Ankara’daki Cizvitler’de İgnatius Yılı Kutlandı

Ankara Azize Tereza Kilisesi’nde, 14 Mayıs Cumartesi günü, Loyolalı İgnatius Yılı kutlandı.

Başkent Ankara’da mukim Cizvit Cemaatinin Başrahibi Peder Jean-Marc Balhan ve beraberindeki rahipler Peder Alexis Doucet ve Peder Michael McGuckian bu vesileyle Vatikan’ın Türkiye ve Azerbaycan Büyükelçisi Apostolik Nuncio Monsenyör Marek Solczyński’yi, İzmir Başepiskoposu ve Türkiye Episkoposlar Konferansı Başkanı Monsenyör Martin Kmetec’i, İstanbul Havarisel Vekili Monsenyör Massimiliano’yu, Anadolu Havarisel Vekili ve kendisi de Cizvit olan Monsenyör Paolo Bizzeti’yi, Avrupa Cizvit Başrahipleri Konferansı Başkanı ve Türkiye Cizvitleri’nin Başrahibi Peder Franck Janin’i ve yine bir Cizvit olan Anadolu Havarisel Vekilliği Şansölyesi Peder Antuan Ilgıt’ı ağırladılar.

Ankara Meryem Ana Kilisesi’nin sorumlusu Peder Seraphin Kazadi, şehrin Katolik cemaati mensupları, dört Protestan pastör ve kendi cemaatlerinin birkaç üyesi yanı sıra İstanbul’dan Peder Felianus Dogon ve Konya’dan Maria Grazia Zambon’un da katıldığı oldukça zengin bir içeriği olan toplantı, Ankara Cizvit cemaatinin toplantı salonunda sabah saatlerinde başladı.

Açılış konuşmasında Peder Jean-Marc, bu önemli randevuya gelen herkese hoş geldiniz dedikten ve teşekkür ettikten sonra, öncelikle Türkiye’deki Cizvit varlığının tarihi – Türkiye’ye ilk kez 1583 yılında, İstanbul’a geldiler – hakkında bilgi verdi. Bugün “Cizvit olmak” ne anlama geliyor konusunu açarken: “Üç yıl önce, dünyadaki faaliyetleri için Papa Françesko tarafından onaylanan dört havarisel tercih öne sürdüler: Ruhsal Egzersizler ve “ayırt etme” pratiği ile Tanrı’ya giden yolu göstermek; yoksullarla, dışlanmış olanlarla ve itibarı zedelenenlerle birlikte, uzlaşma ve adalet misyonuyla yürümek; umut dolu bir gelecek inşa etmek amacıyla, gençlere refakat etmek; ortak evimiz olan dünyaya bakmak için birlikte çalışmak” dedi. 

Ardından İgnatius Yılı kutlamalarının anlam ve önemine değinen Peder Balhan şunları ekledi: 20 Mayıs 1521’de İspanya’nın Pamplona kentindeki bir savaşta İgnatius hırslı planlarını, bir top mermisi tarafından ezilen bir şövalye olarak gördü. Uzun süren nekahet döneminde, bir dönüşüm yolculuğuna ve Mesih’le yeni bir hayata başladı. 12 Mart 1622’de Loyolalı İgnatius ve yoldaşı Francisco de Xavier aziz ilan edildi. Kilise, daha sonra, İgnatius’un tüm dünyada Kilise’ye iletmesi gereken bir mesajı olduğunu kabul etti. Bu yüzden Cizvitler’in Genel Başrahibi, Peder Arturo Sosa, 31 Temmuz’da kutlanılacak Aziz İgnatius Bayramı ile sona erecek sloganı “Mesih’te her şeyi yeni görmek” olan İgnatius Yılı’nı ilan etti.

Ankara’da mukim Cizvit Cemaatinin Başrahibi Peder Jean-Marc Balhan

Peder Jean-Marc’ın ardından Peder Antuan Ilgıt, “Aziz İgnatius, Muhakeme ve Sinodal Yol Maneviyatı” konulu çok zengin konuşmasında, tıpkı İgnatius’a olduğu üzere, son yıllarda yaşadığımız birkaç kriz aynı zamanda bir değişim için fırsat da olabilir dedi, Peder Jean-Marc ise: “…tabi, eğer kendimizi Ruh’a açar, “Mesih’te yeni olan her şeyi görmeye” çalışır, ve doğru kararlar alırsak…” diye ekledi.

