Admin
Paskalya’ya Hazırlık Devresi – 3. Pazar Günü – B
Kutsal Kitab’ın Okunması
03/03/2024 – PASKALYA’YA HAZIRLIK DEVRESİ – 3. Pazar Günü – B
1.Okuma Çık 20,1-17 Mezmur 18 2.Okuma 1 Kor 1,22-25 İncil Yh 2,13-25
Aziz Pavlus’un mektuplarını yazdığı dönemde İbrani dünyası ile diğer milletler arasında derin bir bölünme vardır. Bu bölünme Allah’ı değişik şekilde tanımadan meydana geliyordu. İbraniler tek bir Allah’ın var olduğundan emin olup, O’na iman ediyorlardı, diğerleri ise emin olmamalarından dolayı, tanımadıkları bir çok ilahlardan korkuyorlardı.
İbraniler, Mısır’dan çıkışlarından beri atalarının yanlarında koruyucu olan bir Allah’ı tecrübe ettiler: Kendini atalarının müttefiki yaptığı bu Allah’ın her şeye kadir olmasından övünüp O’nun olağan üstü şeylerle ve mucizelerle Kendisini hala göstermesinden emin oluyorlardı.
Diğerleri, yani putperestler ise sadece, değişik ilahlarla kişiselleştirdikleri kendi fikirlerine ve duygularına yer veren kendi akıl yürütmelerinden emin idiler.
Bu sebepten birinciler kendi Allah’larından mucizeler bekliyorlardı, diğerleri ise kendi fikirlerine uyarladıkları felsefi düşüncelerle kendilerini avutuyorlardı.
Aziz Pavlus daha önceleri İbrani veya putperest olmuş olan ve şimdi birbirlerinin yanlarında yaşayan Hristiyanlara şöyle diyor: “Bizler çarmıha gerilmiş olan Mesih’i ilan ediyoruz”. Kör, akılsız, düşünmeye kabiliyetsiz veya günahkar olarak gözükmemiz önemli değildir. Allah’ın hikmeti insanların yüreklerinde yer açacaktır: Gerçekten Allah İsa’nın haçtayken yaşadığı sevgiyle büyüklüğünü ve şanını bize gösterip bizleri bağışladı.
İsa Yeruşalim tapınağına girdiğinde de haçı düşünüyordu. İnsanların arasındaki Allah’ın mevcudiyetinin yeri ve O’nunla buluşma yeri olan gerçek tapınağın Kendisi olduğunu biliyordu: Tapınak olarak kullanılan yerin ticaret ve kar amaçlı kullanılmasına üzülüyordu. Tapınak, yürekleri zenginlik ve paraya bağlılıktan kurtaran tapınma duası ile Kendisinin gelişine hazırlayan işaret olmalıydı. Tersine tam da zenginliğe ve paraya belirgin bağlılığın olduğu yere dönüştürülmüştü. İsa’nın kızgınlığını çok iyi anlıyoruz ve ona katılıyoruz. Aynı kızgınlığı, paraya bağlı olduğumuzun farkına vardığımızda da hissetmemiz gerekir. Bizler Allah’a benzer, hatta evlatları olmak için yaratıldık, ama O’nun öğretilerine itaatsizlik yaparak yaşamımızı sakatlıyoruz. Kendimizi Allah’ın evladı olarak sayıyoruz, ama eğer biri davranış, konuşma ve düşünme tarzımızdan dolayı Baba’yı tanımak isteseydi, Baba’yı bir patron veya bir spekülatör gibi hayal etmeye mecbur olacaktı.
İlk okuma bize Allah’ın on tavsiyesini veya emirlerini hatırlatmaktadır: On emir! Onlara itaat edersek kişisel, ailevi ve sosyal yaşamımız, bizi Baba’dan ve insanlardan uzaklaştıran sapmalardan korunacaktır.
