NOEL BAYRAMI 

Litürji

Kutsal Kitab’ın Okunması

25/12/2023 – NOEL BAYRAMI 

 
Gece Yeşaya 9,1-3.5-6 Mezm. 95/96 Titus 2,11-14 Lk 2,1-14
Şafak Vakti Yeşaya 62,11-12 Mezm. 96/97 Titus 3,4-7 Lk 2,15-20
Gündüz Yeşaya 52,7-10 Mezm. 97/98 İbran. 1,1-6 Yh 1,1-18

Özellikle şafak Vakti Ayin’indeki metinlere bakmak istiyorum. Bu metinler; artık dünyada mevcut olan, artık insana ve insanlara ümit ve sevinç vermek için etkilemekte olan Kurtarıcıyı müjdeleyen metinlerdir. 

Natività Mistica (1501), particolare; Sandro Botticelli, National Gallery di Londra
Natività Mistica (1501), particolare; Sandro Botticelli, National Gallery di Londra

Aziz Pavlus, Titus’a, “oğlum benim” diye hitap ederek İsa’nın gelişinin anlamını aktarmaktadır: “Kurtarıcımız Allah, iyiliğini ve insanlara sevgisini açıkça gösterdi. Yaptığımız doğru işlerden dolayı değil, kendi merhameti yüzünden bizi kurtardı”. İsa’nın doğumu, Allah’ın iyiliğinin ve insanlara olan sevgisinin eseridir: Tarihimizi değiştiren bir eserdir. Gerçekten de egoizm ve acılar dolu insanın yaşamına, Allah’ın sevgisi güçlü bir şekilde girer. Bu sevgi bizi kurtarır, çünkü yavaş yavaş, insan yüreğinin dolu olduğu ve her tür acılarını yaratan adaletsizliklerin yerini alır. Allah bizi sevgisi ile kurtarıyor ve bu sevgi İsa’da gösterilmektedir. 

Yeşaya peygamber de, birkaç yüzyıl önce, Rab’bin gelişini müjdelerken ümit ve güven veriyordu. Rab’bin mevcudiyeti, ümitsiz ve dağılmış olan İbranileri “Kutsal toplum, Rab’bin Kurtardığı kavime” dönüştürecek. Bu halk; yeryüzünün bütün halkları için önemli olacaktır, o kadar ki bütün halklar onu arayacak, çünkü sadece onda, huzurlu bir gelecek için gerçek sevgi ve güvenlik bulunacak. Bu sebepten tüm Allah’ın halkını temsil eden Yeruşalim’e, yani “Sion kızı”na, “Aranan, terk edilmemiş kent” adı verilecektir.

Bunlar; güzel düşünceler, hayaller değildir. İşte Luka’nın bize teklif ettiği anlatım: Fakirlikte, zorlukta yaşayan ve dünyanın zenginlerinin hor gördüğü çobanlar, meleklerin onlara söylediklerini görmeye gitmek için birbirlerine cesaret veriyorlar. Bir hayal mı olacak? Geçmişte olduğu gibi boş bir ümit mi? “Aceleyle gittiler”: Gitmekle Allah’a, Peygamberler aracılığıyla Kendisini onlardan biri gibi, bir çoban gibi Kendisini tanıtan o Allah’a itaat ettiklerini biliyorlar. 

Olağanüstü bir şeyi değil: “Meryem, Yusuf ve bebeği” buluyorlar. Birçok fakir aile gibi olan, küçük bir aile buluyorlar. Her ne kadar bu aile bir çoban ailesi değilse de Bebek yemliğin içine, aynı onların bebekleri gibi yatırılmış! Hiçbir özelliği yok, ama meleklerin söyledikleri Söze tıpa tıp uygun! Söz Kelam’la bir oluyor, bildirilen Söz beden alan Söz’le birleşiyor! Bu basit uygunluk; hayret, sessizlik, sevinç oluyor!

Sadeliklerinde anlatılan olayları duyan, hayret ediyor çünkü kendisinin, Allah’ın, çok yakın, fakirler ile fakir, güçsüzler ile güçsüz bir Allah’ın istediği ve verdiği bir olayı seyretmekte olduğunu anlıyor! 

