5ème Dimanche de Carême
5th Sunday of Lent
5ª Domenica di Quaresima
CET - Katolik Ruhani Reisler Kurulu
Türkiye Katolik Ruhani Reisler Kurulu -|- Թուրքիոյ Կաթողիկէ Եպիսկոպոսներու Համաժողով -|- Conférence Episcopale de Turquie -|- Conference of Catholic Bishops in Turkey -|- Conferenza Episcopale Turchia -|- مؤتمر الأساقفة الكاثوليك في تركيا
5ème Dimanche de Carême
5th Sunday of Lent
5ª Domenica di Quaresima
Kutsal Kitab’ın Okunması
27/03/2022 – PASKALYA’YA HAZIRLIK DEVR. 4. Pazar G. C
1.Okuma Yeşu 5, 9. 10-12 Mezmur 33 2.Okuma 2 Kor. 5, 17-21 İncil Luk. 15, 1-3. 11-32
“Bir kimse Mesih’te ise, yepyeni bir yaratıktır. Eski şeyler geçmiş, her şey yeni olmuştur”. Mesih’te yaşayan bizler, dünyaya yenilik getiririz. Yeni yaratıklarız.
Yenilik nerede? Biz kendimizi diğerleri gibi hissediyoruz, ama imanımızdan gelen bir ümidimiz var, bu da görme, dinleme, başkalarına karşı ve diğer şeylere karşı değişik davranmamıza nedendir. Bu var olma ve davranma şekli kendini sevgide gösterir. Sevgi ne kendiliğinden ne de insan arzusundandır, “yukarıdan” gelir, karşılıksızdır, hatta bize karşı düşmanlık besleyenleri de kucaklar. Bizler yeni yaratıklarız, Adem’in mirasını yaşamıyor, Allah’tan doğuyor ve O’nun babalığını gösteriyoruz. Bu bizim tövbe etmemizle başlar, yani geriye dönüp kıskançlıkları ve ‘ilahi’ bir gücü elde etme arzusunu bırakarak alçakgönüllülük ve sadelikle kendimizi sevilmeye bırakmamızla, Baba Allah’ın sevgisini yaşamımızla başlar. Bu tövbe; barışma ile yani içimizde günaha yer verdiğimizi kabul edip af dilemekle başlar. Kilise arzumuzu kabul ediyor ve bize cevaplanmak için otoritesi var: Aziz Pavlus’un bizi emin kıldığı gibi rahiplerin Allah ile birliğimizi yeniden kurmak için yetkileri var çünkü Rab İsa tarafından bu görev onlara verilmiştir.
İsa’nın anlattığı ve Aziz Luka’nın bize aktardığı mesel bizim durumumuzu çok iyi anlatır. Gerçekten bizler gerçek Baba olan Allah’tan uzaklaşarak “eski yaratıklar” olduk, ama O’na dönerek tekrar “yeni yaratıklar” olma imkanımız var. Bu dönüş sadece Allah’tan fiziksel olarak ayrılanlar değil, aynı zamanda O’nun düşüncelerini ve insanlara olan merhametini benimsemeyenler için de gereklidir. Tövbe etmeye ve Baba ile barışmaya ihtiyacı olmadığını hiç kimse düşünemez! Meselde anlatılan ve hepimizi temsil eden oğulların ikisi Baba’dan uzaktadır.
Ona açıkça isyan eden ve mirasını hemen isteyen oğul, ne babaya saygı ne de abisine ilgi gösteriyor. Bu yüzden kendini dayanılmaz bir yalnızlıkta bulacaktır. Bu yalnızlık ona aile ile birlik içinde yaşarken bulunduğu ahengi özlemle hatırlatacaktır. Acı onu alçakgönüllü kılacaktır, alçakgönüllü oluşu da onu uysal bir evlat olmaktan gelen sevinci değerlendirmeye götürecektir.
İnsan tek başına mutluluğunu inşa edemez. İnsan kendi egoizmi ve iddiaları ile yüreğindeki acı yükünü artırmaktan başka bir şey yapamaz: Bunu her gün, çocuk yaştan beri herkese her istediğini yapma hakkını vermek isteyen yaşadığımız ortamda tecrübe ediyoruz. Meseldeki diğer kardeş ise diğer bir durumu göstermekte: Onun durumu geçmişe, geleneklere, aileye bağlı ve itaatkar olduğu için kendisini hep haklı görenin durumudur. İkinci evlat da gerçek evlat değildir. Çünkü dürüstlük ve itaat onun için bir gurur, iddia etme, kardeşi yargılama ve suçlu görme, ona merhamet göstermeme sebebi olmaktadır.