Allah’ın bize emrettiğine, daha iyisi O’nun tavsiye ettiğine göre yaşasak ne kadar çok acılar önlenebilirdi! O; iyiliğimiz için, sosyal çevremizin dengesini bozan sıkıntıları önlemek için On Söz’ünü vermektedir. altıncı emrine, yani “Zina etme” kuralına uyulsaydı kaç sıkıntı önlenebileceğini bir düşünelim: Kaç evlat ebeveynlerinin karşılıklı sevgisi ve güvenli mevcudiyetine sahip olacaktı, kaç aile hala birlik içinde olacaktı, kaç kişi, kendi eşinin birkaç kusuruna sabretmesine rağmen, huzurlu olacaktı, kaç çocuk ve genç, ebeveynlerini ayrılık ya da anlaşmazlık içinde görmeden sevinçli olacaktı!
“Hırsızlık yapma” emrine itaat edilseydi, hepimiz daha mutlu yaşayacaktık, her yere kilit takmayacak, her şeyi, hatta yüreğimizi saklama ihtiyacını hissetmeyecektik!
Haça gerilmiş Mesih’i müjdeleyelim! Nasıl? İsa’nın haçının yükünü taşımaya olan çağrısını kabul ederek, çünkü o yük bugün işlediğimiz günahlardan da gelir!
Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it
Paskalya’ya Hazırlık Devresi – 2. Pazar Günü – B
2nd Sunday of Lent – B
2ª Domenica di Quaresima – B
2ème Dimanche de Carême – B
Paskalya’ya Hazırlık Devresi – 2. Pazar Günü – B
Kutsal Kitab’ın Okunması
25/02/2024 PASKALYA’YA HAZIRLIK DEVRESİ 2. Pazar Günü – B
1.Okuma Yar 22,1-2.9.10-13.15-18 Mez 115 2.Okuma Rom 8,31-34 İncil Mk 9,1-9
Paskalya Arifesinde vaftiz sırasında verilmiş sözlerimizi yenilemek için hazırlanmaya devam etmekteyiz. O gece birçok kişi vaftiz olacak, bizler de Şeytanı reddetmemizi ve Rab’bimiz ve Öğretmenimiz Mesih İsa’ya bağlılığımızı yenileyeceğiz. Yeni vaftiz olanlarla birlikte tek bir Beden olmakta, tek Ruh’a katılmaktayız.
Aziz Pavlus bugün, Allah’ın sevgisini garantilemektedir. Bu sevgisi hiç yok olamaz çünkü O, hepimiz için İsa’yı vererek bizi sevmeye bağlandı. Allah bizi aklamak ve kurtarmak için bunu yaptı. Hiçbir şeyden ve hiç kimseden korkmamalıyız, Allah’ın bizim için gerçekleştirdiği sevgiyi hiçbir düşman yok edemez.
Havarinin sözleri bizleri diğer iki okuma metnine yöneltmektedir: İbrahim oğlunu Allah’a kurban etmeye hazırlanmaktadır, İsa da Musa ve İlyas ile Baba’nın gösterdiği kurtuluş planlarını konuşmakta ve bu planı kendisi aracılığıyla gerçekleştireceğini söylemektedir.
İbrahim’in tek oğlu İshak ile dağa doğru yürüyüşü ilerisini göstermektedir: İsa’da gerçekleşecektir. Elbette bizim varış noktasına, yani Baba ile kucaklaşmamıza doğru yürüyüşümüzü de simgelemektedir. İbrahim Allah’tan her şeyi almaktadır: Bunu O’na ‘her şeyi’ iade ederek belirtmektedir. Bu ‘her şey’ içerisinde sadece kendi yaşamı değil, onun için daha değerli olan ve yıllarca beklenen tek oğlunun yaşamı da var.
İlk bakışta Allah’ın arzusu bize acımasız gelmekte, ancak olayın nasıl geliştiğini gördüğümüzde sevgisinin ne kadar büyük ve ileri bakışlı olduğunu anlarız. Allah’ın bu isteği aracılığıyla İbrahim’in baba sevgisi her egoizmden arınmakta ve ruhani bir sevgiye dönüşmekte öyle ki oğlu, yaşamının her gününde Allah’ın bir armağanı olarak kalsın.
