Olağan devre – 3. Pazar Günü – A

Litürji

Kutsal Kitab’ın Okunması

22/01/2023 – OLAĞAN DEVRE – 3. Pazar Günü – A

1.Okuma Yeş. 8,23 – 9,2 Mezmur 26 2.Okuma 1 Kor. 1,10-13.17 İncil Mt. 4,12-23

Hristiyanların birliği için dua haftası sona ermektedir, ama yaşadığımız ortamda bu birliğin gerçekleşmesi için çalışmamız sona ermeyecektir. Aziz Pavlus birliğimizle daima İsa’nın tanıkları olmamıza teşvik ediyor. Hiç kimse; bütün diğer insanlar gibi Hristiyan cemaatlerin kardeşlerinin de egoizm ve kibirle denenmelerinden şaşmamalıdır. Aramızdaki duygusal farklılıklara, Kilise’de rehberlik ya da başka hizmetleri edenlere karşı doğabilecek az çok ilgiye de şaşırmıyoruz. Fakat duygusal farklılıkların bölünmelere sebep olmasına izin vermemeliyiz.

Artist Unknown, Jesus Christ Light of the World, Rio Calle
Artist Unknown, Jesus Christ Light of the World, Rio Calle

İsa tektir ve bizler, zor olduğunda ve hatta O bize haç ile gösterildiğinde de, O’nu takip edeceğiz. Bugün O, bizleri tövbe etmeye çağırmaktadır. “Tövbe edin, çünkü Göklerin Hükümranlığı yaklaştı”. Tövbeye davet; değişmeye çağrıdır, düşüncelerimizi ve arzularımızı aşarak Allah’ınkilerine katılmaya çağrıdır. İsa bunu her karşılaştığı kişiye söylüyor, çünkü herkes Adem’in evladıdır, yani Baba’dan uzaklaşan yolun üzerindedir.

Tövbe edin, yön değiştirin: Tutkularınızı, arzularınızı gerçekleştirmeyi düşünmeyin, Baba’nın istediğine bakıp onu gerçekleştirmeye çalışın, çünkü bu size yaşam ve barış verecektir!

İsa, insanların tövbe etmesinin bir anlık bir şey olmadığını ve tüm zamanların tüm insanlarını tövbe etmeye çağırmak gerektiğini bilmektedir. Bu sebepten hemen Kendisine yardım edecek, bu hizmeti dünyanın her köşesinde, bütün zamanlardaki insanlık için yaymak üzere birilerini çağırmaktadır. O biliyor ki çağırdıkları diğerleri gibidir, yani günahkar ve tövbeye muhtaç, ama cesaretini kaybetmiyor. Onları Kendi eğitecek, sabırla, devamlılıkla, kararlılıkla gerçek bir tövbe tecrübe etmelerine sebep olacaktır.

Bugün İsa’nın çağırdığını ve nasıl çağırdığını görmekteyiz. O, normal insanları, iş sorumlulukları ve sosyal yaşamda olan insanları çağırıyor. Bu kişilerin, Kendisi ile kalmak için her şeyden: İnsanlardan, özellikle de kendi kendilerinden, kendi alışkanlıklarından, güvencelerinden kopmaları gerekiyor. Bu ne anlama gelir?

İsa bizim için ve tüm dünya için hür insanları, Baba’ya itaat eden sevgisini öğrenmek için her türlü bağlardan hür insanları hazırlamak istiyor: Bunlar, Söz’ünü müjdeleyecek ve dünyaya Allah’ın sevgisini yayacaklar. İsa ilk çağırdığı dört kişiye Kendisi’nin “Göklerin Hükümranlığının güzel müjdesini” bildirmek için nasıl çalıştığını, insanların hastalıklarına karşı ilgisini de hemen göstermeye başlamaktadır. Bu dört kişi, daha önce birbirlerini sevmeye ve iş birliği etmeye alışmış, ikiye iki kardeşlerdir. Onların yanına gelecek olan herkes; kardeşlik, karşılıklı sevginin bir yaşama biçimini öğrenecekler.

Dünyada “karanlıkta… ve ölüm gölgesinde yaşayan” birçok insan ve halklar hala var: Onlar İsa’yı beklemekte ve İsa, Kilise’nin Söz’ü ve kardeş sevgisiyle onların yanlarına gelmektedir. Kilise tarihi, yaşamını günahkarlara ve engellilere, fiziksel ve ruhsal hastalara adamış adamlar ve kadınlarla doludur. Onlar bu kişilerin ruhani ve fiziki iyilikleri için yaşamlarını harcamışlardır. Biz bu Kilise’nin üyeleri olmaktan gurur duyuyoruz, daha doğrusu, misyonuna devam etmek ve her insana konuşan, yaralarına eğilen sevgisini somutlaştırmak için kararlılıkla kendimizi Rab’be sunuyoruz.

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it

Olağan devre – 2. Pazar Günü – A

Litürji

Kutsal Kitab’ın Okunması

15/01/2023 – OLAĞAN DEVRE – 2. Pazar Günü – A –

1.Okuma Yeş. 49,3.5-6 Mezmur 39 2.Okuma 1 Kor. 1,1-3 İncil Yh. 1,29-34

 

Bugünkü litürji İsa’ya ve Yahya üzerine yansıttığı ışığa bakmaya devam etmemizi öneriyor. Yahya öğrencilerine ve kalabalığa herkesin beklediği ve kendisinin gördüğü, tanıdığı kişi hakkında konuşuyor, O Kişi’ye herkesin ihtiyacı var: O; “dünyanın günahlarını kaldıran Allah’ın kurbanıdır”, O’nun “üzerine Kutsal Ruh bir güvercin şeklinde indi”. O, “Kutsal Ruh” ile vaftiz ediyor, O’nun adı “Allah’ın Oğlu’dur”! İsa’yı tarif eden tüm bu sıfatlar daha derinlemesine açıklama gerektiriyor. Fakat bu sıfatları İbraniler elbette iyi anlıyordu. Çünkü onların her biri Kutsal Kitap’ta yazılı olan halkın yaşadığı olayları hatırlıyor, Allah’ın mevcudiyeti ile dolu ve kurtuluş sözünü yansıtıyorlar.

John the Baptist Identifies Jesus as the Lamb of God (Relief sculpture in Cathédrale d'Amiens, 1508-1519)
John the Baptist Identifies Jesus as the Lamb of God (Relief sculpture in Cathédrale d’Amiens, 1508-1519)

Allah’ın Kurbanı, Paskalya Kurbanıdır: Kanı sayesinde Mısır’da olan halkı, ilk doğanları öldüren ölüm meleğinden kurtarmıştı. Aynı zamanda her sene halkın tüm günahlarının yüklendiği ve çöle ölüme yollanan kuzu idi. Yine sunak masasında her şahsın günahının silinmesi için kurban edilen kuzuydu. Daima halkın ölümden kurtarıcısı ve onun arındırıcısı oldu. Ölümüyle kuzu herkes için değerli oluyor. Yahya, İsa’yı “Allah’ın kurbanı” diye çağırarak öldürüleceğini bize söylüyor ve ölümüyle bizim için çok önemli olacağını da belirtiyor.