Bebeği kundağa saran ve başkalarının bilmediğini bilen Anne, sessizlikte kalıyor. Sessizlikte bir tek kendisinin duyduğu ve yaşadığı olayları düşünüyor ve sadece kendisinin anlayabileceği sonuçlara varıyor. Bu düşüncelerini yüreğinde saklıyor, fakat yüzden ve yüreğin huzurundan sızılan sevinç, kendisi farkına varmadan, etrafa yayılmaktadır.

Simdi her günkü yaşamlarına dönen çobanlar; yanlarına, işlerine ve ailelerine, ümit ve sevinç getiriyorlar: Onlar, Allah’ın var olduğunu, kendileriyle birlikte olduğunu, Söz’ünü onlara yönelttiğini, kendilerine somut bir merhamet ve barış vaadi verdiğini biliyorlar.

Biz hem Meryem’in hem onların mirasçılarıyız.

Hayretler içerisindeyiz, çünkü Noel gizemi barış ve birlik ruhunu bağışlıyor. Meryem’in sevincini ve aramızdaki Allah’ın varlığından kaynaklanan ümidi içimizde de taşımak istiyoruz. Çobanlar gibi, sosyal yaşamımızda ve ailelerimizde, insanlardan hiçbir şey bekleyip, talep etmeden, yeni bir yürekle yaşamaya başlayabiliriz: Kendimiz büyük bir sevgiyi dağıtmaya kabiliyetli kılındık!

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it

Noel’e Hazırlık Devresi 3. Pazar Günü – B

Litürji

Kutsal Kitab’ın Okunması

17/12/2023 – NOEL BAYRAMINA HAZIRLIK DEVRESİ –

3. Pazar Günü – B Yılı

1.Okuma Yeş. 61,1-2.10-11 Mez Lk 1,46-50.53-54 2.Okuma 1 Sel. 5,16-24 İncil Yh. 1,6-8.19-28

Vaftizci Yahya’ya bakmaya ve dinlemeye devam edelim. Bugün bize tanık olarak gösterilmekte! Onun yaşamı ve sözü; ışık, peygamber, Mesih ve Güvey Olan’a tanıklıktır. Kudüs’teki Yahudilerin yolladığı araştırmacılara verdiği cevaplara bakarsak, onun İsa için yaşadığını görüyoruz:Gerçekten Vaftizci, İsa’nın tanınması ve kabul edilmesi için yollandığını bilmektedir.

John the Baptist Announcing the Messiah (Mosaic in Cappella Palatina di Palermo, located in Palermo, Italy; Unknown, mid 12th century)
John the Baptist Announcing the Messiah (Mosaic in Cappella Palatina di Palermo, located in Palermo, Italy; Unknown, mid 12th century)

Yahya’nın önemi, müjdelediği Kişinin öneminden gelir. Yahya kendi şanını aramıyor, Yücelerden doğan güneş olanın ışığını karartmak istemiyor. O bizim için değerli bir örnektir: İsa’nın öğrencileri olarak tüm yaptıklarımızı Öğretmenimizin ve Rabbimizin şanı için yapmaktayız, insanların gözünde beğenilmek için veya büyük ve önemli gözükmek için değil! Bu; büyük azizlerin, Meryem Ana’nın ve tüm Havarilerin alçakgönüllülüğüdür: Onlar, yaşamlarını Allah’a, ve O’nun sevmek ve kurtarmak istediği bütün insanlığa hizmet olarak saydılar.

Bundan büyük çağrı yoktur, tıpkı Meryem’in söyledi gibi: “O, bakışlarını kulunun düşkün haline çevirdi. İşte, bundan böyle bütün nesiller bana mutlu diyecek. Çünkü Kadir Allah, benim için büyük şeyler yaptı”. Yahya kendisinin ne Mesih ne de peygamber olmadığını söylemekten mutlu idi. O, sorular soranların kendisine verdikleri hiçbir unvanı kabul etmedi.

Yahya’nın mutluluğu; hizmetkar olmak, İsa hakkında konuşabilmek, O’nun aramızda var olduğunu ilan etmek, yüreklerde, özellikle kendini günahkar olarak kabul edenlerin yüreklerinde O’nun gelişini hazırlamaktır. Gerçekten ilk okumada Yeşaya peygamberin söylediği gibi Allah’ın Ruh’u, o Ruh ki, mesheder ve Allah’ın iyileştirici ve kurtarıcı eylemini gerçekleştirmekte yetenekli kılar, O’nun üzerindedir.

