11 EKİM 2022 SALI GÜNÜ DAVETLİSİNİZ!

İstanbul Havarisel Temsilcisi S. E. Massimiliano PALINURO, Türk Papa olarak tanınan Aziz XXIII. Yuhanna Bayramı vesilesi ile Latin Katolik Cemaatini 11 Ekim’de kutlanacak Efkaristiya Ayinine davet etti. II. Vatikan Konsili’nin 60. yıldönümüne denk gelen bayram için kutlanacak ayin saat 18.00’de başlayacak.

“Sevgili dostlar,

11 Ekim Salı günü İstanbul Latin Katolik Kilisesi Cemaati’nin koruyucusu Aziz 23. Yuhanna Bayramı, aynı zamanda İkinci Vatikan Konsili’nin açılışının 60. yıldönümüne denk gelmektedir.

Bu özel vesileyle, sizi saat 18:00’de Kutsal Ruh Katedrali’nde gerçekleşecek olan Kutsal Efkaristiya Ayini’ne katılmaya davet ediyorum.

Ayini Salerno Başepiskoposu Ekselans Mons. Andrea Bellandi yönetecektir.

Ayinin sonunda, Papa 23. Yuhanna’yı tasvir eden bir mozaik 1934-1944 yılları arasında cemaatimize sunduğu hizmetin bir nişanesi olarak kutsanarak katedralin cephesine yerleştirilecektir.

Yeni pastoral yılın başlangıcını Aziz 23. Yuhanna’nın şefaatine emanet edelim.

Sizi Rabbin adıyla kutsuyorum.

+ Massimiliano”

OLAĞAN DEVRE XXVII. CUMA

Ayasofya (Istanbul)
Ayasofya (Istanbul)

İncil: Luka 11, 15-26

Ama içlerinden bazıları, “Cinleri, cinlerin önderi Baalzevul’un gücüyle kovuyor” dediler.

Bazıları ise O’nu denemek amacıyla gökten bir belirti göstermesini istediler. Onların ne düşündüğünü bilen İsa şöyle dedi: “Kendi içinde bölünen ülke yıkılır, kendi içinde bölünen ev çöker. Şeytan da kendi içinde bölünmüşse, onun egemenliği nasıl ayakta kalabilir? Siz, benim Baalzevul’un gücüyle cinleri kovduğumu söylüyorsunuz. Eğer ben cinleri Baalzevul’un gücüyle kovuyorsam, sizin adamlarınız kimin gücüyle kovuyor? Sizi bu durumda kendi adamlarınız yargılayacak. Ama ben cinleri Allah’ın eliyle kovuyorsam, Allah’ın Egemenliği üzerinize gelmiş demektir.

“Tepeden tırnağa silahlanmış güçlü bir adam kendi evini koruduğu sürece, malları güvenlik içinde olur. Ne var ki, ondan daha güçlü biri saldırıp onu alt ettiğinde güvendiği bütün silahları elinden alır ve mallarını yağmalayarak bölüştürür. Benden yana olmayan bana karşıdır, benimle birlikte toplamayan dağıtıyor demektir.

“Kötü ruh insandan çıkınca kurak yerlerde dolanıp huzur arar. Bulamayınca da, ‘Çıktığım eve, kendi evime döneyim’ der. Eve gelince orayı süpürülmüş, düzeltilmiş bulur. Bunun üzerine gider, kendisinden kötü yedi ruh daha alır ve eve girip yerleşirler. Böylece o kişinin son durumu ilkinden beter olur.”

OLAĞAN DEVRE XXVII. PERŞEMBE

İncil: Luka 11,5-13

Sonra şöyle dedi: “Sizlerden birinin bir arkadaşı olur da gece yarısı ona gidip, ‘Arkadaş, bana üç ekmek ödünç ver. Bir arkadaşım yoldan geldi, önüne koyacak bir şeyim yok’ derse, öbürü içerden, ‘Beni rahatsız etme! Kapı kilitli, çocuklarım da yanımda yatıyor. Kalkıp sana bir şey veremem’ der mi hiç?

Size şunu söyleyeyim, arkadaşlık gereği kalkıp ona istediğini vermese bile, adamın yüzsüzlüğünden ötürü kalkar, ihtiyacı neyse ona verir.  “Ben size şunu söyleyeyim: Dileyin, size verilecek; arayın, bulacaksınız; kapıyı çalın, size açılacaktır. Çünkü her dileyen alır, arayan bulur, kapı çalana açılır.

“Aranızda hangi baba, ekmek isteyen oğluna taş verir? Ya da balık isterse balık yerine yılan verir? Ya da yumurta isterse ona akrep verir?

Sizler kötü yürekli olduğunuz halde çocuklarınıza güzel armağanlar vermeyi biliyorsanız, gökteki Baba’nın, kendisinden dileyenlere Kutsal Ruh’u vereceği çok daha kesin değil mi?”

OLAĞAN DEVRE XXVII. ÇARŞAMBA

İncil: Luka 11, 1-4

İsa bir yerde dua ediyordu. Duasını bitirince öğrencilerinden biri, “Ya Rab”dedi, “Yahya’nın kendi öğrencilerine öğrettiği gibi sen de bize dua etmesini öğret.” İsa onlara, “Dua ederken şöyle söyleyin” dedi:

“Baba, adın kutsal kılınsın.

Egemenliğin gelsin.

Her gün bize gündelik ekmeğimizi ver.

Günahlarımızı bağışla.

Çünkü biz de bize karşı suç işleyen herkesi bağışlıyoruz.

Ayartılmamıza izin verme.”