Üzerine Kutsal Ruh’un güvercin şeklinde indiğini söylerken dünyanın yaratılışını hatırlatıyor: Ruh’un sular üzerinde yüzdüğü ve baştaki karışıklığı düzene soktuğu zamanı! İsa, vaftiz olduğu Ürdün nehrinden çıkarken, dünyaya Allah’ın istediği gibi bir başlangıç veriyor. Yeni bir dünya olacak, orada artık insan Allah’tan kaçmayacak tersine O’nu arayacak, sevecek ve itaat edecektir, O’na güven verecektir.

Yahya bize İsa’nın “Kutsal Ruh’ta vaftiz eden” olduğunu söylerken peygamber Hezekiyel’in de peygamberliğini gerçekleştirdiğini söylüyor: Bu peygamber, Allah tarafından yeni bir yaşam, yeni bir yürek sözü veriyor, bu da içimize yerleştirilen Allah’ın Ruh’u aracılığıyla gerçekleşecektir: Vaftiz, arınma gerçekleştirmekte ve yaşamı değiştirmekte. İsa içimizi temizliyor ve Allah’ın yüreğini hareket ettiren aynı Ruh’u içimize veriyor. İsa’nın insan için gerçekleştirdiği eylem tamamen yenidir, çünkü bizlerin ilahi yaşama katılmasını sağlıyor!

İsa’nın Allah’ın Oğlu olduğunu söylerken Yahya, ikinci Mezmur’u düşünmemizi sağlamaktadır. O Mezmur Allah’ın Oğlu’na tüm insanların üzerine hükmetmeye izin verildiğini söylemektedir; O, Davut’a bildirildiği ve Daniel’in haber verdiği Allah’ın hükümranlığını gerçekleştirir. O halde İsa kraldır, Allah’ın dünyada gerçekleştirmeye söz verdiği hükümranlığın kralıdır: O; insanları çobanın kuzularını sevdiği gibi sevecek, özellikle hasta ve yaralanmış olanlara bakacak, dağıldıkları yerlerden onları toplayacaktır. Allah’ın Oğlu unvanı, O’na bakarak Allah’ı görebileceğimizi aklımıza getiriyor, çünkü her oğul babasının doğasındadır.

Yahya’nın tanıklığını kabul edelim ve onunla bakışlarımızı İsa’ya doğru çevirelim, böylece O’nu seveceğiz, özellikle de O’nunla karşılaşmak ve O’nu tüm sevgimizle takip etmek için koşacağız. Bu arzu Havarinin ve peygamberin de arzusudur, onlar bugün bize Baba’nın yolladığını kabul etmemiz için bize yardım etmektedirler.

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it

İSA’NIN VAFTİZİ – A

Litürji

Kutsal Kitab’ın Okunması

08/01/2023 – İSA’NIN VAFTİZİ – A –

1.Okuma Yeş. 42,1-4.6-7 Mezmur 28 2.Okuma Elç. 10,34-38 İncil Mt. 3,13-17

Noel devresini Rab’bin başka bir gösterilmesi olan İsa’nın Vaftizi Bayramını kutlayarak bitiriyoruz: Vaftizci Yahya’nın müjdelediğini doğrulamak için Allah’ın Kendisi sesini duyurtuyor. Bu görkemli doğrulama İsa’nın herkesin önünde alçakgönüllülüğü yaşadığı anda gerçekleşiyor. O, tüm günahkarların yaptığını yaptı. Onlarla günahlarından, yani kendilerini Allah’a karşı tutan davranışlardan ve eylemlerden arınmak için girdikleri suya girdi. O; günahsızdı, çünkü hiçbir zaman Baba’ya karşı gelmedi, O’ndan hiç şüphe etmedi, daima O’nun arzusunu gerçekleştirmek istedi.

Nelkenmeister, Berner. John the Baptist in the Wilderness
Nelkenmeister, Berner. John the Baptist in the Wilderness

İsa’nın Kendisini diğer günahkarlarla birlikte göstermek istemesine, Yahya itiraz etti: Bunun abartılı olduğunu düşünüyordu. Ama İsa şöyle diyor: “Şimdi izin ver bana, çünkü doğru olan her şeyi bu şekilde yerine getirmemiz gerekir”. Bu cümleyi anlamamız zor. Anlayabilmek için peygamberlerin dediklerine danışmalıyız. İsa, Allah’ın isteğinin “dürüst kuluna” haydut gibi davranılması olduğunu biliyordu. Yeşaya gerçekten de şöyle diyor: “Başkaldıranlarla bir sayıldı. Pek çoklarının günahlarını O üzerine aldı. Başkaldıranlar için yalvardı” ( Yeşaya 53,11-12).

İsa doğru olan her şeyi yerine getirmek istiyor, yani bütün insanları, günahkar olan bütün insanları kurtarabilmek için Allah’ın bu Söz’ünü de gerçekleştirmek istiyor. Yukarıdan duyulan Söz, İsa’nın bu davranışının onaylanmasıdır, peygamber de şöyle onaylamıştı: “Kulum başarılı olacak; üstün olacak, el üstünde tutulup alabildiğine yüceltilecek ( Yeşaya 52,13)Gerçekten de Allah O’nu, “Sevgili Oğlum” diye çağırarak O’nu yüceltmektedir. İbraniler’e Mektup, hiçbir meleğe böyle güzel bir söz söylenmediğini söylüyor.

En Sevgili Oğlum” bize İsa’nın büyüklüğünü anlamamıza yardımcı olan çifte bir deyimdir. Oğlum, tüm halklar üzerinde gücü olan kral için ikinci Mezmur’da kullanılan bir sözdü. “En sevgili oğul” ise; Allah’ın verdiği söz ve katkısı sayesinde doğmuş, kalabalık bir neslin atası ve tüm halklar için bir lütuf kaynağı olacak İbrahim’in oğludur. “Ondan hoşnudum”: Üçüncü bir tasvir şekli; bunun sayesinde tüm vaatleri gerçekleşen Allah’ın Kul’unu tanıyabilmekteyiz.

İsa’nın üzerinde bir güvercin uçarken gökten gelen Söz, üç kere O’nu Mesih, dünyayı günahlardan kurtarmak ve insanlara umut vermek için gönderilen Allah’ın kutsanmış kişisi olarak ilan eden Söz’dür. Bugünkü okumada Yeşaya O’nun hakkında şunu da söylemekte: “İşte seçtiğim benim kulum, onu destekledim. İşte sevdiğim benim kulum! Milletlere adaleti versin diye ona Ruh’umu verdim”. Yahya’nın gördüğü olay, bu peygamberliğin de gerçekleşmesidir.

