İzmir’in Buca ilçesindeki Aziz Vaftizci Yuhanna Kilisesi’nde yeni gelen rahibeler için ayin düzenlendi.

29 Ağustos günü yapılan ayinde, Vaftizci Yuhanna’nın şehadeti bayramı da kutlandı.

İzmir’in Buca ilçesindeki Aziz Vaftizci Yuhanna Kilisesi’nde 29 Ağustos tarihinde hem kiliseye adını veren azizin şehit edilişi bayramı hem de yeni gelen bir rahibeler topluluğunun Buca’ya yerleşimi kutlandı.

Ayini İzmir Başepiskoposu Monsenyör Martin Kmetec yönetirken Genel Viker Peder Felianus Dogon, Başepiskoposluk Özel Kalem Müdürü Peder Alessandro Amprino ve Buca Kilisesi’nin rahibi Peder Gabriel Ferone ayine eşlik etti.

Bornova, Bayraklı ve Karşıyaka kiliselerinin rahipleri ve İzmir’in farklı kiliselerinden gelen cemaat üyeleri bu törende hazır bulundular.

İlk olarak Peder Gabriel’in Buca Kilise Cemaat Yöneticisi Görevlendirme Resmi Mektubu Peder Alessandro tarafından okundu.

(SAT-7 TÜRK/İZMİR-Nathalie Ritzmann)

İzmir Selçuk’ta Meryem Ana’nın Göğe Alınışı Bayramı

Her sene olduğu gibi, 15 Ağustos tarihine denk gelen günde, Bakire Azize Meryem Ana’nın Göğe Alınışı Bayramı İzmir Selçuk Bülbül Dağı’nda bulunan Meryem Ana Evi’nde kutlandı. Bu sene ilk kez Arife akşamı da Kutsal Ayin yapıldı.

Meryem Ana Evi’nden üç aydır her akşam saat 18.15’te yapılan Tespih Duası, 14 Ağustos Pazar günü İzmir Katolik Kilisesi Facebook hesabından yine canlı yayınlandı.

14 Ağustos Arife akşamı Efkaristiya Ayini İzmir Latin Katolik Başepiskoposu Monsenyör Martin Kmetec’in başkanlığında Fransızca yönetildi ve İstanbul’dan gelen Santa Maria Draperis Kilisesi’nin Başrahibi Peder Eleuthère Makuta ve Korosu ile beraber kutlandı. 

15 Ağustos Pazartesi sabahı, görkemli Kutsal Efkaristiya Ayini başlamadan önce,  şapelden çıkarak Meryem Ana Evi’nin yakınındaki sarnıcın karşısında yer alan alana doğru  giden tören alayı ile birlikte, turfandalar – üzüm, ekmek, incir vs – Monsenyör Martin tarafından takdis edildi.

Önce Ermenice olarak Ermeni Katolik Kilisesi’ni temsilen Arkdiyakon Agop Minasyan; ardından Türkçe olarak Meryem Ana Evi’nin Rahibi Peder Robert Bondea İncil’in Aziz Luka tarafından yazılan sözlerini okudular.

Monsenyör Kmetec İngilizce ve Türkçe olarak verdiği vaazında: Meryem’in öyküsü Göğe Alınışı’yla sona ermez. Cennet’e girdikten sonra Meryem, Kilise’nin yaşamı için Oğlu’nun aktif olarak hizmetinde kalmıştır. Birçok Hristiyan, Meryem’in ilgisini gözle görülür görümler ve mucizevi iyileştirmelerle gösterdiğine inanmaktadır.

Meryem Ana yaşayışıyla Allah’a tamamen katılması, onun yüceltilmesine Allah’ın işi olarak bakmamıza yardımcı olur. Tanrı onu kendi planı ve yaşamındaki kendi kurtuluş işi için hazırlamıştır…” dedi.

Ayrıca diğer yandan: “Tanrı’ya güvenelim. O’nun yaşamlarımızdaki işine güvenelim. O’nun elinin her birimize yol gösterdiğine inanalım. Kendimizi kararsız ve eksik hissetmenin kaygısını kabul etmeliyiz. Bizim hayatımızın ne olacağını sadece Tanrı bilir. Bizden yapabileceği yeni yaratılışı sadece O bilir. O’na güveniyoruz çünkü O’nun mutlak sevgi olduğunu biliyor ve buna inanıyoruz. Sevgisi asla başarısızlığa uğramaz. Tıpkı Bakire Meryem’in yaşamında olduğu gibi” diyerek ekledi.