Peder Antuan paylaştığı bilgilerde: “İgnatius yatakta hareketsiz yatarken, kaldığı mekânda başka hiçbir kitap olmadığı için, Mesih’in Yaşamı, Aziz Francis ile Aziz Dominic gibi bazı meşhur azizlerin yaşamlarını okumak durumunda kaldı. Bunları okurken, kalbinde farklı düşünce ve duyguların, kendi tanımlamasıyla “ruhların” ortaya çıktıklarının ayırdına vardı… Bu analizi yapıp ardından şövalyelik hayallerini geride bırakarak azizler gibi yaşamayı seçtiği andan itibaren elindeki yegâne silahları; dua, çalışma, kişisel tanıklık ve hizmet oldular. İgnatius kendisine çok ıstırap çektiren bacağının yarası sayesinde Allah’a doğru kuvvetli bir değişim yaşamaya başladı… Aziz İgnatius’a olduğu üzere her birimizin hayatında bize kendimizi aşkınlığa açma fırsatı sunabilecek bazı anlar olabiliyor… Ve Isa Cemiyeti’nin Başrahibi Arturo Sosa’nın da dediği üzere “Bu yolculukta ne kadar stratejik vizyonumuz olursa olsun, kendimizi Ruh tarafından yönlendirilmeye gerçekten açarsak hayatımızı asla tam olarak kontrol edemeyiz” dedi.

Peder Antuan konuşmasını “Papa aracılığıyla Allah’a itaat etmek, yoksulların hizmetinde olmak, Aziz İgnatius tarafından yazılan 7000 mektup” gibi farklı konulara değinerek sürdürdü. Ignatian Ruhaniyetin temel ögelerinden muhakeme ya da diğer bir deyişle ayırt etmeden bahsettiği bölümde ise, “İnsanda 1001 çeşit duygu hasıl olur, ancak, bunlar aynı olmadıklarından bunların kaynak ve etkilerini en iyi şekilde analiz etmek gereklidir” diyen peder Antuan Türkçe’de bunun yaygın olarak kullandığımız “Kafamda kırk tilki var ve kırkının da kuyruğu birbirine dokunmuyor!” atasözü ile ifadesini bulduğuna dikkat çekti. “Sağlıklı bir muhakemenin ilk temel taşı kalbimizin sesine dikkat etmektir… Sufi düşüncede, Allah’tan kalplerini açmasını isterler, İgnatius Ruhsal Egzersizlerinde tam da bundan bahseder” diye de ekledi. 

Anadolu Havarisel Vekilliği Şansölyesi ve Cizvit olan Peder Antuan Ilgıt

Peder Antuan konuşmasının ikinci bölümünde Kilise bağlamında bir muhakemenin manevi boyutu üzerine dikkat çekmek istedi. Şu anda Kilise’de değişim yaşandığını ifade eden Ilgıt, Papa Françesko’nun önderliğinde farklı düzeylerde bir reformun bir unsurunun da, geçen sonbaharda başlayan sinodal yol olduğunu belirterek sözlerine şöyle devam etti: “Burada kastedilen, birlikte hissederek, Allah’ın Kutsal Ruh’unu birlikte dinleyerek, fikir ve gönül birliği içinde yürümektir; İsa’nın Merkezliği, Kilise’nin hizmetinde, günahkâr olduğumuzun ayırdına varmak, diyalog insanları olmak, Kilise olarak asli misyonumuz duvar inşa etmek değil, köprüler inşa etmektir…”

Sonra tüm katılımcılarla genel bir tartışma yapıldı; peder Antuan’ın konuşmasında hangi kelime ve ifadelerin kalplerine dokunduğu sorulan dinleyicilerin verdiği yanıtlar arasında hep birlikte bir bağlantı kurmak ilginç bir egzersiz oldu.

