İstanbul Kutsal Ruh Katedrali’nde Kül Çarşambası

İstanbul Kutsal Ruh Katedrali’nde 2 Mart Çarşamba günü kutlanan ayinle Paskalya ’ya Hazırlık Devresi başladı. Litürjik takvim içinde çok önemli bir gün olan Kül Çarşamba’sı litürjisi öncesinde pederler günah itirafları için katedralde hazır bulundu. Yoğun katılımın olduğu akşamda İstanbul’daki kiliselerden pederlerin de katılımıyla kutlanan ayin, İstanbul Latin Katolik Kilisesi Ruhani Reisi Mons. Massimiliano Palinuro tarafından yönetildi.

Bu kutlamanın Paskalya’ya doğru olan yolculuğumuzda bizi, Rabbe olan dönüşüme ve af dilemeye çağırdığını belirten Mons. Massimiliano, okumaların ve İncil’in okunmasının ardından İngilizce ve Türkçe olarak verdiği vaazında şöyle söyledi:

Mesih’in adına aracılık ediyor, O’nun adına yalvarıyoruz: Allah ile barışın” (2 Kor. 5:20).

“Mesih’in adına aracılık ediyor, O’nun adına yalvarıyoruz: Allah ile barışın” (2 Kor. 5:20). “Havari Pavlus’un içtenlikle söylemiş olduğu bu çağrıya kulak verelim. Şimdi sadece alçak gönüllükle en temel ihtiyaçlarımıza dönme, bu kutsal oruç döneminde Allah’ın Söz’ünü yeniden hayatımızda harekete geçirme zamanıdı

Önümüzdeki oruç devresi bizim için, bencilliğimizden, içgüdülerimizden, tutkularımızdan ve dünyanın koşullandırmalarından kurtuluş zamanıdır. Bu devre özel çabalar ve somut fedakarlıklar gerektiren ciddi bir kurtuluş yoludur. Bizi Allah’ın tam bilgeliğine ve iradesine götüren güvenli bir köprüye benzeyen bu kurtuluş yolu üç ayak üzerinde durmaktadır: Dua, fedakarlık ve Sadaka”

Vaazın ardından Mons. Massimiliano tarafından küller takdis edildi ve “Rabbimizden uzak kaldığımız zamanlarda bizlerin sadece bir tozdan ibaret olduğumuzu hatırlamamız” için küller halka ve rahiplere serpildi.

Litürjide kullanılan bu küller, bir önceki senenin Palmiye Pazarı’nda ki  dalların yakılmasıyla elde edilir ve Kül Çarşambası gününde kullanılır.

Paskalya’ya hazırlık döneminde her Cuma günü saat 17:00’da İstanbul Kutsal Ruh Katedrali’nde Haç Yolu düzenlenecektir.

(SAT-7 TÜRK/İstanbul-Diyakon Peder Burhan)

Fotoğraf Alfonso Zamuner

İzmir’de Kül Çarşambası ile Oruç Dönemi Başladı

İzmir Aziz Yuhanna Katedral Bazilikası’nda 2 Mart tarihinde Kül Çarşambası’yla tüm mezheplerde olduğu gibi Katolik Kilisesi için de en önemli dönem olan Paskalya’ya Hazırlık Devresi başladı. Kutsal ayinden önce ilk olarak din adamları ve rahibeler için derin düşünme zamanı Alsancak Rosario Kilisesi’nin Başrahibi Peder Igor Barbini tarafından sunuldu, ardından “Efkaristiya Tapınması” yapıldı. Sonra Günah itirafı gizemi gerçekleştirildi.

Kutsal ayin, İzmir Başepiskoposu Monsenyör Martin Kmetec tarafından yönetilirken; tüm İzmir kiliselerinin ve Meryem Ana Evi’nin rahipleri de ayine eşlik ettiler.

Peygamber Yoel’in Kitabı’ndan ve Aziz Pavlus’un Korintliler’e İkinci Mektubu’ndan sözler okunduktan sonra Diyakon Nikola Aziz Matta İncil’inden sözler okudu. 