Yahya’nın kendisine koşan pişman günahkarlara gösterdiği sevinci, daha önce Yeşaya müjdeliyordu. Aziz Pavlus, bu aynı sevinci Hristiyanların yaşamasını istiyor. Selaniklilere yönelttiği tavsiye tam da şu şekilde başlıyor: “Her zaman sevinin!”.

Biz kendi kendimize şunu soruyoruz: Bize kötülük, acı, şiddet, adaletsizlik veren bu dünyada nasıl hep sevinebiliriz? İşte sevincin tarifi: “Durmadan dua edin ve her durumda şükredin”. Baba’ya minnettarlıkla yöneltilen dua daima sevinç kaynağıdır. Bu sevinç geçici şeylerden değil, Allah’ın sevgisi, İsa’ya itaat, Ruh’un tesellisi ve ışığından kaynaklıyor.

Ayinin şükran duasına girişi genelde şu sözlerle başlar: “Rabbimiz, Aziz Peder, ebedi ve kadir Allah, her zaman ve her yerde, Kurtarıcımız Mesih İsa’nın adına seni övmek ve sana şükretmek bir görevdir ve bir selamet yoludur”. Evet, doğrudur, şükretmek, kurtuluşun, bunun için sevincin kaynağıdır. Allah’a şükrettiğimiz zaman bu O’nun hoşuna gider ve O’nun sevinci yüreğimize yansır!

O halde Baba’ya O’nun Kendisi için ve O’nun tanıkları ve hizmetkarları olabildiğimiz için devamlı olarak şükrederek, sevinç alıştırmalarını yaparak Kurtarıcımızı kabul edip O’nu kutlamaya hazırlanalım.

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it

Noel’e Hazırlık Devresi 2. Pazar Günü – B

Litürji

Kutsal Kitab’ın Okunması

10/12/202 – NOEL BAYRAMINA HAZIRLIK DEVRESİ 2. Pazar Günü – B Yılı

1.Okuma Yeş 40,1-5.9-11 Mezmur 84 2.Okuma 2Petrus 3,8-14 İncil Mk 1,1-8

Noel’e Hazırlık Devresinin bu ikinci pazar gününde Yahya’ya bakıp onu dinlemek için durmaktayız. İncilci Markos Yahya’yı tanıtırken bize Yeşaya Peygamberin bir ayetini hatırlatıyor: Demek ki, Yahya’nın çölde bağıran sesi ile Kutsal Yazılar gerçekleşmeye başlıyor. Yahya’nın yaşam tarzı ve ümit veren sözleri yüzünden halk, yaşadığı ortamdan uzaklaşarak Yahya’ya gidiyor. Bundan bizler şunu anlayabilmekteyiz: Rab’bin Sözünü dinlemek ve tövbe adımlarını atmak için, kendi alışkanlıklarımızdan ve rahatımıza bakmaktan vazgeçmemiz, fakirliği ve ölçülü olmayı kabul etmemiz gerekiyor.

Geertgen tot Sint Jans (circa 1460–circa 1488), John the Baptist in the Wilderness
Geertgen tot Sint Jans (circa 1460–circa 1488), John the Baptist in the Wilderness

Yahya’nın “deve kılından bir giysisi vardı. Çekirge ve yaban balı yerdi”: Bu giysi peygamberlerin tipik giysisiydi. Rab’bin Sözü, insanların şehvetli modalarına uymadan Allah’ı her şeyin üstünde tutan, insanların modalarına eğilmeyen insanların ağzından çıkabilir. Ayrıca o, Allah’ın iyiliğinin buldurduğu yemek ile besleniyor: Bu yemek daima günahkar, egoist ve zevk arayan insanların ellerinden kirlenmemiş yemektir.

Peki Yahya ne diyor? O; başkasından, kendinden “daha güçlü” birinden bahsediyor. Bu kişi, sadece Allah’a ait güveyin yerini alabilendir. Fakat halkın Güveyi sadece Allah’tır: Demek ki Gelecek Olan, Kutsal Ruh’la vaftiz edecek Olan; Allah’tır; O’nun tarafından Allah’ın sevgisi somutlaştırılacaktır! – İsrail halkının kültüründe çarıkların bağını çözen kişi, dul gelinde hakkı olan, onu gelin olarak alabilendir: Yahya bu yeri almak istemedi!-.

