Olağan devre – 15. Pazar Günü – C

Litürji

Kutsal Kitab’ın Okunması

10/07/2022 – OLAĞAN DEVRE 15. Pazar Günü – C –

1.Okuma Yas. 30,10-14 Mezmur 18 2.Okuma Kol. 1,15-20 İncil Lk 10,25-37

Mesih İsa, görünmez Allah’ın görüntüsüdür”: Aziz Pavlus, Rab’bimizi ve Öğretmen’imizi bize böyle tanıtmaktadır! Gerçekten de bizzat İsa Kendisi hakkında şöyle demişti: “Beni gören Baba’yı görmüş olur!”. Baba’yı tanımak, bizim için hayattır. Çünkü Baba’yı tanıyarak bizim kim olduğumuzu, hangi ruhani imkanlara sahip olduğumuzu, neye doğru ilerlememiz gerektiğini anlarız. İsa boşuna şöyle demedi: “Seni tanımak, Baba, … ve senin yolladığın Mesih İsa’yı tanımak, ebedi hayattır.

He, Qi, Good Samaritan, 2001
He, Qi, Good Samaritan, 2001

İsa’ya bakarak ve O’nu dinleyerek Baba’yı tanıyabiliriz: Gerçekten de İsa, insanı Baba’nınkiyle aynı sevgiyle, aynı kurtarma arzusuyla, aynı hikmetle sever. Baba’nın Sözünü bize yalansız, boş yorumlamalar olmadan açıklayan İsa’dır. Aynı şekilde bize Allah’a ve insanlara sevgimizin nasıl olması gerektiğini de somut bir şekilde gösteren O’dur.

Bu şekilde imanımız, insani hayallere bırakılmamaktadır: Aramızda İsa’nın somut bir şekilde var olması, O’nun karşılaştırabildiğimiz sözleri ve davranışları var. Bu şekilde O’ndan öğrenebiliriz, O’ndan Kendisini taklit etmek için güç alabiliriz.

Bugün sevgi imkanlarımızı yönlendirmek için önemli sözler tam da İsa’nın ağzından verilmektedir. Her şeyden önce sevgimiz Allah’a yönelik olmalıdır. Bugün bunu söylemek, dünyanın dışında, çok uzak zamanlarda olduğunu düşündürür. Halbuki Allah’ı sevmek; herkes için, imansız olarak kendini tanımlayanlar için de, huzur, mutluluk ve gerçeğin ilk kaynağıdır. Nitekim Allah’ın Söz’ü “Size çok yakındır; uymanız için ağzınızda ve yüreğinizdedir”, yani dünyaya gelen her insanın ağzında ve yüreğindedir. Kutsal Kitap’ta bu şekilde söylenmektedir. Fakat günümüzde teneffüs ettiğimiz hava, bizleri sadece kendimizi sevmeye ve düşünmeye iter. Kendi hislerine, ihtiyaçlarına, dış görünüşe önem veren felsefeler moda oldu. Başkalarını sevmek de bazen akla gelir, ama bu kendi duygularımızı engellemiyorsa, kendimizi iyi hissetmek, eğitimli gözükmek, belki kendimizi başkalarından iyi görmek için ve Allah’ı hiç düşünmeden bunu yaparız.

İsa’nın öğretişi Kutsal Kitap’la uyumlu olarak, Allah’ın sevgisini ilk sıraya koyar. Ve de insanları sevmek; Allah’ı sevmenin mantıklı bir sonucu, birinci sevginin doğruluğunu kanıtlayan bir meyvedir. Kim insanları Allah sevgisi için seviyorsa, insanların beklenmemiş reaksiyonlarından hürdür: İnsanlar, senin sevgini yersiz görebilir ve sana ilgisizlikle veya kötülükle cevap verebilir. Sen Allah’ı her şeyden çok seviyorsan, senin sevgini anlamayan kişiyi de sevmeye devam edeceksin!

İsa, İyi Samiriyeli hikayesini anlatarak gerçek, ilahi sevgiyi görmemizi sağladı. Samiriyeli; Yahudi olan yaralı zavallı insanı sevdi: Belki Samiriyeli, yaralı insanın Yahudi olduğu için onun tarafından tutulmasının hoşuna gitmeyeceğini de biliyordu – çünkü Yahudiler, Samiriyeliler’i sapık, gerçek imanın dışında gibi görmekte idiler. Ayrıca Samiriyeli, yaralıya bakması ve sevmesi için lokantacıya iki para da verdi. Bu iki parayı bir Kilise Babası, Allah’a sevginin ve kardeşlere sevginin sembolü olarak gördü. Biri ile ilgileniyorsan onu bu çift sevgiyle sevmelisin.

Kim sadece Allah’ı sevmek istiyorsa mabedin rahibi bile olsa, hikayenin rahibi gibi yaparak yaralı adamı görmezlikten gelip yanından gecebilir. Her kim insanı Allah’ı sevmeden sevmeye çalışırsa, sadece dışsal, maddi bir iyilik verme riskine girebilir. Yaralı insanı kendi kendisine, yani ölüme bırakma riskine de girebilir. Sadece fiziksel bir iyileşme sunan, gerçek ve tam bir iyileşme imkanını sunmaz. Şöyle diyen İsa’ya itaat etmek istiyoruz: “Git ve sen de aynısını yap!”. İnsanlara Allah’ın bakışı ile bakacağız, onları O’nun yüreğiyle seveceğiz. Bunu yapabilmek için, hem beden hastalıklarından hem de gerçek, karşılıksız, yani özellikle ruha dikkat eden Allah’ın sevgisinin eksikliğinden acı çeken insanlar ile karşılaştığımızda Baba’nın yüzünü görmeye, İsa’nın Sözü’nü dinlemeye çalışacağız. Bunu yapmayı özellikle İsa’dan ve O’nun Azizlerinden öğreneceğiz.

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it

Olağan devre – 14. Pazar Günü – C

Litürji

Kutsal Kitab’ın Okunması

03/07/2022 – OLAĞAN DEVRE 14. Pazar Günü – C –

1. Okuma İş. 66,10-14 Mezmur 65 2.Okuma Gal. 6,14-18 İncil Lk. 10,1-12.17-20

İlk okuma sevinç ilahisidir, Allah’ın halkına verdiği sözler için sevinmeye davettir. Peygamber Yeşaya, kölelikte ve sürgünde, bu durumların yarattığı sorunlarda ve acılarda kesin bir ümit vermektedir: İyi bir haberi, gerçek anlamıyla bir “İncil’i” duyurmaktadır. Gelecekte barış, birlik ve huzur gibi en güzel teselliler gelmek üzeredir.

