Olağan Devre 14. Pazar – B

Litürji

Kutsal Kitab’ın Okunması

07/07/2024 – OLAĞAN DEVRE – 14. Pazar Günü – B

I Okuma Hez 2,2-5 Mezmur 122 II Okuma 2Kor 12,7-10 İncil Mk 6,1-6

Bugünkü metinle havari bize otobiyografik bir haber vermektedir. Aziz Pavlus’un da ona devamlı olarak acı çektiren bir sorunu vardır: “Bana bedende bir diken verildi”. Fakat o, merakımızı geçirtmek için hiçbir şey söylememektedir. Bunun yerinde acı veren bir durumu nasıl yaşadığını bilmek bizi ilgilendirmektedir.

The Holy Land Book by David Roberts (1796–1864)

Her şeyden önce o, acısını “Şeytanın beni yumruklamak için yolladığı bir uşak” olarak görmektedir. O, acıların Allah’tan gelmediğini, İncil’in yayılmasını engellemek için düşmandan geldiğini bilmektedir.

Aziz Pavlus buna her şeyden önce dua ile tepki göstermektedir: “Ondan kurtulmak için Rabbe üç kez yalvardım”. Rab onu dinlemedi, acıyı bıraktı, çünkü Pavlus O’na acıda da hizmet edebilmekte, hatta daha da iyi hizmet edebilmektedir: ”Çünkü gücüm, güçsüzlükte tamamlanır”.Acı çeken öğrenci, hatta İncil’i yayması engellendiğinde bile ümitli ve huzurlu kalırsa, dünyaya Allah’ın gücünün ne kadar güzel ve büyük olduğunun, Rab İsa ile birlik içinde yaşanan bir yaşamın ne kadar çekici ve ne kadar meyve verici olduğunun tanıklığını yapmaktadır,

Bunu anlayan havari artık Rab’den bu acısından kurtarılmasını istememektedir, hatta kendi zayıflığından böbürlenmektedir, bu hastalık veya zulüm, zorluk veya sıkıntı olsun fark etmemektedir. Rab için yapmak istediğimizi yapamadığımızdan dolayı ümitsizliğe kapılabileceğimiz zamanlarda Aziz Pavlus örneği bizim için çok değerlidir.

İsa’nın Kendisi de Allah’ın hükümranlığını müjdelemekte bir “zayıflık” tecrübe etti. O’nun zayıflığı; küçük yaşta tanınmasından, köyün marangozu olarak bilinmesinden, birinin veya ötekinin akrabası olarak bilinmesinden geliyordu.

Bu şekilde O’nu tanıyan, O’nun ağzından Allah’ın Sözünü ve yeni ilahi hayatın yeniliğini kabul etmekte engelleniyordu. Bu bilinme, O’nun tanıdıklarının imanları için bir engel, bir ”skandal” oluyordu.

Bu durum İsa için memleketi olan Nasıra’da mucize yapmasını engelleyen bir zayıflıktı. Fakat bu zayıflık; bir peygamberlik, Allah’ın planının bir parçası oluyordu: “Bir peygamber, kendi memleketinden, yakınlarından ve kendi evinden başka, hiç bir yerde hor görülmez”. Böylece Hezekyel’in peygamberliği de gerçekleşiyordu.

Allah’ın Sözü herkese yönelmektedir, onu dinlemek istemeyenlere de. Yanılan, Söz değil, dinleyicilerdir ki Allah’ın kullandığı aracın görünüşüne bakmaktadırlar. Tersine onların Allah’a açık olmaları gerekirdi, o Allah ki arzularını ve bilgeliğini bize aktarmak için herhangi birinden faydalanabilir. Önce itaatsiz, sonra da merhametten mahrum olan peygamber Yunus’tan bile faydalanmıştı.

Bunun için Mezmur yazarının duasını biz de kullanalım: “Sana doğru kaldırıyorum gözlerimi, göklerde oturan sana doğru! Nasıl bakarsa, tutsakların gözleri efendilerinin eline, …öyle dönüyor gözlerimiz, Allah’ımız Rabbe doğru, bize acıyana dek”.

Daima Allah’ın isteğini aramak istiyoruz: Gerçekten O’nun hikmeti bizimkini aşar, O’nun bizi sevdiği sevgi de bizim kendimizi sevebileceğimizden daha derindir!

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it

Olağan Devre 13.Pazar – B

Litürji

Kutsal Kitab’ın Okunması

30/06/2024 – OLAĞAN DEVRE -13. Pazar Günü – B

1. Okuma Bil 1,13-15;2,23-24 Mezmur 29 2. Okuma 2Kor 8,7.9.13-15 İncil Mk 5,21-43

Papa’nın bağış programına katılma günü!