Şimdi İsa’ya yanılmaktan korkmadan, O’na tam bir güvenle bakabiliriz: O, Allah’ın güvenine sahiptir, O gerçekten her doğru olanı gerçekleştirmektedir. Üzerine tüm günahkarların bıraktıkları günahları alarak bizleri dürüst, Allah’ın hoşuna giden, hak ettiğimiz cezaları alma korkusundan hür kişileri yapıyor.

Aziz Petrus, Kornelius’un ailesinin önünde yaptığı konuşmasında Allah’ın kutsanmış, O’nu bütün insanlara gösterebilme şeklinde yaşamış olan İsa’ya doğru bakışlarımızı çevirebilmemize yardım ediyor. İsa geçerken, Allah’ın sevgisi somut olarak görülebilmekte ve tutulabilmekte idi.

İsa’yı içimize kabul edelim öyle ki O, iyilik etmeye ve kutsallaştırmaya, hayat vermeye ve hayata anlam vermeye devam edebilsin. İsa’ya bakarak Baba Allah’ın sevincine katılmaktayız! Gerçekten de İsa, insanları sevgi içinde yeniden sabit koymakta, onları yeniden Allah’ın evlatları kılmaktadır!

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it

EPİFANYA BAYRAMI – A

Litürji

Kutsal Kitab’ın Okunması

06/01/2023 – EPİFANYA BAYRAMI

1. Okuma Yeş. 60,1-6 Mezmur 71 2.Okuma Ef. 3,2-3.5-6 İncil Mt. 2,1-12

Bugün dikkatimizi çeken olay, Allah’ın sevgisinin gizeminin tüm insanlara yönelmiş olması. Başta sadece Yahudiler Allah’ı tanıyordu, bunu Mezmurdan anlıyoruz ve aynısını İsa da Samiriyeli kadınla konuşurken belirtmişti. Fakat bütün diğer halklara da Allah’ı tanıtsınlar diye, onların tanımaları lütfedildi. Baba Allah tüm insanları, onları terk etmek için değil, yanında olsunlar diye yarattı. İşte, bugün bu gizem, İsa’nın tüm halkların temsilcilerine gösterilmesiyle açıklanıyor.

Fra Angelico and Filippo Lippi, Adoration of the Magi

Fırsat bilginlerin araştırmasından geliyor. Onlar, pagan halkların temsilcileridir; bunlar, emin oldukları bir bilim aracılığıyla hayatlarına yön verirler, fakat girişimleri değerli bir sonuca varamıyorlar. Görüyoruz ki yıldızların hareketlerini okumak onları doğru yola götürüyor ama ulaşmaları gereken yere varmalarını sağlamıyor. Hatta onlar en yanlış kişiye, dürüstlüğün ve her gerçeğin, aradıkları kişinin düşmanı, Herodes’e varıyorlar.

Burada, Herodes’in evinde, İsrail’in bilginleri yabancılara varmak istedikleri yere ulaşmaları için yardım ediyorlar, ama onlarla yola çıkmıyorlar! Uzaktan gelenler, insanlığın hazinesini buluyorlar, bilgeler ise korku içinde, yaşamlarını sarsabilecek olası bir değişiklikten korkarak uzakta kalmaktadırlar. Daima oluşan tekrar gerçekleşiyor: Yakındakiler uzaklaşıyor, uzaktakiler yakınlaşıyorlar. İsa bunu sık sık tekrarlayacaktır. Havarilerin de tecrübeleri bu olacaktır: İncil’i paganlara bildireceklerdir, çünkü İsrailliler onu ret edeceklerdir.

Kutsal Yazıları dinledikten sonra daha ışıklı olmuş yıldızın onlara gösterdiği evde gelişen olay, herkes için bir örnektir: Bilginler Annenin kollarında olan Bebeğin önünde hazinelerini açarlar: İçlerinden sembolizmle yüklü armağanlar çıkar. Altın, İsa’nın krallığını, buhur ilahiliğini, mür ise ölümsüzlüğünü belirtir. İnsanlar sembolleriyle İsa’nın Allah’ın hükümranlığının kralı ve Allah’ın Kendisi olduğunu, Kendisinin insanın düşmanı olan ölümü yendiğini belirtirler. Bu semboller Çocuğa sunulmaktadırlar, bunun için daha da açıkça konuşurlar: Sadece O; hükmetmeye, insanların saygısını almaya ve ebediyen yaşamaya layıktır. İsa’ya yaklaşan, hazinelerini O’nun ellerine boşaltan hikmetli bilginler, O’nun adına seçilmiş fakirliğin güzelliğini keşfederler, çünkü zenginlik sadece O’nun ellerinde ise değerlidir; itaat etmenin ve alçakgönüllülüğün güzelliğini öğreniyorlar, çünkü sadece İsa insanı hürriyetinden mahrum etmeden “emredebilir”; uysallığın ve bekaretin değerini anlıyorlar, çünkü dünyanın geleceği için sadece İsa’nın varlığı gereklidir.

Bilginler İsa’ya varabilmek için Herodes’e ihtiyaç duydular, fakat şimdi ülkelerine dönmek için kimsenin yardımına gerek duymuyorlar. Şimdi İsa’nın Kendisi onların rehberidir. Artık yıldızlara ihtiyaçları yok, artık gece karanlığında göğe bakmıyorlar. Şimdi Güneş yollarını hep aydınlatmaktadır!

Şimdi tüm çocuklara dikkatle bakacaklardır. Çünkü her çocukta o Çocuğun yansıması var. Şimdi her insanın çehresine de dikkatle bakacaklar, çünkü her insan Allah için Beytlehem’de tapınılan o Çocuğun görüntüsünü taşımaktadır!

İsa ile karşılaşarak ne kadar çok değişiklik meydana geliyor! İsa konuşmasa da O’nun varlığı Söz’dür!

İsa’nın varlığı bizim için devamlıdır ve bize birçok yolla sunulur: Özellikle de litürjik yılın yani Kilise takviminin kutlanmasıyla. Bugün Kilise, bu takviminin anlamını ve en önemli duraklarını bildirmektedir:

Sevgili kardeşlerim, Rabbin şanı kendini gösterdi ve dönüşüne kadar hep aramızda olacaktır. Zamanın olaylarında ve duraklarında kurtuluşun gizemlerini hatırlamakta ve yaşamaktayız:

Tüm litürjik takvimin merkezi; ıstırap çeken, haça gerilen ve dirilen Rab’bin üç günüdür, bu günler, Paskalya Bayramı pazarı ile (9 Nisan) en önemli noktasına ulaşacaktır.