Ardından Monsenyör Martin kısaca İngilizce ve bütün olarak Türkçe verdiği vaazında “Hristiyan için oruç ne bir çile ne de yüzeysel bir “adaletin gösterisi”dir; oruç kişinin Rab’be ve Sözü’ne kendini açtığının bir işaretidir. Allah’ın Sözü, O’na olan tam bağımlılığımızın farkına varmamızı sağlar, içimizde bağışlanma arzumuzu derinleştirir ve davranışlarımızı değiştirme konusunda kararlı olmamıza yardımcı olur. Kefaret, oruç bir şeyden sakınmak demektir; tüketim toplumundan ve tanrıtanımazlıktan uzaklaşmak demektir. Esas olana nasıl gidileceğini, gerekli ve gereksizin nasıl ayırt edileceğini öğrenmemiz gerekiyor. Bu yönünü kendinden çevirmek ve başkalarına yönelmek demektir. Onların ihtiyaçlarını hissetmek, kalplerindeki Allah’ın farkında olmak demektir. Yoksullarla dayanışma içinde olmalı ve yakınımızdaki herkese daha fazla hayırseverlik göstermeliyiz. Tozdan oluşan bedenimizin, Biricik Oğlu’nun ölümüyle birleşip, hayat veren Allah’a sunulan bir kurban olarak O’na geri döneceğini anlamak için üzerimize kül serpeceğiz” dedi.

Vaaz bittikten sonra Başepiskopos külleri kutsadı. Başepiskopos Genel Vekili Peder Fellyanus Dogon tarafından küller haç şeklinde Monsenyör Martin’in başına serpildi ve ardından Başepiskopos önce tüm rahiplere ve sonra Peder Fellyanus tüm katılanların başlarına kutsanan külleri serptiler. Kullanılan küller, litürjik olarak her zaman bir önceki senenin Palmiye Pazarı’ndan kalan dallar yakılarak kül haline getirilir ve Kül Çarşambası günü kullanılır.

Ayin bitmeden önce P. Fellyanus söz alarak: “Bu Efkaristiya kutlamasının sonunda, herkesi, bizi Paskalya’ya götüren Oruç Devresi boyunca Rab’bin bize verdiği değerli lütuf ve kurtuluş armağanını karşılamaya davet etmek istiyorum. İlan edilen İncil bize, Kilise’nin geleneksel olarak tüm inananları bu haftalarda özellikle yoğun bir şekilde yeniden keşfetmeye ve yaşamaya davet ettiği üç büyük gerçeği hatırlattı. Her şeyden önce, tuttuğumuz oruç, bugün, Kül Çarşambası ve Kutsal Cuma günüdür. Papa Françesko’nun davetini kabul ederek, Ukrayna’daki dramatik çatışmaya bir son vermesi için Rab’be yakarmak üzere oruçlarımızı ve dualarımızı sunacağız. Oruç Devresi boyunca, Tanrı için bir kefaret ve arzu işareti olarak bir şeyden vazgeçmek önemlidir. Vazgeçtiğimiz her şey, en yoksul kardeşlerimizin maddi ihtiyaçlarına yardım etmeye yönelik olabilir. Son olarak, hepimiz, Rab ile birliğimizi artıran ve inançla yaşadığımız zaman, tarihimizin ve dünyanın gidişatını gerçekten değiştirebilecek olan duamızı iyi yaşamaya çağrıldık” dedi. 

zan Karagöz tarafından yönetilen Katedral’in korosu ayine renk kattı.