Vincent van Gogh (1853–1890), Harvest in Provence
Vincent van Gogh (1853–1890), Harvest in Provence

Yeşaya’nın bu sayfası, vaat edilmiş o sözleri gerçekleştirdiği İncil’in olayına hazırlamaktadır. Allah’ın Sözünü gerçekleştiren gerçekten İsa’dır. Bu defa İsa kımıldamıyor, öğrencilerini yolluyor, hatta yetmiş iki kişi seçiyor! Bu sayı ile de, İsa’da Kutsal Yazıların gerçekleştiğine dikkatimiz çekiliyor. İsa, gerçek Musa, Allah’ın gerçek rehberi, halkı son varacağı yere götürmekle yükümlü rehberdir. Musa, halkı birlik içinde tutmak ve ona Allah’ın emirlerine itaat etmeyi öğretmek için yetmiş iki yaşlı adamdan yardım dilemişti. Ve İsa da, İncil’i müjdelemek için, daha doğrusu yürekleri Kendisi ile kişisel karşılaşmaya hazırlamak için yetmiş iki öğrencisinden yardım alıyor. Şimdi vaftizci Yahya yok, başka kişiler Rab’bin gelişini müjdelemeye görevlendiriliyor. Görevlendirilenlerin bu kadar kalabalık olması, Rab’bin tüm Kilise’ye bu görevi vermek istediğini bize hissettiriyor. Gerçekten de İsa her kişi ile doğrudan karşılaşmak istiyor çünkü Kendisi, insanın tek kurtarıcısıdır.

Öğrenciler kendilerine verilen görevi yapmak için direktifleri alıyorlar. İlk tavsiye dua durumunda kalmalarıdır. Onlar Allah’ın Hükümranlığını müjdeleyebileceklerse bu Allah’ın bir armağanı olacaktır. Başka kişiler de aynı niyetle onlara katılırlarsa bu da Baba’nın armağanıdır. Onlar kendilerini beğenip görevlerinden gurur duymadan bakışlarını Baba’dan ayırmamalıdırlar. Onlar da Allah’ın Oğlu İsa’nın varlığını müjdeledikleri insanlar için Allah’ın bir armağanı olacaklar. Dua ve alçakgönüllülük, onların kıyafetleri olacaklar.

Gittikleri her yerde “kurtların arasına kuzular gibi” olacaklardır. İsa, onların zorluk ve kin, hor görülme ve zulüm bulacaklarını biliyor. Fakat O, bu sert ve zor gerçekle cesaretini yitirmiyor: Öğrencilerini gönderiyor. Görevlerinin meyvesi, kendi iyiliklerinden ve sağlıklarından değerlidir. “Kurtların arasına kuzular gibi”: İsa’nın bu sözünü hiç unutamayız. Bu sadece misyonerler için değil, her birimiz için de geçerlidir. İsa hepimizi, sevgisini ve Sözü’nü yaşamaya ve vermeye yolluyor. Bunu uysallıkla, kişiliğimizi değiştirmeden yapacağız. Dünyayı günahlarından kurtarmaya gelen Allah’ın kuzusudur, biz O’na bağlıyız. O’nunla birlik içerisinde, biz de kendimizin ve herkesin günahının yükünü taşımaktayız. O’nunla, yani İsa ile birliktelik, gücümüz olacaktır: Maddi şeylere ihtiyacımız yok! Her şeyimizin olması insanların yüreklerini İsa’ya taşımaz, bunun yerine yüreğimizi sadece İsa’nın doldurduğunun ve başka hiçbir şeyin bizi mutlu etmediğinin, başka bir şeyin bizi meraklandırmadığının tanıklığı insanların yüreğini İsa’ya götürür.

İsa’nın gelişi; hükümranlığının müjdelenmesi ile, aynı zamanda da daha zayıf, yalnız, özellikle de hasta kişilere karşı sevgi eylemleri ile hazırlanır. İsa’nın öğrencileri, onları tutarak kirleneceklerini, ‘murdar’ olduklarını zanneden kişiler gibi yapmayacak, onları tutmaktan korkmayacaklar. İnsana sevgi her korkudan üstündür. İsa’nın başka bir tavsiyesi, zaman kaybetmemektir: Birileri dinlemek istemiyorsa veya İsa’nın gelişi ile ilgilenmiyorsa, kabul edilmesi için mesaj yumuşatılmamalı. O kişiler hür bırakılıp Allah’ın sabrına teslim edilecekler.

Öğrencilerin sözlerini kabul edenlerse kendileriyle böbürlenmeyecek, gurur duymayacak, yaptıkları işlere bakmayacaklar. Bütün yaptıkları, Allah’a aittir! Onlar sadece Baba’nın onlara duyduğu sevgiden mutlu olacaklar: “Adlarınızın gökte yazılmış olmasına sevinin!”.

Bu sevincin örneğini bize aziz Pavlus, Galatyalılar’a mektubunda veriyor: Kendisinin haça gerilmiş İsa’nın öğrencisi olması, O’nunla birlikte acı çekmesi, aynen O’nun gibi insanlar tarafından ret edilip yargılanması ile gurur duymaktadır. İsa’ya bağlı olmakla yeni, değişik bir hayat tecrübe ediyor. O’nunla birlikte kendi yorgunluğuyla biriktireceği haklara artık ihtiyacı olmayıp İsa’nın haçta elde ettiği haklara güvenebilen yeni yaratılış oldu!

Rab’bin, Baba’nın sevgisinde sevinç bulmaya davetini kabul ederek Mezmur yazarı ile şöyle diyeceğiz: “Eserlerin ne yücedir! Tüm yeryüzü, senin önünde secde eder. Seni över ve senin adını yüceltir. Gelin ve görün Allah’ın yaptıklarını: Bundan sevinç duyduk!”.

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it

OLAĞAN DEVRE – 13. Pazar Günü – C

Litürji

Kutsal Kitab’ın Okunması

26/06/2022 – OLAĞAN DEVRE – 13. Pazar Günü – C

  1. Okuma 1Kr.19,16.19-21 Mezmur 15 2. Okuma Gal. 5, 1.13-18 İncil Lk. 9, 51-62 

Bugünkü İncil’de son bildirilen sözlerle başlayalım: “Sabana el atıp da, geriye bakan hiç kimse Allah’ın Hükümranlığına layık değildir”. İsa halkın kullandığı bir sözü tekrarlayarak yapacağımız seçimlere ve O’na karşı sadakatimizde karar vermek için düşünmemize yardım eder. Öküzlerin çektiği sabanı tutan, saban izinin düz ve derin olması için tüm dikkatini vermelidir: Gözünü yapılan işten ayıramaz, yaptığı iş güzel oldu mu diye geriye bile bakamaz. Bu, çok anlamlı bir örnektir: İsa’yı mı takip ediyorsun? Başka yere bakma, yaptıklarınla kendini beğenmeye bile çalışma, elde ettiğin sonuçlara ve yaptığın iyiliklere bakmak için durma. Sadece, daima ve devamlı olarak, İsa’ya bak: O, senin sevincin, övgün ve varacağın noktadır; O, senin bütün yaptıklarının tek sebebidir.

The prophet Elijah, 17th century icon, provenance − Weremień. Now in the Historic Museum in Sanok, Poland

Bunu O’nunla birlikte kalmaya karar veren herkes, her Hristiyan, bilmelidir; aksi takdirde o, zaman kaybedecek ya da yol dışına çıkacaktır. Her öğrenci, İsa ile birlikte kalmak isteyen üç kişiye O’nun verdiği tavsiyelere dikkat edecektir.

