Olağan devre – 33. Pazar Günü – C

Litürji

Kutsal Kitab’ın Okunması

13/11/2022 – OLAĞAN DEVRE – 33. Pazar Günü – C

1.Okuma Mal. 3,19-20 Mezmur 97 2.Okuma 2 Sel. 3,7-12 İncil Luka 21,5-19

Bu Pazar Günü Kilise takviminin son pazarından önceki haftadır: Bu sebepten zamanların sonundan, her şeyin, yaşamımızın da sona ermesinden bahseden metinler okunur. Hakikaten de her şeyin geçici olduğunun farkındayız: Hastalıklar ve kazalar sebebiyle devamlı olarak tehlikede yaşadığımızı görürüz. İsa bu gerçeklerden konuşur, bunları saklamaz veya konuşulmaması gereken bir konu olarak görmez.

James Tissot (1836–1902), The Prophecy of the Destruction of the Temple
James Tissot (1836–1902), The Prophecy of the Destruction of the Temple

O’nun sözleri yüzeysellik içerisinde yaşamamak için, uyanık olmaya ve dünyanın güzel şeylerini birer ilaha çevirmemek için yardımdır. Bizler insanların, kendi yaptıkları şeyleri ilahlara çevirmelerinin ne kadar kolay olduğunu görürüz. Bu şeylerin güzel, çekici, faydalı olduklarını gördüğümüzde onları yapanları beğeniriz, onlara anıtlar, meydanlar ithaf ederek şan veririz. Elbette insanın bunu yapması için ona zekayı ve kabiliyeti vereni unuturuz.

Bugün İsa öğrencileri ile Yeruşalim tapınağının sanatsal güzelliğinden bahsediyor. Gerçekten öğrenciler bu güzellikten dolayı hayret içinde kalmaktaydılar. İsa ise insana, özellikle de Allah’a bakmakta: Eğer insan Allah’a itaat etmezse, eserleri tuzak oluyorlar. Tapınağın zenginliği yağmacıları çekecektir; bunlar için sanatsal güzellik hiç önemli değil ve altın alabilmek için her şeyi yok edecekler!

Taş üstünde taş kalmayacak”! Gerçekten Yeruşalim tapınağı için bu sözler bir peygamberlik oldu: Kırk sene sonra böyle oldu. Fakat sadece Yeruşalim için değil de, tarih boyunca insanlar tarafından, Hristiyanlar tarafından da, sayısız eserler için, harika kiliseler için de bu sözler geçerli oldu. Bu sözler, geçmeyecek sözler; bizim muhteşem kiliselerimiz, kurduğumuz çeşitli sosyal ve yardım kurumları da sona erecekler. Bunu unutmamalıyız, öyle ki ruhsal yaşamımızı, Rab ile olan birliğimizi ve O’nun projelerini küçümsemeyelim.

Dünyada hiçbir şey sabit değildir, hiçbir şey kalıcı değildir. Halklar hareket ediyor, beraberlerinde kendi egoizmlerini, zorbalıklarını sürüklüyorlar, ellerindeki yıkıcı güçle günahlarını kabul ettiriyorlar. İsa’yı dinleyen kişi; bu olaylara, putperestliğin ve ateizmin sunabileceği çekicilikten korunmaya, insanın tek Kurtarıcısına tanıklık etmeye hazır olmalıdır. İsa’yı seven kişi, insani güvene sahip değildir: Gerçekten de insani güvene dayanmak, tehlikelidir. Böyle yapanlar, akrabalar veya sevdiklerini söyleyenlerden bile kin görecek ve kandırılacaktır. Deprem ve hastalıklardan değil de, imanımızın zayıflığından, tanıklık verme yeteneğinden yoksun olmamızdan korkmalıyız.

Gelecekte kim olduğumuzu, daha doğrusu bizi yaşatanın ve sevinç, sevgi verenin, güvenli rehberlik ve yaşamımıza anlam verenin kim olduğunu göstermek için fırsatımız olacaktır. Birçok kişiye İsa’nın kurtuluşuna katılabilme imkanını verebilme, sevincimiz olacaktır. Fakat uyanık olmamız gerekecektir öyle ki neyin Allah’a ait olduğunu, O’nunmuş gibi gözükenden ayırabilelim.

Hiçbir zaman her şeyin sona erdiğini unutmamalıyız. Bu şekilde kalıcı gerçeğe, daha doğrusu kalıcı Olan Kişiye bağlı kalacağız: O bizi gerçekten sever ve yüzyıllar boyunca yüceltilmeye layıktır!

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it