Paskalya’ya Hazırlık Dönemi’nde İzmir Aziz Yuhanna Katedral Bazilikası’nda her Cuma saat 17.00’de Tespih Duası, saat 17.30’da Kutsal Ayin ve ardından Haç Yolu Duası yapılacaktır. 2022 yılının Paskalya Bayramı, 17 Nisan tarihinde kutlanacaktır. (SAT-7 TÜRK/İZMİR-Nathalie Ritzmann)

İstanbul Ermeni Katolik Cemaati Surp Vartanantas Yortusunu Kutladı

İstanbul Ermeni Katolik Cemaati “Vartanants Yortusu”nu, Taksim Surp Hovhan Vosgeperan Kilisesi’inde düzenlenen özel bir ayinle kutladı. Ayine; Taksim Surp Hovhan Vosgeperan Kilisesi Başrahibi Vartan Kazancıyan, Başrahip Abraham Fırat, Başrahip Mikail Uçar, DerHayr Haygaram Çekiç, Başdiyakon Der Hagop Minasyan, Gisasargavak Jan Acemoğlu, ve tıbirler eşlik ettiler.

Bu özel ayinde Surp Hovhan Vosgeperan Korosu Şef Zaven Agay yönetiminde ilahiler seslendirdi. Ayin sonrasında Başrahip Vartan Kazancıyan’ın isim günü de kutlandı.

“Vartanants Yortusu”
Ermenilerin  485 yılından beri kutladıkları bu yortu, Hristiyan kalabilmenin bayramıdır. Ermeniler için merhamet ve kahramanları anma ulusal bayramı olarak kutlanan bu gün; Vartan Mamikonyan önderliğindeki Ermeni ordusunun Avarayr Ovası’ında Pers Ordularıyla yaşadığı inanç ve ölüm kalım savaşının hatırlandığı yortudur. 

Dönemim güçlü Pers kralı Hazgert 2, 301 yılından beri Hristiyanlığı resmi devlet dini olarak kabul eden ilk Hristiyan krallığı olan Ermeni Krallığı’nı, zorla ZERDÜŞT dinine dönerek ateşe tapmaları için zorlamış ve 451 yılında, Avarayr Savaşı’nda, büyük bir direniş ve İman dolu bir dirençle karşılaşmıştır. 

Komutan Vartan Mamigonyan  451 yılında, Avarayr Savaşı’nda, dinî inancı uğruna 1036 askeriyle birlikte şehit olur. Bu savaşa askerlerden başka, din adamları, rahipler, aydınlar, akademisyenler ve bilim adamları da asker katılmışlardı. Zafer kazanan Persler buna  rağmen, Ermenilerin öleceklerini bile bile kahramanca direnişlerinden etkilenerek  Ermenileri, dini inançlarında özgür bıraktılar ve böylece Ermeniler Hristiyan dinine sadık kalmayı başarmış oldular. Bu olay iki devlet arasında bugüne kadar sürecek olan büyük bir barışa neden oldu.

İzmir Metropolitliğinde Aziz Polikarp Bayramı Kutlandı

İzmir’in Koruyucusu Aziz Polikarp’ın onuruna onun bayramına hazırlık olarak 9 günlük Dua, 14 Şubat gününden itibaren her akşam saat 18:30’da Aziz Polikarp Kilisesi’nde yapıldı. Dua İzmir Başepiskoposu Monsenyör Martin Kmetec tarafından yönetildi ve derin düşünme anları, Konya Kilisesi’nden Maria Grazia Zambon tarafından sunuldu. “Novena Duası”, cemaate açık bir şekilde gerçekleştirilirken, canlı yayın üzerinden de takip edilebildi. 

Aziz Polikarp Bayramı Görkemli Kutsal Ayini, Kamerun ve Ekvator Ginesi Vatikan Büyükelçisi olan İzmir doğumlu Monsenyör Julio Murat tarafından yönetilirken; İzmir Latin Katolik Kilisesi’nin Başepiskoposu Monsenyör Martin Kmetec de ona eşlik etti. Hem İzmir Rum Ortodoks Metropoliti Bartholomeos Samaras hem İzmir Anglikan Kilisesi’nin Rahibi James Buxton hem de yurtdışından birkaç rahip, İzmir’in farklı kiliselerinden gelen rahipler ve geçen seneye göre daha fazla bir kalabalık bu özel litürjiye katıldı. 

Bilgelik Kitabı’ndan Sözler ve Vahiy Kitabı’ndan Sözler okunduktan sonra, Diyakon Nikola, Aziz Yuhanna İncil’inden Sözleri, hem Türkçe hem de İtalyanca olarak okudu.