İzmir’den ve Antalya’dan farklı kiliselerden gelen gruplar, rahipler, İstanbul Surp Hovhan Vosgeperan Ermeni Katolik Kilisesi’nden kidemli Üstrahip Peder Vartan Kazancıyan, Almanya’dan iki Süryani papaz ile birlikte çok büyük bir kalabalık o günkü bu önemli bayrama katıldılar. Ayrıca birkaç diplomat  – Paraguay Büyükelçisi, Romanya Başkonsolosu, Polonya Fahri Konsolosu – ve Meryem Ana Evi Derneği’nin Başkanı da kutlamada yer aldı. 

İstanbul Surp Hovhan Vosgeperan Ermeni Katolik Kilisesi’nin Korosu ve Katedral’in görevlisi Mesut Kalaycı ilahileri söyleyerek ve Serkan Şahin org çalarak Ayin’e renk kattılar. Ayin bittikten sonra cemaat Meryem Ana Evi Derneği’nin bahçesinde, dernek tarafından verilen ikram için davet edildi.

Ayrıca 14 Ağustos Pazar Akşamı, Meryem Ana’nın Göğe Alınışı kutlamaları çerçevesinde İzmir Aziz Yuhanna Katedrali’nde Peder Vartan’ın yönetiminde Ermeni Katolik ritinde kutsal Ayin yapılmış ve bu Ayin en güzel ilahiler eşliğinde Surp Hovhan Vosgeperan Korosu tarafından seslendirilmiştir.

(SAT-7 TÜRK/İZMİR-Nathalie Ritzmann)

15 Ağustos Meryem Ana’nın Göğe Alınış Bayramı için Efes Meryem Ana Evi’nde ayin düzenlenecek.

14 ağustos Pazar akşamı 18.15’te Göğe alınış Arifesinde başlayacak kutlama, 15 Ağustos Pazartesi sabahı ekmek ve ilk meyvelerin takdisinin ardından Efkaristiya ayini ile devam edecek.

Fransızca kutlanacak olan Arife Ayini’nde İstanbul Santa Maria Draperis Kilisesi Korosu görev alacak.

Ayine katılmak isteyen imanlıların 8 Ağustos Pazartesi gününe kadar rahipler ve kilise pederleri ile irtibata geçmesi gerekiyor.

Vatikan’ın Ankara Büyükelçisi Solczynski, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a güven mektubu sundu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Vatikan’ın Ankara Büyükelçisi Marek Solczynski’yi Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde kabul etti.

Büyükelçi Solczynski, kabulde Cumhurbaşkanı Erdoğan`a güven mektubu sundu. Büyükelçi Solczynski`nin, bazı büyükelçilik mensuplarını Cumhurbaşkanı Erdoğan`a takdiminin ardından hatıra fotoğrafı çektirildi.

https://www.trthaber.com/foto-galeri/vatikanin-ankara-buyukelcisi-solczynski-cumhurbaskani-erdogana-guven-mektubu-sundu/48926/sayfa-1.html

Vatikan’ın Liberya’ya Büyükelçi Ataması

Mons. Walter Erbì

Papa Hazretleri, Vatikan’ın Ankara Büyükelçiği’nde Müsteşar olarak görev yapan Walter Erbì’yi Nepi Başepiskoposu ünvanı ile Başepiskoposluk mertebesine yükseltip Liberia Büyükelçisi olarak atamıştır.

Özgeçmişi

Ekselans Monsenyör Walter Erbì, İtalya’nın Torino şehrinde 8 Ocak 1968’de doğdu. 10 Mayıs 1992 tarihinde Iglesias Diosezi’nde pederlik resametini aldı. 

Kanonik Hukuk alanında tahsilini tamamladı.

1 Temmuz 2001’de Vatikan’ın diplomatik hizmetine girdi ve Filipinler’deki Vatikan Büyükelçiliği’nde, Vatikan Dış İşleri Genel Hizmetler Bölümü’nde, İtalya’daki Papalık Temsilcilik Birimlerinde, Amerika Birleşik Devletleri’nde ve Türkiye’de görev aldı.

İspanyolca, İngilizce ve Fransızca bilmektedir.