OLAĞAN DEVRE XXVII. SALI

İncil: Luka 10, 38-42

İsa, öğrencileriyle birlikte yola devam edip bir köye girdi. Marta adında bir kadın İsa’yı evinde konuk etti. Marta’nın Meryem adındaki kızkardeşi, Rab’bin ayakları dibine oturmuş O’nun konuşmasını dinliyordu. Marta ise işlerinin çokluğundan ötürü telaş içindeydi. İsa’nın yanına

gelerek, “Ya Rab” dedi, “Kardeşimin beni hizmet işlerinde yalnız bırakmasına aldırmıyor musun? Ona söyle de bana yardım etsin.”

Rab ona şu karşılığı verdi: “Marta, Marta, sen çok şey için kaygılanıp telaşlanıyorsun.

Oysa gerekli olan tek bir şey vardır. Meryem iyi olanı seçti ve bu kendisinden alınmayacak.”

OLAĞAN XXVII. PAZARTESİ

İncil: Luka 10, 25-37

Bir Kutsal Yasa uzmanı İsa’yı denemek amacıyla gelip şöyle dedi: “Öğretmenim, sonsuz yaşamı miras almak için ne yapmalıyım?”

İsa ona, “Kutsal Yasa’da ne yazılmıştır?” diye sordu. “Orada ne okuyorsun?”

Adam şöyle karşılık verdi: “Allah’ın Rab’bi bütün yüreğinle, bütün canınla, bütün gücünle ve bütün aklınla seveceksin. Komşunu da kendin gibi seveceksin.”

İsa ona, “Doğru yanıt verdin” dedi. “Bunu yap ve yaşayacaksın.”

Oysa adam kendini haklı çıkarmak isteyerek İsa’ya, “Peki, komşum kim?”dedi.

İsa şöyle yanıt verdi: “Adamın biri Yeruşalim’den Eriha’ya inerken haydutların eline düştü. Onu soyup dövdüler, yarı ölü bırakıp gittiler.

Bir rastlantı olarak o yoldan bir kâhin geçiyordu. Adamı görünce yolun öbür yanından geçip gitti. Bir Levili de oraya varıp adamı görünce aynı şekilde geçip gitti. O yoldan geçen bir Samiriyeli ise adamın bulunduğu yere gelip onu görünce, yüreği sızladı. Adamın yanına gitti, yaralarının üzerine yağla şarap dökerek sardı. Sonra adamı kendi hayvanına bindirip hana götürdü, onunla ilgilendi. Ertesi gün iki dinar çıkararak hancıya verdi. ‘Ona iyi bak’ dedi, ‘Bundan fazla ne harcarsan, dönüşümde sana öderim.’

“Sence bu üç kişiden hangisi haydutlar arasına düşen adama komşu gibi davrandı?”

Yasa uzmanı, “Ona acıyıp yardım eden” dedi.

İsa, “Git, sen de öyle yap” dedi.

OLAĞAN DEVRE XXVII. PAZAR

C Yılı: Luka 17, 5-10

Elçiler Rab’be, “İmanımızı artır!” dediler. Rab şöyle dedi: “Bir hardal tanesi kadar imanınız olsa, şu dut ağacına, ‘Kökünden sökül ve denizin içine dikil’ dersiniz, o da sözünüzü dinler. “Hanginizin çift süren ya da çobanlık eden bir kölesi olur da, tarladan dönüşünde ona, ‘Çabuk gel, sofraya otur’ der? Tersine ona, ‘Yemeğimi hazırla, kuşağını bağla, ben yiyip içerken bana

hizmet et. Sonra sen yiyip içersin’ demez mi? Verdiği buyrukları yerine getirdi diye köleye teşekkür eder mi? Siz de böylece, size verilen buyrukların hepsini yerine getirdikten sonra,

‘Biz değersiz kullarız; sadece yapmamız gerekeni yaptık’ deyin.”

OLAĞAN DEVRE XXVI. CUMARTESİ

LUKA 10, 17-24

İncil: Luka 10, 17-24

O gün akşam olunca öğrencilerine, “Karşı yakaya geçelim” dedi. Öğrenciler kalabalığı geride bırakarak İsa’yı, içinde bulunduğu tekneyle götürdüler. Yanında başka tekneler de vardı. Bu sırada büyük bir fırtına koptu. Dalgalar tekneye öyle bindirdi ki, tekne neredeyse suyla dolmuştu. İsa, teknenin kıç tarafında bir yastığa yaslanmış uyuyordu. Öğrenciler O’nu uyandırıp, “Öğretmenimiz, öleceğiz! Hiç aldırmıyor musun?” dediler.

İsa kalkıp rüzgârı azarladı, göle, “Sus, sakin ol!” dedi. Rüzgâr dindi, ortalık sütliman oldu.

İsa öğrencilerine, “Neden korkuyorsunuz? Hâlâ imanınız yok mu?” dedi. Onlar ise büyük korku içinde birbirlerine, “Bu adam kim ki, rüzgâr da göl de O’nun sözünü dinliyor?” dediler.

OLAĞAN DEVRE XXVI. CUMA

İncil:  Luka 10, 13-16

“Vay haline, ey Horazin! Vay haline, ey Beytsayda! Sizlerde yapılan mucizeler Sur ve Sayda’da yapılmış olsaydı, çoktan çul kuşanıp kül içinde oturarak tövbe etmiş olurlardı. Ama yargı günü sizin haliniz Sur ve Sayda’nın halinden beter olacaktır. Ya sen, ey Kefarnahum, göğe mi çıkarılacaksın? Hayır, ölüler diyarına indirileceksin!

“Sizi dinleyen beni dinlemiş olur, sizi reddeden beni reddetmiş olur. Beni reddeden de beni göndereni reddetmiş olur.”