Ardından İzmir Başepiskoposu, Türkçe ve İtalyanca olarak verdiği vaazında şöyle dedi: “Yuhanna İncili’nin 13. bölümünün ilk ayetinde İsa’nın şu sözlerini okuruz: ‘Onları sonuna kadar sevdi.’ ‘Dünyada kendisine ait olanları sevmiş olarak sonuna kadar sevdi.’ (Yh. 13,1). İncil Yazarı, Istırabın anlatımına, ayakların yıkanmasının anlatımına böyle başlar ve bu davranışın en içten nedenini belirtir: Sevgi. Aziz Polikarp için de bu böyleydi; sonuna kadar sebat eden tüm iman şehitleri için de böyle oldu. Sevgi dönüş yolu bilmez. Ya sonuna kadar gider ya da aksi halde sevgi değildir. İman şehitleri de Mesih’in sevgisi uğruna ölürler. 

Aziz Polikarp’ın şehitliği, Mesih ile olan ilişkisinin şeffaf bir kanıtıdır. Canlı ve kişisel bir ilişkidir; Eyüp’ün Tanrı ile olan ilişkisine benzer. Bu kadim Ata, korkunç huzursuzluğunun, ıstırabının meydan okuması karşısında yıpratıcı acısına olan yanıtını ancak Tanrı ile gerçek ve derin ilişkisinde bulmuştur: ‘Ben Kurtarıcım’ın yaşadığını, sonunda yeryüzüne geleceğini biliyorum.’ (Eyüp 19,25). Aziz Polikarp da yüreğine şu derin inancı kazımıştır: ‘Kurtarıcımın yaşadığını biliyorum.’ Aziz Polikarp’ın ve Tanrı İnayeti’nin tarih içinde yaydığı birçok şehidin sadakatinin zaferi, bizim için derin bir teselli, neşe ve güç nedenidir. Ama hepsinden öte, imanımızın bir yalan, çocuklar için bir masal olmadığını bize açıkça gösterir.

Aziz Polikarp bir Hristiyan, rahip ve Episkopos olarak hayatını verdi, Mesih uğruna öldü, çünkü çarmıha gerilen Mesih İsa’da O’nun tanrısallığını ve kurban edilişinde de insan ırkına sunulan değerli kurtuluş armağanını gördü.”

Havari ve İncil yazarı Aziz Yuhanna’nın ilk öğrencilerinden biri olan ve Pers Ülkesi’nde yaklaşık olarak M.S. 70 yılında doğan Aziz Polikarp, genç yaşında kör olarak Smyrna’ya – bugünkü İzmir – getirildi, diyakon oldu, daha sonra rahiplikten 113 ile 117 yılları arasında Episkoposluk ünvanına atandı. Yaklaşık elli yıl boyunca görevini yerine getirdi. Polikarp, 23 Şubat 155 tarihinde İzmir Akropolü üzerinde, Roma Stadyumu’nda şehit edildi.

İzmir’de Aziz Polikarp Bayramı Görkemli Kutlaması’nda Aziz Polikarp’ın kafatasının bir parçası takdim edilir.

Aziz Polikarp’ın kafatasının bir parçası hürmet edilmek üzere tüm Ayin boyunca takdim edildi. Yunanca, Latince, Fransızca ve Türkçe ilahiler söylenerek Ayin’e renk katıldı ve tören bittikten sonra cemaate büyük salonda ikram verildi. (SAT-7 TÜRK/İZMİR-Nathalie Ritzmann)

İstanbul’da İsa Mesih’in Mabede Sunulması Bayramı Kutlandı

Kaynak: SAT7Turk Haber

SAT-7 TÜRK/ Diyakon Peder Burhan

İstanbul’da İsa Mesih’in Mabede Sunulması Bayramı

Latin ritinde kutlanan ayini, Mgr. Massimiliano Palinuro yönetirken ayine Ermeni Katolik Kilisesi Başepiskoposu Mgr. Levon Zekiyan, rahipler, diyakonlar ve İstanbul Latin Katolik Kilisesinin rahipleri ve diyakonu eşlik etti.