İzmir Başepiskoposu Mons. Martin KMETEC, www.fr.aletia.org’da yayınlanan röportajının Türkçe tam metni:

Röportaj: Volker Niggewöhner

Türkiye: İslam Toplumunda “Kapıları Açık Bir Kilise”

Türkiye’de Hristiyanlık yaklaşık 2 bin yıllık bir geleneğe sahip olmasına rağmen, bugün çeşitli zulüm dalgalarından sonra ülkede neredeyse hiç Hıristiyan kalmamıştır. Yine de İzmir başpiskoposu Mgr Martin Kmetec, “milletler arasında ilk kilisenin burada doğduğunu” hatırlatıyor.

Türkiye’de Hristiyanlık uzun bir geleneğe dayanır. Birinci Dünya Savaşı’ndan önce, o zamanki Osmanlı İmparatorluğu’nun topraklarında yaşayan nüfusun yaklaşık %30’u Hıristiyan’dı. Bugün ise Türkiye nüfusunun yaklaşık %0,2’sinin Hristiyan olduğu tahmin edilmektedir. Ülkenin Ege Denizi’nde bulunan üçüncü büyük şehri olan İzmir Başepiskoposluğu’na bağlı sadece 5.000 Hıristiyan vardır. “Göçmenleri ve mültecileri eklersek, sayıları biraz daha fazla. Ağırlıklı olarak İzmir’de ve diğer büyük şehir merkezlerinde yaşıyorlar”, diyor İzmir Başpiskoposu Martin Kmetec. Aslen Slovenya’dan olan Başpiskopos, Konvansiyonel Fransisken Cemaatine mensuptur. Lübnan’da yaklaşık on bir yıl çalıştıktan sonra 2001 yılında Türkiye’de yaşamaya başladı. 2020’de Papa Francis Hazretleri onu İzmir Başepiskoposu olarak atadı. “Konya, Antalya ve diğer kıyı illerinde cemaatlerimiz var. Başpiskoposluğumuz çok büyük, toprakları yaklaşık 100.000 km2’yi kapsıyor. Konya en uzak bucak olup, İzmir’e 550 kilometre uzaklıktadır; güneyinde ise yaklaşık 450 kilometre uzaklıkta bulunan Antalya yer almaktadır.”

İmanınızı özgürce ilan edebiliyor musunuz?

Mons. Martin Kmetec: “Bir Fransisken olarak, hayatın tanıklığı ve kardeşlik hayatı benim için bir öncelik. Aziz Fransua, her fırsatta Söz’ün ilan edilmesi gerektiğini söyledi. Bunu sosyal medyada ve yeni Başpiskoposluk web sitesinde yapmaya çalışıyoruz. Aktif olarak var olan ve yaşayan bir kilise olmaya çalışıyoruz. Bizim görevimiz,, kapıları açık bir kilise olmaktır. Bu nedenle tüm kiliselerimiz belirli zamanlarda halka açıktır. Bazen ibadet yapılır, bazen ise ziyaretçileri selamlamak ve soruları olanlara yanıt vermek için her zaman hazır bulunan biri vardır. Bizim müjdeleme yöntemimiz budur.”

“İlk kilise bu topraklarda doğdu. Katolik inancına damgasını vuran ilk ekümenik konseyler, şimdiki Türkiye topraklarında gerçekleşti.”

Bir zamanlar laik bir ülke olan Türkiye, şu anda İslami bir Rönesans yaşıyor. Hristiyanlar ayrımcılığa maruz kalıyor mu?

“Hristiyanların genel olarak ayrımcılığa uğradığını söyleyemem. Ancak, yetkililer veya idari hizmetler ile ilişkilerde olumsuz deneyimler yaşanabiliyor. Katolik Kilisesi tüzel kişilik olarak tanınmamaktadır. Yine de diyalogdan bahsedecek olursak, hayatın bir diyaloğu olduğunu söyleyebilirim. Örneğin, Caritas. Kilisemizin, Başepiskoposluğumuzun bir parçasıdır. Her episkoposluk bölgesinde bir Caritas ofisi bulunmaktadır. Ve herkese, Hristiyanlara, Müslümanlara ve çaresiz kalan herkese yardım ediyor. Bölgemizin imamlarıyla da örneğin “Kardeşlik Günü” vesilesiyle bir araya geliyoruz. Birkaç rahiple birlikte şehrin belediye başkanına gittik ve ona bir hediye verme fırsatı bulduk: Papa Francis’in kardeşlik ve toplumsal dostluk üzerine genelgesi Fratelli Tuttii’sinin Türkçe çevirisini kendisine takdim ettik. Tüm insanlığı etkileyen çevre konularını ele alan genelge Laudato si’ de Türkçe’ye çevrilmiş bulunuyor.