Sabah sonunda görkemli bayram ayini Monsenyör Massimiliano yönetiminde gerçekleştirildi. Monsenyör Bizzeti İtalyanca olarak verdiği ve peder Antuan tarafından Türkçe’ye çevrilen vaazında ise şunları söyledi: “Pamplona’dan sonraki hayatı Rab ile samimi bir diyalogdan müteşekkil idi. Döneminin insanları arasındaki eylemini aydınlatan ve ilerleten kuvvet bizzat Rab ile arasındaki bu derin diyalog idi. Eylemde tefekkür eden; itaatkâr olduğu için aynı zamanda da özgür olan bir İgnatius. Aziz’in deneyiminin bize anlattığına göre insan, bir arzular demetidir ve hayattaki güzel ve iyi şeylere olan eğilimini tanımayı ve bu eğilimi yönetmeyi öğrenmesi gerekir. Velhasıl “agapè” olarak adlandırılan özgür aşka kendi arzularımızla yüzleşmeden ulaşmak kesinlikle mümkün değildir.

Anadolu Havarisel Vekili ve Cizvit olan Monsenyör Paolo Bizzeti

Aziz İgnatius’un “tutkulu” bir adam olduğu açıktır: Kalbinde, bazen büyük hatalar da yaparak, kendini kaptırmasına izin verdiği güçlü dürtüler hareket etmektedir. Nitekim insanlık tarihinde iz bırakan pek çok kadın ve erkek, bunu içinde yaşadıkları tutkuları söndürmeden yapmışlar, bilakis onları yönlendirmiş, yönetmiş ve dönüştürmüşlerdir. İgnatius’a göre arzular ruhsal hayatımızın başlangıç ​​noktasıdırlar: İgnatius Ruhsal Egzersizler sırasında her meditasyonun başında egzersizleri tatbik edenlerin kendilerine “ne istediklerini” sormalarını salık vermektedir.”

Kutlamanın sonunda tüm katılımcılar Kilise’nin avlusunda öğle yemeği paylaşmak için bir araya geldiler.

(SAT-7 TÜRK/İZMİR-Nathalie Ritzmann)

İzmir Selçuk Aziz Yuhanna Bazilikası’nda Ekümenik Ayin

Aziz Yuhanna’nın mezarının olduğuna inanılan Selçuk Aziz Yuhanna Bazilikası’nda, 7 Mayıs 2022 tarihinde görkemli bir Ekümenik Efkaristiya ayini gerçekleştirildi. 

Haber: SAT7-TURK – Nathalie Ritzmann

İzmir Latin Katolik Başepiskoposu Monsenyör Martin Kmetec’in yönetimindeki törene, İzmir Rum Ortodoks Metropoliti Monsenyör Bartholomew Samaras ve İzmir Anglikan Kilisesi’nin Rahibi Peder James Buxton eşlik etti. Törene farklı İzmir Katolik kiliselerinden ve Meryem Ana Evi’nden rahipler ile İzmir Rum Ortodoks Kilisesi’nden Arşimandrit Peder Polykarpos, Peder Andreas ve Brüksel’den gelen Anglikan İngiliz Peder David katıldılar.

Kutlama, bazilika vaftizhanesi bölümünden mezarın önüne kadar Ayin alayı ile başladı ve ardından Mons. Martin Aziz Yuhanna ikonasını ve sonra tüm katılımcıları kutsadı.

Açılış ve hoşgeldiniz konuşmasında, Mons. Kmetec: “Tek bir inançtaki (Ortodokslar, Anglikanlar, Katolikler ve diğerleri) tüm kardeşlerimi tüm kalbimle selamlıyorum… Antik çağda, İsa’nın sevgili öğrencisi olan İncil Yazarı Aziz Yuhanna’nın kalıntılarının korunduğu bu yerde toplandık. Burası sadece Aziz Yuhanna’ya olan inancın ve sevginin bir ifadesi olarak bu muazzam bazilikanın inşa edildiği bir anma yeri değildir. Kutlayacağımız olay, bir iman olayıdır. Bu anıt sadece bir ziyaret değil, aynı zamanda Yuhanna’nın mesajına göre yaşamın kaynağı olan Dirilen Rab ile derin bir karşılaşma anı olsun… bu anı birlikte kutlamak büyük bir mutluluk. Havari Aziz Yuhanna bize sadece onun öğrencileri olmadığımızı, aynı zamanda halkının çobanları olmamız gerektiğini öğretir. Tanrı, elçilik çabanızda sizi kutsasın” diyerek ayini başlattı. 

Aziz Yuhanna tarafından yazılan Mesih İsa’nın İncil’inden Sözleri Bornova Meryem’in Kutsal Adı Kilisesi’nden Fransisken Rahibi Peder Adrian okudu.