İsa’nın dünyevi malları yoktur, “başını dayayacak bir yeri bile yoktur”: O’nun öğrencisi, İsa’dan zenginliğini artırmasını beklemeyecek, imanını ve Kilise’ye ait olmasını ekonomik güveni için veya maddi huzura kavuşmak için kullanmayacaktır. Kim bu yanlış niyetlerle dua ediyor veya Kilise’nin Gizemlerine katılıyorsa kendini ve diğerlerini aldatmaktadır ve çok yakın zamanda ruhani kurtuluş yolunu bırakıp dünyanın her çeşit putunun arkasından koşacaktır.

Kim İsa ile birlikte kalmak istiyorsa insani duygularını kontrol altında tutabilmeli ve yönlendirebilmelidir. Bu, akrabaları ile var olan kutsal sevgi bağları için de geçerlidir. İsa’nın öğrencisi bunları bilmelidir: İsa’nın kral olduğu Allah’ın hükümranlığı, her şeyden, sosyal ve kültürel geleneklerden, akrabalardan ve onların beklentilerinden de, önemlidir. İsa ile kalmak isteyen eski alışkanlıkları bırakıp O’na itaat etmeye hazır olmalıdır. Her yaptığını evindekilerinin ne düşündüğü ve söylediği ile etkilenmeden Rab’bin Sözü’ne itaat ederek yapacaktır.

İsa’yı takip eden, Kutsal Kitap’ın üzerindeki kendi yorumlamalarını ve fikirlerini de takip etmez. Bunu grubun iki ”en yaşlı” havarisi de öğrenmelidir. Bunlar, yani Yakup ve Yuhanna, İlyas’ın putlara tapınanlara davrandığından örnek alarak İsa’yı Kudüs’e giderken köylerine misafir etmek istemeyen Samiriyeliler için Allah’tan bir ceza isterler. Fakat kendileri de İsa’yı Kudüs’e isteksizce takip etmektedirler. Çünkü Öğretmenleri olan İsa’ya orada zülüm edileceğini bilmekteler. Ama İsa onları azarlar: Onlar halen İsa’dan Allah’ın sevgisini ve merhametini öğrenmediler, halen O’nun tatlılığını ve sabrını örnek almadılar, halen O’nun hastaların hekimi, günahkarların kurtarıcısı olmak için geldiğini anlamadılar.

İsa ise, Baba’nın isteğini gerçekleşmekte kararlı, hayatını sunması gerekse de. Kararlılıkla kutsal şehir Kudüs’e doğru yola çıkar. O’ndan öğrenip kararlığından sadakatimiz için cesaret, iman ve huzur alıyoruz.

İsa’yı izlemeye karar vererek Elişa’nın sevincini anlayıp paylaşacağız. Elişa, İlyas’ın kendisini peygamberlik görevine katılmaya çağırdığı zaman, İlyas’ın işaretini anladı ve kendi itaatinin sevincini göstermek üzere evinde hizmetkarları için büyük bir sofra hazırladı. Her şeyi aceleyle bırakmaya hazırdı, çünkü aldığı görev halkının imanı için önemliydi.

Büyük ve güzel örnekler; onlar bizlerin Aziz Pavlus’un tavsiyesini kabul etmeye yardım ederler: “Siz, özgür olmaya çağrıldınız, ama özgürlüğünüz doğal benliğinizi gidermek için bir fırsat olmasın. Birbirinize sevgiyle hizmet edin”. Gerçekten büyük bir özgürlüğe çağrıldık, ama onu kendi güzelliğinde saklamak için onu bir çağrı gibi yaşayacağız. Bizi bu özgürlüğe, kaçmaya çalışan kölelerinki değil, seven ve hizmet eden evlatların olan bu özgürlüğe çağıran, Allah’tır. Seven ve sevilen evlatların bu özgürlüğü, bizleri Allah’ın ve O’nun dünyaya olan sevgisinin emrine koyarak İsa’yı takip etmemize bizleri hazırlıyor.

İsa’yı takip eden ve O’na hizmet eden birinden daha özgür bir kişi var mı? Mümkünse bana İsa’yı takip edenden daha mutlu bir kişiyi göster! Dünyevi şeyleri istemeyip insanların duygularından etkilenmeyen İsa’ya aşık kişiler, yeni ve gerçek özgürlüğü tadar, bundan dolayı hiç kimsenin hiçbir şeyin yok edemeyeceği sevince kavuşurlar.

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it

Efkarestiya Bayramı – C

Litürji

Kutsal Kitab’ın Okunması

19/06/2022 – EFKARESTİYA BAYRAMI – C

1. Okuma Yar. 14,18-20 Mezmur 109 2. Okuma 1 Kor. 11,23-26 İncil Lk. 9, 11-17

Mesih İsa’ya imanımızı beslemek için Baba bize bir besin verdi. Onsuz imanımız hastalanır, sevgimiz zayıflar, ümidimiz şüphe etmeye başlar, kardeşlerle birliğimiz azalır. Bu besin gerçek besindir, ama aynı zamanda da sadece besin değildir. Bu besin, her Efkaristiya kutlamasında böldüğümüz ekmek, içimizdeki ebedi ruhani gerçekleri besleyen besindir.

Gebhard Fugel, Miraculous Multiplication of Bread (1926 - Church of St. Stephan in Moggast, Ebermannstadt - Ceiling Painting)
Gebhard Fugel, Miraculous Multiplication of Bread (1926)

Onu kabul etmek için Allah’ın ve insanların sevdiği alçakgönüllülüğe sahip olmak gerekir. Biz ekmeğine değil, Allah’a iman etmeye devam etmekteyiz fakat O’na iman etmemiz; O’ndan verilen ekmeğin yaşamımızın, diğer insanlarla birliğin, ebediyete yürüyüşümüzün desteği olduğuna emin olmamızı sağlar. Bu ekmek o kadar değerlidir ki Allah’ın Kendisi bunu uzun zamandan beri bize vermeyi düşünüyordu: İlk olarak İbrani halkını, sonra da tüm halkları Kendisine yaklaştıracak o iman yürüyüşüne başlamak için İbrahim’i çağırdığından beri! İbrahim ile Allah’ın kahini karşılaştı: Melkisedek! Bu, gizemli bir kahin idi, bir daha ona rastlanmaz. Yüce Allah’a gizemli bir kurban sundu: Ekmek ve şarap! O zamanlar herkes Allah’a hayvanlar kurban etmeye alışıktı. Bu kahin ise insan emeğinin ürünü, yaşamının ve sevincinin dayanağı olan ekmek ve şarabı sundu.

Kutsal Yazılar’ın ilk Kitabı’nda anlatılan bu olay, tüm imanlıların hafızasında saklanmaktadır. Allah’a ekmek ve şarap sunarız, öyle ki O da bize ekmek ve şarap verebilsin. Melkisedek’in İbrahim’in kutsanması için sunduğu ekmek ve şarabı Allah, Oğlu Kendini kurban edinceye dek yanında sakladı. O zaman o sunuşlar tam olarak Oğul’un ellerinden bizlere tekrar bağışlandılar. Onlar, bağışlanmış Beden ve dökülmüş Kan olan Allah’ın armağanıdır: Bunlar, bizlere hayat ve sevinç veren armağanlar, ihtiyacımız olan ekmek ve şaraptır; bunlar, günahkar insan olan bizlerin hayatımızı sevilen ve kutsallaştırılmış evlat hayatına çevirebilirler!

