OLAĞAN DEVRE XII. ÇARŞAMBA

İncil: Matta 7, 15-20

“Sahte peygamberlerden sakının! Onlar size kuzu postuna bürünerek yaklaşırlar, ama özde yırtıcı kurtlardır. Onları meyvelerinden tanıyacaksınız. Dikenli bitkilerden üzüm,

devedikenlerinden incir toplanabilir mi? Bunun gibi, her iyi ağaç iyi meyve verir, kötü ağaç ise kötü meyve verir. İyi ağaç kötü meyve, kötü ağaç da iyi meyve veremez. İyi meyve vermeyen her ağaç kesilip ateşe atılır. Böylece sahte peygamberleri meyvelerinden tanıyacaksınız.

OLAĞAN DEVRE XII. SALI

İncil: Matta 7, 6. 12-14

“Kutsal olanı köpeklere vermeyin. İncilerinizi domuzların önüne atmayın. Yoksa bunları ayaklarıyla çiğnedikten sonra dönüp sizi parçalayabilirler.” “İnsanların size nasıl davranmasını istiyorsanız, siz de onlara öyle davranın. Çünkü Kutsal Yasa’nın ve peygamberlerin söylediği budur.”

“Dar kapıdan girin. Çünkü yıkıma götüren kapı geniş ve yol enlidir. Bu kapıdan girenler çoktur. Oysa yaşama götüren kapı dar, yol da çetindir. Bu yolu bulanlar azdır.”

OLAĞAN DEVRE XII. PAZARTESİ

İncil: Matta 7, 1-5

“Başkasını yargılamayın ki, siz de yargılanmayasınız. Çünkü nasıl yargılarsanız öyle yargılanacaksınız. Hangi ölçekle verirseniz, aynı ölçekle alacaksınız. Sen neden kardeşinin gözündeki çöpü görürsün de kendi gözündeki merteği fark etmezsin? Kendi gözünde mertek varken kardeşine nasıl, ‘İzin ver, gözündeki çöpü çıkarayım’ dersin? Seni ikiyüzlü! Önce kendi gözündeki merteği çıkar, o zaman kardeşinin gözündeki çöpü çıkarmak için daha iyi görürsün.

MESİH İSA’NIN BEDENİ VE KANI BAYRAMI

CORPUS CHRİSTİ

EFKARİSTİYA BAYRAMI

C: Luka 9, 11-17

Bunu öğrenen halk O’nun ardından gitti. İsa onları ilgiyle karşıladı, kendilerine Allah’ın Egemenliği’nden söz etti ve şifaya ihtiyacı olanları iyileştirdi. Günbatımına doğru Onikiler gelip O’na, “Halkı salıver de çevredeki köylere ve çiftliklere gidip kendilerine barınak ve yiyecek bulsunlar. Çünkü ıssız bir yerdeyiz” dediler.

İsa, “Onlara siz yiyecek verin” dedi.

“Beş ekmekle iki balıktan başka bir şeyimiz yok” dediler. “Yoksa bunca halk için yiyecek almaya biz mi gidelim?”

Orada yaklaşık beş bin erkek vardı. Öğrenciler öyle yapıp herkesi yere oturttular. İsa, beş ekmekle iki balığı aldı, gözlerini göğe kaldırarak şükretti; sonra bunları böldü ve halka dağıtmaları için öğrencilerine verdi. Herkes yiyip doydu. Artakalan parçalardan on iki sepet dolusu toplandı.

OLAĞAN DEVRE XI. CUMARTESİ

İncil: Matta 6, 24-34

“Hiç kimse iki efendiye kulluk edemez. Ya birinden nefret edip öbürünü sever, ya da birine bağlanıp öbürünü hor görür. Siz hem Allah’a, hem de paraya kulluk edemezsiniz.”

“Bu nedenle size şunu söylüyorum: ‘Ne yiyip ne içeceğiz?’ diye canınız için, ‘Ne giyeceğiz?’ diye bedeniniz için kaygılanmayın. Can yiyecekten, beden de giyecekten daha önemli değil mi? Gökte uçan kuşlara bakın! Ne eker, ne biçer, ne de ambarlarda yiyecek biriktirirler. Göksel Babanız yine de onları doyurur. Siz onlardan çok daha değerli değil misiniz?

Hangi biriniz kaygılanmakla ömrünü bir anlık uzatabilir? Giyecek konusunda neden kaygılanıyorsunuz? Kır zambaklarının nasıl büyüdüğüne bakın! Ne çalışırlar, ne de iplik eğirirler. Ama size şunu söyleyeyim, bütün görkemine karşın Süleyman bile bunlardan biri gibi giyinmiş değildi. Bugün var olup yarın ocağa atılacak olan kır otunu böyle giydiren

Allah’ın sizi de giydireceği çok daha kesin değil mi, ey kıt imanlılar? “Öyleyse, ‘Ne yiyeceğiz?’ ‘Ne içeceğiz?’ ya da ‘Ne giyeceğiz?’ diyerek kaygılanmayın. Uluslar hep bu şeylerin peşinden giderler. Oysa göksel Babanız bütün bunlara gereksinmeniz olduğunu bilir.

Siz öncelikle O’nun egemenliğinin ve doğruluğunun ardından gidin, o zaman size bütün bunlar da verilecektir. O halde yarın için kaygılanmayın. Yarının kaygısı yarının olsun. Her günün derdi kendine yeter.”

OLAĞAN DEVRE XI. CUMA

İncil: Matta 6, 19-23

“Yeryüzünde kendinize hazineler biriktirmeyin. Burada güve ve pas onları yiyip bitirir, hırsızlar da girip çalarlar. Bunun yerine kendinize gökte hazineler biriktirin. Orada ne güve ne pas onları yiyip bitirir, ne de hırsızlar girip çalar. Hazineniz neredeyse, yüreğiniz de orada olacaktır. “Bedenin ışığı gözdür. Gözünüz sağlamsa, bütün bedeniniz aydınlık olur. Gözünüz bozuksa, bütün bedeniniz karanlık olur. Buna göre, içinizdeki ‘ışık’ karanlıksa, ne korkunçtur o karanlık!

OLAĞAN DEVRE XI. PERŞEMBE

İncil: Matta 6, 7-15

Ama siz dua edeceğiniz zaman iç odanıza çekilip kapıyı örtün ve gizlide olan Babanız’a dua edin. Gizlilik içinde yapılanı gören Babanız sizi ödüllendirecektir. Dua ettiğinizde, putperestler gibi boş sözler tekrarlayıp durmayın. Onlar söz kalabalığıyla seslerini duyurabileceklerini sanırlar. Siz onlara benzemeyin! Çünkü Babanız nelere gereksinmeniz olduğunu siz daha O’ndan dilemeden önce bilir.

“Bunun için siz şöyle dua edin:

‘Göklerdeki Babamız,

Adın kutsal kılınsın.

Egemenliğin gelsin.

Gökte olduğu gibi, yeryüzünde de

Senin istediğin olsun.

Bugün bize gündelik ekmeğimizi ver.

Bize karşı suç işleyenleri bağışladığımız gibi,

Sen de bizim suçlarımızı bağışla.

Ayartılmamıza izin verme.

Bizi kötü olandan kurtar.

Çünkü egemenlik, güç ve yücelik

Sonsuzlara dek senindir! Amin’.

“Başkalarının suçlarını bağışlarsanız, göksel Babanız da sizin suçlarınızı bağışlar. Ama siz başkalarının suçlarını bağışlamazsanız, Babanız da sizin suçlarınızı bağışlamaz.”

OLAĞAN DEVRE XI. ÇARŞAMBA

İncil: Matta 6, 1-6.16-18

“Doğruluğunuzu insanların gözü önünde gösteriş amacıyla sergilemekten kaçının. Yoksa göklerdeki Babanız’dan ödül alamazsınız.  “Bu nedenle, birisine sadaka verirken bunu borazan çaldırarak ilan etmeyin. İkiyüzlüler, insanların övgüsünü kazanmak için havralarda ve sokaklarda böyle yaparlar. Size doğrusunu söyleyeyim, onlar ödüllerini

almışlardır. Siz sadaka verirken, sol eliniz sağ elinizin ne yaptığını bilmesin. Öyle ki, verdiğiniz sadaka gizli kalsın. Gizlice yapılanı gören Babanız sizi ödüllendirecektir.”

“Dua ettiğiniz zaman ikiyüzlüler gibi olmayın. Onlar, herkes kendilerini görsün diye havralarda ve caddelerin köşe başlarında dikilip dua etmekten zevk alırlar. Size doğrusunu söyleyeyim, onlar ödüllerini almışlardır. Ama siz dua edeceğiniz zaman iç odanıza çekilip kapıyı örtün ve gizlide olan Babanız’a dua edin. Gizlilik içinde yapılanı gören Babanız sizi ödüllendirecektir.

“Oru* tuttuğunuz zaman, ikiyüzlüler gibi surat asmayın. Onlar oruç tuttuklarını insanlara belli etmek için kendilerine perişan bir görünüm verirler. Size doğrusunu söyleyeyim, onlar ödüllerini almışlardır. Siz oruç tuttuğunuz zaman, başınıza yağ sürüp yüzünüzü yıkayın. Öyle ki, insanlara değil, gizlide olan Babanız’a oruçlu görünesiniz.

Gizlilik içinde yapılanı gören Babanız sizi ödüllendirecektir.”

OLAĞAN DEVRE XI. SALI

İncil: Matta 5, 43-48

“‘Komşunu seveceksin, düşmanından nefret edeceksin’ dendiğini duydunuz. Ama ben size diyorum ki, düşmanlarınızı sevin, size zulmedenler için dua edin. Öyle ki, göklerdeki Babanız’ın oğulları olasınız. Çünkü O, güneşini hem kötülerin hem iyilerin üzerine doğdurur; yağmurunu hem doğruların hem eğrilerin üzerine yağdırır. Eğer yalnız sizi sevenleri severseniz, ne ödülünüz olur? Vergi görevlileri de öyle yapmıyor mu? Yalnız kardeşlerinize selam verirseniz, fazladan ne yapmış olursunuz? Putperestler de öyle yapmıyor mu? Bu nedenle, göksel Babanız yetkin olduğu gibi, siz de yetkin olun.”