Haftalık Paskalya olan her pazar gününde Kilise günahı ve ölümü yenen Mesih’i kutlayıp lütfunu canlı kılmaktadır.

İsa’nın Dirilişi tarafından tüm diğer kutsal günler anlam kazanmaktadır. Paskalya Bayramının tarihi diğer bayramların tarihlerini kararlaştırmaktadır.

Paskalya’ya Hazırlık Devresinin başlangıcı olan Kül Çarşambası 22 Şubat günüdür.

Rab’bin Göğe Çıkışı 21Mayıs günüdür.

Pentekost Bayramı 28 Mayıs günüdür.

Noel Bayramına hazırlanış devresinin ilk pazarı 3 Aralık’tır.

Allah’ın Annesi Meryem’in, Havarilerin ve Azizlerin bayramlarında, Ölüleri Anma gününde de, dünyada hacı olan Kilise, Rab’binin Paskalyasını bildirmektedir.

Ebediyen var olmuş, var olan ve gelecek olan, tarihin ve zamanın Rab’bine Mesih’e, yüzyıllar boyunca sonsuz övgüler olsun. AMİN”.

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it

Allah’ın Annesi Olan Meryem’in Bayramı

Litürji

Kutsal Kitab’ın Okunması

01/01/2023 – Meryem, Allah’ın Annesi

1. Okuma Say. 6,22-27 Mezmur 66 2. Okuma Gal. 4,4-7 İncil Luka 2,16-21

Bugün, mesaj dolu bir gündür! Bugün birbirimize yeni yıl için dileklerimizi sunuyoruz, daha da iyisi yeni yılın her birimiz için sevinç ve huzur devresi olması için kutsama istiyoruz. Bu sebepten tam da bugünde Dünya Barış Günü kutlanır: Bugün konuşma yapan devlet başkanları veya din adamları hep bu konu hakkında konuşurlar, tüm dünyaya da savaş sebeplerinden uzaklaşmak ve anlaşmazlıkları önlemek için tavsiyelerde bulunurlar. Çünkü maalesef savaşlar ailelere, ülkelere, halklara ve kıtalara acı vermeye devam etmektedirler.

Ayrıca bugün Kilise Ayininde, bu devrede yaşadığı gizemin sonucu ve tamamlanması açısından bir bayram daha kutlar. Allah’ın Oğlu insan oldu ve aramızda yaşamaktadır. O’nu bize bir Anne göstermektedir! Bizi kurtaran Anne değildir, ama bize Kurtarıcıyı sunan odur. Allah, bize İsa’yı bağışlamak için onu kullandı ve halen kullanmaktadır! O bir raftan mal alıp bize satan bir satıcı değildir, o bir Annedir! Allah onun bunu yapmaya hazır olduğunu sormak için alçaldı ve onun içine bizim için Yaşam, Yol ve Gerçek olan yeni yaşamı koydu. O, Yaşam, Yol ve Gerçeğin Annesidir: Niçin ona Allah’ın Annesi demeyelim? Ondan doğana “En Yücenin Oğlu” deniyor ve O Kendine Allah’ın adı olan “Ben’im” diyecektir, bu sebepten Meryem doğru olarak Allah’ın Annesi diye çağrılmaktadır! Bu unvanı onun için böbürlenme sebebi değildir, çünkü kendisine Oğlunun tam ve gerçek olarak tanınmasının uğruna verilmektedir!

Meryem anneliğini sessizlikte yaşamaktadır. İncil bize onu böyle göstermektedir. Onun sessizliği, kollarında taşıdığını ve meleğin onu ziyaret ettiğinde yaşamında gerçekleşen, yaşamını dolduran, değiştiren ve tüm dünya için değerli kılan Sözü sevinçle dinlemektir. “Meryem ise, bu olaylar üzerinde derin derin düşünerek, onları kalbinde saklıyordu”: Meryem’in sessizliği zengin ve tamdır, gizemdir.

Meryem’in tüm dinledikleri ve gördükleri Oğlu ile ilgiliydi, O’nun Allah’ın Oğlu olduğunu biliyordu! Meryem için her şey dua etme ve Allah’ı övme sebebiydi!

Bizler de Meryem’in duasında vardık: o, bizleri düşündüğü için değil – çünkü o anda kafası tamamıyla onun gözlerine, ellerine ve kulaklarına ihtiyacı olan Oğlundaydı – ama anneliğinin şimdi de bizim üzerimizde etkisi olduğu için.

Biz onun anneliğinden mutluyuz, onun bizi sardığını ve zenginleştirdiğini hissediyoruz. Tüm yalnızlıklarımızı şefkatiyle o teselli etmekte, aynen İsa’nın yalnızlığı gibi! Her kuşkumuz tatlılığı ile huzura dönüşür, aynen Yusuf’un kuşkuları gibi! Her sorumuz emin bakışlarıyla cevap bulur, aynen çobanların soruları gibi.

Meryem’in dudakları İsa adını telaffuz eder, çünkü melek ona şöyle demişti: “O’na İsa adını vereceksin!”. Elbette de kimse onun İsa’yı bu isimle çağırmasını dinlemekten yorulmazdı, ne çobanlar, ne Yusuf, ne de çocuğa dikkat eden melekler, çünkü gök yeryüzüne tamamıyla inmişti!

Yeni yıla başlarken Meryem’in ağzından bebeğin adını dinleyerek girelim ve bugün birçok kere onun sesine bizimkini de ekleyelim. İsa, İsa, İsa! Yaşamımızın bu bölümüne başlamak için güçlü ve güzel bir yöntemdir: İsa adını söyleyerek, överek, severek, taparak ve dinleyerek. Bu adı söyledikten sonra eskisi gibi olamayız çünkü bu ad, Allah’ın gücünü, Allah’ın sevgisinin o gücünü kapsar.

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it

Noel Bayramı – A

Litürji

Kutsal Kitab’ın Okunması

Noel günü aydınlık bir gündür, ama, kim bilir niye, bu günde konuşmaya başlamaktan çekiniyorum. Bir çok düşünceler var, Kutsal Kitap metinleri güzel ve zengin, etraf Bebek İsa’nın mevcudiyetinin verdiği hislerle tatlı ve duygulu! Ne diyebilirim? Konuşma dinlemek isteyen birileri var mı, yoksa herkes sessizlik mi arzuluyor?