Yahya vaftiz ediyor ama onun vaftizi sadece İsa’nın vaftizine hazırlıktır. Yahya’nın vaftizi sadece insanların yaşamındaki günahları çıkarıyor, yani, Allah’ın Oğlu’nu tanıtıp O’nunla karşılaşmaya hazırlayarak, insanları Allah’a yaklaştırıyor.

İsa’nın vaftizi ise insana Allah’ın ilahi yaşamını verecek, onu ilahlaştıracak, kutsallaştıracaktır. Yahya’nın görevi Yeşaya’nın bildirdiği yorucu görevdir: Rab’bin gelişini kolaylaştırmak için yolu hazırlamaktır! Bu yol, kararlarımızı, diğer insanlarla ilişkilerimizden, düşüncelerimizden, duygularımızdan geçiyor: Rab oradan geçmelidir, orada engel bulmamalıdır.

O geleceği zaman mutluluk büyük olacak, çünkü O, en büyük sevgiyi, sona ermeyen sevgiyi getirecektir. Bu sebepten günahların affedilmesi önemlidir: Bunlar, yaşamı bir bayrama çeviren ve seven Güveyin gelişini yavaşlatan veya engelleyenlerdir. Yahya hepimizi günahlarımız için af dilemeye çağırıyor, ondan sonra İsa bizleri Allah’a benzer kılan Ruh’u verecektir.

Aziz Petrus da ikinci mektubunda bizleri günahlarımızı tanımaya ve pişman olmaya davet ediyor. Rab hazır ve pişman olduğumuzda gelecektir. Gelişinin sevinci hem yakın hem uzaktır: Yakındır çünkü Rab yakında gelecek, ama uzaktır çünkü O bizim iyiliğimiz için uygun zamanı sabırla beklemektedir.

Yaşamımızı, Rab’bin, arzularına uygun kılarak O’nu bekliyoruz. O, yaşamımızın, sadece sınırsız birlik ve sevgi olan kendi yaşamının yansıması olunca mutlu olacağımızı biliyor. Kalıcı ve şanlı gelişini beklerken sevinçli olalım. Dünyanın sonundaki şan dolu kati gelişini beklerken şimdi, burada, sonunda tam olarak gösterilen şan olmadan da, ilk gelişini sevinçle kutlayalım!

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it

Günahsız Meryem Bayramı – B

Litürji

Kutsal Kitab’ın Okunması

08/12/2023 – GÜNAHSIZ MERYEM BAYRAMI

1.Okuma Yar. 3,9-15.20 Mezmur 97 2.Okuma Ef. 1, 3-6.11-12 İncil Luka. 1, 26-38

Bakışlarımızı Meryem’e yöneltmekteyiz. Bugün onu bizde olmayan bir armağanı için kutluyoruz: Meryem ilk günahı olmadan doğdu. Onun bu armağana sahip olması, bizim içimizde beslediğimiz ümidin gerçekleşeceğinin kanıtıdır. Ondaki armağan, kaynaktan gelen bir saflıktır, Adem’in kaybettiği ve mükemmel Oğul, yeni Adem hariç, hiçbir evladının sahip olmadığı bir saflıktır. Meryem, Allah’ın sevgisinin sınırsız ve bedava olduğunu gösteren bu büyük armağana sahiptir!

Stained Glass in the Church of Tervuren, Belgium, depicting Mother Mary and the Dogma of the Immaculate Conception

Meryem Allah’tan şüphe etmeye, O’na itaatsizlik yapmayı istemeye olan içsel yatkınlığı Adem’den miras almadı. Bu sebepten biz bugün mutluyuz: Anne olmak için, Allah’ın Oğlu’nun ve, tek bir beden olarak, O’nunla birleşenlerin Annesi olmak için seçilen Meryem, günahtan korunmuştur. Fakat kendisinin bu armağanı almış olması, bunu yaşamakta zorlanmadığı anlamını taşımaz. Meryem de denendi, Kötü Olan ona denenmeleri yaşatmaktan çekinmedi. Meryem’in günahsız oluşu için Allah’a şükredelim, ama ona da çektiği zorluklar için teşekkür edelim.

Meryem’e yeni Havva denilmektedir. İlk Havva Allah’ın Sözünü dinledi ama denendiğinde, kendisine sevgi ve hikmetle konuşana gereken güveni gösteremedi: o kendi duyularına kulak vermeye karar verdi ve duyular Allah’ın kati bir şekilde “hayır” dediklerini güzel ve iyi gördüler.