İsa dağa dinlemeye ve görmeye kabiliyetli olan havarileriyle çıktı. Orada Musa ve İlyas ile konuştu: Bu iki kişi, halkın önünde Allah’ı ve Allah’ın önünde halkı en iyi şekilde temsil edebilmeye nitelikli kişiydi. Her ikisi de rehber ve peygamberlik görevlerini yerine getirmek için etkileyici bir şekilde acı çekmişlerdi, hatta o kadar acı çekmişlerdi ki ölümü arzulamışlardı. İsa onlarla konuşuyor, onlara kendini Baba’ya sunmaya hazırlandığını anlatıyor. İsa tek Oğul, Baba’nın sevgili Oğlu’dur, İbrahim’in peygambersel sunuş eylemini gerçekleştirendir: O, her insan evladı yerine kurban edilen Allah’ın Kuzusudur.
Üç havarinin duyduğu gökten gelen ses; Baba’nın Oğlu İsa’nın sunuşunu kabul ettiğini, bu sunuşun sayesinde yanındaki iki peygamberin sadece hayal ettikleri plan gerçekleştireceğini garantilemektedir. Gökten gelen sözler İbrahim’in yaşadığı olayı hatırlatmakta: Sevgiyi tam olarak gerçekleştiren sevgili oğul, İshak değil, İsa’dır. Dua ve Allah Baba ile karşılaşma yeri olan dağdan inerken İsa bunu Kendi öğrencilerine açıklamaktadır.
Bir ay kadar sonra vaftiz sırasında verilmiş sözlerimizi yenileyeceğiz: Bu ne demektir? Bu, İsa’nın yaşamını, tüm yaşamını, insanlar için kendini sunmak olan yaşamını, paylaşmak istediğimiz anlamına gelir. Kendimizi Allah’a sunarak, İsa’nın yaşamını paylaşmış oluruz. Bunu her gün imanla ve sevgiyle, imandan doğan sevgiyle, yapacağımız küçük veya büyük seçimlerle gerçekleştireceğiz. Acı çekmemiz gerekiyorsa da korkmayacağız, çünkü İsa da acı çekti; korkmayacağız çünkü İsa’ya itaat ettiğimizde Allah’ın kendisi bizim tarafımızdadır, bize aziz Pavlus’un garantilediği gibi.
Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it
Paskalya’ya Hazırlık Devresi – 1. Pazar Günü – B
Kutsal Kitab’ın Okunması
18/02/2024 – PASKALYA’YA HAZIRLIK DEVRESİ – 1. Pazar – B
1. Okuma Yar. 9,8-15 Mezmur 24 2.Okuma 1Pet. 3,18-22 İncil Mk. 1,12-15
Aziz Petrus, Hristiyan cemaatlerine yazarken evrensel tufanın suyundan, kurtarıcı bir su diye bahsetmektedir. Gerçekten de o su, tüm dünyaya yıkım ve ölüm getirirken, Nuh’u ve ailesini yok olmaktan ve ölümden kurtarıyordu: Bu adam, herkesin hor görmesinden ve alay etmesinden acı çekmesine rağmen Allah’ın Sözünü dinleyip itaat etmişti.
Aynı su, itaatsiz yeryüzünün kötülüğünü yok edip arındırırken itaatkar ve uysal adam için kurtuluş aracı oluyordu. O, Allah’ın dostluğundan faydalandı, hatta günümüze kadar tüm insanlar onun itaati sayesinde Allah’ın ona verdiği kutsama sözüne güvenebilmektedirler.
Aziz Petrus, İsa’nın ölümden sonra ölüler diyarına inişinin ve Nuh zamanında iman etmeyi reddeden günahkarlara gelişinin müjdesini vermesini anlatırken, yine aynı suya değiniyor. Onlar; hem diğer dinlerin takipçilerini hem de vaftiz olmadan önce ölen kişileri, yani Baba’nın sevgisinin müjdesini hiç alamayan tüm insanları temsil ediyorlar. Allah günahkarlara merhamet edip onları kurtarırsa, bunu Mesih İsa’nın kurban oluşu ve kendini sunması sayesinde kurtaracaktır. Yeni hayatı, İsa’nın haçta yaşayıp kendi dirilişindeki esintiyi yaydığı ilahi sevginin o yeni hayatını armağan olarak almak için, bir annenin rahmini gibi kabul ettiği Vaftizin suyunun sayesinde kurtarılacaklar.