KUTSAL ÜÇLÜ BİRLİK BAYRAMI

C: Yuhanna 16, 13-15

Ne var ki O, yani Gerçeğin Ruhu gelince, sizi tüm gerçeğe yöneltecek. Çünkü kendiliğinden konuşmayacak, yalnız duyduklarını söyleyecek ve gelecekte olacakları size bildirecek. O beni yüceltecek. Çünkü benim olandan alıp size bildirecek. Baba’nın nesi varsa benimdir. ‘Benim olandan alıp size bildirecek’ dememin nedeni budur.

OLAĞAN DEVRE X. CUMARTESİ

İncil: Matta 5, 33-37

“Yine atalarımıza, ‘Yalan yere ant içmeyeceksin, ama Rab’bin önünde içtiğin antları yerine getireceksin’ dendiğini duydunuz. Oysa ben size diyorum ki, hiç ant içmeyin: Ne gök üzerine, çünkü orası Tanrı’nın tahtıdır; ne yer üzerine, çünkü orası O’nun ayak taburesidir; ne de Yeruşalim üzerine, çünkü orası Büyük Kral’ın kentidir. Başınızın üzerine de ant içmeyin. Çünkü saçınızın tek telini ak ya da kara edemezsiniz. ‘Evet’iniz evet, ‘hayır’ınız hayır olsun. Bundan fazlası Şeytan’dandır.

OLAĞAN DEVRE X. CUMA

İncil: Matta 5, 27-32

“‘Zina etmeyeceksin’ dendiğini duydunuz. Ama ben size diyorum ki, bir kadına şehvetle bakan her adam, yüreğinde o kadınla zina etmiş olur. Eğer sağ gözün günah işlemene neden olursa, onu çıkar at. Çünkü vücudunun bir üyesinin yok olması, bütün vücudunun cehenneme atılmasından iyidir. Eğer sağ elin günah işlemene neden olursa, onu kes at. Çünkü vücudunun bir üyesinin yok olması, bütün vücudunun cehenneme gitmesinden iyidir. “‘Kim karısını boşarsa ona boşanma belgesi versin’ denmiştir. Ama ben size diyorum ki, karısını fuhuş dışında bir nedenle boşayan onu zinaya itmiş olur. Boşanmış bir kadınla evlenen de zina etmiş olur.”

OLAĞAN DEVRE X. PERŞEMBE

Matta 5, 17-19

Size şunu söyleyeyim: Doğruluğunuz din bilginleriyle Ferisiler’inkini aşmadıkça, Göklerin Egemenliği’ne asla giremezsiniz!”

“Atalarımıza, ‘Adam öldürmeyeceksin. Öldüren yargılanacak’ dendiğini duydunuz.

Ama ben size diyorum ki, kardeşine öfkelenen herkes yargılanacaktır. Kim kardeşine aşağılayıcı bir söz söylerse, Yüksek Kurul’da yargılanacaktır. Kim kardeşine ahmak derse, cehennem ateşini hak edecektir. Bu yüzden, sunakta adak sunarken kardeşinin sana karşı bir şikâyeti olduğunu anımsarsan, adağını orada, sunağın önünde bırak, git önce kardeşinle barış; sonra gelip adağını sun. Senden davacı olanla daha yoldayken çabucak anlaş. Yoksa o seni yargıca, yargıç da gardiyana teslim edebilir; sonunda da hapse atılabilirsin. Sana doğrusunu söyleyeyim, borcunun son kuruşunu ödemeden oradan asla çıkamazsın.”

OLAĞAN DEVRE X. ÇARŞAMBA

İncil: Matta 5, 17-19

“Kutsal Yasa’yı ya da peygamberlerin sözlerini geçersiz kılmak için geldiğimi sanmayın. Ben geçersiz kılmaya değil, tamamlamaya geldim. Size doğrusunu söyleyeyim, yer ve gök ortadan kalkmadan, her şey gerçekleşmeden, Kutsal Yasa’dan ufacık bir harf ya da bir nokta bile yok olmayacak. Bu nedenle, bu buyrukların en küçüğünden birini kim çiğner ve başkalarına öyle öğretirse, Göklerin Egemenliği’nde en küçük sayılacak. Ama bu buyrukları kim yerine getirir ve başkalarına öğretirse, Göklerin Egemenliği’nde büyük sayılacak.

OLAĞAN DEVRE X. SALI

İncil: Matta 5, 13-16

“Yeryüzünün tuzu sizsiniz. Ama tuz tadını yitirirse, bir daha ona nasıl tuz tadı verilebilir? Artık dışarı atılıp ayak altında çiğnenmekten başka işe yaramaz. “Dünyanın ışığı sizsiniz. Tepeye kurulan kent gizlenemez. Kimse kandil yakıp tahıl ölçeğinin altına koymaz. Tersine, kandilliğe koyar; evdekilerin hepsine ışık sağlar. Sizin ışığınız insanların önünde öyle parlasın ki, iyi işlerinizi görerek göklerdeki Babanız’ı yüceltsinler!”

OLAĞAN DEVRE X. PAZARTESİ

İncil: Matta 5, 1-12

İsa kalabalıkları görünce dağa çıktı. Oturunca öğrencileri yanına geldi.

İsa konuşmaya başlayıp onlara şunları öğretti:

“Ne mutlu ruhta yoksul olanlara!

Çünkü Göklerin Egemenliği onlarındır.

Ne mutlu yaslı olanlara!

Çünkü onlar teselli edilecekler.

Ne mutlu yumuşak huylu olanlara!

Çünkü onlar yeryüzünü miras alacaklar.

Ne mutlu doğruluğa acıkıp susayanlara!

Çünkü onlar doyurulacaklar.

Ne mutlu merhametli olanlara!

Çünkü onlar merhamet bulacaklar.

Ne mutlu yüreği temiz olanlara!

Çünkü onlar Allah’ı görecekler.

Ne mutlu barışı sağlayanlara!

Çünkü onlara Allah oğulları denecek.

Ne mutlu doğruluk uğruna zulüm görenlere!

Çünkü Göklerin Egemenliği onlarındır.

“Benim yüzümden insanlar size sövüp zulmettikleri, yalan yere size karşı her türlü kötü sözü söyledikleri zaman ne mutlu size!

Sevinin, sevinçle coşun! Çünkü göklerdeki ödülünüz büyüktür. Sizden önce yaşayan peygamberlere de böyle zulmettiler.”

PENTEKOST BAYRAMI

C:  Yuhanna 14, 15-16; 23-26

“Beni seviyorsanız, buyruklarımı yerine getirirsiniz. Ben de Baba’dan dileyeceğim. O sonsuza dek sizinle birlikte olsun diye size başka bir Yardımcı, Gerçeğin Ruhu’nu verecek. İsa ona şu karşılığı verdi: “Beni seven sözüme uyar, Babam da onu sever. Biz de ona gelir, onunla birlikte yaşarız. Beni sevmeyen, sözlerime uymaz. İşittiğiniz söz benim değil, beni gönderen Baba’nındır. “Ben daha aranızdayken size bunları söyledim. Ama Baba’nın benim adımla göndereceği Yardımcı, Kutsal Ruh, size her şeyi öğretecek, bütün söylediklerimi size hatırlatacak.

PASKALYA VII. CUMARTESİ

İncil: Yuhanna 21, 20-25

Petrus arkasına döndü, İsa’nın sevdiği öğrencinin kendilerini izlediğini gördü. Bu öğrenci, akşam yemeğinde İsa’nın göğsüne yaslanan ve, “Ya Rab, sana kim ihanet edecek?” diye soran öğrencidir. Petrus onu görünce İsa’ya, “Ya Rab, ya bu ne olacak?” diye sordu. İsa, “Ben gelinceye dek onun yaşamasını istiyorsam, bundan sana ne?”

dedi. “Sen ardımdan gel!” Bu yüzden kardeşler arasında o öğrencinin ölmeyeceğine dair bir söylenti çıktı. Ama İsa Petrus’a, “O ölmeyecek” dememişti. Sadece, “Ben gelinceye dek

onun yaşamasını istiyorsam, bundan sana ne?” demişti. Bütün bunlara tanıklık eden ve bunları yazan öğrenci budur. Onun tanıklığının doğru olduğunu biliyoruz. İsa’nın yaptığı daha başka çok şey vardır. Bunlar tek tek yazılsaydı, sanırım yazılan kitaplar dünyaya sığmazdı.

PASKALYA DEVRESİ VII. CUMA

İncil: Yuhanna 21, 15-19

Yemekten sonra İsa, Simun Petrus’a, “Yuhanna oğlu Simun, beni bunlardan daha çok seviyor musun?” diye sordu. Petrus, “Evet, ya Rab” dedi, “Seni sevdiğimi bilirsin.”

İsa ona, “Kuzularımı otlat” dedi.

İkinci kez yine ona, “Yuhanna oğlu Simun, beni seviyor musun?” diye sordu. O da, “Evet, ya Rab, seni sevdiğimi bilirsin” dedi.

İsa ona, “Koyunlarımı güt” dedi.

Üçüncü kez ona, “Yuhanna oğlu Simun, beni seviyor musun?” diye sordu. Petrus kendisine üçüncü kez, “Beni seviyor musun?” diye sormasına üzüldü. “Ya Rab, sen her şeyi bilirsin, seni sevdiğimi de bilirsin” dedi.

İsa ona, “Koyunlarımı otlat” dedi.

“Sana doğrusunu söyleyeyim, gençliğinde kendi kuşağını kendin bağlar, istediğin yere giderdin. Ama yaşlanınca ellerini uzatacaksın, başkası seni bağlayacak ve istemediğin yere götürecek.”

Bunu, Allah’ı ne tür bir ölümle yücelteceğini belirtmek için söyledi. Sonra ona, “Ardımdan gel” dedi.