İnsanların bize öğreteceği yeni hiçbir şey yoktur. Sağlıklı ve yeni öğreti bize sadece meseldeki babadan gelmekte, çünkü o gerçek Allah’ın davranışlarını örnek almaktadır. Biz de O’na bakmalıyız, İsa’nın yardımıyla bakışlarımızı, herkesin kurtulmasını isteyen Baba’ya çevirmeliyiz: Herkesin eski insandan, sevgi Allah’ının yaşamını paylaşan yeni yaratığa dönüşmeye ihtiyacı var!
Allah, insanlarla ilgilenendir. O, ona kurtuluş ve özgürlüğe götürülme tecrübesini yaşatmak için, bu şekilde de Kendisini Merhametli Olan olarak, sevgide güçlü olarak tanıtmak için küçük ve köle olan bir halkı seçti.
O tecrübeyi, tek tek herkes, İsa ile karşılaşma sayesinde yapacaktır.
Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it
4ème Dimanche de Carême
4th Sunday of Lent
4ª Domenica di Quaresima
3ème Dimanche de Carême
3rd Sunday of Lent
3ª Domenica di Quaresima
Kutsal Kitab’ın Okunması
20/03/2022 – PASKALYA’YA HAZIRLIK DEVRESİ– 3. Pazar G. – C
1. Okuma Çık 3, 1-8. 13-15 Mezmur 102 2.Okuma 1Kor. 10, 1-6. 10-12 İncil Lk. 13, 1-9
Kötü haberler İsa’yı korkutmaz. O; dünyada acı çektiren, bizi de korkutan ve yüreğimizde soruların doğmasına sebep olan birçok olayın meydana geldiğini bilmektedir. Birçok kere ölüm korkusu ve günahımız, içimizde öyle sorular doğuruyor ki, bunlara insanları, hatta Allah’ın kendisini bile yargılayarak cevap veriyoruz. Niçin bu afetler? Bunlar ceza mı? Kim bunları hak etti? Allah nasıl bu kadar adaletsiz ki, suçsuz çocukların acı çekmesine izin veriyor? Allah niçin kötüleri ve şiddet kullananları durdurmuyor?
Bu sorular ve cevaplar; insana huzur vermeyen, başka sorulara sebep olan sorular ve cevaplardır. Pilatus kurban sunan bazı insanları öldürttü: Allah böyle ölmelerine izin vermesi için kim bilir onları hangi suçları için cezalandırdı! Onlar Celileli idi, Yahudilere göre sapkın idiler! İsa’ya başka bir haber ulaşıyor: Bir kulenin altında on sekiz kişi kalıp öldü. Onlar, sapkın değil, Yahudilerdi.
Bu sorular geçmişe bakmaya alışık olduğumuz için aklımıza gelmektedirler: Geçmiş, bildiğimizi zannettiğimiz tek gerçektir! Ama Allah bize saklı olanı da bilmekte, geleceği bile bilmektedir. İsa bunu biliyor ve başımıza gelecek olanı göz önünde tutarak bize cevap vermektedir. Biz başkalarını yargılamamalıyız, sadece onlara karşı vermek istediğimiz yargıyı kendimiz hak etmemeye dikkat etmeliyiz.
“Tövbe etmezseniz, hepiniz aynı şekilde öleceksiniz”. Biz, alışık olduğumuz şekilde, yani arzularımıza ve içgüdülerimize göre yaşamaya devam edersek, yaşamımızın sonunu bir felaket, bir ceza olacaktır. Öldürülenlerin ölümü veya yıkıntıların altında kalanların ölümü bizim için bir uyarıdır. Onların yaşamını yargılamayalım, bizimkine dikkat edelim. “Tövbe etmezseniz…”: Bizim yaşam değiştirme şansımız var, İsa’yı kabul edip her şeyimiz değişebilir: Yaşam, ölüm anımız dahil yeni bir anlam, yeni bir hedef kazanacak. İsa’yı kabul etmekle yaşamımız meyve verecekti, Allah’a sevinç verecekti, acı çeken ve acı çektiren insanların kurtuluşu için O’nunla işbirliği yapacaktı. İsa, vaazının başlangıcında söylediği aynı şeyi tekrarlamaktadır: “Hayatımızı değiştirin ve Müjde’ye iman edin!”.