Allah’a itaat yolunu, Adem’in ve Havva’nın yılanın çekiciliğini dinleyince terk ettikleri o yolunu yeniden kat etmeye başlayan O, İsa’dır.
İsa, Şeytan tarafından denenmiş olarak kırk gün çölde sebat etti: Şeytan, Allah ile karşılaşma yerinden- o Allah ki yüreğine konuşmak üzere O’nu oraya çekmişti- çıkması için O’nu teşvik ediyordu. Ayartıcı O’nu, insanlar arasında şan ve güç elde etmeye, kendi faydası için yeryüzünün nimetlerinden faydalanmaya, hatta sihirli güçleri kullanmaya teşvik ediyordu. Fakat İsa çölde kaldı; Musa gibi Allah’ı, O’nun Sözünü ve İlyas gibi O’nun gücünü aramakta sebat etti.
Düşmanın teklif ettiği itaatsizlikler, Rab tarafından yenilmektedirler. O, Ürdün Nehrinde vaftiz olunca insanların kötülüklerinin mezarı olan suya girerek, o suyu kutsadı ve Allah’ın evlatlarının yaşam kaynağı olmasını sağladı.
İsa, bizim için savaşmak üzere çölde kalmaktadır, vahşi hayvanların düşmanlığın ve tekliğin simgelediği zorluklarda sebat etmekte, Şeytanın yalancılığını ve ayartmalarını yenmektedir. O, Baba’ya dönen yolu kat etmeye başlıyor ve bizim için çoban ve rehber oluyor öyle ki bizler de bu dönüş yoluna katılabilelim.
Bize doğru yolu gösterebilecek güvenli tek kişi O’dur. Bu sebepten O, davranışımızı değiştirip Allah’ın insanlar için hazırladığı Hükümranlığa varabilmemiz için, Sözüne iman etmemiz gerektiğini hem alçakgönüllülükle hem de otorite ve açıklıkla bildirebilir. İncil’e iman etmek yeni bir içsel boyuta girmektir: Kurtuluşumuzu gücümüzle ve kendi teşebbüsümüzle kazanmayacağız, onu yol, hakikat ve yaşam olarak Baba’nın gönderdiği İsa’yı kabul ederek Baba’nın bedava armağanı olarak kabulleneceğiz!
İsa tarafından yönlendirilmiş olarak Allah’ın Sözünü dinleyerek ve ona oruç ve tapma duasıyla cevap vererek Paskalya’ya Hazırlık Devresini uysallık ve kararlılıkla yaşayacağız.
Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it
Olağan devre – 6. Pazar Günü – B
Kutsal Kitab’ın Okunması
11/02/2024 – OLAĞAN DEVRE 6. Pazar Günü – B –
1.Okuma Lev. 13,1-2.45-46 Mezmur 31 2.Okuma 1Kor. 10,31 – 11,1 İncil Mar. 1,40-45
“Ne mutlu o kimseye ki, günahı bağışlanmıştır ve kusuru örtülmüştür!”. Bu sözler, okumalar arsındaki Mezmur’un sözleridir. Allah’ın Sözünün, “ne mutlu günahı olmayan insan” dememesi ne güzel: Bağışlanan insana, ne mutlu; denmektedir.
Rab, hepimizin günahkar olduğunu, Adem’in yolundan yürüdüğümüzü, bu yolun bizi Allah’a itaatsizliğe götüren gururla işaretlendiğini bilmektedir. Günahımız, Kuzu’nun kanıyla kaldırılınca ya da örtülünce biz mutlu olabiliriz.
Günahkarız ve maalesef günah yaşamımızda kötü sonuçlar doğurmaktadır. Günahın sonucu; kötülük, hastalık ve ölümdür. Kötülüğün her varlığı, günahın dünyaya girişinin ispatıdır. Hastalık da aynen öyledir: Hastalandığımızda elbette büyücüler gibi kabahatliyi aramaya çıkmayız. Bizler günahın şeytanın kıskançlığı yüzünden dünyaya girdiğini biliyoruz: Her kötülüğün, hastalığın dahil, tek kabahatlisi odur. Hastalar bizden daha günahkar değildirler, bu sebepten herhangi birini hastalığı için suçlamak, hatalıdır. Yapmamız gereken tek şey, dünyada günaha hiçbir yer vermemeye ve onu, İsa ile birlikte, yok etmeye çalışmaktır.