Caravaggio, Natività con i santi Lorenzo e Francesco d’Assisi (Oratorio di San Lorenzo, Palermo, 1600)
Caravaggio, Natività con i santi Lorenzo e Francesco d’Assisi (Oratorio di San Lorenzo, Palermo, 1600)

Bugün Allah’ın Sözü somut, görülür, tutulabilir oluyor. Onu kabul etmek için kulaklar yetmiyor, eller yetmiyor, gözler yetmiyor, yürek bile yetmiyor. Bu Sözü kabul etmek ve dolayısıyla Allah’ı dinlemek için bunların hepsi gerekli ama yine de yeterli değil! Bu sebepten benim sözlerim belki engel olabilir, Sözün yerini işgal edebilir! Eğer sessizliğini yaşamaya başladıysan, bu satırları bırak ve sessizlikte dinlemeyi, tapınmanı sürdür!

Söz, beden oldu ve aramıza çadırını kurdu: Eğer Sözü, yani Allah’ın Sözünü arıyorsam uzağa gitmemeliyim, çünkü O aramızdadır! Allah burada, yeryüzünde arzularını gösteriyor, isteklerini ve tesellilerini veriyor. Etrafıma bakıyorum, birçok insanın çehresini görüyorum. Allah bana ne diyor? Şöyle diyor: Ben onlarla birlikte ve onlar için buradayım, onları sevmek için. İnsanların sadece sevgiye ihtiyaçları olan kişiler olduğunu görmüyor musun? Sadece eve, kıyafete veya ekmeğe ihtiyaçları yok. Etrafında, yüreklerinde kimsecikleri olmayanlar var: Bunu soğuk ve boş bakışlarından, gürültülü ortam arayışlarından, boş konuşmalarından, sadece bir sigaraya veya kahveye sarılmaya alışmış ellerinden, hareket ve değişiklik arayışlarından görürsün. Etrafında ne kadar çok susuz ve aç kişi var! Onlar İsa’ya aç ve susuz: Bunu bilmiyorlar, bu sebepten bugün Noel ismini de kullanarak kendilerini biraz daha aldatıyorlar. Sen Noel deme, İsa’nın Noel’i veya İsa’nın Doğumu de! Dudaklarında ve bakışlarında O canlanmalıdır, böylece bugün seninle karşılaşan bir kişi İsa’yı düşünebilir! Bebek İsa’yı Annesinin ellerinden al: Anne sana O’nu yürekten verecektir. Sen O’nu tutmaya layık değilsin, biliyoruz, ama Anne sana O’nu yine de veriyor. Seni korkutmayan o Bebeğe bak, günahkar olmana rağmen O sana yine de değer veriyor, Bebek senden bir şey istemiyor, O’na sadece bak. Şimdi O’nu sevmen kolay, çünkü senden bir şey istemiyor. O’na bir şeyler verirsen, mesela biraz dikkat, biraz sessizlik… bunlar da, ta baştan sana Allah’ın armağan ettiği ve halen içinde olan bir parça iyiliktendir. Bebeği sev, O’na şefkat ver. Şimdi bebek olarak O’nu sevmek için biraz gayret ediyorsan, konuşmaya başlayacağı zaman, kulaklarının dinlemeye alışık olmadığı şeyleri söylediğinde, O’nu dinlemen daha kolay olacaktır. O’nu şimdi sev, sana “Ne mutlu ruhta fakir olanlara” dediğinde O’nu yemlikte iken hatırlayacaksın, annesinin fakirliğini, babasının huzurunu ve O’na fakirlikten; besinin, oyuncakların, elbiselerin fakirliğinden başka verecekleri bir şeyleri olmadığını anımsayacaksın. O, kabul edildiği fakirlikten utanmıyor, çünkü o fakirlikte sevgi buluyor ve sevmeyi öğreniyor. O’nu şimdi sev, yanağına yaklaş ve öp, böylece O’nu, “Ne mutlu acı çekenlere” dediğinde de, sevebileceksin: Haçını huzurla ve cesaretle taşıyabileceksin.

O’nu şimdi sev, böylece sana “Ne mutlu yürekleri saf olanlara” dediğinde O’nu ciddiye alabileceksin: O zamanlarda içgüdülerine hakim olmaktan mutlu olacaksın, kendi sevgi arzularını takip etmemekten, herhangi bir kişi tarafından okşanma isteğini izlememekten mutlu olacaksın.

O’nu şimdi, çocukken sev, böylece sana “öteki yanağını da uzat” dediğinde bu sözü acayibine gitmeyecektir; aynen sana “yorulmadan dua et” dediğinde sözünü dinleyeceksin ve “fakirleri, körleri, topal ve sakatları davet et, çünkü onlar bu davetini iade edemeyecekler” diyerek herkesi şaşırttığında sen söylenenleri anlayacaksın! Şimdi O’nu kucağına al, böylece O’nu dikenli tacı ile haçta gördüğünde kaçmayacaksın! Annesi Meryem’e de şefkatle bak. Genç çehresi Ondan gelen ışıkla aydınlanıyor, bu aynı ışık dünyaya ümit vermek için senin gözlerinde de parlayacaktır. Karanlıklarının açılmasına izin ver: Utancını ve korkunu yenerek O’nun adını söyleyeceksin. Bu Bebeğin adı, korkuları yönelten ve yüreklerin kapanıp yaşamlarını kaybetmelerini ve ölmelerini sağlayan ölümü, yenecektir! Benimle birlikte Bebeğin adını tekrarla: İsa! Hoş geldin, İsa! İşte, ben senin için buradayım!

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it

Noel’e Hazırlık Devresi 4. Pazar Günü – A

Litürji

Kutsal Kitab’ın Okunması

18/12/2022 – NOEL BAYRAMINA HAZIRLIK DEVRESİ – 4.Pazar – A

1. Okuma Yeş. 7,10-14 Mezmur 23 2. Okuma Rom. 1,1-7 İncil Mat. 1,18-24

Bugün İsa’ya bakmamız için bize Meryem ve Yusuf yardım ediyor. İkisi, tamda oğulları olarak çağrılacak Olanın doğumu için büyük sıkıntılar yaşadılar.

Angel Appears to Joseph (Oak woodcarving in the choirstall area of the Cathedral of Amiens, 1508-1519)
Angel Appears to Joseph (Oak woodcarving in the choirstall area of the Cathedral of Amiens, 1508-1519)

Meryem, Allah’a “evet” dedi, Yusuf da Meryem’e söylendiği gibi aynı peygamberin sözünü hatırlatan rüya hakkında derin düşündükten sonra “evet”ini verdi. Allah’a “evet” cevabını vermek kolay değildi, çünkü herkes tarafından anlayışsızlıklarla karşılaşacaklardı. Ama Yusuf ve Meryem insanların davranışlarına ve yargılarına önem vermeden, bakışlarını Allah’a sabitlikle çevrili tuttular.