Verdiği vaazında Mons. Bartholomew: “Burada, geleneğe göre Sevgi Havarisi, Teolog ve İncil Yazarı Aziz Yuhanna’nın mezarının bulunduğu bu mübarek yerde. Burada, Üçüncü Ekümenik Konseyin toplandığı bu bölgede. Burada, yüzyıllar önce İsa’nın Müjdesi’nin vaaz edildiği bu yerde. Lütuf ve Sevginin müjdesi. Burada, yüzyıllar boyunca “evrenin barışı […] ve herkesin birliği için” duaların ve yakarışların yapıldığı bu eski, erken dönem Hristiyanlık Bazilikası’nda. Burada, bu yerde, binlerce insanın yüzyıllar boyunca Baba, Oğul ve Kutsal Ruh adına vaftiz edildiği Vaftizhanede… Bu alan, Hristiyan sevgisinin daha derin anlamını yansıtmak için bizim için oldukça semboliktir, çünkü Teolog ve İncil Yazarı  Aziz  Yuhanna, Mesih’i çok seven bir talebe ve Sevginin öğrencisidir…

İzmir Rum Ortodoks Metropoliti Monsenyör Bartholomew Samaras

Sevgili Kardeşlerim, bu akşam, bu kutsal mekanda, hepimizin bir araya gelmesi İzmir Hristiyanların kendi aralarında ve tüm insanlar için gerçek Hristiyan sevgisini gösterme konusundaki iyi niyet ve çabalarını göstermeyi ve kanıtlamayı amaçlamaktadır. Özellikle de bugün, kargaşa çağında, savaşlar çağında ve aslında bize çok yakın olan, rekabet ve tutku çağında. Birbirimize sevgimiz varsa, ancak o zaman Mesih’in öğrencileri olduğumuzu kanıtlayabiliriz. Böylece, Mesih’in bizi dünyaya barış, sevgi ve iyilik mesajı vermemiz için gönderdiğini sürekli olarak kanıtlayacağız. Bugünkü toplantı, Roma Kilisesi’nin ve Ekümenik Patrikhane’nin on yıllar boyunca Hristiyan topraklarının birliği için kutsal çabalarına küçük, minimal, dua dolu bir katkı sağlamayı amaçlıyor.” dedi.

Evrensel Dualar bölümüne Mons. Bartholomew ve Peder James de kendi dualarını eklediler. Orgu çalan Serkan Şahin ve Katedral’in görevlisi Mesut Kalaycı, bu görkemli Ayin’e renk kattılar.

Bu sene böylece İzmir’de bulunan farklı mezheplerden Hristiyanlar, dirilen Rab’bi anmak için birleştiler ve Havari Aziz Yuhanna’yı mezarında andılar.

Aziz Yuhanna Ortodokslar tarafından 8 Mayıs günü kutlanıyor; salgın döneminden önce İstanbul Rum Patriği Bartholomeos, Selçuk’a gelmiş ve Aziz Yuhanna’nın anısına düzenlenen ayini yönetmişti.

(SAT-7 TÜRK/İZMİR-Nathalie Ritzmann)

Türkiye Ermeni Katolik Başepiskoposluğundan Duyuru

29.04.2022 Cuma, Saat 18.00’de IBB Atatürk Kitapligi’nda Pek Muhterem Basepiskopos Levon Zekiyan tarafindan;

“Istanbul’da Tarih, Inanc, Ritüel: Osmanli Imparatorlugu’nda Ermeni Katolik Milleti’nin Olusumu ve Gelisimi” konulu konferans verilecektir. 

Katiılımınızı bekleriz. 

Gümüssuyu, Miralay Sefik Bey Sok. Taksim

İSTANBUL LATİN KATOLİK EPİSKOPOSLUĞUNDAN DUYURU

İstanbul Latin Katolik Episkoposluğumuz tarafından her hafta Avrupa ve Anadolu yakasında Efkaristiya tapınma düzenlenmektedir.


Avrupa yakasında oturanlar için kutsal Ruh (Saint Esprit) Katedrali’nde  her Cuma akşamı, Saat 18:00’da ki Kutsal Ayinden hemen sonra Türkçe ve İngilizce Efkaristiya Tapınma yapılmaktadır.