Egoizmle kararmış olan zekamız için bu büyük gizemi anlamak imkansızdır. İsa bize yardım etmek için bir işaret gerçekleştirdi: Bunun sayesinde O’nun ellerinin kutsadığı ekmeği arzuluyoruz ve anlamını kavrayarak Kilise’de onu insanlara sunuyoruz. Herkes onu yiyemez, sadece İsa ile birlikte geç vakte kadar kalanlar, yani O’nun mevcudiyetinden uzaklaşma denenmelerine rağmen O’nun yanında kalanlar bu ekmekle beslenebilirler. Onu sadece İsa’nın Havarilerinin ellerinden, hala imanları zayıf ve daima günahlarla zengin öğrenciler olan o Havarilerinin ellerinden almayı kabul edenler yiyebilirler. O Havarilerin her birisinde arta kalanların toplandığı bir sepet var: Biz bugün İsa’nın ekmeğini istiyorsak onlara yaklaşıp ellerimizi uzatmalıyız.

Bugün Allah’ımıza bu ekmek için teşekkür etmekteyiz. Bu ekmek; birliğimizin, birbirimizde olan sevgimizin gücünün, küçüklere ve acı çekenlere gösterdiğimiz dikkatin sırrıdır. Biz her yorgunluk ve sadakat için o ekmekten güç ve sebep alıyoruz; Bu ekmek hiç tükenmez, çünkü İsa’nın hizmetkarları olan rahiplerin ağzından telaffuz edilen İsa’nın Söz’ünden gelir.

İçimize Oğlun İsa’nın hayatını getiren ekmek ve şarap için Rab’bimiz Allah, Seni övüyoruz: O ekmek sayesinde bizleri aramızda ve Seninle olan birlik içerisinde tutmaktasın!

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it

Kutsal Üçlük Bayramı – C

Litürji

Kutsal Kitab’ın Okunması

12/06/2022 – KUTSAL ÜÇLÜK BAYRAMI – C

1.Okuma Özd. 8,22-31 Mezmur 8 2.Okuma. Rom 5,1-5 İncil Yh.16,12-15

Bugünkü okumalar, Allah’ın hikmetine bir övgüdür. Bu hikmetin meyvelerine bizler sürekli olarak hayretle bakıp tatmaya devam edebiliriz. Tüm yaratılış hikmetin göstergesidir, insanların sevgisiyle dolu bir hikmet! Bu hikmet; Allah’ın bir danışmanı olarak anlatılır, O’nun yanında olan Biri, yaratılışa şekil vermek için sanki tavsiyelerinden ilham alabilen bir “mimar” gibi gösterilir. Bu şekilde, İsa’nın müjdesinden daha önceden, İsrail halkı Allah’ı tek başına, ilişkisi olmayan biri gibi değil, bir Kişi olarak, Kendi içerisinde başka bir Kişi ile ilişkiye girebilen ve dolayısıyla sevgi ile yaşayabilen bir Kişi olarak görülüyordu: Böylece O, dinleyebilir, sevebilir, güven alıp verebilir ve alçakgönüllülükte yaşayabilir.

Andrei Rublev (1360–1430), The Holy Trinity - Rublev
Andrei Rublev (1360–1430), The Holy Trinity – Rublev

Eğer insanlar böyle bir Allah”ı taklit ederlerse toplum devamlı olarak değiştirilmektedir, çünkü ona sevgi ve alçakgönüllülük dökülmektedir. Allah Kendisinde bu sevgi ilişkisini yaşamasa, biz O’nu tek başına yaşayan olarak görüp düşünürdük, diktatör ve baskı yapabilen biri gibi. O’nun önünde sadece korkar, O’nu taklit etmek isterken de bizler de diktatör ve baskı yapanlar olurduk. Bu davranışlara ilişkisi olmayan tek bir Allah’a inanan bazı çevrelerde karşılaşabiliriz.

İsa’dan önceki yazılarda çekingence belirmeye başlayan Allah’ın üçlü hayatının açıklanması, İsa sayesinde daha açık ve belirgin olmaya devam etmektedir. İsa bize Baba’dan konuşur, O’nunla birliğin tam ve sevgi dolu bir itaat olduğunu, bizlere de Baba’nın Ruh’unun yardıma geleceğine söz verir. İsa’yı dinlerken bir ailenin içinde olduğumuz hissine kapılırız, bu ailede de karşılıklı güven, diyalog, sevgi dolu itaat, tam bir ahenk içinde birlik olma arzusu görürüz. Bu ortam o kadar güzeldir ki, biz de aynısını ailelerimizde, gruplarımızda, cemaatlerimizde gerçekleştirmeye çekilmekteyiz. Fakat bu karşılıklı ilişkilerin hayatını yaşamak, bize biraz yorucu ve zor gelir, çünkü egoizmle kaplıyız, kendi görüş açılarımıza bağlıyız ve kendimizi göstermek arzusuna dayanamıyoruz. Bu sebepten İsa bizleri alçakgönüllülüğe çağırır, bu alçakgönüllülük sayesinde af dileyebiliyor ve affedebiliyoruz, başkalarını bizden üstün görebiliyoruz; bu da, onların bizden daha iyi oldukları için değil de, Baba’nın onları da bizim kadar çok sevdiği içindir! Bizim Allah’ın üçlük sevgisine girebilmemiz için İsa, Kutsal Ruh’u göndereceğine söz veriyor ve O’nu yolluyor. Kutsal Ruh’un sayesinde, sadece İsa’nın tek emrini: “Birbirinizi sevin” uygularak yaşayabilmekteyiz, bu şekilde de sevinç, huzur ve doluluk, yani gerçek bir hayat tatmaktayız.

Kutsal Ruh bizleri kutsallaştırır, yani ilahileştirir. Bu sözü kullanmaktan neredeyse korkuyoruz ve çekiniyoruz, fakat hakikatten korkmamalıyız. İçimizde Kutsal Ruh’u kabul ederek gerçekten de Allah’ın sevgisine ortak oluyoruz, böylece O bizim aracılığımızla da Kendini gösterebilir. Biz İsa’nın şanı oluruz, aynen İsa’nın Baba’nın şanı olduğu gibi.

Bunu bize Aziz Pavlus da açıkça söyler: “Allah’ın yüceliğine erişmek ümidiyle de övünürüz”. Bizler için sabır şart olmakta, çünkü bizim ve kardeşlerimizin günahlarından gelen sıkıntılar daima çoktur. Gerçekten bizde de, İsa’da olduğu gibi, Allah’ın şanı, denenmelerde gösterilmektedir. Haçta Allah’ın, insanların O’nu düşündüğünden farklı olduğunu gördük: Orada İsa bize Baba’nın sevgisinin tamlığını gösterdi ve Kendisinin kurban olması ile bu sevgiyi bize bağışladı. Bizler de her sıkıntıda sabırlı olduğumuzda Baba’nın sevgisini göstereceğiz: Gerçekten İsa’nın bize verdiği Kutsal Ruh bizleri Allah’ın şanı kılar, herkesin Babası olabilen bir Allah’ın tanıkları yapar. Hayatımız, sabırlı sevgi sayesinde Kutsal Üçlük gizemine katılabilir!