Türkiye’de ekümenik bir diyalog var mı?

“Diğer Hıristiyan kiliseleriyle ilişkiler genellikle iyidir. Fener Rum Patriği I. Bartholomeos, Focolare Hareketi ve İstanbul’un yeni Apostolik Vekili Piskopos Massimiliano Palinuro ile iyi ilişkiler sürdürüyor. Biz ise İzmir’de de çeşitli Hıristiyan bayramları vesilesiyle Ortodoks Kiliseleri ve Anglikan kiliseleriyle buluşuyoruz. En son, Ermeni rahipler, İzmir’de kendi kiliseleri olmadığı için Aziz Polycarp Katolik Kilisesi’nde Ermeni ayinini kutladılar. Aynı zamanda Kitab-ı-Mukaddes Cemiyeti kapsamında küçük bir kütüphane açılması için İzmir Ermenileriyle de işbirliği yaptık. Dolayısıyla ekümenik diyalog kapsamında iyi gelişmeler var.”

Türkiye tatilciler tarafından sıkça tercih edilen bir ülkedir. Türkiye’yi ziyaret eden Hristiyanların, Hristiyan kiliselerini de ziyaret etmeleri önemli mi?

“Evet, çok önemli. Turistlere inancımızın kökenlerinin burada olduğunu hatırlatmak isterim. İlk Kilise bu topraklarda doğdu. Katolik inancına damgasını vuran ilk ekümenik konseyler, şimdiki Türkiye topraklarında gerçekleşti. İncil’in Avrupa’ya ilanı buradan başladı. Ruhani rehberlik faaliyetlerimizi desteklemek için burada yaşayan Alman kökenli Katoliklerle ilgilenen bir Alman rahibimiz var. Turizm sezonunda yani yaz aylarında diğer topluluklara da hizmet edecek bir rahip daha bulabilmek iyi olurdu. Ama bunun için finansal bir çaba da gerekiyor. Belki Avrupa Episkoposlar Konferansları Konseyi bize yardım etmenin yollarını düşünebilir.”

https://fr.aleteia.org/2022/05/23/turquie-une-eglise-aux-portes-ouvertes-dans-une-societe-islamique/

İzmir Notre Dame De Lourdes Kilisesi’nde Çobansal Göreve Başlama Töreni

İzmir Göztepe Notre Dame de Lourdes Kilisesi’nde 22 Mayıs Pazar günü, 56 yaşında olan Polonyalı Peder İreneusz Bochynski’nin çobansal görevinin başlangıcı vesilesiyle kutsal Ayin yapıldı. İzmir Başepiskoposu Monsenyör Martin Kmetec’in yokluğunda tören Genel Viker peder Fellyanus Dogon tarafından yönetildi. Aziz Yuhanna Katedrali’nin Rektörü Peder Ugo de Rosa, Karşıyaka Azize Helena Kilisesi’nin Rahibi Peder Dariusz Bialkowski ve Göztepe Kilisesi’nin eski Rahibi Peder Gabriel Ferone ayine eşlik ettiler ve orgu çalan Şerkan Şahin ve Katedral’in görevlisi Mesut Kalaycı bu görkemli törene uygun ilahilerle renk kattılar.


İlk olarak, Peder Fellyanus yeni mahalli kilise rahibini tanıttı ve Peder İreneusz’un Görevlendirme Resmi Mektubu Peder Dariusz tarafından okundu. Ardından Ayin’i yöneten rahip iman, umut ve sevgiyle birleşmiş tek bir aile oluşturmak için tüm cemaati duaya davet etti, sonra kutsal suyu yeni çobana verdi. Peder İreneusz öncelikle Peder Fellyanus’u, sonra tüm katılımcıları kutsadı.

Havarilerin İşleri ve Vahiy Kitabından Sözler okunduktan sonra, Göztepe Kilisesi’nin yeni Rahibi Peder İreneusz Aziz Yuhanna tarafından yazılan Mesih İsa’nın İncil’inden Sözleri okudu.