Bir hasta ile karşılaştığımızda veya kendimiz hastalandığımızda İsa gibi yapalım: Bizde ve kardeşimizde imanı daha güçlü kılmaya çalışacağız. İman, yani sevgi ve güvenle Baba’ya yeniden yönelmek; insanı gerçek bir insan, kendisine yaklaşan herkes için bir armağan yapan o barış ve merhamet ile dolu kılmaktadır. Aynen iman sayesinde hastalık durumunu, kendimizi Allah’a sunma, sevgi ve kutsama sebebi olmaktadır. Yine iman; bedenin üyelerinin iyileşmesine yardım edebilen içsel bir durumdur.
İsa cüzamlı ile karşılaşınca onun için acıma hissediyor. Çünkü cüzamlı iyileşmesi için günahlarından arındırılması için O’na yalvarıyor. Kendisini insanlardan uzaklaştıran, birliği ve barışı yıkan, diyaloğu ve paylaşmayı engelleyen cüzam hastalığı, ancak ve ancak günahın mevcut olup korkunç meyvesinin insanın hayatını mahvetmekte olduğunun işaretidir. İsa, insanı günahtan arındırıyor, böylece insan yine fedakarlığını sunup tekrar Baba’nın evladı olduğu için kardeşlik içerisinde yaşayabiliyor.
Aziz Pavlus, yaşamımızın daima imanda olması için ve dünyadaki günahın etkilerinden iyileşmemiz için bize reçeteyi veriyor: Her ne yaparsanız, küçük şeyler de olsalar, yemek ve içmek gibi normal şeyler de olsalar, hepsini Allah’ın şanı için yapınız. Ne yapılırsa yapılsın, hiç kimsenin İsa’ya gitmesini, Baba’ya ulaşmasını, O’na güvenmesini engellemeyeceğiz. Tüm meşgalelerimizin, düşüncelerimizin ve eylemlerimizin amacı, başkalarını ve kendimizi İsa’ya yöneltmek olacaktır.
Havari kendisini bize yaşam örneği olarak sunuyor ve bizler, ondan örnek alarak, aynen kardeşlerimiz için iman örneği olacağız. Günahlarına ve dünyadaki günahın yayılmasına sebep olduk, şimdi iyileşmeleri için çaba göstereceğiz. Her nefes alışımız Baba’ya şükran, her eylemimiz İsa’ya övgü, her karşılaşmamız Kutsal Ruh’un yeryüzünü değiştirmesi için imkan olacaktır!
Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it
Olağan devre – 5. Pazar Günü – B
Kutsal Kitab’ın Okunması
04/02/2024 OLAĞAN DEVRE 5. Pazar Günü – B –
1.Okuma Eyüp 7,1-4.6-7 Mezmur 146 2.Okuma 1 Kor. 9,16-19.22-23 İncil Mk. 1,29-39
İsa dünyaya geldiğinde sanki O’nu bekleyen birçok sorun var! O’nun önüne hastalar getiriliyor, gelebilen hastalar O’na koşuyorlar. Erkek-kadın, hasta-iyi, herkes O’nun gelişini beklemekte, mevcudiyetini hissetmeyi, sözlerinden birini duymayı, bir dokunuşunu arzulamakta.
Hastalar arasında birçoğu şeytana kapılmış; bu ne demek? Bu kişiler, ruhlarında Kutsal Ruh ve O’nun meyveleri ve armağanları olmayan kişilerdir: Onlarda sabırsızlık, ahlaksızlık, gurur, şikayet, gelecek veya geçmiş korkusu, Allah veya insan korkusu, kendini beğenmişlik, şüphecilik, başka insanlara duyulan kıskançlık ve onların iyiliklerini çekememezlik, ve de kendileri ve başkaları için endişe ve acıyı doğuran başka ruhlar da hüküm sürmektedirler.
Tüm bunlar, şeytanın varlığının işaretleridir; şeytan ki, insanları mahvetmek, onların Allah’a benzemelerini, onların yaratılış sebebine varmalarını engellemek istemektedir.
