Türkiye Katolik Ruhani Reisler Kurulu -|- Թուրքիոյ Կաթողիկէ Եպիսկոպոսներու Համաժողով -|- Conférence Episcopale de Turquie -|- Conference of Catholic Bishops in Turkey -|- Conferenza Episcopale Turchia -|- مؤتمر الأساقفة الكاثوليك في تركيا
Türkiye’deki Katolik Kilisesi’nin Aylık Kültür ve Haber Dergisi
“Présence” dergisi Türkiye Katolik Ruhani Reisler Kurulu’nun resmi organıdır. Ana dili Fransızca’dır, ancak İtalyanca ve Türkçe makaleler de okuyabilirsiniz. Bu nedenle Türkiye Katolik Ruhani Reisler Kurulu üyelerinden duyurular, görüşler ve düşünceler içerir. Başyazı şu anda İzmir Piskoposu olan Mgr Mgr Martin Kmetec tarafından sağlanmaktadır. Evrensel Kilise’ye açılan ve Türkiye’deki Hıristiyan Katoliklerin eğitimi ile ilgili olarak, Vatikan’dan aylık resmi metinler veya bu metinler hakkında yayın kurulu tarafından seçilen tema ile ilgili yorumlar sunulmaktadır. Çift sayfalı bu alan temayla ilgili tanıklık için ayrılmıştır. Her şeyden önce Türkiye’deki Katolik Kilisesi’nin yaşamını yansıtması amaçlanmıştır ve farklı Episkoposlukların ana olayları ve vurguları arasındaki ilişkiyi içermektedir. Ekümenik ve dinler arası ilişkiler de önemlidir, bu da Doğu Kiliseleri ve İslam’la olan ilişkileri ayrıcalıklı kılar. Son olarak, okuyucularına bu ülkenin Hıristiyan geçmişinin zenginliğini göstermeyi ve bu yerlerin tarihini belirleyen olayların ve kişilerin anılarına katılmalarını istemektedir.
¥ Bayramın son ve en önemli günü İsa ayağa kalktı, yüksek sesle şöyle dedi: “Bir kimse susamışsa bana gelsin, içsin. Bana iman edenin içinden diri su ırmakları akacaktır.” * Bunu, kendisine iman edenlerin alacağı Ruh’la ilgili olarak söylüyordu.
¶ Oysa benim vereceğim sudan içen sonsuza dek susamaz. Benim vereceğim su, içende sonsuz yaşam için fışkıran bir pınar olacak.
¥ Bunu, kendisine iman edenlerin alacağı Ruh’la ilgili olarak söylüyordu.
¥ Şimdi sözümü dikkatle dinler, antlaşmama uyarsanız, bütün uluslar içinde öz halkım olursunuz. * Siz benim için kâhinler krallığı, kutsal ulus olacaksınız.
¶ Siz seçilmiş soy, Kral’ın kâhinleri, kutsal ulus, Allah’ın öz halkısınız. Sizi karanlıktan şaşılası ışığına çağıran Allah’ın erdemlerini duyurmak için seçildiniz.
¥ Siz benim için kâhinler krallığı, kutsal ulus olacaksınız.
Kötü haberler İsa’yı korkutmamaktadırlar. O, dünyada acı çektiren birçok olayın meydana geldiğini biliyordu, olaylar ki bizi korkutuyor ve yüreğimizde soruların doğmasına sebep oluyor. Birçok kere ölüm korkusu ve günahımız içimizde öyle sorular doğuruyor ki, bunlara cevap vermek için insanları, bazen da Allah’ın Kedisini bile yargılayarak denenmekteyiz. Niçin bu afetler? Bunlar ceza mı? Kim bunları hak etti? Allah nasıl bu kadar adaletsiz ki, suçsuz çocukların acı çekmesine izin veriyor? Allah niçin kötüleri ve şiddet kullananları durdurmuyor?