Sonra, onun ilk verdiği vaazında: “…Kutsal Ruh bize geçmişteki şeyleri hatırlatır, ama aynı zamanda bizi geleceğe doğru yönlendirir… Geçmiş, bugünü canlandırmalı ve geleceğe hazırlamalıdır. Peygamber, geleceği hatırlatan kişidir!!! Hayal gücü olmayan hafıza, bir hapishaneye dönüşür. Boş bir hayal gücü ise, olduğumuz yerde saymamıza neden olur. Geleneğe nostaljik bir gözle bakan herkes, onu koruma yeteneğimizin, yenileme ve yaratıcı olma yeteneğimizle doğru orantılı olduğunu hatırlamalıdır. Tıpkı Yeruşalim’deki tapınağın yıkılması gibi. Soruyorsunuz: Sırada ne var? Cevap vereceğim: Geçmişte ne olduğunu hatırla, ama şimdi Kutsal Ruh’ta yaratıcı ol. Allah’ın geçmişte ektiği tohumların bugün büyüdüğü / ruhumuzun ve kalbimizin ülkesinde / şimdi de / gelecekte büyüyecek ve çiçek açacak / yeni tohumlar ekmesine izin verin. Çünkü geçmişe gerçek bağlılık, geleceğe bakmakla ifade edilir” dedi.


Vaazdan sonra, Peder Fellyanus rahiplik yeminlerinin yenilenmesinde Peder İreneusz’a beş geleneksel soru sorarak, karşılığında “Evet, istiyorum” cevaplarını aldı.

Ayin sonunda İzmir Başepiskoposu’nun Vekili tarafından Tabernakl – Kutsal Çadır – Anahtarı yeni görev alan rahibe teslim edildi.

Sonra, Peder Fellyanus Mons. Martin Kmetec tarafından gönderilen mektubu okurken: “…Türk dilini öğrenmek için gösterdiğiniz çaba, diyosezin hayatına getirdiğiniz iyi niyet ve uygunluk için teşekkür ederim… Bugün bu bölge kilisesinin, Hristiyan cemaatinin, bu kilisenin ve onlara ait olan her şeyin sorumluluğunu üstleniyorsunuz. Her zaman için bir çobana, inancını, Kilise’ye olan aidiyetini ve Hristiyan topluluğuyla ilgili davranışlarını gözeten birine ihtiyaç duyan küçük bir sürü size emanet edildi. Ama hepsinden önemlisi, bu sürünün, onlara Ebedi Hayata giden doğru yolu gösteren birine ihtiyaçları vardır. Peder Gabriel Ferone’nin pastoral çalışmasıyla önceki yıllarda inşa edilen tüm katkıya saygı duymak önemlidir; ancak bu, yeni yollar aramanıza ve pastoral görevde hissedilecek kişisel dokunuşunuza engel değildir… Benim kendi adıma, bu topluluğun pastoral yaşamı için gerekli olan kişisel desteği ve yardımı her zaman size vaat ediyorum. Rab sizi kutsasın, lütfunu ve daimi yardımını versin. Rab size bilgelik ve güç versin,  böylece sizin hizmetiniz aracılığıyla, Hasatın Efendisi olan Rab, Krallığının meyvelerini toplasın” dedi. 

Törenden sonra kilisenin bahçesinde verilen kokteyl zamanında Peder İreneusz, kendi cemaatiyle sıcak bir şekilde sohbet etti ve katılımcıların tebriklerini kabul etti. 

(SAT-7 TÜRK/İZMİR-Nathalie Ritzmann)

Selçuk Meryem Ana Evi’nden Tespih Duası Her Akşam Canlı Yayında

Tam bir yıl önce, tüm dünyaya televizyon ve sosyal medyalar aracılığıyla Papa Françesko tarafından istenen “Dua Maratonu” çerçevesinde Covid-19 salgının sona ermesi için dua edildi. İzmir Selçuk Bülbül Dağı’nda bulunan Meryem Ana Evi’nden bu sene 19 Mayıs tarihinde saat 18.15’te canlı yayınlanan Tespih Duası ile bir yıl önceyi anmak için tekrar aynı yerde bir araya gelindi.