Ayinden önce, Msgr. Massimiliano Palinuro, Peder Vartan tarafından hoş geldiniz konuşmasıyla karşılandı. Efkaristiya tapınmasında çeşitli dillerde dualar okunurken Efkaristiya tapınmasına fokolare cemaati ilahiler ile eşlik etti.

Kutsal ayin sırasında İncil’in Luka bölümünden okunan kutsal sözlerden sonra, Mgr. Massimiliano Palinuro vaazında, bu kadim bayramın, Noel sevincinden yeni bir tat almamız sağladığını, ihtiyar Simeon gibi Rab İsa’yı kollarımıza aldığımızı ve O’nu “ulusları aydınlatan ışık” olarak selamladığımızı belirtti.

Işık Olmazsa Hayat Olmaz

Vaazının devamında, “ışığın belirtisini düşünürsek, son derece etkileyici ve anlamlı olduğunu görürüz. Işık olmazsa hayat olmaz. Aynı şekilde İsa olmadığında, yaşamımız ölümün bekleme odasından başka bir şey değildir. Işık olmazsa özgürlükte olmaz. Aynı şekilde İsa olmadığında her seçimimiz felçli gibidir, her hareketimiz koşullara bağlı kalır. Işık olmazsa etrafımızda ne var ne yok bilemeyiz, çünkü nesneleri ayırt edemeyiz. Aynı şekilde İsa olmazsa iyiyi kötüden ayıramayız ve her şey cehaletin ve şüphenin karanlığına saplanıp kalır” sözlerini ekledi.

Son takdisten önce Mgr. Massimiliano Palinuro, Mgr. Levon Zekiyan’a nazik ve içten davetleri nedeniyle teşekkür ederken, Mgr. Levon Zekiyan Latin Katolik cemaatinin katılımı için teşekkür etti ve duygusal anlar yaşandı. Daha sonra davetliler ile bir kokteyl gerçekleştirildi.

Fotoğraflar: Alfonso Zamuer

13 -15 Ocak 2022 tarihleri arasında Türkiye Katolik Episkoposları İzmir’de 113. Genel Kurul Toplantısı için bir araya geldiler.

Türkiye Katolik Ruhani Reisler Kurulu 113. Genel Kurul Toplantısı

13 -15 Ocak 2022 tarihleri arasında Türkiye Katolik Episkoposları İzmir’de Türkiye Katolik Ruhani Reisler Kurulu’nun 113. Genel Kurul Toplantısı için bir araya geldiler.

Toplantıda yerel kilise için önem taşıyan çeşitli konular ele alındı. Episkoposlar Sinodu, küçüklerin ve savunmasız kişilerin korunması, Kilise’nin yasal konumu, CET komisyonları ve temsilciler, Maranatha ve Presence dergilerinin formatları gibi konularda fikir alış verişi yapıldı.

İzmir Başepiskoposluğu tarafından başlatılan ve Kilisemize yardımcı olabilecek bir kateşizm hazırlamaya yönelik bir proje de sunuldu. Bu belge, Hristiyan imanını tanımak ve bu imanda derinleşmek isteyenler için yararlı bir araç olacaktır. Bu çalışma daha sonra Latin Riti’nde litürjik kitapların (Missale ve Lezionario) tercümesi ve baskısı için onaylandı.

Çalışmaların sonunda Episkoposlar Meryem Ana Evi’nin (Casa di Maria) “Millî İbadethane” statüsünü yeniden teyit eden bir kararnameye imza attılar. Bu yerin gelecekte ibadethane yeri olarak sunulmasını amaçlayan Tüzük’ün birinci okuması ve analizi de yapıldı. Bu belgenin daha sonra onaylanması gerekmektedir.

15 Ocak 2022 Cumartesi günü Episkoposlar şükretmek ve Türkiye’deki Kilisenin tamamı için Allah’ın Annesi Meryem’den şefaat dilemek üzere Meryem Ana Şapeli’ne gittiler.