PASKALYA DEVRESİ VII. PERŞEMBE

İncil: Yuhanna 17, 20-26

Yalnız onlar için değil, onların sözüyle bana iman edenler için de istekte bulunuyorum, hepsi bir olsunlar. Baba, senin bende olduğun ve benim sende olduğum gibi, onlar da bizde olsunlar. Dünya da beni senin gönderdiğine iman etsin. Bana verdiğin yüceliği onlara verdim. Öyle ki, bizim bir olduğumuz gibi bir olsunlar. Ben onlarda, sen bende olmak üzere tam bir birlik içinde bulunsunlar ki, dünya beni senin gönderdiğini, beni sevdiğin gibi onları da sevdiğini anlasın. Baba, bana verdiklerinin de bulunduğum yerde benimle birlikte olmalarını

ve benim yüceliğimi, bana verdiğin yüceliği görmelerini istiyorum. Çünkü dünyanın kuruluşundan önce sen beni sevdin. Adil Baba, dünya seni tanımıyor, ama ben seni tanıyorum. Bunlar da beni senin gönderdiğini biliyorlar. Bana beslediğin sevgi onlarda olsun, ben de onlarda olayım diye senin adını onlara bildirdim ve bildirmeye devam edeceğim.”

PASKALYA DEVRESİ VII. ÇARŞAMBA

İncil: Yuhanna 6, 35-40

İsa, “Yaşam ekmeği Ben’im. Bana gelen asla acıkmaz, bana iman eden hiçbir zaman susamaz” dedi.

“Ama ben size dedim ki, ‘Beni gördünüz, yine de iman etmiyorsunuz.’ Baba’nın bana verdiklerinin hepsi bana gelecek ve bana geleni asla kovmam. Çünkü kendi isteğimi değil, beni gönderenin isteğini yerine getirmek için gökten indim. Beni gönderenin isteği, bana verdiklerinden hiçbirini yitirmemem, son gün hepsini diriltmemdir. Çünkü Babam’ın isteği, Oğul’u gören ve O’na iman eden herkesin sonsuz yaşama kavuşmasıdır. Ben de böylelerini son günde dirilteceğim.”

BAKİRE MERYEM’İN ELİZABET’İ ZİYARETİ

31 MAYIS

İncil: Luka 1: 39-56

O günlerde Meryem kalkıp aceleyle Yahuda’nın dağlık bölgesindeki bir kente gitti. Zekeriya’nın evine girip Elizabet’i selamladı. Elizabet Meryem’in selamını duyunca rahmindeki çocuk hopladı. Kutsal Ruh’la dolan Elizabet yüksek sesle şöyle dedi: “Kadınlar arasında kutsanmış bulunuyorsun, rahminin ürünü de kutsanmıştır!

Nasıl oldu da Rabbim’in annesi yanıma geldi? Bak, selamın kulaklarıma eriştiği an, çocuk rahmimde sevinçle hopladı. İman eden kadına ne mutlu! Çünkü Rab’bin ona söylediği sözler

gerçekleşecektir.”

Meryem de şöyle dedi:

“Canım Rab’bi yüceltir;

Ruhum, Kurtarıcım Allah sayesinde sevinçle coşar.

Çünkü O, sıradan biri olan kuluyla ilgilendi.

İşte, bundan böyle bütün kuşaklar beni mutlu sayacak.

Çünkü Güçlü Olan, benim için büyük işler yaptı.

O’nun adı kutsaldır.

Kuşaklar boyunca kendisinden korkanlara merhamet eder.

Bileğiyle büyük işler yaptı;

Gururluları yüreklerindeki kuruntularla darmadağın etti.

Hükümdarları tahtlarından indirdi,

Sıradan insanları yükseltti.

Aç olanları iyiliklerle doyurdu,

Zenginleri ise elleri boş çevirdi.

Atalarımıza söz verdiği gibi,

İbrahim’e ve onun soyuna sonsuza dek

Merhamet etmeyi unutmayarak

Kulu İsrail’in yardımına yetişti.”

Meryem, üç ay kadar Elizabet’in yanında kaldı, sonra kendi evine döndü.

PASKALYA DEVRESİ VII. PAZARTESİ

İncil: Yuhanna 16, 29-33

Öğrencileri, “İşte, şimdi açıkça konuşuyorsun, hiç örnek kullanmıyorsun” dediler.

“Şimdi senin her şeyi bildiğini anlıyoruz. Kimsenin sana soru sormasına gerek yok. Allah’tan geldiğine bunun için iman ediyoruz.”

İsa onlara, “Şimdi iman ediyor musunuz?” diye karşılık verdi. “İşte, hepinizin evlerinize gitmek üzere dağılacağınız ve beni yalnız bırakacağınız saat geliyor, geldi bile. Ama ben yalnız değilim, Baba benimle birliktedir. Bunları size, bende esenliğiniz olsun diye söyledim. Dünyada sıkıntınız olacak. Ama cesur olun, ben dünyayı yendim!”

MESİH İSA’NIN GÖĞE YÜKSELİŞİNİN GÖRKEMLİ BAYRAMI

İncil: Matta 28, 16-20

On bir öğrenci Celile’ye, İsa’nın kendilerine bildirdiği dağa gittiler. İsa’yı gördükleri zaman O’na tapındılar. Ama bazıları kuşku içindeydi. İsa yanlarına gelip kendilerine şunları söyledi: “Gökte ve yeryüzünde bütün yetki bana verildi. Bu nedenle gidin, bütün ulusları öğrencilerim olarak yetiştirin; onları Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’un adıyla vaftiz edin; size buyurduğum her şeye uymayı onlara öğretin. İşte ben, dünyanın sonuna dek her an sizinle birlikteyim.”

PASKALYA DEVRESİ VI. CUMARTESİ

İncil: Yuhanna 16, 23-28

O gün bana hiçbir şey sormayacaksınız. Size doğrusunu söyleyeyim, benim adımla Baba’dan ne dilerseniz, size verecektir. Şimdiye dek benim adımla bir şey dilemediniz. Dileyin, alacaksınız. Öyle ki, sevinciniz tam olsun. “Size bunları örneklerle anlattım. Öyle bir saat geliyor ki, artık örneklerle konuşmayacağım; Baba’yı size açıkça tanıtacağım. O gün dileyeceğinizi benim adımla dileyeceksiniz. Sizin için Baba’dan istekte bulunacağımı söylemiyorum. Çünkü beni sevdiğiniz ve Baba’dan çıkıp geldiğime iman ettiğiniz için Baba’nın kendisi sizi seviyor. Ben Baba’dan çıkıp dünyaya geldim. Şimdi dünyayı bırakıp Baba’ya dönüyorum.

İzmir Başepiskoposu Mons. Martin KMETEC, www.fr.aletia.org’da yayınlanan röportajının Türkçe tam metni:

Röportaj: Volker Niggewöhner

Türkiye: İslam Toplumunda “Kapıları Açık Bir Kilise”

Türkiye’de Hristiyanlık yaklaşık 2 bin yıllık bir geleneğe sahip olmasına rağmen, bugün çeşitli zulüm dalgalarından sonra ülkede neredeyse hiç Hıristiyan kalmamıştır. Yine de İzmir başpiskoposu Mgr Martin Kmetec, “milletler arasında ilk kilisenin burada doğduğunu” hatırlatıyor.

Türkiye’de Hristiyanlık uzun bir geleneğe dayanır. Birinci Dünya Savaşı’ndan önce, o zamanki Osmanlı İmparatorluğu’nun topraklarında yaşayan nüfusun yaklaşık %30’u Hıristiyan’dı. Bugün ise Türkiye nüfusunun yaklaşık %0,2’sinin Hristiyan olduğu tahmin edilmektedir. Ülkenin Ege Denizi’nde bulunan üçüncü büyük şehri olan İzmir Başepiskoposluğu’na bağlı sadece 5.000 Hıristiyan vardır. “Göçmenleri ve mültecileri eklersek, sayıları biraz daha fazla. Ağırlıklı olarak İzmir’de ve diğer büyük şehir merkezlerinde yaşıyorlar”, diyor İzmir Başpiskoposu Martin Kmetec. Aslen Slovenya’dan olan Başpiskopos, Konvansiyonel Fransisken Cemaatine mensuptur. Lübnan’da yaklaşık on bir yıl çalıştıktan sonra 2001 yılında Türkiye’de yaşamaya başladı. 2020’de Papa Francis Hazretleri onu İzmir Başepiskoposu olarak atadı. “Konya, Antalya ve diğer kıyı illerinde cemaatlerimiz var. Başpiskoposluğumuz çok büyük, toprakları yaklaşık 100.000 km2’yi kapsıyor. Konya en uzak bucak olup, İzmir’e 550 kilometre uzaklıktadır; güneyinde ise yaklaşık 450 kilometre uzaklıkta bulunan Antalya yer almaktadır.”

İmanınızı özgürce ilan edebiliyor musunuz?

Mons. Martin Kmetec: “Bir Fransisken olarak, hayatın tanıklığı ve kardeşlik hayatı benim için bir öncelik. Aziz Fransua, her fırsatta Söz’ün ilan edilmesi gerektiğini söyledi. Bunu sosyal medyada ve yeni Başpiskoposluk web sitesinde yapmaya çalışıyoruz. Aktif olarak var olan ve yaşayan bir kilise olmaya çalışıyoruz. Bizim görevimiz,, kapıları açık bir kilise olmaktır. Bu nedenle tüm kiliselerimiz belirli zamanlarda halka açıktır. Bazen ibadet yapılır, bazen ise ziyaretçileri selamlamak ve soruları olanlara yanıt vermek için her zaman hazır bulunan biri vardır. Bizim müjdeleme yöntemimiz budur.”

“İlk kilise bu topraklarda doğdu. Katolik inancına damgasını vuran ilk ekümenik konseyler, şimdiki Türkiye topraklarında gerçekleşti.”

Bir zamanlar laik bir ülke olan Türkiye, şu anda İslami bir Rönesans yaşıyor. Hristiyanlar ayrımcılığa maruz kalıyor mu?