Bugünkü ilk okuma Musa’nın yanan çalıdan ses aracılığıyla olan çağrısını anlatmaktadır. Bu, İsa’nın gelişinin amacını göstermektedir: Musa halkı kölelik acısından nasıl kurtarması gerekiyor idiyse, İsa’nın da aynen hepimizi, insanlığı ezen günahın köleliğinden ve acısından kurtarması gerekiyor.
Musa’nın yardımcılara ihtiyacı olduğu gibi, aynen İsa da işbirlikçiler istemektedir.
Bunun için bizler sadece kurtuluşu, sevinci, yeni yaşamı kabul etmekle kalmayıp kendimizi Rab’bin hizmetine sunmaktayız. O’nun bizim iyiliğimizi bildiğini ve istediğini, bizi sevgisine katılmaya çağırarak, yaşam doluluğuna erişmemizi sağladığını hatırlayarak, çağrılarına cevap vermeye hazırlanmaktayız. İsa bizi Krallığını gerçekleştirmeye çağırmaktadır: Kendisinin kralı olduğu bu yeni Krallığın ilkelerini yaşamaya hazır mıyız?
Allah halkının tarihinde tüm yaptıklarının amacı, bize İsa’nın kim olduğunu göstermektir. Bu şekilde geçmişin olaylarını okumalıyız: Bulut, deniz, man, içinden su çıkan kaya sadece ölen ve dirilen İsa’nın ışığında anlaşılır olmaktadır. Biz daima zayıfız ve O’na ihtiyacımız vardır: Bunun için O’na daima bağlı kalalım yoksa boşluğa düşeriz. Havari şöyle diyor: “Ayakta kalabileceğini zanneden, düşmemeye çalışsın”. Eğer ayakta kalırsak, yani eğer imanda canlı olursak imanımız çok kişi için yaşam ve sevincin kaynağı olacak. Bize yardımcı olmak için İsa bir meseli da ekledi. Üç senedir bir incir ağacı sadece yaprak üretiyor. Onu kesmek gerekirdi fakat hizmetkar bir imkan buluyor. “Çapalamaya ve gübrelemeye çalışabilirim, kim bilir, belki…” diyor. Anlamak kolaydır: Allah’ın Oğlu’nun var olduğu gerçeği birçokları için yeterli olmadı! Kim bilir, belki Kilise’nin yorucu işi ve tanıklığı, yani başka bir zorlayıcı zaman eklenirse, dünya değişip Allah’a dönecektir! İncir yapraklarının simgeledikleri birçok boş şeyin arasında kendi mutluluğunu arayanlar, gıdayı bulacak, bizim İsa’ya dönüp yaşamımızı değiştirmemizin doğurduğu tatlı meyveyi bulacaklardır!
Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it
Kutsal Kitab’ın Okunması
13/03/2022 – PASKALYA’YA HAZIRLIK DEVRESİ – 2. Pazar Günü – C
Bugünkü okumalar, İbrahim’in tecrübesiyle İsa’nın üç havarisinin dağdaki tecrübesini birlikte bize verir. İbrahim Allah’ın nezdinde bulunmanın tecrübesini yaşayıp O’ndan çok kalabalık bir nesle sahip olacağı müjdesini alıyor, bazı hayvanları kurban ederek O’nunla bir antlaşma yapıyor. Üç havari de İsa’nın duası esnasında Allah’ın varlığını tecrübe ediyorlar: Onlar ilahi vaatleri değil, ama öğretmenleri İsa’da Baba’nın insanlık için kurtuluş ve sevgi planının tam gerçekleştiğinden emin olmayı alıyorlar. Bu plan, Rab’bin yaşamını sunarak kurban olmasıyla gerçekleşecek. Bu; İsa’nın, Musa ve İlyas ile konuşmasının konusudur!