zmir Latin Katolik Başepiskoposu Monsenyör Martin Kmetec, Tespih Duası başlamadan önce söz alarak İtalyanca, Türkçe ve ardından İngilizce olarak şöyle dedi: “Meryem Ana Evi’ndeki varlıklarının bir misyonu olarak Rahibelerin ve Fransisken Kapüsen Rahipleri’nin her günkü duaları, bu küçük ve mütevazı, ancak içeriği ve anlamı bakımından zengin bu dua yerinden yükselir. İman paklığıyla burayı ziyaret eden her imanlının duası, Meryem Ana’nın şefaatine emanet edilerek yükselir.
Bu andan itibaren her gün bu canlı yayına devam ederek dünyadaki imanlıların bu duaya katılmasını sağlamak istiyoruz, çok küçük ama canlı İzmir Kilisemiz adına bunu yapacağız. Yaşayan Kilisemizin adıyla, açılan Kilise olarak, Annesi Meryem ile birlikte Mesih’e olan iman hazinesini ortaya koyan bir Kilise olmak istiyor… Bize katılmaya gelerek bizimle dua etmeye sizi içtenlikle davet ediyorum.”

Ardından Dua, Meryem Ana Evi’nin Rahibi Peder Robert Bondea tarafından yönetilirken, arka arkaya Tespih Duası’nın beş şanlı gizemleri Türkçe, İngilizce, Korece ve İtalyanca olarak her biri farklı kişiler olmak üzere, rahip ve rahibeler tarafından okundu. Her gizem söylenirken dünyadaki farklı bir kıtanın barışı için cemaat dua etmeye davet edildi.

Salve Regina (Sağol Kraliçe) ilahisi Latince olarak söylendi. Ardından Peder Robert dua edenlerle karşılıklı olarak Kutsal Bakire Meryem’e Yakarışları söyledi.

Tespih Duası her gün saat 18.15’te farklı dillerde söylenecek ve İzmir Başepiskoposluğu Facebook sayfası üzerinden yayınlanacak.
(SAT-7 TÜRK/İZMİR-Nathalie RitzmannAna görsel: P. İreneusz Bochynski)

İzmir Notre-Dame de Lourdes Kilisesi’nde Peder Gabriel Ferone’ye Şükran Ayini

İzmir Göztepe’deki Notre Dame de Lourdes Kilisesi’nde, 15 Mayıs Pazar Günü, Peder Gabriel Ferone’nin rahiplik hayatı ve Göztepe Kilisesi’ndeki pastoral görev hizmeti vesilesiyle minnettarlık ve şükran ayini düzenlendi.

Dopdolu olan kilisedeki ayini İzmir Başepiskoposu Monsenyör Martin Kmetec yönetirken Göztepe Kilisesi’nin Rahibi Peder Gabriel Ferone, Aziz Yuhanna Katedrali’nin Rektörü Peder Ugo De Rosa, İzmir Başepiskoposluğu’nun Şansölyesi Peder Alessandro Amprino, Buca Vaftizci Aziz Yahya Kilisesi’nin Rahibi Peder Ireneusz Bochinsky ve Karşıyaka Azize Helena Kilisesi’nin Rahibi Dariusz Stanislaw Ayin’e eşlik ettiler.

İlk olarak, İzmir’de yaşayan İran kökenli Minyatürist sanatçı Arya Kamalı’nın imzasını taşıyan kilisenin giriş kapısındaki özel boyama çalışması Mons. Martin tarafından kutsandı. 

“Mesih İsa Bize Sevginin Kaynağını Veriyor”

Aziz Yuhanna tarafından yazılan Mesih İsa’nın İncil’inden Sözleri Göztepe Kilisesi’nde son defa Peder Gabriel tarafından okunduktan sonra, Fransızca ve Türkçe verdiği vaazında Mons. Martin sevgiden bahsetti: “İsa’nın bize tek sevginin ölçüsünü vermiyor. O bize sevginin kaynağını da veriyor.  Biz ancak O’nun bizi sevdiği aynı sevginin hayatımızda bedenleştiğini kabul edersek gerçekten başkalarını sevebiliriz. O’nun sevgisi, insanlara olan sevgimizin ve yaşamımızın kaynağı olmalıdır. Gerçek sevgi üzerine bir öğretmenimiz var: o da 15 Eylül 1858, Fransa’da Strasbourg Şehrinde doğmuş ve 1 Aralık 1916’da Cezayir Tamanrasset’te ölmüş olan Charles de Foucauld. Papa Françesko onu bugün aziz ilan etti. Gençliğinde Allah’tan ve Kilise’de uzak olarak yaşadı ve bir askerdi. Asker olduğu zaman Cezayir’deki çölde kendi içinde garip bir ses hissetti ve Fransa’ya döndü. Bir rahibin huzurunda itiraf etti ve tövbe ettikten sonra yeni yaşamı aramayı başladı. Rahip oldu ve uzun arayış sonrasında, Sahra Çölü’ne döndü ve orada keşiş olarak yaşadı.