Meryem, yeni Havva, yaşayanların gerçek annesi, Allah’ın Sözünü kabul ediyor, onu seviyor ve onu gerçekleştirmek için kendini tamamen sunuyor. Kendi gördüğüne ve bildiğine önem vermiyor: Allah’ın kendi yeteneğinden üstün olduğunu biliyor. Meryem kendisine konuşan meleği seviyor ve ona inanıyor, onun söylediklerini gerçekleştirmek için kendini sunuyor.

Meryem Allah’ın ışığıyla parlamaya devam ediyor. Günahın lekesi ondaki Allah’ın kutsallığına gölge düşüremiyor: Herkesin şüphelerini ve anlayışsızlıklarını çeken Nasıra’da; İsa’nın hayranlıkla izlendiği ama inanılmadığı Kefernehum’da; İsa’ya olan sadakati ve sevgisi en son derecede denendiği Yeruşalem’de Meryem’in hayatında Allah’ın kutsallığı parlamaya devam ediyor. Meryem’de günah tutunamıyor, bize olduğu gibi ona yapışamıyor.

Havari şöyle diyor, “dünya yaratılmadan önceden beri Onun önünde sevgide kutsal ve günahsız olmak” için seçildik. Bizlere kutsallık ve arınma, vaftiz aracılığıyla verilmektedir, vaftiz de, yani ilahi yaşama dalmamız, kendimizi İsa ile Baba’ya sunmamızla gerçekleşir. İsa sayesinde bize verilen armağanları yaşamak için Meryem’e bakabiliriz: Onun Oğluyla birlik olma şekli, her birimize örnek, şefaat, güçtür!

Günahsız Meryem, Kilise’nin imajıdır, bugünkü adaklar üzerine duanın dediği gibi, “Mesih’’n lekesiz ve kırışıksız, güzelliğiyle parlayan, gelindir!” Kilise ne ise, Meryem o’dur! Meryem ne ise de Kilise o’dur! Kilise’ye dahil olan her derecedeki tüm günahkarlar, Meryem’in kutsallığından ve lekesiz parlaklığından sevinç duyar ve faydalanır: Onlar da İsa’yı sevdiklerinde Meryem’in kutsallığıyla parlarlar. Bizler Adem ile Havva’nın suçlarının yaralarından iyileşmeliyiz; bu suçlar, bizim ve atalarımızın Allah’a itaatsizlikleriyle tekrarlandı, yenilendi ve büyüdü. İsa sayesinde iyileşeceğiz ve böylece Meryem’in çehresinde tam olan güzelliğin işaretleri bizde de gözükmeye başlayacaklardır.

Bugünkü bayram, Noel Bayramından iki hafta kadar öncesine denk gelmektedir. Mutlaka biz de Meryem sayesinde, dünyanın Kurtarıcısını saf bir ortamda, gurur ve kötülükten uzakta, karşılamayı arzuluyoruz. Bu sebepten Bakire’nin saflığına bakarak günahlarımızı itiraf etmeye hazırlanalım ve İsa’ya dönmeye devam edelim.

Noel Bayramına sadece yüzeysel işaretlerle hazırlanmayacağız: Bunların içimizde gerçekleşen bir şeylerin işareti olması için çalışacağız. Kutsal Bakire Meryem Kilisedeki mevcudiyeti ile kutsallık yürüyüşümüzde bize yardım etsin: Allan’ın ışığı dünyada bizim sayemizde de parlayacaktır!

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it

Noel’e Hazırlık Devresi 1. Pazar Günü

Litürji

Kutsal Kitab’ın Okunması

03/12/ 2023 – NOEL BAYRAMINA HAZIRLIK DEVRESİ –

1. Pazar günü– B –

1.Okuma Yeş 63,16-17.19;64,1-7 Mezmur 79 2.Okuma 1Kor 1,3-9 İncil Mk 13,33-37

Peygamber Yeşaya tüm İsrail’in duasını yankılatmaktadır: ”Keşke gökleri yarıp insen!”

Bu, garip bir duadır: Allah dünyaya inebilir mi? O; gelip ağır suçlardan, yalandan, karanlıktan, günahtan o kadar acılı bir şekilde kirletilmiş insanlığımıza dokunabilir mi? O’nun sevgi ile gözettiği bir insanın, bir yaratığın var olduğu her yerde O şimdiden mevcut değil mi?