Bu yönden de onlar bizim için harikulade öğretmenlerdir. Ben her gün insanların ne düşüneceğinden etkilenmemek için savaşmak zorundayım. Tamamen Baba’nın arzusuna yönelmiş olsam, insanlar tarafından hor görülebilirdim, ama Rab tam olarak güvencem olurdu. Meryem ve Yusuf İsa’nın doğumunu büyük bir sevinçle beklemektedirler, ama çevrelerindeki ortam sevinçlerini tasvip etmediğinden acı, merak, belirsizlik de yaşıyorlardı. İsa daha doğmadan önce O’nun Kendisi onlar için çelişki işareti idi.

Onlar için Allah’ın Sözü; yürüyüşleri, saflıkları, gelecekleri için garanti ve emniyetti: Bu aynı Sözü peygamber kendine çok güvenen ve Allah’ın işaretlerini göremeyen bir krala söylemişti. Hakikaten Yeşaya’nın zamanında kral Akab, ilahi söze güvenmeyip barışta yaşamak için savaş planlarından vazgeçmek istemiyordu. Bu sebepten yukarıdan bir işaret almak istemedi. Fakat işaret ona değil, tüm halka verilecek: Peygamberin “barış prensi” diye adlandırdığı, çocuk doğacak; parsla oğlak, inekle ayı, kurtla kuzunun birlikte olmasını sağlayacaktı.

Meryem ile Yusuf, Allah’ın planlarının gerçekleşmesine yardım etmek için acı çekmeye hazırlar. Acı çekiyorlar ama şüphenin ve insanların yaşamlarını dolduran çekingenliğin kendilerini yenmesine izin vermiyorlar. Allah’a cevapları; bir iman eylemidir, sevinçten önce zorluğu tecrübe eden bir itaattir.

Aziz Pavlus da yaşamına İsa’yı kabul ederek Allah’a itaat etmeye çağrıldığını bilmektedir. Bunu yaparak da böyle bir itaatin lütuf olduğunu, büyük armağan, yeni ve gerçek yaşam olduğunu tecrübe etti. İncil içimizde gerçek insanlığı, sevinç ve barış tamlığını büyütür. İnsanların arasındaki birliği kurar ve başka türlü tanımayacakları bir güç ve bir sevinç tecrübe ettirir. Bu sebepten aziz Pavlus, herkese İsa’ya imanı, hatta imana itaati bildirmeye kararlılıkla kendini adıyor: Bunu kabul edenlerin kendisine şükran duyacaklarından, Allah’ın da kendisini mükafatlandıracağından emindir! Çünkü her kim Rab İsa’yı kabul ederse Baba’nın şanı olur! Gerçekten de kim İsa’yı kabul ediyorsa, Kutsal Ruh’un aracılığıyla Allah’ın mabedi, barış ve af kaynağı, insanların karşılaşacağı yer olur!

Kim İsa’yı kabul ediyorsa, Meryem ve Yusuf gibi insanlığın yeni nesli olur. O, her şeyin kolay olacağının sözünü almaz, tersine ret edilmenin acısını, psikolojik ve ahlaki sıkıntısını, ekonomik zorluğunu çekecektir, ama tüm bunları ebedi yaşam ve karşılıksız sevgi kaynağı olan İsa’ya tanıklık olarak yaşayacaktır. Sevincini kimse yok edemeyecektir!

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it

Noel’e Hazırlık Devresi 3. Pazar Günü – A

Litürji

Kutsal Kitab’ın Okunması

11/12/2022 – NOEL BAYRAMINA HAZIRLIK DEVRESİ -3. Pazar Günü – A

1. Okuma Yeşaya 35,1-6.8.10 Mezmur 145 2. Okuma Yakup 5,7-10 İncil Mt 11,2-11

İsa’nın kendisinden önce gelen için, Yahya için, söylediği söz, dikkatimizi çekiyor: “Kadından doğanlar arasında, Vaftizci Yahya’dan üstün olanı ortaya çıkmamıştır, ama bununla birlikte Göklerin Ülkesinde en küçük olan, ondan üstündür”. Yahya’ya yöneltilen övgü, bir insan için söylenebilecek en üstün övgüdür: Kimse ondan büyük olamaz, insanların “Büyük” diye hitap ettikleri kişiler bile. Fakat normal gördüklerimizle karşılaştıramayacağımız değerler vardır: Bunlar, Göklerin Ülkesindeki büyüklüklerdir! İsa acaba neyi düşünüyordu?

Giovanni di Paolo (1403–1482), Saint John the Baptist in Prison Visited by Two Disciples
Giovanni di Paolo (1403–1482), Saint John the Baptist in Prison Visited by Two Disciples

Vaftiz olan, ilahi yaşama bürünür, Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’un adına batırılır. Vaftiz olan, İsa’nın Kendisinin ölümünün ve dirilişinin gizemine daldırılmıştır: Bu, yeni ve bu dünyanın insanları için tanınmayan bir büyüklüktür, Allah’ın büyüklüğüdür! Yahya, İsa’nın kral olduğu göklerin hükümranlığına insanları hazırlamak için bir tövbe vaftizi ediyordu. Fakat o, bu hükümranlığa giremedi, İsa’nın öğrencileri tarafından Paskalya gizemine katılmak için vaftiz edilemedi, Mesih’in Bedeni ve Kanı ile beslenemedi. Bu sözlerle İsa, kesinlikle Yahya’yı küçük düşürmek istemedi, o mutlaka göklerdeki azizlerin arasındadır; sadece öğrencileri olma arzusunu bizde uyandırmak istedi.

Yahya hapistedir; bunun sebebi, herkese, güçlüler dahil, Allah’ın Sözünü hatırlatmak istemesiydi. O, Mesih’i müjdelediğini biliyordu, ama O’nda Kendisinden beklenen işaretleri göremiyordu. Bu sebepten emin olmak isteyerek öğrencilerini İsa’ya yolladı.

İsa’nın cevabı çok güzeldir. O ne evet ne de hayır diyor: Gözlerinle bak ve göreceksin; yaptıklarıma bak ve peygamberlerin müjdeledikleriyle karşılaştır. O zaman kendin benim kim olduğumu söyleyebileceksin. Yahya peygamberlerin sözlerini biliyordu, Allah’ın Hizmetkarının körlerin gözlerini açacağını, dilsizleri konuşturacağını biliyordu; onun günlerinde topalın koşacağını ve felçlinin ayağa kalkacağını da biliyordu. Peygamberler bu hayret edici şeyleri bildirmişlerdi ve işte, şimdi bunlar İsa vasıtasıyla gerçekleşiyor. O’nun kimliğini tanımak zor değil!

Yazılar ve eylemler çakışıyorlar; bu, tüm olayları ve zamanları doğru bir şekilde anlamak için yardımcı olur. Bununla İsa’nın Kutsal Yazıları tanımaya verdiği önemi anlıyoruz. Onlara karşı büyük bir sevgi beslersek, Allah’a ve O’nun Oğlu’na beslenen aynı sevgiyi, gerçekleşen olayları daha kolaylıkla anlayabileceğiz ve dünyadaki hizmetimiz daha verimli olacak!