Aziz Pavlus Korintosluları, Kudüs’teki fakirler yararına topladığı bağışlara sevinçle ve cömertlikle katılmaya çağırmaktadır. Havariler, Pavlus’un fakirleri hatırlamasını rica etmişlerdi ve o da bunu yapacağına söz vermişti. Aradan yıllar geçmiş olmasına rağmen verdiği sözü unutmadı ve işte şimdi bunu yapmaktadır.

Fakir, ama İsa’nın öğretilerini ateşli bir şekilde uygulanan iman kardeşlerine karşı cömert olmanın sebebi Rabbin Kendisinin verdiği örnekte aranmalıdır. Gerçekten de O, “zengin iken sizler için kendini fakir yaptı”.

İki çeşit zenginlik vardır: Maddi zenginlik ve ruhani zenginlik. Maddi zenginlik, dünyanın mallarına bağlı olmadan, kardeşlik sevgimizi yaşamak için ve dolayısıyla ruhani zenginliği tadabilmek için verildi!

Ruhani zenginlik imandır ve Rabbimiz Mesih İsa’ya olan imanımızdan doğan her şeydir. O bize muhteşem zenginlik olan yaşamını verir, bu da kendimizi daima her çeşit kutsama ile dolu hissetmemizi sağlar. Tam bugün biz de tüm Katolik Kilise’nin topladığı bağışlara katılıyoruz, toplanan bağışlar Papa’ya yollanacaktır, böylece o da dünyada muhtaç olan fakirlere episkoposlar aracılığıyla yardım edebilsin. Bizler de cömert olmaya çalışalım, cömertliğimiz Allah tarafından çok ihtiyacımız olan ruhani yardımlarla mükafatlandırılacaktır.

Bugünkü İncil metni İsa’nın insanların ihtiyaçlarına cevap verdiğini göstermektedir. İnsanlar O’na güvenle gitmektedirler ve ihtiyaçlarını değişik şekillerde göstermektedirler.

Yair İsa’nın sevgisine olan güveni sözlerle belirtmektedir, ölmekte olan kızını ziyarete çağırmaktadır. Kanama geçiren kadın ise gizli bir hareketle, Rabbin kıyafetine dokunarak aynı güveni göstermektedir. Her ikisi de başkalarında olmayan bir güven göstermekteler.

Yair’in evinin etrafında toplananlar İsa’yı hor görmekteler.

Kanamalı kadın, alay edilmemek için İsa’ya gizlice dokunmaktadır. Fakat İsa insanların göstereceği tepkiden çekinmiyor: O’nunla alay edenleri kovalıyor ve kadının alay edilme korkusunu aşarak imanını belirtmeye zorluyor.

Böylece anlıyoruz ki, imanda insanların beğenisinin arayışı olmamalıdır. Kadın on iki yıldır acı çekmekte, kız on iki yaşında ölmekte. On iki yıl acıdan sonra ya da ölüme doğru giden bir yaşamdan sonra İsa ile karşılaşma gerçekleşiyor ve dolayısıyla yeni bir yaşam başlıyor. Bu ‘on iki’ uzun yıl bize hiçbir zaman ümidimizi kaybetmememiz gerektiğini göstermekte.

On iki yaşında İsa, açıkça hayatının Baba’ya ait olduğunu göstermişti. Bunu ebeyenlerine o kadar güçlü bir şekilde söylemişti ki onlar cevap veremediler. O andan itibaren İsa’nın hayatı, yani ebeyenleri ve akrabaları ile olan ilişkileri kökten değiştiler, her ne kadar dışta her şey önceki gibi gözüküyor olsa da: Ebeyenlere boyun eğiyordu, fakat bu şekilde Kendinin gökteki Baba’ya itaat etmekte olduğunu bilmekte idi.

İsa kurtuluşumuz için, bencilliğimizin, dolayısıyla şeytanın da etkisinden kurtulmamız için gönderildi: O, sadece O bize yardım edebilir, bu sebepten O’na güvenmeye devam edelim. Allah bizi seviyor ve O’nun sevgisi, aramızdaki Biricik Oğlu İsa’dır.

Ölüm gerçekleştiği için artık yalvarmasının yararsız olduğu söylenen adama İsa şöyle dedi: “Korkma, sadece iman et!”.

Bu davet bize de yönetilmektedir. İman etmeye devam edelim ve bunu yanımızdaki ve uzağımızdaki kardeşlerimizin acılarını paylaşarak gösterelim.

