Kendisi için peygamberlerdir. Onlar hemen hemen öldürülmeye kadar acı çektiler, İsa gerçekten öldürülecektir. Ve tıpkı İlyas’ın bedeninin gömüldüğü yerin bilinmemesi ile aynı şekilde İsa’nın bedenini de hiç kimse bulmayacaktır. Ve İlyas’ın Elişa’nın gördüğü ateşten arabası üzerinde göğe alındığı gibi, aynı şekilde İsa da bütün öğrencilerin gözleri önünde göğe çıkmak üzere ölümden koparıldı.

Musa, gök gürültüsü ve borazan sesleri ile kendisine konuşan Allah’ı dinliyordu ve İlyas O’nu hafif esen rüzgarın sessizliğinde duyuyordu, İsa’da ise üç havari, Allah’ı dinlerken O’nu dinliyordu: «Sevgili Oğlum budur, O’ndan hoşnudum. O’nu dinleyin!». Gizemli buluttan çıkan sözler, bir babanın sözleridir. Bunlar, daha önce duyulmuş sözlerdir: Mezmurlar, İshak’ın babası İbrahim’in hayatı ve peygamberlerin açıklamaları çok sevinçli ve güven verici bu cümleden özetlenmektedirler. Son söz, öğrenciler içindir: «O’nu dinleyin!». İşte, Allah’ın hoşuna gitmeleri için yapmaları gereken tek şey.

Musa’nın yazıları ve İlyas’ın sözleri aralıksızca Allah’ı dinlemeye çağırmakta idiler. Allah sürekli, «Dinle, ey İsrail!», «Eğer beni dinleseydin»,«Beni dilemediniz’» diye söylüyordu. Şimdi Allah’ın Kendisi, «O’nu dinleyin!» diyor, yani O’nu, Oğlu, Sevileni dinleyin! Şimdi öğrenciler, İsa’nın önüne O’nun Sözünün Allah’ın Sözü olduğundan emin olarak kendilerini koymaları gereklidir. Buna özel bir dikkat göstereceklerdir ve bundan sonraki öğrencilere örnek vermeleri gerekecektir.

Kendi kendimize şunu da sormaktayız: Ne için İsa dağa Kendisi ile birlikte sadece üç öğrenciyi aldı? Ya öteki dokuzu? Ne için onları tek başına bıraktı? Bazı güç tecrübelerin sadece az kişilere ayrıldıklarını düşünebiliriz; bu kişiler bu tecrübeleri sonra başkalarına iletecekler. Ayrıca havariler şunu öğrenecekler: Onların arasından bazılarına farklı görevler verilecekler, farklı tecrübeleri yapacaklar ve herkes birbirine güvenmeye hazırlanacaktır. Herkes Rab’lerinin Sözünü bir başkasından alacaktır!

Daniel Kitabından alınan birinci okuma, rahiplik kıyafetleri giyinmiş, Kendisini kral olarak, hatta tamamen ilahi özellikleri ile gösteren İsa’ya hayranlık içinde bakmaya bizi hazırladı. Ve de Aziz Petrus, ikinci mektubunda, kendisini çok etkileyen dağdaki görümü anlatmaktadır: Petrus için o an çok önemli idi ve havarisel ödevi için, bize emin bir şekilde İsa hakkında konuşması için ve şüphe etmeden peygamberlerin ve ataların tanıklıklarına dayanması için kendisine cesaret vermeye devam etmektedir. İsa’nın yanında Musa’yı ve İlyas’ı görmesi, sonra da onların İsa’yı tamamen tek başına bırakmalarını görmek de Petrus için önemlidir. Şimdi yüreğinde, bizim yüreğimizde de, «İsa’dan başka kimse» yok!

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it

Olağan Devre XVII. Cuma

https://play.google.com/store/apps/details?id=com.netguru.ibreviary&hl=en

Responsorium  Bkz. 2. Kor. 12, 9; 4, 7                                      

¥   Mesih’in gücü içimde bulunsun diye güçsüzlüklerimle sevinerek daha çok övüneceğim. * Çünkü gücüm, güçsüzlükte tamamlanır.

¶  Üstün gücün bizden değil, Allah’tan kaynaklandığı bilinsin diye bu hazineye toprak kaplar içinde sahibiz.* Çünkü gücüm, güçsüzlükte tamamlanır.

Olağan Devre XVII. Perşembe

https://play.google.com/store/apps/details?id=com.netguru.ibreviary&hl=en

Responsorium   Mez. 33(32), 12                                          

¥   Ne mutlu Allah’ı RAB olan ulusa,  Kendisi için seçtiği halka! * Sen İsrail, seni ben ellerimle yaptım.  Sen benim payımsın.

¶  Rab Allah’ın kendisine miras olarak seçtiği ulusa ne mutlu! * Sen İsrail, seni ben ellerimle yaptım. Sen benim payımsın.