Anadolu yakasında oturanlar için her Salı akşamı Fenerbahçe Aziz Agustinus Kilisesin’de Saat 20:00’da Söz Ayini ve EfkaristiyaTapınma yapılmaktadır.Ayrıca Salı günleri saat 19:15’den itibaren günah itirafları için bir peder hazır bulunmaktadır.

Kutsal Efkaristiya’da Mesih İsa’nın önünde olmak için davetlisiniz. 

İzmir Metropolit Başepiskoposu Monsenyör Martin Kmetec’in Çobanlık Simgesi – Pallium – Giyme Töreni Aziz Yuhanna Katedrali’nde yapıldı

23 Nisan günü, Saat 16.00’da İzmir Metropolit Başepiskoposu Monsenyör Martin Kmetec’in Çobanlık Simgesi – Latince ismi Pallium – Giyme Töreni Aziz Yuhanna Katedrali’nde yapıldı. İstanbul Latin Katolik Ruhani Reisi Monsenyör Massimiliano Palinuro ve Türkiye Ermeni Katolik Başepiskoposu Monsenyör Levon Zekiyan da törene iştirak ettiler. Ozan Karagöz’ün yönetimindeki Katedral’in korosu, orgu çalan Şerkan Şahin ve Katedral’in görevlisi Mesut Kalaycı bu görkemli törene uygun ilahilerle eşlik ederken giriş alayı gerçekleşti. Vatikan’ın Türkiye Büyükelçisi ilk bölüme başkanlık etti.

Açılış konuşmasında, Monsenyör Marek ilk olarak Palyum’un anlamını açıkladı: “Palyum, 4. yüzyıla tarihlenen ve nihayetinde Episkoposlar ile ilişkilendirilen bir litürjik giysidir… Bu, dünyanın dört bir yanından yeni atanan Başepiskoposların Roma’ya seyahat ederek Papa’dan palyum’u alacakları yıllık bir kutlamaya dönüştü. 2015 yılında Papa Francis’in aldığı karardan dolayı, Episkoposlar 29 Haziran’da kutlanan Aziz Petrus ve Pavlus Bayramı için Roma’ya seyahat ediyor, Papa bu Ayin’de bir gece boyunca Aziz Petrus Bazilikası sunağının altındaki Aziz Petrus’un mezarında bırakılmış olan Palyumları kutsuyor ve onları her yeni Metropolit Episkoposa özel olarak sunuyor… Özel bir Ayin ile Vatikan Büyükelçisi Episkoposlara Palyum’u resmen bahşeder. Bu, yerel Episkoposluğun önemini vurgular ve Episkopos’un sürüsündekilerin de kutlamaya katılmasına olanak sağlar.

Palyum anlam bakımından oldukça zengindir: Her şeyden önce, palyum, Roma’da 21 Ocak tarihinde kutlanan ve adı Latince kuzu anlamına gelen ‘agnus’ kelimesiyle ilişkilendirilen Azize Agnes gününde sunulan kuzuların yününden yapılır.  O gün iki kuzu geleneksel olarak papa tarafından kutsanır ve daha sonra Kutsal Perşembe günü bu koyunların yünü kırılır. Yün daha sonra yaklaşık beş santimetre kalınlığında düz bir kuşak haline getirilir, merkezinde kavislenerek omuzların üzerinde durabilir hale getirilir ve iki siyah kanat önden ve arkadan düşer.  Her iki ucunda birer ve kıvrımda dört adet olmak üzere siyah ipek ile altı haç işlenir ve ön ve arkası, altın ve mücevherlerden yapılan ve asikül adı verilen üç iğne ile süslenir”  şeklinde anlattı.

Açıklamaların ardından, Monsenyör Martin, Vatikan Büyükelçisi huzurunda diz çöktü ve Havarisel İman İkrarını söyledikten sonra Mons. Marek Palyum’a dair özel bir dua formülü söyleyerek onu Başepiskopos’un omzuna koydu. 