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it

Pentekost Bayramı – C

Litürji

Kutsal Kitab’ın Okunması

05/06/2022 – Pentekost Bayramı – C

1.Oku Hav.İşl. 2,1-11 Mezmur 103 2.Oku Rom 8,8-17 İncil Yh. 14,15-16.23-26

Bekleyişi tamamlamaktayız: Kutsal Ruh’un gelmesi için dua ettik, ilahiler söyledik, gelmesi için yalvardık ve bugün Baba arzumuzu gerçekleştiriyor. Allah’ın Ruh’u insanlara, İsa’yı tanımış ve sevmiş olanlara yeni bir ışık ve yaşam vermek için geliyor. Onlar tüm yaratılışı değişik bir açıdan görecekler, Allah’ın şanını belirten aydınlık bir ortam görecekler!

Duccio, di Buoninsegna, Pentecost. Panel from the Maestà Altarpiece of Siena (1308-1311, Museo dell’Opera del Duomo Siena, Italy)
Duccio, di Buoninsegna, Pentecost.
Panel from the Maestà Altarpiece of Siena (1308-1311)

İlk Pentekost’ta Ruh havarilerin yüreklerine İsa hakkında konuşma ve O’nu herkese tanıtma arzusunu koydu. Bu aynı Ruh onlara İsa’nın sadece Öğretmen olmadığını, O’nun onların yaşamı, en büyük sevgileri, tüm insanlık için gerekli armağan olduğunu açıkladı. Onlar Ruh’un etkisiyle susamıyordular. Ruh’un içlerinde var olmasından dolayı İsa’nın eylemini devam ettirmek için, yani dünyayı değiştirmek için, Allah’ın araçları oldular. Dünyanın, şeytanın etkisinden kurtularak cennete dönüşmesi için, Baba ile birlik bahçesi ve sevginin muzaffer olduğu bir alan olması için çalışmaya başladılar.

Kutsal Ruh, havarileri dinleyenleri hayrete düşürüp içlerinde hayatı deyiştirme arzusunu uyandırarak indi. Filipus’un yaklaştığı Samiriyeliler, Kornelius’un evinde Petrus’un müjdelemesine yüreklerini açan putperestler üzerine de indi: Hepsi büyük bir sevinçle Allah’ı övüyordu. Bu aynı Ruh, Allah’ın Oğlu’nun adının ilan edilmesini kabul edenlerin üzerine de iniyor. Peygamberlik etmek, yani İsa’dan konuşmak, yeterlidir, hemen bir sevinç, yeni bir hayat yayılıveriyor. Biz inandırıcı konuşmalara önem vermeye alışık olduğumuzdan bu durum karşısında nefesimiz tutuluyor. Sadece İsa’dan konuşmakla nasıl her şey yenilenebiliyor? İsa’dan konuşmak, O’nu sevdiğini göstermek, dünyanın değişmesini gerçekleştirecek sırdır. Dünya değişmezse içindeki insanlara düşman olur, onları yok eder. Ama dünyada İsa’nın adı sevgiyle yankınlığında beklenmeyen bir mucize gerçekleşir: Sevinç başlar, coşkunluk devam eder!

İsa’yı müjdeleyen sözler dünyanın tüm dillerinde anlaşılırlar. Aziz Luka orada bulunan ve Rab’bin ölümünü ve dirilişini bildiren sözleri dinleyen on beş ülkenin halkını sıralar: Herkes anlıyordu. Tüm halklara, tüm dinlere, tüm kültürlere Baba’nın sevgisini ve İsa’nın ilahiliğini bildiren Kutsal Ruh’tur. İsa kimse için yabancı, gereksiz, zararlı değildir. O kabul edildiğinde Kutsal Ruh yaşamı değiştirir, yüreği doldurur, alışkanlıkları ve kültürleri sevgi hikmetiyle zenginleştirir.

Kutsal Ruh her şeyden önce İsa adını dinleyen kalplerde pişmanlık yaratır. İsa ıstırapları ve ölümü çekti, bunları sadece Hristiyanlar’ın değil, bütün insanların ortak olduğu günahlar yüzünden çekti. Her şeyden önce pişmanlık! Affa ihtiyacımız olduğunu, İsa’ya acı çektirenlerin bizler olduğunu ve şeytanın eylemlerini desteklediğimizi kabullenelim. Bu alçakgönüllülük, Allah’ın Ruh’unun eylemlerini devam ettirebilmesi ve Allah’ın Oğlu’nun sevgisinde büyüyebilmemiz için değerli ortamdır.

İncil’in sözleri de her şeyin nasıl Mesih sevgisi etrafında döndüğünü göstermektedir! Bu sevgi canlı olduğunda, Baba yaratıkları üzerine eğilir: “Beni seven… Babam da onu sever. Biz de ona gelir, onunla birlikte yaşayacağız!”. İsa’yı seven Allah’ın mevcudiyetinin tapınağı olur, sevgisinin yeri olur. İsa’yı seven, konuşmadan da, ilahi olarak görülen tüm diğer gerçeklerin sahte olduğunu gösterir. Onlar kandırmacadır, çünkü ne sevinç ne de sevgi verirler.

Pentekost Bayramı, Kutsal Ruh’un gelişinin kutlamasıdır, fakat bu Bayram Baba’ya ve İsa’ya olan minnettarlığımızı da kapsamaktadır. Gerçekten de bize Kutsal Ruh’u gönderen Baba’dır ve Baba, İsa’nın duası sayesinde O’nu gönderiyor. İsa, acılarının amacının ve rüyasının gerçekleştiğini, sadece dünyaya ve içimize Kutsal Ruh geldiğinde görür. Kutsal Ruh geldiğinde, İsa mutludur diyebiliriz, çünkü yaşamımızın tamamlandığını görmektedir. Gerçekten de, büyük Rus Azizi Sarov’lu Serafim’in dediği gibi, Hristiyan yaşamının amacı Kutsal Ruh’u almaktır: Sonra da O bizden yayılıp dünyayı değiştirecektir. Gerçekten de sadece Kutsal Ruh bizde etkili olunca biz tam ve olgun kişiler oluruz. Bunun için Sözü alıp yüreğimizde muhafaza ederek İsa ile birlik içerisinde olmaya devam etmeliyiz. Sözü, yüreğimizi açan ve tüm mevcudiyetimizi Teselli Edici’nin gelişine hazırlayan anahtardır. Bugünkü İncil’de İsa’nın Sözlerini dinlemenin ne kadar gerekli olduğu söylenmektedir. Ruh’un Kendisi bunu bize hatırlatmakla, anlatmakla ve sevdirmekle yükümlüdür!

Onu dinlememizle gerçekleşen Rab’bimiz İsa’ya sevgi şarttır. O olmadan dünya kurtulamaz. Birçok kere kendi kendime sorarım, İsa niçin Petrus’a tek bir şeyi, yani O’nu sevip sevmediğini sordu. Ona; anladı mı, hatırlıyor mu veya kuzularını seviyor mu diye sorabilirdi. Bunlardan hiç birini sormadı. Gerekli olan tek şey İsa’yı sevmektir. Gerçekten de İsa’yı seven Kutsal Ruh’a kavuşur, bu Ruh “kuzular” için sevgidir, hikmetli sözlerin hatırasıdır, yaşamak için ve insanların şehrini Baba’nın sevgisinin şehrine dönüştürmek için gerekli İsa’nın öğretilerini anlamaktır.

