Bekleyiş Devresi 1. Perşembe

İncil: Matta 7, 21. 24-27
“Bana, ‘Ya Rab, ya Rab!’ diye seslenen herkes Göklerin Egemenliği’ne girmeyecek. Ancak
göklerdeki Babam’ın isteğini yerine getiren girecektir. “İşte bu sözlerimi duyup uygulayan
herkes, evini kaya üzerine kuran akıllı adama benzer. Yağmur yağar, seller basar, yeller eser,
eve saldırır; ama ev yıkılmaz. Çünkü kaya üzerine kurulmuştur. Bu sözlerimi duyup da
uygulamayan herkes, evini kum üzerine kuran budala adama benzer. Yağmur yağar, seller
basar, yeller eser, evi sarsar. Ev yıkılır; yıkılışı da korkunç olur.”

Bekleyiş Devresi I. Çarşamba

İncil: Matta 15, 29-37
İsa oradan ayrıldı, Celile Gölü’nün kıyısından geçerek dağa çıkıp oturdu. Yanına büyük bir
kalabalık geldi. Beraberlerinde kötürüm, kör, çolak, dilsiz ve daha birçok hasta getirdiler.
Hastaları O’nun ayaklarının dibine bıraktılar. O da onları iyileştirdi. Halk, dilsizlerin
konuştuğunu, çolakların iyileştiğini, körlerin gördüğünü, kötürümlerin yürüdüğünü görünce
şaştı ve İsrail’in Allah’ı’nı yüceltti. İsa öğrencilerini yanına çağırıp, “Halka acıyorum” dedi.
“Üç gündür yanımdalar, yiyecek hiçbir şeyleri yok. Onları aç aç evlerine göndermek
istemiyorum, yolda bayılabilirler.”
Öğrenciler kendisine, “Böyle ıssız bir yerde bu kadar kalabalığı doyuracak ekmeği nereden
bulalım?” dediler.
İsa, “Kaç ekmeğiniz var?” diye sordu.
“Yedi ekmekle birkaç küçük balığımız var” dediler.
Bunun üzerine İsa, halka yere oturmalarını buyurdu. Yedi ekmekle balıkları aldı, şükredip
bunları böldü, öğrencilerine verdi. Onlar da halka dağıttılar. Herkes yiyip doydu. Artakalan
parçalardan yedi küfe dolusu topladılar.

Msgr. Massimiliano ile Episkoposlar Sinodu röportajı


Mons. Massimiliano ile Sinod röportajı

İndir

Röportajı yapan: Anita Intiba M. Id.

Sr Bendita Diez SSVM’nin yardımıyla

Fotoğraflar: © Vatican Medya

2021’den 2024’e kadar süren bu dört yıllık sinod çalışması hakkında ne düşünüyorsunuz?

Kısa bir süre önce sona eren Sinod’un ilerleyişi özel bir şekilde gerçekleşti. Normalde bir Sinod sınırlı bir süre içinde ve sadece episkoposların katılımı ile gerçekleşirken, bu Sinod yerel veya episkoposluk aşaması, ardından daha geniş, ulusal ve kıta aşamalarının yapılması ile hazırlandı; ve en sonunda da bir yerine iki genel kurul yapıldı ve bunlara ruhbanlarla birlikte adanmış olmayan kişiler (laikler) de katıldı.

Aslında her yerel Kilise, kendi kültürel bağlamı tarafından şekillenir. Bu nedenle Afrika’daki episkoposların Güney Amerika, Avrupa ya da Uzak Doğu’dakilerden farklı görüş ve bakış açılarına sahip olmaları normaldir. Kilise sosyal ve kültürel bir bağlamda yaşar ve kaçınılmaz olarak bu bağlamdan etkilenir. Bununla birlikte, Kutsal Ruh çok sesliliği yeniden ahenkli hale getirmiştir: Pentekost gününde gerçekleşen mucize yenilenmiştir. Kutsal Ruh sayesinde, farklı dilleri konuşan, uzak kültürlerden gelen insanlar bile birbirlerini hoş karşılayabilir, birbirlerini sevebilir, birbirlerine saygı duyabilir ve kendilerininkinden farklı olsa bile birbirlerinin bakış açısını benimseyebilirler.

Nihai belge, henüz başlamış olan sinodal sürecin ilerleyebilmesi için somut yönergeler vermeyi amaçlamaktadır. Bu Sinod bir varış noktası olarak değil, bir başlangıç noktası olarak değerlendirilmelidir, çünkü yerel danışma aşamasında ortaya atılan birçok soruya yanıt vermemiş, ancak sinodal bir Kilise olarak birlikte yürümeyi öğrenmek için elimize bir çalışma yöntemi vermiştir. Nihai belgede yer alan somut yönergeler, bir cemaatin, bir episkoposluk bölgesinin, bir Episkoposluk Konferansının ve tüm Kilise’nin olağan yaşamında sinodal tarzı teşvik etmeyi amaçlamaktadır. Kilise’nin yaşamının tek bir kişi ya da küçük bir grup tarafından belirlenmesi mümkün değildir. Bir topluluğun ya da evrensel Kilise’nin büyük ya da küçük seçimleri, herkesi dahil etmeyi ve güçlendirmeyi amaçlayan bir topluluk anlayışının meyvesi olmalıdır.

Ailelere gelinrsek, nihai belgenin 35. Maddesinde sözü edilen ‘Evdeki Kilise’ hakkında ne düşünüyorsunuz?

Tanrı’nın çocuklarından oluşan bir aile olarak Kilise teması, geçen yıldan bu yana toplantıda yaptığım konuşmalarda tartışmaya ve nihai belgeye dahil edilmesini istediğim bir konudur. Sinodal Kilise’nin yüzünü tanımlayan en etkili simge, Tanrı’nın evlatlarının ailesidir. Bu ailede, yetim olan herkes, yalnızlık dramı yaşayan herkes kendi evini bulabilmelidir. Kilise kendisini Tanrı’nın çocuklarının ailesi olarak göstermelidir. Bu amaçla Kilise, müjdeleme özneleri olarak ailelerin rolünü yeniden keşfetmelidir. Bu da vurgulamaya çalıştığımız bir diğer önemli temadır. Aileler Kilise’nin yaşamına yeri doldurulamaz bir katkıda bulunabilirler, Kilise’nin kendisinin bir aile olmasına yardımcı olmalıdırlar.

Laik kişilerin müjdeleme ve hizmet çalışmalarına katılımı hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Laiklerin müjdelemeye aktif katılımı tüm Sinod’un ana temasını oluşturmaktadır. Sinod’un teması birlik, katılım ve görevdir: müjdeleme görevi açısından Kilise’nin tüm üyelerinin katılımını teşvik etmek için kardeşçe birlik. Konsil’den altmış yıl sonra, Kilise’nin birçok bölgesinde laik kişiler, kısmen belki de istemedikleri için, kısmen de müjdelemenin sadece rahiplerin ve kutsanmış kişilerin ayrıcalığı olduğu fikrine dayanan ruhbanlık nedeniyle, hala müjdelemenin aktif bir parçası olduklarını hissetmemeleri büyük bir dramdır. Laikler kendilerini aktif bir rolde hissetmelidir.