Alkışlardan sonra törene her zamanki Ayin usulünde devam edildi. Peder İreneusz tarafından Aziz Yuhanna tarafından yazılan Mesih İsa’nın İncil’inden Sözler okunduktan sonra, İzmir Başepiskoposu verdiği vaazında: “Görmeden iman edenlere ne mutlu.” Bu söz hepimize yöneliktir. İman artık ispata değil, görenlerin tanıklığına bağlıdır; biz de bu tanıklığa iman ederek Mesih’e inanabilir ve O’nunla tanışabiliriz. Havariler, bizim için görgü tanıklarıdır. Onların tanıklığı aracılığıyla Mesih’e inanıyoruz. Hristiyanlık tarihi boyunca tanıkların iman tecrübeleri aracılığıyla Mesih’e inanıyoruz. Yaşayan Mesih’le karşılaştıklarını söyleyen iman şehitlerinin tanıklığı aracılığıyla Mesih’e inanıyoruz. Mesih hayatımızda mevcuttur. Hayatlarımızı değiştiren, kalplerimizi yumuşatan, bize tanık olmamız için güç veren Mesih ile karşılaştık. O’nunla tanıştık” dedi. (SAT-7 TÜRK/İZMİR-Nathalie Ritzmann)

İzmir Başepiskoposluğunda Sinod’un Birinci Aşaması sona erdi.

Açılış duasının ardından İzmir Başepiskoposu Monsenyör Martin’in hoşgeldiniz konuşması ve giriş sözlerinden sonra, Anadolu Ruhani Reisliğinin Özel Kalem Müdürü P. Antuan Ilgıt’a söz verildi. 

Anadolu Ruhani Reisliğinin Özel Kalem Müdürü P. Antuan Ilgıt

Bu Cizvit Rahibi sinod kelimesini – Yunanca syn (birlikte) ve odos (yürüyüş) parçacıklarından oluşan sinodos’tan türemiştir  – açıklamasından sonra, “Fakat bu birlikte yürümek kesinlikle cümbür cemaat, bir sürü olarak yürümek şeklinde anlaşılmamalıdır. Burada kastedilen, birlikte  hissederek…” dedi. Hem “sinodal yol”, hem de “sinodal yolda muhakeme etme” konuları irdelendi. “…muhakeme etme sinodal yol maneviyatının temelini teşkil etmektedir. Matta İncili’nde Rabbimiz Mesih İsa’nın bizzat kendisi ‘Bırakın [deliceler ve buğday] hasat vaktine dek birlikte büyüsünler’ demek suretiyle iyi buğdayın arasına ‘düşman’ tarafından zararlı deliceler bitkisinin ekildiği gerçeğini teyit etmiştir. Hemen ardından ise şöyle der: ‘Hasat vakti  orakçılara, önce deliceleri toplayın diyeceğim, yakmak için demet yapın. Buğdayı ise toplayıp ambarıma koyun’… Şimdi sinodal yürüyüşün son kilometrelerindesiniz, dolayısıyla sizler için hasat vakti, yani deliceleri ve buğdayı ayırt etme vakti geldi çattı. Bunun için de Kilise olarak, Episkoposunuzun himayesinde beraber muhakeme etme  durumundasınız” şeklinde açıkladı.

İzmir Başpiskoposluk Sinod Koordinatörü Fransisken Rahibi Peder Felianus Dogon

Aziz Polikarp Kilisesi bahçesinde öğle yemeği ve zengin sohbetlerin ardından öğleden sonra birkaç kişi söz alıp kendi inançlarını ve bağlılıklarını derinleştirmeye kaynaklık eden etkenleri ve ilgi alanlarını içeren iman ve yaşamları hakkındaki deneyimlerini paylaştı, ayrıca Caritas konulu bir sunum da salonda bulunan kişilere aktarıldı.

İzmir Başepiskoposu Monsenyör Martin Kmetec

Oturumun kapanış “Sinod Kilisesi:toplum, katılım ve görev” sentezinde, “Bu amaçla 17 Ekim 2021 tarihinde İzmir Başepiskoposluğu’nda Başepiskopos Martin tarafından bugünkü tarihi buluşma ile son bulan çok anlamlı ve verimli bir süreç başlatılmıştır. Bu süre zarfında, Başepiskoposluğun tüm cemaatlerinde ve topluluklarında “imanlıları dinleme” istişare toplantısı düzenlendi. Bu değerli çalışmanın meyveleri bugünkü buluşmada paylaşıldı… Birbirimizden ‘öğrenmeye’ ve birlikte büyümeye, teşvik etmeye ve İsa’nın görevine katılmaya çağrıldık” ifadeleriyle dile getirildi. (SAT-7 TÜRK/İZMİR-Nathalie Ritzmann)

İzmir Başepiskoposluğu’nda İki Önemli Etkinlik

Bu sene 23 Nisan Cumartesi günü, İzmir Başepiskoposluğu’nda özel ve yoğun bir gün gerçekleştirildi. İlk olarak sabah saat 10.00’da İzmir Başepiskoposluğu Sinodu’nun ilk aşamasının kapanış oturumu, Vatikan’ın Türkiye Büyükelçisi Monsenyör Marek Solczyński katılımıyla Aziz Polikarp Kilisesi’nde başladı.