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it

Mesih İsa’nın Göğe Çıkışı

Litürji

Kutsal Kitab’ın Okunması

29/05/2022 – Mesih İsa’nın Göğe Çıkışı – C

  1. Oku Hav.İşl. 1,1-11 Mezmur 46 2.Oku İbr. 9,24-28; 10,19-23 İncil Lk. 24,46-53

Aziz Luka İsa’nın Göğe Çıkışı ile İncil’ini tamamlamakta ve aynı olayla “Havarilerin İşleri” Kitabına başlamaktadır. Bu gizem İsa’nın Dirilişi ile Pentekost, Rab’bin ölümü yenmesi ve Kutsal Ruh armağanının gelmesi arasında gerçekleşmektedir. Bu gizem, Baba’nın sağına oturduğu kabul edilen, bunun için de bize vaat edilmiş Ruh’u yollayabilen İsa’nın şanını gösteren gizemdir. İsa böylece günahkar olan bizlerin kutsallaşmasını ve ilahlaşmasını gerçekleştirmektedir.

The Ascension. From Illuminated Armenian Gospels with Eusebian canons
The Ascension. From Illuminated Armenian Gospels with Eusebian canons

Bu gizem, o zamanki öğrencilerin ve halen günümüzde tüm Hristiyanların sorularına cevap veren bir gizemdir: “Rabbimiz, Öğretmenimiz şimdi nerede? İsa nerede? O mademki ölüler arasında değil, dirildi, niçin O’nu hiç görmüyoruz?” İşte cevap: O şimdi, Allah’ın olduğu yerdedir! O, Baba’nın dünyanın yaratılmadan önce olduğu şandadır, çünkü O’nunla birdir, O’nunla tek bir Allah’tır! Emin olduğumuz bu gerçek bizler için sevinç ve huzur kaynağıdır. İsa’ya inanmış olmak ve iman etmek bir yanılsama değildir, yaşamımızı kutsal ve güvenli kılmaya devam etmekte, İncil gerçeğini sabitlemekte, yürüyüşümüzü haçla devamlı gölgelense de güçlü kılmaktadır. Hatta haç karanlık bir şey olarak değil, günlerimizin her birini aydınlatan, yönlendiren, değerlendiren bir fener olarak gösterilmektedir.

İsa göğe çıkarken Havarilerini kutsuyor. Onları kutsarken de onlara önemli bir görev veriyor: Tüm dünyaya gitmelerini emrediyor. Artık onlar İsa’yla hep birlikte tek bir yerde kalmamalılar. Her yere gidip O’nun Allah’ın yanında olduğunu bildireceklerdir. Bu sebepten de herkese Baba’nın İsa’da gösterdiği sevgiyi anlatacaklar. Böylece kin ve kötülük dolu bu dünyada yeni bir çağ başlatacaklar: sembolü haç olan Sevgi çağını.

İnsanlar; Allah’ın onları sevdiğini bildiklerinde yaşamlarının sadece severek değer kazandığını, yaşamın anlamının sevgide saklı olduğunu anlayacaklar ve kendilerini sunarak yaşamaya başlayacaklar.

İsa’nın göğe çıkışı Kilise’nin misyonunun, aynı zamanda dünyanın değişmesinin de başlangıcıdır. İsa’nın Sözü’nün ulaştığı ve O’nun ilahiliğine tapınıldığı yerlerde dünya ne kadar çok değişti! Rab’be itaat eden öğrencilerinin vardıkları yerlerde ne kadar çok acı giderildi! Gökte saklı İsa’nın müjdelendiği ve sevildiği yerlerde ne kadar çok sevgi ve barış etkinlikleri gerçekleşti!

Baba’nın sağında olan İsa; Kendini seven, Kendine olan imandan fışkıran yeni ve ebedi hayatı bağışlamak üzere kendilerinden ve kendi dünyasından çıkan öğrencilerini ‘görmeye’ devam etmektedir. Kilise; huzursuz ve acı çeken dünyaya, hatta kötü ve başkalarının acılarından zevk alabilen dünyaya ışık, yaşam ve her küçük adımın ebedi anlamını görme kapasitesini vermektedir. Kilise’nin misyonu; halklara zarar vermiyor, tersine onları mahvolmaktan kurtarıyor, üyelerinin hapis olmalarını engelliyor, onların birlik, sevinç, gelişme ve huzur alanlar olmaları için yardım ediyor.

Bugünkü gizemden mutlu olalım ve Kilise’nin sadece tamamı için değil de, İsa’yı seven her bir üyesinin görevi için sevinelim: Görev, İsa’yı başkalarına tanıtarak onlara hayatı sağlamak ve dünyaya barışı yaymaktır!

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it

Paskalya Devresi – 6. Pazar Günü – C

Litürji

Kutsal Kitab’ın Okunması

22/05/2022 – Paskalya Devresi 6. Pazar Günü

1.Oku. Hav 15,1-2.22-29 * Mezmur 65 * 2. Okuma Vahiy 21,10-14.22-23 * İncil Yh 14,23-29

Önceki Pazar Gününde Allah’ın insanlara armağanı olan gökten inen, kutsal Yerulaşim’in tasvir edilmeye çalışıldığını dinledik. Bugün onu, yüksek ve güçlü, fakat kapalı olmayan duvarlarla çevrili olarak görmekteyiz. Her tarafından içeri girilebilir, ama kapılardan geçme şartıyla. Bu kapılar melekler tarafından korunmakta ve İsrail halkının atalarını ima etmektedirler, tüm şehir ise on iki havariyi hatırlatan on iki temel üzerine kuruludur. Bu şehirde şimdi ve gelecekte ikamet edenler, ataların Allah’a ve havarilerin Rableri İsa’ya itaatinden mutludurlar.

The New Jerusalem (Tapestry of the Apocalypse)
The New Jerusalem (Tapestry of the Apocalypse)

Bu şehre girip yaşayanlar İsrail halkının ve Kilise’nin hayatının meyvesini alırlar. Bunun için onlar Kilise’nın açtığı kapılardan geçmeyi kabul ederler, yani, Kilise’nin, onlara barış ve sevinçli bir yaşamı, koruma ve sabit bir durum sağlamak için verdiği kuralları kabul ederler. Bunlar, havarilerin yaşamlarıyla tanıklık yaptıklarıdır: İsa’ya şartsız sevgi, İsa’nın duası sayesinde yapılan Baba’nın armağanı Kutsal Ruh içinde birlik, karşılıklı hizmet, tüm insanlık için en gerçek ve derin sevgi göstergesi olan İncil’i devamlı yaymak için çalışma. Bu şehrin içinde güneşe, ateşe benzer bir ışık vardır: Kuzu sürekli aydınlatan ışıktır, öyle ki herkes yönünü bulup kendisinin ve başkasının kimliğinden mutlu olabilsin!