İsa dağa çıktı, Musa’nın Sina dağına, İlyas’ın Horev dağına çıktığı gibi. Hem Musa hem de İlyas halkın ihaneti ve kendilerinden sevilen birçoklarının isyanları yüzünden acı çektiler. Onlar İsa için peygamberlerdir: O’na daha şiddetli bir şekilde davranılacaktır. Onlar dağda Allah’ın sevgi gücü, hikmetli ve şefkatle dolu Allah’ın gücü ile karşılaştılar. İsa da dua etmek için dağa çıktı. Duası gerçek, yani Baba’nın sevgisine ve isteğine gerçek bir dalma oluyor ve bunun için gerçek, sevinç ve güzellik göstergesi olarak yüzü ve kıyafetleri bile aydınlanıyor. Allah’ın isteğine giren O’nunla tek bir bütün olmaktadır. Sadece Oğul, Baba’nın isteğini tam olarak aynı sevgisiyle kabul edebilir: Bu şekilde O, tam olarak bu sevginin gerçekleşmesi oluyor.
Buluttan çıkan ve uykulu üç havariye ulaşan ses bu anlayışı onaylamaktadır. İsa, Allah tarafından Oğlu olarak ilan ediliyor ve dolayısıyla tüm halklar için kraldır, aynen ikinci Mezmur’un bize tekrar ettirdiği gibi. Krallık kimliği; Mesih’e, dünyaya Baba’nın ilahiliğini görünür ve somut şekilde getirene özgüdür! O aynı zamanda babasıyla dağa çıkan ve kendisinin kurban edilmesi için odununu taşıyan İbrahim’in oğlu gibi “en sevgili Oğuldur”. İbrahim’in oğlunun yerine bir koç kurban edilebildi, çünkü o Allah’ın Oğlu’nun sadece görüntüsü idi; İsa’nın yerini ise hiçbir şey ve hiç kimse alamaz: O kendi bedenini ve kendi kanını vermek için kendini sunuyor; bu, Allah’ın yaratıklarını sevmek için gerçekleştireceği kurtuluşun tek kurbanıdır.
İsa’nın yanına üç havarisini almış olması bizlerin O’nun duasına ve şanına, ayrıca sunuluşuna ve haçına da katılmamızı istediğini göstermektedir. Yanına sadece üç havari almış olması da, Kilise’de herkese ayrı vazifeler ve roller düşündüğünü belirtmektedir. Baba’nın sevgisinden faydalanan ve İsa’nın sunuşunu paylaşan tüm Kilise’dir ve Kilise’de her birey kendi çağrısına göre görevini yürütmektedir. Kilise’de her birey kendi kişiliğiyle İsa’nın giysilerini ve çehresini parlak gösteren ışığı yansıtmaktadır.
Bunun içindir ki havari Pavlus imanlılara yazarken kendisini ve diğer Hristiyanların davranışlarını örnek olarak gösterdi: “Kardeşlerim, hep birlikte beni örnek alın ve size bıraktığımız örneğe göre yaşayanlara dikkatle bakın”. Keşke hepimiz aynı şeyi söyleyebilsek! Böyle diyebilmemiz gerekirdi!
Yüreğimizde daima İsa’nın duasıyla yaşamak gerekirdi: O zaman O’nun ışığı da parlayacaktı! Yüreğimizde İsa’nın duasına katılmak, Baba’dan kurban olarak kabul edilebilmemiz için devamlı olarak kendimizi O’na sunmamızı istemektir.
Duada yaşadığımız zamanlar İsa’nın ışığı yüzümüzü aydınlatmakta ve onu kardeşlerimize sevimli kılmakta. Dua bizim için Allah ile karşılaştığımız dağdır: Biz kendimizi sunuyoruz ve O etkilemektedir: Bizi değiştirerek, bizi dünya için bir armağana çeviriyor: Ve de Gerçekten dünyanın O’nun varlığını daima tanımaya ve tatmaya ihtiyacı var. Baba bizden sevgili Oğlu İsa’yı daima dinlememizi istiyor: İsa’nın sözleri; duada olduğumuz, Baba’ya ait olmak istediğimiz zamanlarda bize ulaşır!
Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it
2ème Dimanche de Carême
2nd Sunday of Lent
2ª Domenica di Quaresima
Kutsal Kitab’ın Okunması
06/03/2022 – PASKALYA’YA HAZIRLIK DEVRESİ – 1. Pazar Günü – C
Iª Okuma: Yasa’nın Tekrarı 26, 4-10 Mezmur: 90 IIª Okuma: Rom 10, 8-13 İncil Lk 4, 1-13
“Her kim Rab’bin adını yardıma çağırsa, kurtulacaktır””: Bu sözlerle havari Pavlus ümidimizi canlı tutup huzurumuzu koruyor. “Rab’bin adını yardıma çağırmak” ne demek? Bu; bekleyişimizi insanlara, önemli kişilere veya dünyevi şeylere, kendi becerilerimize bağlamamaktır. Rab’bin adını yardıma çağırmak, geleceğimizin garantörü olarak, en derin arzularımızın amacı olarak sadece O’nu aramaktır. Bundan önce aziz Pavlus şöyle yazıyordu: “İnsan yürekten iman etmekle aklanır, imanını ağzıyla açıklamakla da kurtulur” .
Kurtuluş armağan ve lütuftur: Armağan olması otomatik olarak gerçekleştiği anlamına gelmez. Kurtuluş herkes için değil, ama inanan ve imanını belirten herkes içindir. İman etmek, İsa vasıtasıyla tanıdığımız Baba’ya güvenme yeri olan yürekte gerçekleşir. İman eden, yaşamını Baba’ya teslim etmek için İsa’ya güven veren “aklanır”, yani doğru yerde, Baba Allah için evladın yerinde bulunur. Yüreğinde imanı saklı tutan kişi evet aklanır, fakat dünyevi ayartmalardan uzak ve kendi insani zayıflıklarından, düşmanın etkilerinden muaf değildir. Bunun için havari bize bir adım daha önermekte. Kurtuluşu tatmak için bulunduğumuz durumu çekinmeden belirtmemiz de gerekiyor: “imanını ağzıyla açıklamakla kurtulur”. İmanımızı başkalarının önünde belirttiğimizde kendimizi güçlü hissederiz, ayartmalardan korunmuş oluruz ve ayrıca İsa’nın bizden utanmamasını, Baba’nın önünde bizim için tanıklık yapmasını sağlarız. İsa şöyle dedi: “Kim insanların önünde beni tanırsa, ben de onu Göklerdeki Baba’mın önünde tanıyacağım”! Kurtuluşun gerçekten çifte bir gelişmesi vardır: Göklerde ve yeryüzünde!
Bugünkü İncil denenmelerden kurtulmaktan bahsediyor: İsa açıklıkla Allah’ın Sözünü hatırlatıyor ve böylece ayartıcı O’ndan uzaklaşıyor. Ayartıcı, İsa’nın Söze uyma ve Baba’ya itaat kararlılığı karşısında gösterdiği alçakgönüllülüğe dayanamıyor. Elbette bu Sözler Allah’ın Oğlu olan kendisinden çok daha önemsiz kişiler tarafından yazıldı, ama O, yine de kıskançlık veya üstünlük hissetmeden o sözleri kabul ediyor. Denenmeler anlatımında şu göze çarpar: İsa alçakgönüllüdür! Tersine ayartıcının sözleri, Şeytandan gelen her şeyin öz kibrini, ‘kendin yap’ deyiminde ve davranışında saklayan, asiliğe iten o kibrin sızmasına izin vermektedirler. “Allah’ın Oğlu isen” kendin karar ver!”. İsa ise şöyle cevap veriyor gibidir: Oğul isem, Babamın karar vermesini istiyorum, O’na güveniyorum. O konuşuyor ve ben O’nun Sözü sayesinde yaşamaktayım: Bu Söz, benim için ekmektir ve kesindir. Çöldeki ‘man’ gibi her zaman bol ve hazır besindir.
İsa; bu dünyada hacı olan, kendini verdiği sözü tutan, hayal kırıklığına uğratmayan Allah’a emanet ederek İbrahim’in kat ettiği yola devam ediyor ve mükemmelleştiriyor.
Bizler Rab’bimiz İsa’yı yardıma çağıracağız, ve ayartıcı bizden uzaklaşacaktır. İsa’ya olan imanımızı belirteceğiz ve kurtuluşu, tüm açılarıyla, tatmaya başlayacağız!
Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it
1er Dimanche de Carême
1st Sunday of Lent
1ª Domenica di Quaresima
Kutsal Kitab’ın Okunması
Birinci okumanın sözleri kolay ve inandırıcıdır. Yazar ayırt etmede bize yardım etmek için kolay örnekleri kullanıyor. İçimizdeki ve çevremizdeki her şey Baba’ın armağanı değil: Gördüğümüz ve duyduğumuz şeyleri Rab’bin Sözünün ışığında ayırt etmeliyiz yoksa aldatmalara ve denemelere düşebiliriz.