Aziz Yakup mektubunda bize seçmeyi bilme örneğini vermektedir: Allah’ın Sözlerinin gerçekleşmesi gecikmektedir, insan Oğlu’nun gelmesi gecikmektedir. Ne yapalım? Peygamberlere bakalım: Onlar, “sabır ve dayanma örneğidirler”, bu sebepten biz de sabrımızı canlandıralım. Doğada gerçekleşenlerden bile örnek alabiliriz: Çiftçi, ektiği andan ekin zamanına kadar uzun zaman için sabrediyor. Sözünü ekip yaşamımızı dualarla donatan bizler de, aynen sabırlı olalım, birbirimizden şikayet ederek Rab’bin hükmünden önce gelmeyelim! Sevinci uyanık tutalım, çünkü Allah’ın Sözleri gerçekleşecektir: “Cesaret! Korkmayın, işte Allah’ınız… O sizi kurtarmaya gelmektedir”.

Vaftizci Yahya’nın yorgunluğu ödüllendirilecektir, şüphesi artık çözüldü: İsa, Gelmesi Gereken, Gelen ve Gelecek Olan’dır! Artık beklemek gerekmiyor: Başka kimsenin gelmesi gerekmiyor. O’nun Hükümranlığını inşa etmek, bununla dünyayı cennete değiştirmek üzere O’na katılalım!

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it

Noel’e Hazırlık Devresi 2. Pazar Günü – A

Litürji

Kutsal Kitab’ın Okunması

04/12/2022 – NOEL BAYRAMINA HAZIRLIK DEVRESİ –

2. Pazar Günü – A

1. Okuma Yeşaya 11,1-10 Mezmur 72 (71) 2. Okuma Rom. 15,4-9 İncil Mt. 3,1-12

Yahya’nın sözleri, peygamber Yeşaya’nın en güzel ve ümit dolu sayfalarından birinin bugün okuduğumuz sözleriyle aydınlanıp tamamlanıyorlar. O, Rab’bin Ruh’uyla yaşayacak ve o Ruhu dünyaya getirerek verimli olması ve yenilenmesini sağlayacak Olanın gelişini müjdeliyor.

Pieter Brueghel the Younger (1564–1638), Saint John the Baptist Preaching to the Masses in the Wilderness
Pieter Brueghel the Younger (1564–1638), Saint John the Baptist Preaching to the Masses in the Wilderness

Biz öğrenmek, tavsiye ve yaşam örneği almak için O’na bakacağız. O’nun hükümleri güvenli ve sabittir, bu sebepten O’ndan iyiyi ve kötüyü ayırmayı öğreneceğiz. Sözü, emindir. Onu saklayanları koruyor. O, dinlenip itaat edildiğinde tüm insanların rüyalarını gerçekleşecektir, barış, birlik, paylaşma rüyalarını!

Peygamber bunu çok anlamlı tasvirlerle söylemekte: Vahşi hayvanlar artık kimseyi korkutmayacak, aralarında anlaşacaklardır: Kurt ve kuzu, inek ve ayı, yılan ve bebek, panter ve keçi tehlike ve düşmanlık, korku ve ölüm anlamına gelmeyecektir. Müjdelenen, bizimle birlikte olunca her şey değişecektir. Şimdi şiddetli, kavgacı olanlar, kandıranlar, yalancılar acı çektiriyorlar ve insanın uyanık olmasına, şüphe etmesine, huzursuz ve korkulu olmasına sebep olmaktadırlar, ama O, Rab, gelince, tüm bu durumlar değişecektir. O zaman düşmanlıktan işgal edilen yüreklere barış ve antlaşma arzusu gelecektir, bu da herkes için sevinç ve teselli sebebi olacaktır.

Yapılan peygamberlik doğrudur; o halde Rab’bin Ruh’unu getireni karşılamaya hazırlanmak gerekiyor! Vaftizci Yahya bu hazırlığı başlatmakta. O bir peygamber gibi giyinip sadece ihtiyaç için besleniyor ve bununla insanların dikkatini çekiyor. Yolculuk edenler çölden geçiyorlar ve onlarla karşılaşmak için Yahya çöle gidiyor, bu şekilde sözlerinin ve çağrılarının çok yere ve şehre ulaşmasını sağlıyor. Onun yorgunluğu Allah’a itaat olduğu için karşılığını alıyor: Büyük bir kalabalık mesajını kabul etmek ve yüreklerinde tövbe etmek için geliyor. Tövbe günahlarını itiraf ettiklerinde gerçekleşiyor: Kendi egoizmlerimizi ve itaatsizliklerimizi doğrulamaya devam ederek Allah tarafından Gönderilmiş Olan’ı kabul edemeyiz. Yüreğimiz ve aklımız hür, bedenimiz ölçülülük ve ılımlılık ile hazır olmalıdırlar. Gelecek Olan haçımızı taşımamızı bizden dileyecektir: Acı çekmeye de hazır olmamız gerekecektir.

Kendisine sadece merak için gelenlere, düşüncelerini değiştirme, Allah’ın antlaşmasına karşı yaptıkları sadakatsizlikleri tanıma arzusu olmayanlara, Yahya şöyle diyor: “Engerek soyu!”.

Kim tövbeye, Allah’ın Göndermiş olduğu Kişi’ye ihtiyaç duymuyorsa; kim başkalarını yargılayabileceğini düşünüyorsa, tehlikeli kişidir. Bu insanlardan kaçınmak gerekmektedir, çünkü onlara yılanlara güvenemediğin gibi güvenemezsin.

Bu davranışları başkalarında aramayacağız, sadece onların içimizde olmamalarına dikkat edeceğiz! Rab İsa’dan O’nun duygularını, iyilik, hoşgörü, sadakat, merhamet ve Allah’a övgü olan o duygularını öğrenmeye çalışacağız.

Havari Pavlus da, Romalılara yazarak bize bunu tavsiye ediyor. Ayrıca o, Allah’ın büyük armağanları olan Kutsal Yazıların değerini anlamamıza yardımcı oluyor. Kutsal Yazıları okuyarak Rab’bimizi tanıyoruz, bilgelikte büyüyoruz, teselli edilerek imanda güçleniyoruz. Kutsal Yazılarla beslenerek ümidimizi ve sevgimizi besleriz, çünkü bunlarsız yaşam tadını kaybediyor, arzu yok oluyor, irade zayıflıyor. Kutsal Yazıları sevelim, devamlılıkla onları arayalım!