“Hristiyanların genel olarak ayrımcılığa uğradığını söyleyemem. Ancak, yetkililer veya idari hizmetler ile ilişkilerde olumsuz deneyimler yaşanabiliyor. Katolik Kilisesi tüzel kişilik olarak tanınmamaktadır. Yine de diyalogdan bahsedecek olursak, hayatın bir diyaloğu olduğunu söyleyebilirim. Örneğin, Caritas. Kilisemizin, Başepiskoposluğumuzun bir parçasıdır. Her episkoposluk bölgesinde bir Caritas ofisi bulunmaktadır. Ve herkese, Hristiyanlara, Müslümanlara ve çaresiz kalan herkese yardım ediyor. Bölgemizin imamlarıyla da örneğin “Kardeşlik Günü” vesilesiyle bir araya geliyoruz. Birkaç rahiple birlikte şehrin belediye başkanına gittik ve ona bir hediye verme fırsatı bulduk: Papa Francis’in kardeşlik ve toplumsal dostluk üzerine genelgesi Fratelli Tuttii’sinin Türkçe çevirisini kendisine takdim ettik. Tüm insanlığı etkileyen çevre konularını ele alan genelge Laudato si’ de Türkçe’ye çevrilmiş bulunuyor.

Türkiye’de ekümenik bir diyalog var mı?

“Diğer Hıristiyan kiliseleriyle ilişkiler genellikle iyidir. Fener Rum Patriği I. Bartholomeos, Focolare Hareketi ve İstanbul’un yeni Apostolik Vekili Piskopos Massimiliano Palinuro ile iyi ilişkiler sürdürüyor. Biz ise İzmir’de de çeşitli Hıristiyan bayramları vesilesiyle Ortodoks Kiliseleri ve Anglikan kiliseleriyle buluşuyoruz. En son, Ermeni rahipler, İzmir’de kendi kiliseleri olmadığı için Aziz Polycarp Katolik Kilisesi’nde Ermeni ayinini kutladılar. Aynı zamanda Kitab-ı-Mukaddes Cemiyeti kapsamında küçük bir kütüphane açılması için İzmir Ermenileriyle de işbirliği yaptık. Dolayısıyla ekümenik diyalog kapsamında iyi gelişmeler var.”

Türkiye tatilciler tarafından sıkça tercih edilen bir ülkedir. Türkiye’yi ziyaret eden Hristiyanların, Hristiyan kiliselerini de ziyaret etmeleri önemli mi?

“Evet, çok önemli. Turistlere inancımızın kökenlerinin burada olduğunu hatırlatmak isterim. İlk Kilise bu topraklarda doğdu. Katolik inancına damgasını vuran ilk ekümenik konseyler, şimdiki Türkiye topraklarında gerçekleşti. İncil’in Avrupa’ya ilanı buradan başladı. Ruhani rehberlik faaliyetlerimizi desteklemek için burada yaşayan Alman kökenli Katoliklerle ilgilenen bir Alman rahibimiz var. Turizm sezonunda yani yaz aylarında diğer topluluklara da hizmet edecek bir rahip daha bulabilmek iyi olurdu. Ama bunun için finansal bir çaba da gerekiyor. Belki Avrupa Episkoposlar Konferansları Konseyi bize yardım etmenin yollarını düşünebilir.”

https://fr.aleteia.org/2022/05/23/turquie-une-eglise-aux-portes-ouvertes-dans-une-societe-islamique/

PASKALYA DEVRESİ VI. CUMA

İncil: Yuhanna 16, 20-23

Size doğrusunu söyleyeyim, siz ağlayıp yas tutacaksınız, dünya ise sevinecektir. Kederleneceksiniz, ama kederiniz sevince dönüşecek. Kadın doğum yapacağı zaman ağrı çeker. Çünkü saati gelmiştir. Ama doğurunca, dünyaya bir çocuk getirmenin sevinciyle çektiği acıyı unutur. Bunun gibi, siz de şimdi kederleniyorsunuz, ama sizi yine göreceğim. O

zaman yürekten sevineceksiniz. Sevincinizi kimse sizden alamaz. O gün bana hiçbir şey sormayacaksınız. Size doğrusunu söyleyeyim, benim adımla Baba’dan ne dilerseniz, size verecektir.

PASKALYA DEVRESİ VI. PERŞEMBE

İncil: Yuhanna 15, 1-8

“Kısa süre sonra beni artık görmeyeceksiniz; yine kısa süre sonra beni göreceksiniz.” Öğrencilerinden bazıları birbirlerine, “Ne demek istiyor?” diye sordular. “‘Kısa süre sonra beni görmeyeceksiniz; yine kısa süre sonra beni göreceksiniz’ diyor. Ayrıca, ‘Çünkü Baba’ya gidiyorum’ diyor.” Onun için, “Bu ‘kısa süre’ dediği nedir? Söylediklerini anlamıyoruz”

deyip durdular. İsa kendisine soru sormak istediklerini anladı. Onlara dedi ki, “‘Kısa

süre sonra beni görmeyeceksiniz; yine kısa süre sonra beni göreceksiniz’ dememi mi tartışıyorsunuz? Size doğrusunu söyleyeyim, siz ağlayıp yas tutacaksınız, dünya ise

sevinecektir. Kederleneceksiniz, ama kederiniz sevince dönüşecek.”

PASKALYA DEVRESİ VI. ÇARŞAMBA

İncil: Yuhanna 16, 12-15

“Size daha çok söyleyeceklerim var, ama şimdi bunlara dayanamazsınız. Ne var ki O, yani Gerçeğin Ruhu gelince, sizi tüm gerçeğe yöneltecek. Çünkü kendiliğinden konuşmayacak, yalnız duyduklarını söyleyecek ve gelecekte olacakları size bildirecek. O beni yüceltecek. Çünkü benim olandan alıp size bildirecek. Baba’nın nesi varsa benimdir. ‘Benim olandan alıp size bildirecek’ dememin nedeni budur.

İzmir Notre Dame De Lourdes Kilisesi’nde Çobansal Göreve Başlama Töreni

İzmir Göztepe Notre Dame de Lourdes Kilisesi’nde 22 Mayıs Pazar günü, 56 yaşında olan Polonyalı Peder İreneusz Bochynski’nin çobansal görevinin başlangıcı vesilesiyle kutsal Ayin yapıldı. İzmir Başepiskoposu Monsenyör Martin Kmetec’in yokluğunda tören Genel Viker peder Fellyanus Dogon tarafından yönetildi. Aziz Yuhanna Katedrali’nin Rektörü Peder Ugo de Rosa, Karşıyaka Azize Helena Kilisesi’nin Rahibi Peder Dariusz Bialkowski ve Göztepe Kilisesi’nin eski Rahibi Peder Gabriel Ferone ayine eşlik ettiler ve orgu çalan Şerkan Şahin ve Katedral’in görevlisi Mesut Kalaycı bu görkemli törene uygun ilahilerle renk kattılar.


İlk olarak, Peder Fellyanus yeni mahalli kilise rahibini tanıttı ve Peder İreneusz’un Görevlendirme Resmi Mektubu Peder Dariusz tarafından okundu. Ardından Ayin’i yöneten rahip iman, umut ve sevgiyle birleşmiş tek bir aile oluşturmak için tüm cemaati duaya davet etti, sonra kutsal suyu yeni çobana verdi. Peder İreneusz öncelikle Peder Fellyanus’u, sonra tüm katılımcıları kutsadı.

Havarilerin İşleri ve Vahiy Kitabından Sözler okunduktan sonra, Göztepe Kilisesi’nin yeni Rahibi Peder İreneusz Aziz Yuhanna tarafından yazılan Mesih İsa’nın İncil’inden Sözleri okudu.

Sonra, onun ilk verdiği vaazında: “…Kutsal Ruh bize geçmişteki şeyleri hatırlatır, ama aynı zamanda bizi geleceğe doğru yönlendirir… Geçmiş, bugünü canlandırmalı ve geleceğe hazırlamalıdır. Peygamber, geleceği hatırlatan kişidir!!! Hayal gücü olmayan hafıza, bir hapishaneye dönüşür. Boş bir hayal gücü ise, olduğumuz yerde saymamıza neden olur. Geleneğe nostaljik bir gözle bakan herkes, onu koruma yeteneğimizin, yenileme ve yaratıcı olma yeteneğimizle doğru orantılı olduğunu hatırlamalıdır. Tıpkı Yeruşalim’deki tapınağın yıkılması gibi. Soruyorsunuz: Sırada ne var? Cevap vereceğim: Geçmişte ne olduğunu hatırla, ama şimdi Kutsal Ruh’ta yaratıcı ol. Allah’ın geçmişte ektiği tohumların bugün büyüdüğü / ruhumuzun ve kalbimizin ülkesinde / şimdi de / gelecekte büyüyecek ve çiçek açacak / yeni tohumlar ekmesine izin verin. Çünkü geçmişe gerçek bağlılık, geleceğe bakmakla ifade edilir” dedi.


Vaazdan sonra, Peder Fellyanus rahiplik yeminlerinin yenilenmesinde Peder İreneusz’a beş geleneksel soru sorarak, karşılığında “Evet, istiyorum” cevaplarını aldı.

Ayin sonunda İzmir Başepiskoposu’nun Vekili tarafından Tabernakl – Kutsal Çadır – Anahtarı yeni görev alan rahibe teslim edildi.

Sonra, Peder Fellyanus Mons. Martin Kmetec tarafından gönderilen mektubu okurken: “…Türk dilini öğrenmek için gösterdiğiniz çaba, diyosezin hayatına getirdiğiniz iyi niyet ve uygunluk için teşekkür ederim… Bugün bu bölge kilisesinin, Hristiyan cemaatinin, bu kilisenin ve onlara ait olan her şeyin sorumluluğunu üstleniyorsunuz. Her zaman için bir çobana, inancını, Kilise’ye olan aidiyetini ve Hristiyan topluluğuyla ilgili davranışlarını gözeten birine ihtiyaç duyan küçük bir sürü size emanet edildi. Ama hepsinden önemlisi, bu sürünün, onlara Ebedi Hayata giden doğru yolu gösteren birine ihtiyaçları vardır. Peder Gabriel Ferone’nin pastoral çalışmasıyla önceki yıllarda inşa edilen tüm katkıya saygı duymak önemlidir; ancak bu, yeni yollar aramanıza ve pastoral görevde hissedilecek kişisel dokunuşunuza engel değildir… Benim kendi adıma, bu topluluğun pastoral yaşamı için gerekli olan kişisel desteği ve yardımı her zaman size vaat ediyorum. Rab sizi kutsasın, lütfunu ve daimi yardımını versin. Rab size bilgelik ve güç versin,  böylece sizin hizmetiniz aracılığıyla, Hasatın Efendisi olan Rab, Krallığının meyvelerini toplasın” dedi. 