İsa aynı örnekleri öğrencileri için kullanıyor: Bir kör başka bir köre rehberlik yapar, hiç görmeyen biri az ve kusurlu gören başkasını düzeltmek ister, bir kötü adam iyiliği öğretmek ister; bunlar bir çocuk için bile çok inandırıcı konulardır.
Kim kördür? Allah’ı görmeyen, İsa’yı Allah’ın Oğlu olarak kabul etmeyen, Rab’bin okulunda öğrenmediğinden Rab’bin isteğini tanımayan kördür. İsa’nın öğrencisi Rab’bin okulunda hazırlanmış olanın yardımını aramalıdır. Öğretmen olmak için öğretme isteği yetmez. Önce hazırlanmak lazım. Her öğreteni dinlememeye dikkat et! İsa’nın okulundan bir insanın gelip gelmediğini ayırt et!
Peder’in gözleriyle, doğru bir biçimde olayları görmek için hepimizde engeller var. Bu engeller, Allah’ın Sözü’nü bilmemektir, önyargılardır, üstünlük duygularıdır, kızgınlık, gururdur…
Eğer kendi gözlerinde bir çöp var olduğundan dolayı bir kardeşimiz ağlarsa, ona yardım etmeden önce kendi kendimize bu soruyu soralım: “Ben iyi görüyor müyüm? Gözlerimde engeller var mı?”, yoksa ona daha çok zarar vereceğiz. Biz de daha iyi görmek için iyi görenlerden, yani Rab’bin okulundan gelenlerden, orada olgunlaşanlardan, alçakgönüllü olanlardan, İncil’den öğrenenlerden, İncil’i yaşamaya bizi götürmek isteyenlerden yardım dilemeliyiz.
İsa’ya bizi yaklaştıran ve O’ndan bizi uzaklaştıran insanlar var. Hangilerini dinleyeceğiz? Hangilerinden gerçekten yardım göreceğiz? Kesinlikle İsa’nın yanında olanları dinleyeceğiz! Onların sözü bizim için de gerçek bir yardım olacak. Rab’den uzak olan kişi bize kurtuluşu veremez. Çünkü Peder’den verilmiş tek Kurtarıcı İsa’dır. Böylece ayırt edersek, dış görünüşler bizi aldatamayacak. İyi meyve yalnız iyi insanlardan gelir. İyi insanlar İsa’ya ait olanlar ve O’nun öğrettiği gibi yaşayanlardır. Biz de başkalarına yardım etmek için İsa’ya imanımızı güçlendireceğiz ve O’nun Sözünde kendi kendimizi eğiteceğiz.
Bu ayırt etmeyi tersine çevirmeyi deneyelim mi? Ben de kör oluncaya dek kendimi kimseye rehber
etmemeye dikkat edeceğim. Allah Baba’nın yüzünü görmeyinceye, İsa’yı tanımayıncaya dek ben hiç kimseye rehberlik edemeyeceğim; aksi takdirde herkesi bir çukura götürecektim! Eğer önceden benim bakma şeklimin Allah’ın gerçeğinde görsün diye düzeltilmesine izin vermezsem, başkalarının gördüklerini ve onların tarih hakkındaki düşüncelerde küçük hatalarını düzeltemeyeceğim. Eğer iyi ağaç olmazsam, yani eğer iyi meyve olarak tek olan İsa’ya doğru dönük kalmazsam, kimseye iyi bir şeyi sunamayacağım: Aksi takdirde beni dinleyenleri zehirleme riskine girecektim!
Allah’a doğru rehber, O’nun ışığı, gerçek gıdaya ihtiyacı olan insanlar için iyi meyve olmak, mümkün mü? Aziz Pavlus emin bir şekilde şöyle yazdı: ”Yüce Allah’a şükürler olsun! Çünkü Rab’bimiz Mesih İsa sayesinde bize zafer kazandırdı”. Peder’den ve İsa’dan uzaklık olan günah aracılığıyla öldüren ölümden bile korkmayacağız. Çünkü İsa kendi dirilişi aracılığıyla ölümü zararsız kıldı. Bu yüzden zor olsa da Dirilen İsa’nın yanında dayanalım, sarsılmayalım! Alleluya!
Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it