Oturumun kapanış “Sinod Kilisesi:toplum, katılım ve görev” sentezinde, “Bu amaçla 17 Ekim 2021 tarihinde İzmir Başepiskoposluğu’nda Başepiskopos Martin tarafından bugünkü tarihi buluşma ile son bulan çok anlamlı ve verimli bir süreç başlatılmıştır. Bu süre zarfında, Başepiskoposluğun tüm cemaatlerinde ve topluluklarında “imanlıları dinleme” istişare toplantısı düzenlendi. Bu değerli çalışmanın meyveleri bugünkü buluşmada paylaşıldı… Birbirimizden ‘öğrenmeye’ ve birlikte büyümeye, teşvik etmeye ve İsa’nın görevine katılmaya çağrıldık” ifadeleriyle dile getirildi.
Saat 16.00’da tüm katılımcılar İzmir Metropolit Başepiskoposu Monsenyör Martin Kmetec’in Çobanlık Simgesi – Latince ismi Pallium – Giyme Töreni için Aziz Yuhanna Katedrali’ne gittiler. İstanbul Latin Katolik Ruhani Reisi Monsenyör Massimiliano Palinuro ve Türkiye Ermeni Katolik Başepiskoposu Monsenyör Levon Zekiyan da törene iştirak ettiler.

Ozan Karagöz’ün yönetimindeki Katedral’in korosu, orgu çalan Şerkan Şahin ve Katedral’in görevlisi Mesut Kalaycı bu görkemli törene uygun ilahilerle eşlik ederken giriş alayı gerçekleşti. Vatikan’ın Türkiye Büyükelçisi ilk bölüme başkanlık etti.
Açılış konuşmasında, Monsenyör Marek ilk olarak Palyum’un anlamını açıkladı: “Palyum, 4. yüzyıla tarihlenen ve nihayetinde Episkoposlar ile ilişkilendirilen bir litürjik giysidir… Bu, dünyanın dört bir yanından yeni atanan Başepiskoposların Roma’ya seyahat ederek Papa’dan palyum’u alacakları yıllık bir kutlamaya dönüştü. 2015 yılında Papa Francis’in aldığı karardan dolayı, Episkoposlar 29 Haziran’da kutlanan Aziz Petrus ve Pavlus Bayramı için Roma’ya seyahat ediyor, Papa bu Ayin’de bir gece boyunca Aziz Petrus Bazilikası sunağının altındaki Aziz Petrus’un mezarında bırakılmış olan Palyumları kutsuyor ve onları her yeni Metropolit Episkoposa özel olarak sunuyor… Özel bir Ayin ile Vatikan Büyükelçisi Episkoposlara Palyum’u resmen bahşeder. Bu, yerel Episkoposluğun önemini vurgular ve Episkopos’un sürüsündekilerin de kutlamaya katılmasına olanak sağlar.