Törenden sonra kilisenin bahçesinde verilen kokteyl zamanında Peder İreneusz, kendi cemaatiyle sıcak bir şekilde sohbet etti ve katılımcıların tebriklerini kabul etti. 

(SAT-7 TÜRK/İZMİR-Nathalie Ritzmann)

PASKALYA DEVRESİ VI. SALI

İncil: Yuhanna 16, 5-11

 “Şimdiyse beni gönderenin yanına gidiyorum. Ne var ki, içinizden hiçbiri bana, ‘Nereye gidiyorsun?’ diye sormuyor. Ama bunları söylediğim için yüreğiniz kederle doldu. Size gerçeği söylüyorum, benim gidişim sizin yararınızadır. Gitmezsem, Yardımcı size gelmez. Ama gidersem, O’nu size gönderirim. O gelince günah, doğruluk ve gelecek yargı konusunda dünyayı suçlu olduğuna ikna edecektir: Günah konusunda, çünkü bana iman etmezler; doğruluk konusunda, çünkü Baba’ya gidiyorum, artık beni görmeyeceksiniz; yargı konusunda, çünkü bu dünyanın egemeni yargılanmış bulunuyor.

Selçuk Meryem Ana Evi’nden Tespih Duası Her Akşam Canlı Yayında

Tam bir yıl önce, tüm dünyaya televizyon ve sosyal medyalar aracılığıyla Papa Françesko tarafından istenen “Dua Maratonu” çerçevesinde Covid-19 salgının sona ermesi için dua edildi. İzmir Selçuk Bülbül Dağı’nda bulunan Meryem Ana Evi’nden bu sene 19 Mayıs tarihinde saat 18.15’te canlı yayınlanan Tespih Duası ile bir yıl önceyi anmak için tekrar aynı yerde bir araya gelindi.

zmir Latin Katolik Başepiskoposu Monsenyör Martin Kmetec, Tespih Duası başlamadan önce söz alarak İtalyanca, Türkçe ve ardından İngilizce olarak şöyle dedi: “Meryem Ana Evi’ndeki varlıklarının bir misyonu olarak Rahibelerin ve Fransisken Kapüsen Rahipleri’nin her günkü duaları, bu küçük ve mütevazı, ancak içeriği ve anlamı bakımından zengin bu dua yerinden yükselir. İman paklığıyla burayı ziyaret eden her imanlının duası, Meryem Ana’nın şefaatine emanet edilerek yükselir.
Bu andan itibaren her gün bu canlı yayına devam ederek dünyadaki imanlıların bu duaya katılmasını sağlamak istiyoruz, çok küçük ama canlı İzmir Kilisemiz adına bunu yapacağız. Yaşayan Kilisemizin adıyla, açılan Kilise olarak, Annesi Meryem ile birlikte Mesih’e olan iman hazinesini ortaya koyan bir Kilise olmak istiyor… Bize katılmaya gelerek bizimle dua etmeye sizi içtenlikle davet ediyorum.”

Ardından Dua, Meryem Ana Evi’nin Rahibi Peder Robert Bondea tarafından yönetilirken, arka arkaya Tespih Duası’nın beş şanlı gizemleri Türkçe, İngilizce, Korece ve İtalyanca olarak her biri farklı kişiler olmak üzere, rahip ve rahibeler tarafından okundu. Her gizem söylenirken dünyadaki farklı bir kıtanın barışı için cemaat dua etmeye davet edildi.

Salve Regina (Sağol Kraliçe) ilahisi Latince olarak söylendi. Ardından Peder Robert dua edenlerle karşılıklı olarak Kutsal Bakire Meryem’e Yakarışları söyledi.

Tespih Duası her gün saat 18.15’te farklı dillerde söylenecek ve İzmir Başepiskoposluğu Facebook sayfası üzerinden yayınlanacak.
(SAT-7 TÜRK/İZMİR-Nathalie RitzmannAna görsel: P. İreneusz Bochynski)

PASKALYA DEVRESİ VI. PAZARTESİ

İncil: Yuhanna 15. 26 – 16, 4

“Baba’dan size göndereceğim Yardımcı, yani Baba’dan çıkan Gerçeğin Ruhu geldiği zaman, bana tanıklık edecek. Siz de tanıklık edeceksiniz. Çünkü başlangıçtan beri benimle birliktesiniz. “Bunları size, sendeleyip düşmeyesiniz diye söyledim. Sizi havra dışı edecekler. Evet, öyle bir saat geliyor ki, sizi öldüren herkes Allah’a hizmet ettiğini sanacak. Bunları, Baba’yı ve beni tanımadıkları için yapacaklar. Bunları size şimdiden bildiriyorum. Öyle ki, saati gelince bunları size söylediğimi hatırlayasınız. Başlangıçta bunları size söylemedim. Çünkü sizinle birlikteydim.”

PASKALYA DEVRESİ VI. PAZAR

 C Yılı: Yuhanna 14. 23-29

İsa ona şu karşılığı verdi: “Beni seven sözüme uyar, Babam da onu sever. Biz de ona gelir, onunla birlikte yaşarız. Beni sevmeyen, sözlerime uymaz. İşittiğiniz söz benim değil, beni

gönderen Baba’nındır. Ben daha aranızdayken size bunları söyledim. Ama Baba’nın benim adımla göndereceği Yardımcı, Kutsal Ruh, size her şeyi öğretecek, bütün söylediklerimi size hatırlatacak. Size esenlik bırakıyorum, size kendi esenliğimi veriyorum. Ben size dünyanın verdiği gibi vermiyorum. Yüreğiniz sıkılmasın ve korkmasın. Size, ‘Gidiyorum, ama yanınıza döneceğim’ dediğimi işittiniz. Beni sevseydiniz, Baba’ya gideceğim için sevinirdiniz. Çünkü Baba benden üstündür. Bunları size şimdiden, her şey olup bitmeden önce söyledim. Öyle ki, bunlar olunca inanasınız.”

PASKALYA DEVRESİ V. CUMARTESİ

İncil: Yuhanna 15, 18-21

“Dünya sizden nefret ederse, sizden önce benden nefret etmiş olduğunu bilin. Dünyadan olsaydınız, dünya kendisine ait olanı severdi. Ne var ki, dünyanın değilsiniz; ben sizi dünyadan seçtim. Bunun için dünya sizden nefret ediyor. Size söylediğim sözü hatırlayın: ‘Köle efendisinden üstün değildir.’ Bana zulmettilerse, size de zulmedecekler. Benim sözüme uydularsa, sizinkine de uyacaklar. Bütün bunları size benim adımdan ötürü yapacaklar. Çünkü beni göndereni tanımıyorlar.

PASKALYA DEVRESİ V. CUMA

İncil: Yuhanna 15, 12-27

“Benim buyruğum şudur: Sizi sevdiğim gibi birbirinizi sevin. Hiç kimsede, insanın, dostları uğruna canını vermesinden daha büyük bir sevgi yoktur. Size buyurduklarımı yaparsanız, benim dostlarım olursunuz. Artık size kul demiyorum. Çünkü kul efendisinin ne yaptığını bilmez. Size dost dedim. Çünkü Babam’dan bütün işittiklerimi size bildirdim. Siz beni seçmediniz, ben sizi seçtim. Gidip meyve veresiniz, meyveniz de kalıcı olsun diye sizi ben atadım. Öyle ki, benim adımla Baba’dan ne dilerseniz size versin. Size şu buyruğu veriyorum: Birbirinizi sevin!”

PASKALYA DEVRESİ V. ÇARŞAMBA

İncil: Yuhanna 15, 1-8

“Ben gerçek asmayım ve Babam bağcıdır. Bende meyve vermeyen her çubuğu kesip atar, meyve veren her çubuğu ise daha çok meyve versin diye budayıp temizler. Size söylediğim sözle siz şimdiden temizsiniz. Bende kalın, ben de sizde kalayım. Çubuk asmada kalmazsa kendiliğinden meyve veremez. Bunun gibi, siz de bende kalmazsanız meyve veremezsiniz.

Ben asmayım, siz çubuklarsınız. Bende kalan ve benim kendisinde kaldığım kişi çok meyve verir. Bensiz hiçbir şey yapamazsınız. Bir kimse bende kalmazsa, çubuk gibi dışarı atılır ve kurur. Böylelerini toplar, ateşe atıp yakarlar. Eğer bende kalırsanız ve sözlerim sizde kalırsa, ne isterseniz dileyin, size verilecektir. Babam çok meyve vermenizle yüceltilir. Böylelikle öğrencilerim olursunuz.

İzmir Notre-Dame de Lourdes Kilisesi’nde Peder Gabriel Ferone’ye Şükran Ayini

İzmir Göztepe’deki Notre Dame de Lourdes Kilisesi’nde, 15 Mayıs Pazar Günü, Peder Gabriel Ferone’nin rahiplik hayatı ve Göztepe Kilisesi’ndeki pastoral görev hizmeti vesilesiyle minnettarlık ve şükran ayini düzenlendi.

Dopdolu olan kilisedeki ayini İzmir Başepiskoposu Monsenyör Martin Kmetec yönetirken Göztepe Kilisesi’nin Rahibi Peder Gabriel Ferone, Aziz Yuhanna Katedrali’nin Rektörü Peder Ugo De Rosa, İzmir Başepiskoposluğu’nun Şansölyesi Peder Alessandro Amprino, Buca Vaftizci Aziz Yahya Kilisesi’nin Rahibi Peder Ireneusz Bochinsky ve Karşıyaka Azize Helena Kilisesi’nin Rahibi Dariusz Stanislaw Ayin’e eşlik ettiler.