Kuzunun ışığı, havarileri kendileri için zor, ama kardeşlerin birliği için değerli seçimler yapmaya yöneltendir. Bugünkü Havarilerin İşleri’nin okuması bize bunun örneğini gösterir. İmana varan ve artık imanlarını birlik içinde yaşayan Yahudiler ve putperestler arasında bazı anlayışsızlıklar ve sorunlar çıkmıştı. Yahudiler, putperestlerin vaftizi almadan önce Musa’nın kanunlarını da kabullenmelerini istiyorlardı. Havariler Kutsal Ruh’un onları aydınlatmasıyla karar vermek zorunda bulundular. Onlar, İsa’nın Musa’nın kanunlarını tamamladığını kabullendiklerinden dolayı Allah’ın Oğlu’na, Kilise ile birlikte iman etmenin kurtuluşumuzu gerçekleştirmesi için yeterli olduğuna ve başka hiçbir şeye gerek olmadığına karar verdiler.

İsa tek kurtarıcımızdır: Bizi ölümü ve dirilişi ile kurtaran O’dur. Kutsal Ruh havarilerin hikmetli ve cesaretli kararlar almalarını sağladı. İsa, acı çekmeden önce Ruh armağanını göndereceğine, tam da Teselli Edicinin onları gerçeğin mükemmelliğine götüreceğine, yani karşılaşacakları her yeni durumda Baba’nın sevgisinin daima yeni boyutlarını tanıyacaklarına söz vermişti. Günümüzde de Ruh, çobanlarımızı, yani episkoposları gerçeği, yani dünyamızın yaşamamıza zorladığı yeni ve zor durumlarda Allah’ın sevgisinin gereksinimlerini söylemek için aydınlatır ve yöneltir. Kutsal Ruh’un daima bizimle ve Kilise ile kalması için İsa’ya doğru devamlılıkla sade ve kararlı bir sevgi beslemeliyiz. Bunu bize İsa’nın Kendisi tembihledi: Beni seven sözüme uyar, Babam da onu sever. Biz ona geleceğiz ve onunla birlikte yaşayacağızİsa’yı severek içimizde O’nun ve Baba’nın varlığını tadabileceğiz! Onlar ışık, gerçek ve yaşamlarının tüm aydınlığı, sevgilerinin gücü ve ruhun hikmetiyle içimizde olacaklardır.

İsa’yı sevmek barışımızın ve gücümüzün sırrıdır. İsa’yı sevmek birlikte yaşamayı, iç, gerçek ve kutsal ışığı olan yeni şehre ait olmayı başarmamızın sırrıdır. İsa’yı sevmek ailelerimizin sabitliğinin garantisidir. O bize ısrarla Kendisini sevmemiz gerektiğini söylemekte, çünkü bunun yaşamımızın güzelliği olduğunu bilmekte. İsa’yı sevdiğimizde Allah’ın sevgisinin gücü içimizde hareket eder ve tüm dünyanın değişmesi ve yeniden yaratılması için içimizden taşar.

Rab’bim İsa, seni seviyorum! Sen benim hayatımsın, sen insanların şehrinin temeli ve ışığısın! Bu şehrine benim de içine girebilmemi, tüm imanlılarla barışı ve birliği tadabilmemi de sağla!

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it

Paskalya Devresi – 5. Pazar Günü – C

Litürji

Kutsal Kitab’ın Okunması

15/05/2022 Paskalya Devresi 5. Pazar Günü – C

1.Oku. Hav. İşl. 14, 21-27 Mezmur 144 2. Oku. Vahiy 21, 1-5 İncil Yh. 13, 31-33. 34-35

Allah’ın hükümranlığına girmek için birçok sıkıntılardan geçmek gerekiyor”. Bu sözlerle Pavlus ve Barnabas toplandıkları cemaatleri eğitiyorlardı. Onlar yeni Hristiyanlara güzel ve rahat bir yaşam sözü vermiyorlardı, zaten İsa da hiçbir zaman böyle bir söz vermedi. Hatta İsa açıkça şöyle dedi: “benden nefret ettilerse sizden de edecekler”, “sizi de kovacaklar, zülüm edecekler, yargıç ve hakimlere teslim edecekler”. Ama şunu da ekledi: “Size benim yüzümden hakaret ettiklerinde sevinin ve coşun!”. Sıkıntılar Hristiyanların yaşamının bir parçasıdır. Biz de imanımızı biraz ciddiyetle yaşamak istediğimizde bunu keşfediyoruz. Her gün, ciddi haberler ve eğitici eğlenceler görmek için ödediğimiz televizyon, imanımız için zararlı ne varsa yüzümüze çarpmakta: Bize ve çobanlarımıza karşı incitici sözler ve hakaret dolu konuşmaları sunuyor. Evlerimize taşıdığımız ve çocuklarımızın eline de geçen gazete ve dergiler için de aynı şeyleri söyleyebiliriz. “Allah’ın hükümranlığına girmek için birçok sıkıntılardan geçmek gerekiyor”. Aziz Pavlus bunu söylerken bazı şehirlerden kovulmuştu bile, Şam’dan kaçmak için duvarlardan bir sepet içinde indirildi ve Listra’da (Hatunsaray) taşlandı, hatta öldürüldüğü zannedildi. Daha sonra da zülüm ve hapislerden acı çekti: Fakat bütün bunları sevinçle yaşadı, çünkü bunun Rab’bi İsa’ya sadakatinden dolayı olduğunu bilmekte idi.

Matthias Gerung, John's Vision of Heaven, Ottheinrich-Bibel, Bayerische Staatsbibliothek.
Matthias Gerung, John’s Vision of Heaven, Ottheinrich-Bibel, Bayerische Staatsbibliothek.

Bugünkü İncil metni İsa’nın acı çektiği özel bir anı hatırlatır: Yahuda Paskalya yemeğinden çıkar. Oradan çıkarak diğer havarilerle birlikten, özellikle de İsa ile birlikten çıkar. Yahuda ne yapacak şimdi? Ne olacak ona? İsa, Yahuda için ve Kendisi için acı çeker. Bununla birlikte onu özgür bırakır, onu ikna etmek ya da onu geri çağırmak için hiç kimseyi göndermiyor. Kendisi için ıstırap ve ölüm anının yaklaştığını sezer. Onun için bu an, en büyük sevgiyi gösterebilmesinin saatidir, dolayısıyla Baba’yı yücelteceği andır! Bu sevgisiyle, kendi ilahi büyüklüğü, kendi şanı belirecektir. İsa ölüme girecektir: Bu an O’na ait olanların O’nu izledikleri an değildir, fakat her an O’nun yaptığını yapmak için, yani Baba’nın sevgisini göstermek için uygun andır. İsa’nın öğrencileri bunu İsa’nınki ile aynı yoğunlukla birbirlerini severek gerçekleştireceklerdir.

Birbirlerini sevmek ne demektir? Sadece başkalarını sevmek değildir: Bu sevgi kendimizi iyi, hak eden, daha iyi gibi hissetmemizi sağlayan gururumuza yönelik bir dürtü olabilirdi. Birbirimizi sevmek kardeşin sevgisini kabul etmektir, ona değer vermektir, bana karşı davranışlarını sevgi olarak algılamaktır. Kardeşlerimin bana yaptıkları Allah’ın bana sevgisidir, hoşuma gitmiyorsa da, bana acı veriyorsa da: Rab bana neyin iyi geldiğini bilmektedir. Birbirini sevmek her şeyden önce kardeşlerin dikkatine ihtiyacımızın olduğunu alçakgönüllülükle kabul etmeyi ve onları kendimizden üstün, Baba’nın bir armağanı olarak görmeyi gerektirir. Ve de mademki İsa daima herkesi sevdi, biz de O’na bakarak herkesi seveceğiz.