Helen McLean, Christ in Glory (Mosaics in the Church of the Transfiguration are created in the ancient tradition of Byzantine-style mosaics)
Helen McLean, Christ in Glory (Mosaics in the Church of the Transfiguration are created in the ancient tradition of Byzantine-style mosaics)

Bu dua ile O’nun farklı bir şekilde var olmasını mı istemekteyiz? Yeni bir şekilde bizimle var olmasını, yeni bir dikkat ile bizi sevmesini mi istiyoruz?

Allah bizi severdi ve yanımıza gelirdi, hayatımız ümit etmeye, ışık görmeye, dirilmeye başlayacaktı.

Eğer Allah gelmezse – diyor peygamber – bu, O’nun bize gelmek istememesi için değil de, bizim O’nsuz hiç bir şeyi yapamaz olduğumuzu fark etmemiz içindir. Bu şekilde duamızı kabul etmesine hazırlanmamız için kendimizi O’na yöneltmemize, kendimizi O’nun evlatları olarak tanımamıza, doğruluk eylemlerini yaparak hayatımızı değiştirmemize hemen hemen zorundayız. İsa da, bugün okuduğumuz İncil’in kısa metninde, gece gündüz dikkatimizi Rab’be doğru yöneltmiş tutarak uyanık olmaya bizi teşvik etmektedir. Bu yöneltme olmasını bırakırsak kolayca ve emin olarak günahın, yani bencilliğin, gururun, başkalarına sahip olmanın, hoşumuza gelenin – bu, kardeşlerimize zarar verirse de önemli değil! -, köleliğine düşürecektik. İsa bize daimi davranışımızın hangisi olması gerektiğini söylemektedir: Uzun zaman sonra uzaktan dönen efendiyi bekleyen kişinin davranışı! O kadar ilgilenen hizmetkarı, efendinin gelişine hazır olmaya sevinçle çalışır, çünkü onu sevip onun memnun olmasını ister. Bu şekilde hizmetkarı da sadık olarak tanınabilecektir ve sadakatin ödülünü alabileceğinden emin olabilecektir.

Korintoslulara yazarken Aziz Pavlus tam da bunun için o Hristiyanları övmektedir, çünkü ‘Rab’bimiz İsa Mesih’in görünmesini” beklemekteler. Bu beklemekte olmak, Rab’bin Kendisinden sabit bir iman ve armağanlarının zenginliklerle kesinlikle mükafatlandırıldığı bir duadır. 

Rab’bi iman ve sevgi ile bekleyen cemaatte, bütün ruhani armağanla, özellikle İsa’ya tanığa faydalı olan söz ve bilgi armağanları var olmaktadırlar.

Söz armağanı, Allah’ın gizemlerini herkesten anlaşılabilen şekilde ifade edebilme armağanıdır. Ve bilgi armağanı; bütün projelerinde, İsa’nın ve havarilerinin hayatında, onların öğretişlerinde ve de insanları şeytandan kurtarıp onları kutsallaştıran Kilise’deki gizemlerinde Baba’nın sevgisini anlayabilmek ve görebilmektir. Karizmalar denilen bu ruhani armağanlar, dayanma ile İsa’da kalan kişiler içinlerdir.

Noel’e Hazırlık Devresinin dört haftası ile yeni Kilise’nin yılına başlarken, Rab’bi ruhani bekleme davranışında alıştırılacağız. O gelmektedir: O’nu sevgi ile beklemekte olan kişi bunu fark edecektir; sadece O’na hizmet etmeye çalışan kişi, O’nu kabul etmeye ve O’nun var olmasından mutlu olmaya hazır olacaktır.

Sözümüzü ve bilgimizi; sevgisine, iyiliğine ve merhametine tanıklık vermek için kullanacağız. ”Keşke gökleri yarıp insen!” diyen dua, bir eminliğe dönüşüyor: Allah gökleri açıp bizlerden biri olmaktadır, öyle ki bizler O’nu görebiliyor, dinleyebiliyor ve sevebiliyoruz. Bütün hayatımız değişecektir ve hayatın tatmin olmayan ve kendilerini hala gerçekleştirmeyen insanlara güzel haberi ilan etmek için sözlerimiz olacaklar. Bu insanlar da İsa’yı tanıyınca dirilecekler.

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it