Eyüp sözleriyle dünyada ne kadar acılar olduğunu anlamamıza yardımcıdır: “Tüm günleri, bir amele gibi çalışarak geçirmektedir. Aylarca boşuna çabaladım. Gecelerimi sıkıntılar içinde geçirdim”. “Günlerim, dokumacının mekiğinden daha çabuk ümitsizce tükendi. Rabbim, unutma, yaşamım bir nefes, bir soluktur”. İçlerinde bu tür kötü ruhları barındıran kişiler ve onların yakınları da bir kurtarıcı beklemektedirler. İşte, Allah onu yolladı!
İsa, havradan çıkmaktadır; orada asi ve şiddetli bir ruhu barındıran bir adamı kurtarmıştı. Bu ruh, İsa’nın kutsallığını tanıyordu ama O’nu kabul edip sevemedi, hatta dua için gelmiş olanların O’nu değerlendirip dinlemelerini engellemek istiyordu. Rab’bin bu adamı kötü ruhtan nasıl hür kıldığını gören öğrencileri O’na güvenmeye başlamakta ve O’nu Simon’un kayınvalidesinin evine getirmektedirler: Kadın ateşler içerisindedir, bunun için de günlük hizmeti verememektedir. İsa, hastaya dokunmaktan murdar kılınmasından korkmadan kadına dokunuyor. O’nun eli kutsaldır ve onun dokunması murdarlığın sebebini yok etmektedir, hastalığı yok etmektedir.
Kadın kendini iyileşmiş değil, hizmet etmeye hazır hissetmektedir. Gerçekten de insanın sağlığı; hizmet etmeye, özellikle de İsa’ya hizmet etmeye kabiliyetli olmaktır! Bunu görünce, tüm şehir bütün acılarını getirerek İsa’ya koşmakta: O, kimseyi hayal kırıklığına uğratmıyor.
Ama İsa sadece hastalıkları iyileştirmeye mi geldi? O, geceleri Babasını dinlemeye konuluyor: Hayatı O’dur. Eğer Kendisi için Baba hayat ise, bütün insanlar için de hayat Baba olacaktır. Duada Baba ile kalarak İsa, insanlığın hastalıklardan ve kötü ruhlardan kurtulmaktan başka, daha acil bir ihtiyacının olduğunu keşfetmektedir. İnsanlar ümitsizdir, çünkü Allah’ın Hükümranlığının başladığını, Kendisinin onlara rehber olabilen Kral’ın, beklenen Hükümranlığının Kralı olduğunu bilmemektedirler. İsa’nın Kendisini tanıtması gereklidir, böylece herkes Hükümranlığın kralını görecek ve O’nu izleyip O’ndan sevmeyi bilen hayatı öğrenebilecektir. Hastalıklardan ve ruhlardan kurtulan kişi, sevmeyi bilecektir bunun için kendini İsa’nın öğrencisi yapacaktır.
Bunu, dirilmiş İsa ile karşılaştıktan sonra aziz Pavlus da anladı. Bugün havari güçle İncil’i yayma arzusunu anlatmaktadır: İncil’i, yani Allah’ın Hükümranlığının başladığının, Kral burada ve O’na hizmet edebildiğimizin müthiş haberini! Aziz Pavlus için İncil’i vaaz etmek yaşamdır, nefes almak kadar önemlidir. O, bunu yaşamının anlamı yaptı, bunu minnettarlıkla yaşamakta ve her yerde her zaman karşılaştığı kişilere bu iyi müjdeyi vermenin getirdiği yorgunluğu mükafat olarak görmektedir.
Keşke ben de İncil’i yaşamımın amacı yapabilsem! O zaman Eyüp’ün dile getirdiği inlemeler için, ümitsizlik ve üzüntü için yer olmayacaktır.
İncil, müjdelediğimizde bizler İsa’nın bugünkü varlığının tanıkları, ölümün üzerindeki zaferi taşıyıcı oluyoruz! “Tüm bunları ben, İncil’in vaatlerinde payım olsun diye İncil’in uğruna yapıyorum”! Herkesten önce ben kendim sevinç içinde olacağım!
Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it