Kendini ‘EVRENSEL KARDEŞ’ olarak adlandırdı. Onun yazılarından biraz faydalanalım! Şöyle diyor: ‘İnsanları İsa’nın onları sevdiği gibi sevmeliyiz ve onun adı ‘İsa Kurtarıcı’ anlamına geldiğinden, tüm insanların kurtuluşuna ulaştırmayı hayatımızın işi yapmalıyız. İnsanları sevmekle Tanrı’yı sevmeyi öğreniriz. İnsanların koşullarının zayıflığı bir güç kaynağıdır. İsa İmkansızlığın  Efendisi’dir” dedi.

Ayin bittikten sonra Mons. Martin Peder Gabriel’e: “Sevgili Peder Gabriel, Göztepe’de bu kilisede ve bu cemaatte pastoral hizmetinin on beş yılı geçti. Bu on beş yıl boyunca bu topluluğa sürüsünün çobanı gibi baktın. Onlara öğrettin, onlara eşlik ettin ve onlar için ayin kutladın. Hasadın efendisi olan Dirilen Rab Mesih İsa seni ödüllendirecektir. İzmir Başepiskoposluğumuz adına, Göztepe Katolik topluluğu adına, tüm pastoral çalışmaların, tüm duaların ve Kilise’nin yaşamına kattığın her şey için sana teşekkür etmek istiyorum. Mesih adına herhangi bir kişiye yaptığın iyilikler için de teşekkür ederim. Arzumuz, rahiplik hizmetine aynı gayretle, Mesih’e, Kilise’ye ve Kilise üyelerine aynı sevgi ile devam etmendir. Rab seni kutsasın ve her zaman isteğini yerine getirme gücünü versin.” dedi. Ardından bir hediye verdikten sonra Peder Ferone’yi kucakladı.

Sonra Peder Gabriel söz alarak öncelikle onun için önemli olan kapıdaki boyama projesini anlattı. “Bu proje zamanla ortaya çıktı. Herşey bir tablo ile başladı, onu bir ikincisi takip etti, son olarak başlayan bu kapı projesi Cennet’e gerçek bir giriş yapmak için tüm kapıyı boyama fikrine dönüştü. Bu kapı bir dostluk kapısı oldu. Aslında herkes, Hristiyan olsun olmasın, bu kiliseye girebilir ve girdiğinde iman Atamız İbrahim, Nuh, Efes’in 7 Uyuyanları, Yunus, Adem ve Havva tarafından karşılanır. Bütün bu figürler kabul edilmiştir. Bütün bu peygamber figürleri Türkiye topraklarında kök salmış ve Allah’ın kutsadığı bu topraklarda, kutsal bir görevle farklı inançları birleştirebilen dünyalar arasında köprü olmayı amaçlamıştır. İnsanoğlu, aynı bu cemaatin bir rahibi olan ‘ben’ gibi geçicidir, ancak insanoğlunu yaşatan, yüzyıllar da geçse bıraktığı eserlerdir. İnsanlar arasındaki olası diyaloğa, güzelliğe ve barış arzusuna tanıklık eden bu hazineleri yaşatmak ise bizim elimizdedir.” dedi.

Peder Gabriel ile minyatürist sanatçı Arya Kamalı

Cemaate teşekkür ettikten sonra, Göztepe’de onun ardından göreve gelecek olan Peder Ireneusz’a iyi şanslar diledi. Törenden sonra, Peder Gabriel uzun bir süre gelenlerle çok samimi ve sıcak sohbetler gerçekleştirdi. Yakın bir zamanda ise Buca Vaftizci Aziz Yahya Katolik Kilisesi’ne görevli olarak atanacaktır. (SAT-7 TÜRK/İZMİR-Nathalie Ritzmann)Facebook