Bu sorular ve cevaplar insana huzur vermeyen başka sorulara sebep oluyor. Pilatus Yeruşalimdeki tapınakta kurban sunan bazı insanları öldürttü: Allah böyle ölmelerine izin vermesi için kim bilir onları hangi suçları için cezalandırdı! Onlar Celileli idi, sapkındılar! İsa, aynı soruyu kulenin altında kalıp ölenler için de yaptı, onlar sapkın değil, Yahudiler, hatta kutsal Yeruşalim’in sakinleri idiler! Bu sorular geçmişe bakmaya alışık olduğumuz için aklımıza da gelmektedirler: Geçmiş, bildiğimizi zannettiğimiz tek gerçektir! Ama Allah bize saklı olanı da bilmekte, geleceği de bilmekte: İsa bunu biliyor bunun için sadece O’nunla birlikte yaşamadığımızda başımıza gelebileceği göz önünde tutarak cevap vermekte. Biz başkalarını yargılayamayız, sadece onlara karşı vermek istediğimiz yargıyı kendimiz hak etmemeye dikkat etmeliyiz.
“Tövbe etmezseniz, hepiniz aynı şekilde öleceksiniz”. Alışık olduğumuz şekilde, zevk verici olanı ve içgüdülerimizi izleyerek, yaşamaya devam edersek, yaşamımızın sonu da bir ceza, bir felaket olacaktır. Öldürülenlerin ölümü ve yıkıntıların altında kalanların ölümü bizim için bir uyarıdır. Biz onların yaşamını yargılamıyoruz, ama bizimkine dikkat ederiz.
“Tövbe etmezseniz…”:bizim yaşam değiştirme şansımız var! İsa’yı kabul edebiliriz ve her şey değişiyor: yaşam, ölüm anı dahil yeni bir hedef, yeni bir anlam kazanacak. İsa’yı kabul etmekle yaşamımız Allah’a şan verecek, O sevinecek çünkü acı çeken ve acı çektiren insanların kurtuluşunun planı için işbirliği yapacağız.
Yanan çalılıktan gelen ses aracılığıyla gerçekleşmiş Musa’nın çağrısı İsa’nın gelişi ve varlığının amacını sezmemizi sağlamaktadır: Musa’nın halkı kölelik acısından nasıl kurtarması gerekiyor idiyse, İsa da aynen hepimizi insanlığı ezen günahın köleliğinden ve acısından kurtaracaktır. Ve de Musa’nın yardımcılara ihtiyacı olduğu gibi, aynen İsa da yardımcılar istemekte. Bunun için bizler sadece kurtuluşu, sevinci, yeni yaşamı kabul ederek kalmayıp, kendimizi Rabbin hizmetine sunmaktayız. O’nun iyiliğimizi ve mutluluğumuzu istediğini, bizi sevdiğini ve Kendi sevgisine katılmaya çağırarak, yaşam doluluğuna erişmemizi sağladığını hatırlayarak çağrılarına cevap vermeye hazırlanalım.
Allah halkının tarihinde tüm yaptıklarının amacı bize İsa’nın kim olduğunu belirtmektir. Geçmişin olaylarını bu şekilde okumalıyız: bulut, deniz, man, içinden su çıkan kaya sadece ölen ve dirilen İsa’nın ışığında anlaşılır olmaktadır.
Biz daima zayıfız ve O’na ihtiyacımız vardır: bunun için O’na daima bağlı kalalım yoksa boşluğa düşeriz. Havari şöyle diyor: “Ayakta kalabileceğini zanneden, düşmemeye çalışsın”. Eğer ayakta kalırsak, yani imanda canlı olursak, imanımız çok kişi için yaşam ve sevinç kaynağı olacaktır: ‘yaprakların’, yani birçok boş şeyin arasında kendi mutluluğunu arayanlar, bizim İsa’ya bağlı olmamızın doğurduğu tatlı gıdayı, ‘meyveyi’ bulacaklardır!
Bu Jübile Yılında tövbe etmemiz daimi ve sabit olacaktır: İsa ile ve İsa için yaşayacağız öyle ki içimizde O’nun Kendisi mevcut olsun ve hayatımızı Kendisini gösterip onu maddeciliğin kaybolma tehlikesinde olan kardeşleri kurtarmak için kullanabilsin.