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it

Olağan Devre 12.Pazar – B

Litürji

Kutsal Kitab’ın Okunması

23/06/2024 – OLAĞAN DEVRE -12. Pazar Günü – B

1.Okuma Eyüp 38,1.8-11 Mezmur 106 2.Okuma 2Kor. 5,14-17 İncil Mr. 4,35-41

Rab’bin Eyüp’e yönlendirdiği soru hayret edicidir. Kim denizlere sınır koydu? Kim bu sınırları belirledi ve aşmalarını engelledi? Sen misin yoksa? Senin, doğa üzerinde ne gücün var? Doğanın güçleri de bir yasaya itaat etmez mi?

Jesus lulls a storm – Mark 4:35-41

Bu sorular kendimizi Allah’ın hikmetine emanet etmemiz için yardımcı olmalılardır. Yaşamımızda ve tarihte her şey O’nun eli tarafından yönlendirilir: Bunlara isyan etmek görevimiz değildir, şikayet etmek de görevimiz değildir. Allah’ın izin verdiği veya karar verdiği şey mutlaka iyiliğimiz içindir. Biz O’nun yaptığınıyargılayamayız, çünkü gelecekte ne olabileceğini bilemeyiz. Eyüp’ün sessiz kaldığı sorular bizleri İncil’i dinlemeye hazırlar.

Fırtınalı denizde İsa sakin sakin uyumaktadır. Öğrencileriyle birlikte bizler de bu sakinliğinin, sorumsuz olmasından mı ileri geldiğini kendi kendimize soruyoruz. İsa ise korku içerisindeki öğrencilerini azarlamaktadır ve korkularına şaşırmaktadır. Korku imansızlık işaretidir. Korkuyorsan Allah’ın her şeye kadir olduğuna inanmıyorsun demektir. O, rüzgara ve denize hükmedebilir; bu tehlike durumunu kendi gizemli sebepleri için de kullanabilir, sana veya Kilise’ye veya halka bir fayda getirmek için kullanabilir. İsa daima korkularımızın üzerindedir. İlk önce bizi güvenmeye çağırmak için bütün korkularımıza karşı İsa kalkıyor. O korkmuyor, ben niçin korkayım?

Fırtınada olan denizden geçen kayık, Kilise’nin güzel bir imgesidir. O, daima İsa’nın mevcudiyetine sahiptir, bazen O uyuyormuş veya yokmuş gibi görünse de. Öğrenciler İsa’nın daima yanlarında olduğunu biliyorlar ve bu onlar için yeterli olmalıdır. Kilise dünyada daima değişik yönlerden gelen “rüzgarların” etkisi altında bulunur ve deniz “dalgalarının” onu boğma tehlikesini yaşar: Dünyanın düşünce tarzları ve alışkanlıkları Kilise içine girdiğinde içinde olanlar da, dışındakilerin yaşadığı aynı tehlike içinde olurlar. Ama İsa mevcuttur. O’nun var oluşu barış ve cesaret verir.

O’nun görmediğine ve duymadığına mı inanıyorsun? Kendisinin dinlendiği kayığın durumu ile ilgilenmediğine mi inanıyorsun? O, Babasına güvenmeye devam eder, Babasının her şeyi gördüğünü ve evlatlarının her ihtiyacına, her şeye hikmetiyle yetiştiğini biliyor.

Aziz Pavlus, İsa öldü diyor ve ölümü bizim kurtuluşumuzdur diye ilan ediyor. O, bizim kurtuluşumuz için öldü, o zaman sen de yaşamını ve ölümünü O’na sunarak kendini Baba’ya emanet edemez misin? İsa ile yaşamak, seni yeniden yaratır; o kadar çok yenilik getirebilir ki, yaşamında hiç yapmadıklarını yapmaya başlayabilirsin: “eski şeyler gitti, işte her şey yepyeni oldu”.

İsa ile yaşadığında Baba, senin gözlerinle gördüğün şeylerden daha çok belirgin olur: Bu şeyler geçicidir, ama O sonsuza dek kalır.

İnsani düşünme tarzları yeni düşüncelere yer verir. Yeni düşüncelerde sevgi ve Allah’ın gücü, belirsiz alışkanlıklarımız ve insani davranışlarımızdan daha önemlidir. Şimdi veya gelecek için korkuya kapıldığımda İsa’nın kayıktaki uykusunu hatırlamaktayım. O’nu uyandırmayacağım, yanına yaklaşıp O’nunla birlikte dinleneceğim!

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it