İlk olarak, İzmir’de yaşayan İran kökenli Minyatürist sanatçı Arya Kamalı’nın imzasını taşıyan kilisenin giriş kapısındaki özel boyama çalışması Mons. Martin tarafından kutsandı. 

“Mesih İsa Bize Sevginin Kaynağını Veriyor”

Aziz Yuhanna tarafından yazılan Mesih İsa’nın İncil’inden Sözleri Göztepe Kilisesi’nde son defa Peder Gabriel tarafından okunduktan sonra, Fransızca ve Türkçe verdiği vaazında Mons. Martin sevgiden bahsetti: “İsa’nın bize tek sevginin ölçüsünü vermiyor. O bize sevginin kaynağını da veriyor.  Biz ancak O’nun bizi sevdiği aynı sevginin hayatımızda bedenleştiğini kabul edersek gerçekten başkalarını sevebiliriz. O’nun sevgisi, insanlara olan sevgimizin ve yaşamımızın kaynağı olmalıdır. Gerçek sevgi üzerine bir öğretmenimiz var: o da 15 Eylül 1858, Fransa’da Strasbourg Şehrinde doğmuş ve 1 Aralık 1916’da Cezayir Tamanrasset’te ölmüş olan Charles de Foucauld. Papa Françesko onu bugün aziz ilan etti. Gençliğinde Allah’tan ve Kilise’de uzak olarak yaşadı ve bir askerdi. Asker olduğu zaman Cezayir’deki çölde kendi içinde garip bir ses hissetti ve Fransa’ya döndü. Bir rahibin huzurunda itiraf etti ve tövbe ettikten sonra yeni yaşamı aramayı başladı. Rahip oldu ve uzun arayış sonrasında, Sahra Çölü’ne döndü ve orada keşiş olarak yaşadı.

Kendini ‘EVRENSEL KARDEŞ’ olarak adlandırdı. Onun yazılarından biraz faydalanalım! Şöyle diyor: ‘İnsanları İsa’nın onları sevdiği gibi sevmeliyiz ve onun adı ‘İsa Kurtarıcı’ anlamına geldiğinden, tüm insanların kurtuluşuna ulaştırmayı hayatımızın işi yapmalıyız. İnsanları sevmekle Tanrı’yı sevmeyi öğreniriz. İnsanların koşullarının zayıflığı bir güç kaynağıdır. İsa İmkansızlığın  Efendisi’dir” dedi.

Ayin bittikten sonra Mons. Martin Peder Gabriel’e: “Sevgili Peder Gabriel, Göztepe’de bu kilisede ve bu cemaatte pastoral hizmetinin on beş yılı geçti. Bu on beş yıl boyunca bu topluluğa sürüsünün çobanı gibi baktın. Onlara öğrettin, onlara eşlik ettin ve onlar için ayin kutladın. Hasadın efendisi olan Dirilen Rab Mesih İsa seni ödüllendirecektir. İzmir Başepiskoposluğumuz adına, Göztepe Katolik topluluğu adına, tüm pastoral çalışmaların, tüm duaların ve Kilise’nin yaşamına kattığın her şey için sana teşekkür etmek istiyorum. Mesih adına herhangi bir kişiye yaptığın iyilikler için de teşekkür ederim. Arzumuz, rahiplik hizmetine aynı gayretle, Mesih’e, Kilise’ye ve Kilise üyelerine aynı sevgi ile devam etmendir. Rab seni kutsasın ve her zaman isteğini yerine getirme gücünü versin.” dedi. Ardından bir hediye verdikten sonra Peder Ferone’yi kucakladı.

Sonra Peder Gabriel söz alarak öncelikle onun için önemli olan kapıdaki boyama projesini anlattı. “Bu proje zamanla ortaya çıktı. Herşey bir tablo ile başladı, onu bir ikincisi takip etti, son olarak başlayan bu kapı projesi Cennet’e gerçek bir giriş yapmak için tüm kapıyı boyama fikrine dönüştü. Bu kapı bir dostluk kapısı oldu. Aslında herkes, Hristiyan olsun olmasın, bu kiliseye girebilir ve girdiğinde iman Atamız İbrahim, Nuh, Efes’in 7 Uyuyanları, Yunus, Adem ve Havva tarafından karşılanır. Bütün bu figürler kabul edilmiştir. Bütün bu peygamber figürleri Türkiye topraklarında kök salmış ve Allah’ın kutsadığı bu topraklarda, kutsal bir görevle farklı inançları birleştirebilen dünyalar arasında köprü olmayı amaçlamıştır. İnsanoğlu, aynı bu cemaatin bir rahibi olan ‘ben’ gibi geçicidir, ancak insanoğlunu yaşatan, yüzyıllar da geçse bıraktığı eserlerdir. İnsanlar arasındaki olası diyaloğa, güzelliğe ve barış arzusuna tanıklık eden bu hazineleri yaşatmak ise bizim elimizdedir.” dedi.

Peder Gabriel ile minyatürist sanatçı Arya Kamalı

Cemaate teşekkür ettikten sonra, Göztepe’de onun ardından göreve gelecek olan Peder Ireneusz’a iyi şanslar diledi. Törenden sonra, Peder Gabriel uzun bir süre gelenlerle çok samimi ve sıcak sohbetler gerçekleştirdi. Yakın bir zamanda ise Buca Vaftizci Aziz Yahya Katolik Kilisesi’ne görevli olarak atanacaktır. (SAT-7 TÜRK/İZMİR-Nathalie Ritzmann)Facebook

PASKALYA DEVRESİ V. SALI

İncil: Yuhanna 14, 27-31

Size esenlik bırakıyorum, size kendi esenliğimi veriyorum. Ben size dünyanın verdiği gibi vermiyorum. Yüreğiniz sıkılmasın ve korkmasın. Size, ‘Gidiyorum, ama yanınıza döneceğim’ dediğimi işittiniz. Beni sevseydiniz, Baba’ya gideceğim için sevinirdiniz. Çünkü Baba benden üstündür. Bunları size şimdiden, her şey olup bitmeden önce söyledim. Öyle ki, bunlar olunca inanasınız. Artık sizinle uzun uzun konuşmayacağım. Çünkü bu dünyanın egemeni geliyor. Onun benim üzerimde hiçbir yetkisi yoktur. Ama dünyanın, Baba’yı sevdiğimi ve Baba’nın bana buyurduğu her şeyi yerine getirdiğimi anlamasını istiyorum. Haydi, kalkın, buradan gidelim.”

Ankara’daki Cizvitler’de İgnatius Yılı Kutlandı

Ankara Azize Tereza Kilisesi’nde, 14 Mayıs Cumartesi günü, Loyolalı İgnatius Yılı kutlandı.

Başkent Ankara’da mukim Cizvit Cemaatinin Başrahibi Peder Jean-Marc Balhan ve beraberindeki rahipler Peder Alexis Doucet ve Peder Michael McGuckian bu vesileyle Vatikan’ın Türkiye ve Azerbaycan Büyükelçisi Apostolik Nuncio Monsenyör Marek Solczyński’yi, İzmir Başepiskoposu ve Türkiye Episkoposlar Konferansı Başkanı Monsenyör Martin Kmetec’i, İstanbul Havarisel Vekili Monsenyör Massimiliano’yu, Anadolu Havarisel Vekili ve kendisi de Cizvit olan Monsenyör Paolo Bizzeti’yi, Avrupa Cizvit Başrahipleri Konferansı Başkanı ve Türkiye Cizvitleri’nin Başrahibi Peder Franck Janin’i ve yine bir Cizvit olan Anadolu Havarisel Vekilliği Şansölyesi Peder Antuan Ilgıt’ı ağırladılar.

Ankara Meryem Ana Kilisesi’nin sorumlusu Peder Seraphin Kazadi, şehrin Katolik cemaati mensupları, dört Protestan pastör ve kendi cemaatlerinin birkaç üyesi yanı sıra İstanbul’dan Peder Felianus Dogon ve Konya’dan Maria Grazia Zambon’un da katıldığı oldukça zengin bir içeriği olan toplantı, Ankara Cizvit cemaatinin toplantı salonunda sabah saatlerinde başladı.

Açılış konuşmasında Peder Jean-Marc, bu önemli randevuya gelen herkese hoş geldiniz dedikten ve teşekkür ettikten sonra, öncelikle Türkiye’deki Cizvit varlığının tarihi – Türkiye’ye ilk kez 1583 yılında, İstanbul’a geldiler – hakkında bilgi verdi. Bugün “Cizvit olmak” ne anlama geliyor konusunu açarken: “Üç yıl önce, dünyadaki faaliyetleri için Papa Françesko tarafından onaylanan dört havarisel tercih öne sürdüler: Ruhsal Egzersizler ve “ayırt etme” pratiği ile Tanrı’ya giden yolu göstermek; yoksullarla, dışlanmış olanlarla ve itibarı zedelenenlerle birlikte, uzlaşma ve adalet misyonuyla yürümek; umut dolu bir gelecek inşa etmek amacıyla, gençlere refakat etmek; ortak evimiz olan dünyaya bakmak için birlikte çalışmak” dedi. 

Ardından İgnatius Yılı kutlamalarının anlam ve önemine değinen Peder Balhan şunları ekledi: 20 Mayıs 1521’de İspanya’nın Pamplona kentindeki bir savaşta İgnatius hırslı planlarını, bir top mermisi tarafından ezilen bir şövalye olarak gördü. Uzun süren nekahet döneminde, bir dönüşüm yolculuğuna ve Mesih’le yeni bir hayata başladı. 12 Mart 1622’de Loyolalı İgnatius ve yoldaşı Francisco de Xavier aziz ilan edildi. Kilise, daha sonra, İgnatius’un tüm dünyada Kilise’ye iletmesi gereken bir mesajı olduğunu kabul etti. Bu yüzden Cizvitler’in Genel Başrahibi, Peder Arturo Sosa, 31 Temmuz’da kutlanılacak Aziz İgnatius Bayramı ile sona erecek sloganı “Mesih’te her şeyi yeni görmek” olan İgnatius Yılı’nı ilan etti.