Palyum anlam bakımından oldukça zengindir: Her şeyden önce, palyum, Roma’da 21 Ocak tarihinde kutlanan ve adı Latince kuzu anlamına gelen ‘agnus’ kelimesiyle ilişkilendirilen Azize Agnes gününde sunulan kuzuların yününden yapılır.  O gün iki kuzu geleneksel olarak papa tarafından kutsanır ve daha sonra Kutsal Perşembe günü bu koyunların yünü kırılır. Yün daha sonra yaklaşık beş santimetre kalınlığında düz bir kuşak haline getirilir, merkezinde kavislenerek omuzların üzerinde durabilir hale getirilir ve iki siyah kanat önden ve arkadan düşer.  Her iki ucunda birer ve kıvrımda dört adet olmak üzere siyah ipek ile altı haç işlenir ve ön ve arkası, altın ve mücevherlerden yapılan ve asikül adı verilen üç iğne ile süslenir”  şeklinde anlattı.
Açıklamaların ardından, Monsenyör Martin, Vatikan Büyükelçisi huzurunda diz çöktü ve Havarisel İman İkrarını söyledikten sonra Mons. Marek Palyum’a dair özel bir dua formülü söyleyerek onu Başepiskopos’un omzuna koydu. 
İzmir Metropolit Başepiskoposu Mons. Martin Kmetec’in Çobanlık Simgesi – Latince ismi Pallium – Giyme Töreni
Alkışlardan sonra törene her zamanki Ayin usulünde devam edildi. Peder İreneusz tarafından Aziz Yuhanna tarafından yazılan Mesih İsa’nın İncil’inden Sözler okunduktan sonra, İzmir Başepiskoposu verdiği vaazında: “Görmeden iman edenlere ne mutlu.” Bu söz hepimize yöneliktir. İman artık ispata değil, görenlerin tanıklığına bağlıdır; biz de bu tanıklığa iman ederek Mesih’e inanabilir ve O’nunla tanışabiliriz. Havariler, bizim için görgü tanıklarıdır. Onların tanıklığı aracılığıyla Mesih’e inanıyoruz. Hristiyanlık tarihi boyunca tanıkların iman tecrübeleri aracılığıyla Mesih’e inanıyoruz. Yaşayan Mesih’le karşılaştıklarını söyleyen iman şehitlerinin tanıklığı aracılığıyla Mesih’e inanıyoruz. Mesih hayatımızda mevcuttur. Hayatlarımızı değiştiren, kalplerimizi yumuşatan, bize tanık olmamız için güç veren Mesih ile karşılaştık. O’nunla tanıştık” dedi. (SAT-7 TÜRK/İZMİR-Nathalie Ritzmann)

İSTANBUL KUTSAL RUH KATEDRALİ’NDE KUTSAL HAFTA VE PASKALYA

Kutsal Ruh Kilisesi’nde Kutsal Hafta boyuncaYağların Takdisi, Kutsal Perşembe ve Kutsal cuma Ayinleri geniş bir cemaat katılımı ile İstanbul Latin Katolik Kilisesi Havarisel Vekili, Episkopos Mons. Massimiliano Palinuro riyasetinde kutlandı.

Monsenyör Massimiliano vaazında şunları söyledi:

“Bu Kutsal Paskalya gecesinde, dünyadaki kötülük ve Mesih karşıtlığının, O’ nun sevgisini yenebilecek kadar güçlü olmadığını sevinçle ilan ediyoruz. Allah’ın Oğlu, insanlığın asli itaatsizliğini kendi itaatiyle yendi. Mesih, bizim yaralarımızı kendi yaralarıyla iyileştirdi, bizim gururumuzu kendi kibarlığıyla nezaketiyle alçak gönüllülüğe çevirdi. Bizim gibi gerçek insan olarak Mesih, Haç üzerindeki fedakarlığıyla, kötülüğün ancak iyilikle yenilebileceğini öğreterek, adaletsizlik ve acımasızlık karşısında sevmeye devam etti; kin ve şiddet karşısında affetmeye devam etti.

O’nun kadar bu büyük eşsiz sevgisini tanıdıktan sonra, Hristiyan olmak, sadece kültürel bir tanımlama veya çeşitli ritüel uygulamaları olarak basite indirgenemez. 

Hristiyan olmak demek İsa gibi yaşamak ve ölmek demektir. Hristiyan olmak bencilliğimiz bizi öfkeye iterken bile sevmeye devam etmek demektir. Hristiyan olmak, amaçsız gibi gözükse bile yaşamı sevmeye devam etmek demektir. Hristiyan olmak, ayartmalar bize başka insanları cinsel obje gibi gösterirken bile temiz olarak kalmaya ve saf ilişkiler kurmaya devam etmek demektir. Hristiyan olmak, İsa ile birlikte dirilmiş, yeni yaratıklar olmak demektir. Hristiyan olmak, İsa dirildiği için yeni insanlık olmayı ve yeni dünyayı inşaa etmeyi yılmadan umut etmek demektir.  Allah’ın yok edilemez hayali işte budur.”

https://haber.sat7turk.com/istanbul-kutsal-ruh-katedral-kilisesinde-yaglarin-takdisi-ayini/