Kutsal Yazılar sayesinde ”aynı düşüncede” olmamız için ve Mesih’in bizi kabul ettiği gibi, Allah’ın yüceliği için bizim de birbirimizi kabul edebilmemiz için güç bulacağız. Çünkü diyorum ki Mesih, Allah’ın güvenilir olduğunu göstermek için Yahudilerin hizmetkarı oldu. Öyleyse İsa şanınıyla gelince, hazır olacağız! O, Kendisine ait kişiler olarak bizi tanıyacaktır. Fakat İsa’nın gelişini çok uzakta olacakmış gibi beklemeyelim! Bu seneki Noel, şimdiden İsa’nın tekrar gelmesinin işareti ve gizemidir. Hemen Yahya’ya itaat etmeye, yeni duyguları, bu dünyadan değil, sadece Kurtarıcımıza olan samimiyetten gelen o duyguları beslemeye başlayalım!

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it

Noel’e Hazırlık Devresi – 1. Pazar Günü – A

Litürji

Kutsal Kitab’ın Okunması

27/11/2022-NOEL BAYRAMINA HAZIRLIK DEVRESİ 1. Pazar Günü – A –

1.Okuma: Yeşaya 2,1-5 Mezmur 121/122 2.Okuma: Romalılara 13,11-14 İncil: Matta 24,37-44

Gelin, Rabbin dağına çıkalım, Yakup’un Allah’ının mabedine gidelim, çünkü izinde yürümemiz için bize yollarını gösterecektir”. Yeni bir litürjik yıla, yani Kilise yılına başlamak, Rab’bin dağına çıkmaya başlamak gibidir: İnsanların yaşamında daha önce gösterilmiş olan Allah ile karşılaşılabilecek o dağa. Gerçekten de O, Yakup’la yaptığı gibi, Kendini insanlara, Baba ve dost, koruyucu ve eğitmen olarak tanıtmak için antlaşmalar yaptı. Biz O’nunla karşılaşmak ve öğretilerini kabullenmek için yola çıkıyoruz.

Evgeniy Viktorovich Vuchetich (1908-1974), Let Us Beat Our Swords into Plowshares
Evgeniy Viktorovich Vuchetich (1908-1974), Let Us Beat Our Swords into Plowshares

O’nu bulacağımızdan emin olduğumuz o yollara çıkıyoruz, yani Kendisinin peygamberler aracılığıyla, özellikle de İsa aracılığıyla gösterdiği o yollara çıkıyoruz. Eminiz ki Allah’ın yolları güvenlidir ve en iyileridir, orada insanlığımız şahsen ve ulusça tam olarak gerçekleşir. Her sene baştan başladığımız bu yolda, bekleyişin, dinlemenin, O’nu tanımanın ve sevgisine dalarak O’nu kabul etmenin ve O’nu sunmanın değişik duraklarını yaşayacağız! Bunlar, Noel Bayramına Hazırlık, Noel, Paskalya’ya Hazırlık, Paskalya ve Pentekost durakları ve misyonumuzu gerçekleştirmek için armağan olarak aldığımız kalan zamanlardır. Bu durakları yeni bir şekilde, yaşamımızı etkileyen yeni tecrübelerle zenginleşmiş olarak yaşayacağız.

Allah bizi dünyaya, onu değiştirmek için yolladı. Dünyayı daima savaşlar ve çatışmalarla dolu görüyoruz, bunlar onu korkutucu, acılı ve ölümlü bir şekle sokuyorlar. Allah onu yaratırken amacı bu değildi, bu sebepten işte görevimiz budur: “kılıçlarından sabanlar, mızraklarından oraklar” yapmaktır öyle ki yeryüzü barış ile kaplansın.

Rab’bin yolunu kat etme arzusundayız, ama bu kendi huzurumuzu bulmak için değil, dünyayı Baba’nın sevgisine ve Oğlu’nun itaatine daldırmak için olsun. Biz dünyayı kısa veya uzun zamanda değiştirebileceğimize dair kendimizi kandırmayalım. Bizzat bizler, bize kılıçla davrananlar için gücenmeleri iyi düşüncelere, kutsama arzularına ve duaya değiştirmek için çokça zorlanıyoruz. Allah’a olan sevgimiz ve imanlı itaatimizle birkaç kişinin aynı ışığa ve sevgiye kapılmasına yardım edebiliyoruz.

İnsanların dikkatleri kendi işleri ve maddi ihtiyaçlarından bozuluyor, onlar bir gün bu dünyayı bırakacaklarını düşünmüyorlar. Bu unutkanlıkları onları yüzeysel ve zayıf, daha da kötüsü zamanları ayırt edemez kılıyor. Aynen dün, bana bir metre toprağını aldıkları için hissettiği kini anlatan doksan yaşındaki adam gibi. O kişi hissettiği kinin elinde kalan arsadan zevk almasını önlediğini görmüyor ve her şeyini bırakıp öldüğünde Allah’ın hizmetkarlarının mutluluğuna erişmesini engellediğini anlamıyor!

Aziz Pavlus bunun için uykudan uyanmamızı tavsiye ediyor: Bu uyku, güzel ve acı olayları ve şeyleri, Allah’ın ışığında görmemizi önleyen, O’na giden yolda yürümemizi engellen bir uykudur. Bu sebepten havari, “Çılgınca eğlencelere ve sarhoşluğa, ahlaksızlığa ve sefahate, çekişmeye ve kıskançlığa kapılmamamızı” tavsiye ediyor! İsa, tüm hayatımızı emanet etmemiz gereken kıyafettir: O’nun sözü ve sevgisi, dünyanın bize güzel ve geçerli gösterdiği tüm eğlencelerden daha güvenli hayattır. Dünyevi arzular kıskançlık ve anlaşmazlık yaratıyorlar, Rab’bin Sözü ise ahenk, düzen ve kardeşlik birliği sağlar.

Vaftizci Yahya güçlü ve emin şekilde herkese yeni bir hayat yönelmesini teklif ediyor. Bunu özellikle kendi vicdan ve Allah’ın önünde dürüst sayan kişilere teklif ediyor. Fakat Allah’ın önünde kim dürüst çıkabilir? Düşündüğümüz değil, İsa’nın gösterdiği, Sevgi olan o Allah’ın önünde hiç bir zaman dürüst çıkamıyoruz. Acı çeken insanlara ulaşmak için, zayıflıkları ve yoksullukları kaldırmak için, sevgi daima gerçekleştirmek gereken yeni adımları bulmaktadır. Ve de Aziz Yuhanna şöyle diyor: ”Göklerin hükümranlığı yakındır”. Buçekici bir haberdir: Bu Hükümranlığı gerçekleştirmek için, gökten gelen Kral’ı izlemek için, yeni bir yaşama şeklini sahipleneceğiz. Bu Kralı karşılamak isteyip yüreğimizi hazırlıyoruz!

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it