Ankara’da mukim Cizvit Cemaatinin Başrahibi Peder Jean-Marc Balhan

Peder Jean-Marc’ın ardından Peder Antuan Ilgıt, “Aziz İgnatius, Muhakeme ve Sinodal Yol Maneviyatı” konulu çok zengin konuşmasında, tıpkı İgnatius’a olduğu üzere, son yıllarda yaşadığımız birkaç kriz aynı zamanda bir değişim için fırsat da olabilir dedi, Peder Jean-Marc ise: “…tabi, eğer kendimizi Ruh’a açar, “Mesih’te yeni olan her şeyi görmeye” çalışır, ve doğru kararlar alırsak…” diye ekledi.

Peder Antuan paylaştığı bilgilerde: “İgnatius yatakta hareketsiz yatarken, kaldığı mekânda başka hiçbir kitap olmadığı için, Mesih’in Yaşamı, Aziz Francis ile Aziz Dominic gibi bazı meşhur azizlerin yaşamlarını okumak durumunda kaldı. Bunları okurken, kalbinde farklı düşünce ve duyguların, kendi tanımlamasıyla “ruhların” ortaya çıktıklarının ayırdına vardı… Bu analizi yapıp ardından şövalyelik hayallerini geride bırakarak azizler gibi yaşamayı seçtiği andan itibaren elindeki yegâne silahları; dua, çalışma, kişisel tanıklık ve hizmet oldular. İgnatius kendisine çok ıstırap çektiren bacağının yarası sayesinde Allah’a doğru kuvvetli bir değişim yaşamaya başladı… Aziz İgnatius’a olduğu üzere her birimizin hayatında bize kendimizi aşkınlığa açma fırsatı sunabilecek bazı anlar olabiliyor… Ve Isa Cemiyeti’nin Başrahibi Arturo Sosa’nın da dediği üzere “Bu yolculukta ne kadar stratejik vizyonumuz olursa olsun, kendimizi Ruh tarafından yönlendirilmeye gerçekten açarsak hayatımızı asla tam olarak kontrol edemeyiz” dedi.

Peder Antuan konuşmasını “Papa aracılığıyla Allah’a itaat etmek, yoksulların hizmetinde olmak, Aziz İgnatius tarafından yazılan 7000 mektup” gibi farklı konulara değinerek sürdürdü. Ignatian Ruhaniyetin temel ögelerinden muhakeme ya da diğer bir deyişle ayırt etmeden bahsettiği bölümde ise, “İnsanda 1001 çeşit duygu hasıl olur, ancak, bunlar aynı olmadıklarından bunların kaynak ve etkilerini en iyi şekilde analiz etmek gereklidir” diyen peder Antuan Türkçe’de bunun yaygın olarak kullandığımız “Kafamda kırk tilki var ve kırkının da kuyruğu birbirine dokunmuyor!” atasözü ile ifadesini bulduğuna dikkat çekti. “Sağlıklı bir muhakemenin ilk temel taşı kalbimizin sesine dikkat etmektir… Sufi düşüncede, Allah’tan kalplerini açmasını isterler, İgnatius Ruhsal Egzersizlerinde tam da bundan bahseder” diye de ekledi. 

Anadolu Havarisel Vekilliği Şansölyesi ve Cizvit olan Peder Antuan Ilgıt

Peder Antuan konuşmasının ikinci bölümünde Kilise bağlamında bir muhakemenin manevi boyutu üzerine dikkat çekmek istedi. Şu anda Kilise’de değişim yaşandığını ifade eden Ilgıt, Papa Françesko’nun önderliğinde farklı düzeylerde bir reformun bir unsurunun da, geçen sonbaharda başlayan sinodal yol olduğunu belirterek sözlerine şöyle devam etti: “Burada kastedilen, birlikte hissederek, Allah’ın Kutsal Ruh’unu birlikte dinleyerek, fikir ve gönül birliği içinde yürümektir; İsa’nın Merkezliği, Kilise’nin hizmetinde, günahkâr olduğumuzun ayırdına varmak, diyalog insanları olmak, Kilise olarak asli misyonumuz duvar inşa etmek değil, köprüler inşa etmektir…”

Sonra tüm katılımcılarla genel bir tartışma yapıldı; peder Antuan’ın konuşmasında hangi kelime ve ifadelerin kalplerine dokunduğu sorulan dinleyicilerin verdiği yanıtlar arasında hep birlikte bir bağlantı kurmak ilginç bir egzersiz oldu.

Sabah sonunda görkemli bayram ayini Monsenyör Massimiliano yönetiminde gerçekleştirildi. Monsenyör Bizzeti İtalyanca olarak verdiği ve peder Antuan tarafından Türkçe’ye çevrilen vaazında ise şunları söyledi: “Pamplona’dan sonraki hayatı Rab ile samimi bir diyalogdan müteşekkil idi. Döneminin insanları arasındaki eylemini aydınlatan ve ilerleten kuvvet bizzat Rab ile arasındaki bu derin diyalog idi. Eylemde tefekkür eden; itaatkâr olduğu için aynı zamanda da özgür olan bir İgnatius. Aziz’in deneyiminin bize anlattığına göre insan, bir arzular demetidir ve hayattaki güzel ve iyi şeylere olan eğilimini tanımayı ve bu eğilimi yönetmeyi öğrenmesi gerekir. Velhasıl “agapè” olarak adlandırılan özgür aşka kendi arzularımızla yüzleşmeden ulaşmak kesinlikle mümkün değildir.

Anadolu Havarisel Vekili ve Cizvit olan Monsenyör Paolo Bizzeti

Aziz İgnatius’un “tutkulu” bir adam olduğu açıktır: Kalbinde, bazen büyük hatalar da yaparak, kendini kaptırmasına izin verdiği güçlü dürtüler hareket etmektedir. Nitekim insanlık tarihinde iz bırakan pek çok kadın ve erkek, bunu içinde yaşadıkları tutkuları söndürmeden yapmışlar, bilakis onları yönlendirmiş, yönetmiş ve dönüştürmüşlerdir. İgnatius’a göre arzular ruhsal hayatımızın başlangıç ​​noktasıdırlar: İgnatius Ruhsal Egzersizler sırasında her meditasyonun başında egzersizleri tatbik edenlerin kendilerine “ne istediklerini” sormalarını salık vermektedir.”

Kutlamanın sonunda tüm katılımcılar Kilise’nin avlusunda öğle yemeği paylaşmak için bir araya geldiler.

(SAT-7 TÜRK/İZMİR-Nathalie Ritzmann)

PASKALYA DEVRESİ V. PAZARTESİ

İncil: Yuhanna 14, 21-26

Kim buyruklarımı bilir ve yerine getirirse, işte beni seven odur. Beni seveni Babam da sevecektir. Ben de onu seveceğim ve kendimi ona göstereceğim.”

Yahuda İskariot değil O’na, “Ya Rab, nasıl olur da kendini dünyaya göstermeyip bize göstereceksin?” diye sordu.

İsa ona şu karşılığı verdi: “Beni seven sözüme uyar, Babam da onu sever. Biz de ona gelir, onunla birlikte yaşarız. Beni sevmeyen, sözlerime uymaz. İşittiğiniz söz benim değil, beni

gönderen Baba’nındır. “Ben daha aranızdayken size bunları söyledim. Ama Baba’nın benim adımla göndereceği Yardımcı, Kutsal Ruh, size her şeyi öğretecek, bütün söylediklerimi size hatırlatacak.

PASKALYA DEVRESİ V. PAZAR

C Yılı: Yuhanna 13, 31-33. 34-35

Yahuda dışarı çıkınca İsa, “İnsanoğlu şimdi yüceltildi” dedi. “Allah da O’nda yüceltildi. Allah O’nda yüceltildiğine göre, Allah da O’nu kendinde yüceltecek. Hem de hemen yüceltecektir. Çocuklar! Kısa bir süre daha sizinleyim. Beni arayacaksınız, şimdi size de söylüyorum, benim gideceğim yere siz gelemezsiniz. Size yeni bir buyruk veriyorum: Birbirinizi sevin. Sizi sevdiğim gibi siz de birbirinizi sevin. Birbirinize sevginiz olursa, herkes bununla benim öğrencilerim olduğunuzu anlayacaktır

13 MAYIS AZİZ MATİYA BAYRAMI

İncil: Yuhanna 15, 9-17

“Baba’nın beni sevdiği gibi, ben de sizi sevdim. Benim sevgimde kalın. Eğer buyruklarımı yerine getirirseniz sevgimde kalırsınız, tıpkı benim de Babam’ın buyruklarını yerine getirdiğim ve sevgisinde kaldığım gibi… Bunları size, sevincim sizde olsun ve sevinciniz tamamlansın diye

söyledim. Benim buyruğum şudur: Sizi sevdiğim gibi birbirinizi sevin. Hiç kimsede, insanın, dostları uğruna canını vermesinden daha büyük bir sevgi yoktur. Size buyurduklarımı yaparsanız, benim dostlarım olursunuz. Artık size kul demiyorum. Çünkü kul efendisinin ne yaptığını bilmez.

Size dost dedim. Çünkü Babam’dan bütün işittiklerimi size bildirdim. Siz beni seçmediniz, ben sizi seçtim. Gidip meyve veresiniz, meyveniz de kalıcı olsun diye sizi ben atadım. Öyle ki, benim adımla Baba’dan ne dilerseniz size versin. Size şu buyruğu veriyorum: Birbirinizi sevin!”

PASKALYA DEVRESİ IV. CUMA

İncil: Yuhanna 14, 1-6

“Yüreğiniz sıkılmasın. Allah’a iman edin, bana da iman edin. Babam’ın evinde kalacak çok yer var. Öyle olmasa size söylerdim. Çünkü size yer hazırlamaya gidiyorum. Gider ve size yer hazırlarsam, siz de benim bulunduğum yerde olasınız diye yine gelip sizi yanıma alacağım.