“Niçin seviyorsun?” sorusuna daima şu cevabı vereceğiz: “Çünkü İsa bizi sevdi”, “Çünkü İsa seni ve beni sevdi”. Oysa esas sevilmeye layık O’dur! Birbirimizi böylece severek İsa’nın şanını göstereceğiz, bizler de O’nun öğrencileri sayılacağız. Rab’bin öğrencilerinin özelliği, sözler ya da dualar değiller, birbirimize olan bağlılıktır, duada, konuşma şeklinde, özellikle de birbirimizi dinlemeye, katlanmaya ve yardıma hazır olmaya dikkatte gösterilen birliktir. Birbirimizi sevmek elbette çok güzeldir, ama pahalıdır! Eğer bunu denemişsen, bunun pahalı olduğunu bilmektesin! Bu, bizi hükümranlığına kabul edebilmesi için Rab’be sunduğumuz ilk sıkıntıdır.

Karşılıklı sevginin getirdiği sıkıntıları bizi sevince boğacaktır, bu sevinç diğer bütün sıkıntılardan gelen gözyaşlarını silecektir, bize ve imanımıza karşı işlenen haksızlıkların sıkıntılarını da silecektir. Bu şekilde kendimizin gökten inen, Patmos adasında kendisine zulmedilen Yuhanna’ya bir görümde İsa’nın söz ettiği yeni bir gökle yeni bir yeryüzünü gerçekleştiren o şehrin sakinleri olduğumuzu fark edeceğiz.

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it

Paskalya Devresi – 4. Pazar Günü – C

Litürji

Kutsal Kitab’ın Okunması

08/05/2022 – Paskalya Devresi – 4. Pazar Günü – C

Çağrı için dua günü

1. Oku. Hav.İş. 13, 14. 43-52 Mez 99 2. Oku Vahiy 7,9.14-17 İncil Yh. 10, 27-30

“Allah’ın sözünü ilk önce size bildirmek gerekiyordu. Mademki siz onu reddediyorsunuz ve kendinizi ebedi hayata layık görmüyorsunuz, biz şimdi putperest milletlere gidiyoruz”. Bu sözlerle Pavlus ve Barnabas Antakya’daki (Yalvaç) Yahudileri azarlıyorlar. Bunlar, ağır sözlerdir, ama Allah’ın Sözünü dinlememenin, Mesih İsa’nın ve İncil’inin bildirimini ciddiye almamanın da ne kadar kötü olduğunu göstermektedirler. Bu ilgisizlik veya ret, ebedi yaşamdan, Allah ile birliktelikten vazgeçme, O’nun şimdiden verilen armağanlarından yararlanmama anlamını taşır; bugünkü İncil metnini okuduktan sonra, İyi Çoban’ın yönlendirmesinden veya otlatmasından vaz geçmek, O’ndan gelen yaşamı ve kurtuluşu kabul etmemek olduğunu söyleyebiliriz.

The Good Shepherd, Mosaic in the Mausoleum of Galla Placidia, Ravenna, Italy, c. 425
The Good Shepherd, Mosaic in the Mausoleum of Galla Placidia, Ravenna, Italy, c. 425

Biz elbette Vahiy Kitabının bahsettiği iyiliklerden mahrum olmak istemiyoruz: “Artık onlar acıkmayacak, artık onlar susamayacaklar. Ne güneş, ne de kavurucu bir sıcaklık onları çarpacak. Tahtın ortasında bulunan Kuzu, onları güdecek ve yaşam sularının kaynaklarına götürecektir. Allah onların gözlerinden bütün gözyaşlarını silecektir”. Ebedi teselliden faydalananlar, sadakatleri için acı çeken kişilerdir: “Bunlar büyük sınavdan geçip gelmişler” ama İsa’nın kanına yani O’nun kurbanına ve Baba’ya itaatine tamamen güvendiler. İsa’ya güvenmeleri onları güçlü, O’na sadık kalmak için acı çekmeye kabiliyetli kıldı. Bu dünyada şimdiden büyük bir huzur ve güç ile mükafatlandırıldılar ve öteki dünyada tahta oturan kuzu olan Allah’ın Oğlu’nun şanını tatmaktadırlar.

Kuzu ve çoban Rabbimiz İsa’dır. O, hayatını sunmuş kuzudur ve Allah, O’nu iyiliğini tüm insanlara gösteren ve ileten çoban kıldı.

Peygamberler Allah’ı çoban gibi tarif ettiler: Mezmur şöyle der: “Rab çobanımdır” ve Peygamber Hezekyel: “Kuzularımı ben otlatacağım ve ben dinlendireceğim. Kaybolan kuzuyu arayacağım ve ağıla geri getireceğim; yaralı olanı saracağım, hasta olanını tedavi edeceğim; şişman ve güçlü olanı yönelteceğim, adaletle onları güdeceğim”. İşte İsa’nın görevi şudur: Baba’nın bize olan sevgisini ve şefkatini somutlaştırarak Baba’ya hizmet etmek! O, Baba’yı severek bizi sevmektedir. Bu aynı göreve İsa’nın adı ile vaftiz olan tüm Hristiyanlar da çağrılmaktadırlar.

Bunun için ‘çağrılar’dan bahsetmekteyiz: Çoban İsa’nın cemaat içerisinde vekilliğini yapmaya, O’nun kuzulara ve koyunlara olan sevgisinin tüm yüzlerini somut kılmaya olan çağrılar. Bunlar, rahipliğe ve Adanmış Yaşama yani rahibeliğe, keşişliğe ve tarikat kardeşliğine olan çağrılardır: Kutsayan ve dua eden, İncil’i duyuran, acı çekenleri, hastaları ve küçükleri kabul eden İsa’nın sevgisini canlı göstermek için; Allah’a adanmış bir hayata olan çağrılardır: Tek ve bölünmemiş, insani hayatın bütün ihtiyaçlarını tatmin eden Allah’ın sevgisini göstermek için; tam ve devamlı bir birliği gerçekleştirerek, sadakatsiz olmaya hiç bir zaman, öteki eş sadakatsiz olduğunda dahil izin verilmediği – çünkü kendisinin Allah’ı gösteren bir sevgi olduğunu bilmektedir-, sevginin hayat verdiği, Hristiyan bir aileyi kurmaya olan çağrılar.

Bugün Kilise içindeki bütün çağrılar için dua etmekteyiz: Allah’ın sevgisinin değişik yüzlerini, ailede, dünyada veya cemaatte göstermek için daima kendini Allah’a sunan kişilerin olması için dua etmekteyiz. Ve dua ederek kendimizi sunmaktayız: Her birimiz her zaman Peder, Oğul ve Kutsal Ruh’un arasındaki birliği göstermek için çağrıldığımızı bilmekteyiz. O halde önümüzde sadık ve emin bir çoban gibi yürüyen İsa’dan bakışlarımızı ayırmayacağız.

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it