Olağan Devre XVII. Çarşamba

https://play.google.com/store/apps/details?id=com.netguru.ibreviary&hl=en

Responsorium  2. Kor. 10, 3-4; Ef. 6, 16.17

¥   Olağan insanlar gibi yaşıyorsak da, insansal güce dayanarak savaşmıyoruz.  * Çünkü savaşımızın silahları insansal silahlar değildir.

 ¶  İman kalkanı, Kurtuluş miğferi ve Ruh’un kılıcı, yani Allah sözü ile kuşandık.  * Çünkü savaşımızın silahları insansal silahlar değildir.

Olağan devre – 17. Pazar Günü – A

Litürji

Kutsal Kitab’ın Okunması

30/07/2023 – OLAĞAN DEVRE – 17 Pazar Günü – A

1.Okuma 1 Kr. 3,5.7-12 Mezmur 118 2.Okuma Rom. 8,28-30 İncil Mat. 13,44-52

Süleyman’ın duası Allah’ın hoşuna gitmektedir. O kendisi için hiçbir şey istememekte, ne sağlık, ne zenginlik ne de düşmanlarına karşı zafer; sadece yönetmek için hikmet arzulamaktadır. Bununla halkı için Allah’ın bir işareti ve armağanı olacaktır.

Malnazar (1637-1638), Solomon writing
Malnazar (1637-1638), Solomon writing

Yani Süleyman, sevgi için araç olmak istemektedir: Bu arzu, Allah’ın yüreği ile karşılaşabilen tek arzudur. Allah sevgidir ve insanlar için sevgi aracı olmak istediğimizde O, gerçekten evlatları olduğumuzu bilip duamızı dinler ve gerçekleştirir!

Aziz Pavlus da aynı şeyleri başka sözlerle tekrar eder: “Allah’ı sevenlere… her şeyin iyilik için yöneltildiğini biliriz”. Bu cümleyi okurken birçok anlam çıkarabiliriz: İlk önce Allah Kendisini sevenlere özel bir ilgiyle bakar. Ayrıca her şey, her olay, hatta her terslik bile Allah tarafından bizim iyiliğimiz için kullanılmaktadır. Allah’ın Sözü olduğu için bu cümleyi ciddiye alanların – aralarında biz de olalım! – kızmak için ya da huzuru kaybetmek için sebepleri olmayacaktır. Tersine Allah’ın Oğluna “benzer” olacağız: Davranışlarımızla Peder’in aynı sevgisini yaşayan İsa’ya benzerliğimiz gözükecektir! Bizim bu benzerliğe ulaşmamız yaşamımızın tam olarak gerçekleşmesidir. Bunu İsa da bu günkü hikayeleriyle bize öğretmektedir.

Tarlada saklanmış hazineyi ve değerli inciyi arayan kimdir? İsa’yı arayıp yaşamının merkezi olarak yapandır, çünkü O’nda Allah’ın sevgisinin tamlığını bulur. Saklı hazineyi ve değerli inciyi bulan, başkalarının o tarla hakkında veya inci hakkında düşündüğüne bakmaz. O, Rab’bin mevcudiyetinin büyük değerini tanımakta ve artık onu kaybetmek istememektedir. Rab İsa her seçimi ve her kararı için bir kıstas olmaktadır: Ağıyla kıyıya her çeşit balık çeken, hepsini evine götürmez, aralarından sadece “iyi” olanları seçer! İyiyi ve kötüyü ayırt etmek için güvenli bir kıstası vardır! Bizim güvenli kıstasımız İsa ile karşılaştırmadır, O tek hazinedir; yüreğimiz ve zamanımızı meşgul etmeye layık tek değerli inci.

Ara sıra kendi kendime şunu soruyorum: Dağılmış ve zarar görmüş bir dünyada yaşayan bir Hristiyan nasıl güvenli kıstaslara sahip olabilir, nasıl incilerin değerini bilebilir ve değersiz tarlalarda saklı hazineyi nasıl bulabilir?

Yüreğimden gelen cevap budur: Alçakgönüllülüğe ve kendilerini Allah’ın Sözü ile karşılaştırmaya alışan Hristiyanlar güvenli kıstaslara sahipler, bu sebepten dıştan gelen etkenlerden etkilenmezler. En güzel ve güvenli alışkanlıksa sık sık ve düzenli olarak Tövbe Gizemine yaklaşmaktır. Moda akımlarından ve zamanın düşüncelerinden etkilenmeyen ailelerde, düzenli olarak Tövbe Gizemine yaklaşanların olduğuna dikkat ettim. Aynı zamanda bu gizeme sadık olanlar depresyona daha zor girerler. Tövbe Gizemine sadık olanlar Mesih İsa’ya yönelirler ve içsel bir huzura, bir barışa ulaşırlar; bundan sevgi ve sevinç alırlar.

İsa gerçek bir hazinedir, gerçek bir incidir: O’nu bulmak ve O’na bağlı kalmak için gösterdiğimiz küçük çabanın karşılığı bereketlidir.

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it