Benim gideceğim yerin yolunu biliyorsunuz.” Tomas, “Ya Rab, senin nereye gideceğini bilmiyoruz, yolu nasıl bilebiliriz?” dedi.

İsa, “Yol, gerçek ve yaşam Ben’im” dedi. “Benim aracılığım olmadan Baba’ya kimse gelemez.

PASKALYA DEVRESİ IV. PERŞEMBE

İncil: Yuhanna 13, 16-20

Size doğrusunu söyleyeyim, köle efendisinden, elçi de kendisini gönderenden üstün değildir.

Bildiğiniz bu şeyleri yaparsanız, ne mutlu size!”

“Hepiniz için söylemiyorum, ben seçtiklerimi bilirim. Ama, ‘Ekmeğimi yiyen bana ihanet etti’ diyen Kutsal Yazı’nın yerine gelmesi için böyle olacak. Size şimdiden, bunlar olmadan önce söylüyorum ki, bunlar olunca, benim O olduğuma inanasınız. Size doğrusunu söyleyeyim, benim gönderdiğim herhangi bir kimseyi kabul eden beni kabul etmiş olur. Beni kabul eden de beni göndereni kabul etmiş olur.”

PASKALYA DEVRESİ IV. ÇARŞAMBA

İncil: Yuhanna 12, 44-50

İsa yüksek sesle, “Bana iman eden bana değil, beni gönderene iman etmiş olur” dedi.

“Beni gören beni göndereni de görür. Bana iman eden hiç kimse karanlıkta kalmasın diye, dünyaya ışık olarak geldim. Sözlerimi işitip de onlara uymayanı ben yargılamam. Çünkü ben dünyayı yargılamaya değil, dünyayı kurtarmaya geldim. Beni reddeden ve sözlerimi kabul etmeyen kişiyi yargılayacak biri var. O kişiyi son günde yargılayacak olan, söylediğim sözdür.

Çünkü ben kendiliğimden konuşmadım. Beni gönderen Baba’nın kendisi ne söylemem ve ne konuşmam gerektiğini bana buyurdu. O’nun buyruğunun sonsuz yaşam olduğunu biliyorum. Bunun için ne söylüyorsam, Baba’nın bana söylediği gibi söylüyorum.”

İzmir Selçuk Aziz Yuhanna Bazilikası’nda Ekümenik Ayin

Aziz Yuhanna’nın mezarının olduğuna inanılan Selçuk Aziz Yuhanna Bazilikası’nda, 7 Mayıs 2022 tarihinde görkemli bir Ekümenik Efkaristiya ayini gerçekleştirildi. 

Haber: SAT7-TURK – Nathalie Ritzmann

İzmir Latin Katolik Başepiskoposu Monsenyör Martin Kmetec’in yönetimindeki törene, İzmir Rum Ortodoks Metropoliti Monsenyör Bartholomew Samaras ve İzmir Anglikan Kilisesi’nin Rahibi Peder James Buxton eşlik etti. Törene farklı İzmir Katolik kiliselerinden ve Meryem Ana Evi’nden rahipler ile İzmir Rum Ortodoks Kilisesi’nden Arşimandrit Peder Polykarpos, Peder Andreas ve Brüksel’den gelen Anglikan İngiliz Peder David katıldılar.

Kutlama, bazilika vaftizhanesi bölümünden mezarın önüne kadar Ayin alayı ile başladı ve ardından Mons. Martin Aziz Yuhanna ikonasını ve sonra tüm katılımcıları kutsadı.

Açılış ve hoşgeldiniz konuşmasında, Mons. Kmetec: “Tek bir inançtaki (Ortodokslar, Anglikanlar, Katolikler ve diğerleri) tüm kardeşlerimi tüm kalbimle selamlıyorum… Antik çağda, İsa’nın sevgili öğrencisi olan İncil Yazarı Aziz Yuhanna’nın kalıntılarının korunduğu bu yerde toplandık. Burası sadece Aziz Yuhanna’ya olan inancın ve sevginin bir ifadesi olarak bu muazzam bazilikanın inşa edildiği bir anma yeri değildir. Kutlayacağımız olay, bir iman olayıdır. Bu anıt sadece bir ziyaret değil, aynı zamanda Yuhanna’nın mesajına göre yaşamın kaynağı olan Dirilen Rab ile derin bir karşılaşma anı olsun… bu anı birlikte kutlamak büyük bir mutluluk. Havari Aziz Yuhanna bize sadece onun öğrencileri olmadığımızı, aynı zamanda halkının çobanları olmamız gerektiğini öğretir. Tanrı, elçilik çabanızda sizi kutsasın” diyerek ayini başlattı. 

Aziz Yuhanna tarafından yazılan Mesih İsa’nın İncil’inden Sözleri Bornova Meryem’in Kutsal Adı Kilisesi’nden Fransisken Rahibi Peder Adrian okudu.

Verdiği vaazında Mons. Bartholomew: “Burada, geleneğe göre Sevgi Havarisi, Teolog ve İncil Yazarı Aziz Yuhanna’nın mezarının bulunduğu bu mübarek yerde. Burada, Üçüncü Ekümenik Konseyin toplandığı bu bölgede. Burada, yüzyıllar önce İsa’nın Müjdesi’nin vaaz edildiği bu yerde. Lütuf ve Sevginin müjdesi. Burada, yüzyıllar boyunca “evrenin barışı […] ve herkesin birliği için” duaların ve yakarışların yapıldığı bu eski, erken dönem Hristiyanlık Bazilikası’nda. Burada, bu yerde, binlerce insanın yüzyıllar boyunca Baba, Oğul ve Kutsal Ruh adına vaftiz edildiği Vaftizhanede… Bu alan, Hristiyan sevgisinin daha derin anlamını yansıtmak için bizim için oldukça semboliktir, çünkü Teolog ve İncil Yazarı  Aziz  Yuhanna, Mesih’i çok seven bir talebe ve Sevginin öğrencisidir…

İzmir Rum Ortodoks Metropoliti Monsenyör Bartholomew Samaras

Sevgili Kardeşlerim, bu akşam, bu kutsal mekanda, hepimizin bir araya gelmesi İzmir Hristiyanların kendi aralarında ve tüm insanlar için gerçek Hristiyan sevgisini gösterme konusundaki iyi niyet ve çabalarını göstermeyi ve kanıtlamayı amaçlamaktadır. Özellikle de bugün, kargaşa çağında, savaşlar çağında ve aslında bize çok yakın olan, rekabet ve tutku çağında. Birbirimize sevgimiz varsa, ancak o zaman Mesih’in öğrencileri olduğumuzu kanıtlayabiliriz. Böylece, Mesih’in bizi dünyaya barış, sevgi ve iyilik mesajı vermemiz için gönderdiğini sürekli olarak kanıtlayacağız. Bugünkü toplantı, Roma Kilisesi’nin ve Ekümenik Patrikhane’nin on yıllar boyunca Hristiyan topraklarının birliği için kutsal çabalarına küçük, minimal, dua dolu bir katkı sağlamayı amaçlıyor.” dedi.

Evrensel Dualar bölümüne Mons. Bartholomew ve Peder James de kendi dualarını eklediler. Orgu çalan Serkan Şahin ve Katedral’in görevlisi Mesut Kalaycı, bu görkemli Ayin’e renk kattılar.

Bu sene böylece İzmir’de bulunan farklı mezheplerden Hristiyanlar, dirilen Rab’bi anmak için birleştiler ve Havari Aziz Yuhanna’yı mezarında andılar.

Aziz Yuhanna Ortodokslar tarafından 8 Mayıs günü kutlanıyor; salgın döneminden önce İstanbul Rum Patriği Bartholomeos, Selçuk’a gelmiş ve Aziz Yuhanna’nın anısına düzenlenen ayini yönetmişti.

(SAT-7 TÜRK/İZMİR-Nathalie Ritzmann)

PASKALYA DEVRESİ IV. SALI

İncil: Yuhanna 10, 22-30

O sırada Yeruşalim’de Tapınağın Açılışını Anma Bayramı kutlanıyordu. Mevsim kıştı. İsa tapınağın avlusunda, Süleyman’ın Eyvanı’nda yürüyordu. Yahudi yetkililer O’nun çevresini sararak, “Bizi daha ne kadar zaman kuşkuda bırakacaksın?” dediler. “Eğer Mesih isen, bize açıkça söyle.” İsa onlara şu karşılığı verdi: “Size söyledim, ama iman etmiyorsunuz. Babam’ın adıyla yaptığım işler bana tanıklık ediyor. Ama siz iman etmiyorsunuz. Çünkü benim koyunlarımdan değilsiniz. Koyunlarım sesimi işitir. Ben onları tanırım, onlar da beni izler. Onlara sonsuz yaşam veririm; asla mahvolmayacaklar. Onları hiç kimse elimden kapamaz. Onları bana veren Babam her şeyden üstündür. Onları Baba’nın elinden kapmaya kimsenin gücü yetmez. Ben ve Baba biriz.”

PASKALYADEVRESİ IV. PAZARTESİ

İncil:

Yuhanna 10, 11-18

Ben iyi çobanım. İyi çoban koyunları uğruna canını verir. Koyunların çobanı ve sahibi olmayan ücretli adam, kurdun geldiğini görünce koyunları bırakıp kaçar. Kurt da onları kapar ve dağıtır. Adam kaçar. Çünkü ücretlidir ve koyunlar için kaygı duymaz. Ben iyi çobanım. Benimkileri tanırım. Baba beni tanıdığı, ben de Baba’yı tanıdığım gibi, benimkiler de beni tanır. Ben koyunlarımın uğruna canımı veririm.

Bu ağıldan olmayan başka koyunlarım var. Onları da getirmeliyim. Benim sesimi işitecekler ve tek sürü, tek çoban olacak.

Canımı, tekrar geri almak üzere veririm. Bunun için Baba beni sever. Canımı kimse benden alamaz; ben onu kendiliğimden veririm. Onu vermeye de tekrar geri almaya da yetkim var. Bu buyruğu Babam’dan aldım.”