Ay: Aralık 2024
Noel’e Hazırlık Devresi 4. Pazar Günü – C
4ème Dimanche de l’Avent
4ª Domenica di Avvento
4th Sunday of Advent
NOEL’E HAZIRLIK DEVRESİ 4.Pazar C Yılı
Kutsal Kitab’ın Okunması
İlk okuma Mik. 5, 1-4 Mezmur 79
İkinci Okuma İbr. 10, 5-10 İncil Lk. 1, 39-48
“Doğurması gereken doğuracaktır!” Bu, Allah’ın evlatlarının gerçek hürriyet anıdır. Çünkü doğacak olan “başkalarının gücünden” acı çeken halkı kurtaracaktır! Bugün dikkatimizi doğuracak olan kadına çevirelim. Doğurmasını hevesle bekliyoruz, çünkü gerçek hürriyeti ümit ediyoruz. Gerçekten başkalarının gücü, insani bir güç değil, her insana ve tüm insanlığa acı çektirmeye devam eden günahın gücüdür.
Peygamber bir anne müjdeliyor ve biz bugün bu annenin tepeleri aşarak başka bir anne ile buluşmaya gidişini görüyoruz. İkisi de beklenmedik şekilde, Allah’ın eli ve lütfu ile ansızın karşılaşarak anne oldular, İkisi de sevgiyi kabul ettiler ve şimdi onlar sevmeyi, kendilerini sunmayı öğrenmelidirler. Çünkü içlerinde taşıdıkları yaşam yukarıdan gelen bir armağandır.
Peygamberlikler gerçekleşiyor. Halkın yüzyıllarca süren bekleyişi şimdi bu iki annenin sessizliğinde ve sırrında gerçekleşiyor. Elizabet Meryem’i kabul ederken, Yahya İsa’yı kabul ediyor! Elizabet’in Meryem’e söylediği sözler; karnındaki çocuğun kim olduğunu belirtmekte. Bu çocuğun şimdiden büyük, ilahi bir ismi var: O, peygamberin “Halkına esenlik getirecek” olan olarak ilan ettiği Oğul’dur. Yaşlı annenin çocuğunun sevinçten hoplamasını sağlayan sevinç, o ismin anlamını, yani Allah kurtarır, önceden açıklamaktadır. Allah sözünü tutuyor, Allah burada ve eylemlerine devam etmekte!
Nihayet Meryem, yeni durumunun yarattığı korkuları bırakabilir ve tüm dünyanın tatmak üzere olduğu sevince yer verebilir.
Elizabet, Meryem’i suçlamıyor, eleştirmiyor, yargılamıyor, tersine onu anlamakla kalmıyor, onu överek onu kutsanmış ve mutlu ilan ediyor.
Kurtarıcının Annesi, gerçekten Allah tarafından kutsanmıştır ve tüm varlığında mutludur! O, sevincini belirtiyor, O sevinç ki, Allah’ın iyiliğine hayretle bakarak, büyüyor ve kendisine de acı veren dünyanın durumundan dolayı azalmıyor.
Meryem’in sevincini belirttiği ilahi, yüzyıllar boyunca Hristiyanlar tarafından kabul edilip tekrar edildi. Bu ilahi ile imanlılar Peder’e şükrediyorlar çünkü O, onların gün boyunca tatmış oldukları güneş, sevgide her sadakatlerinin mükafatıdır. Onlar da her gün zenginlerin ve güçlülerin kibirlerinden ve sertliklerinden acı çekiyorlar ve her gün fakirlerin ve acı çekenlerin, temiz kalplilerin ve merhametlilerin mutluluklarını paylaşıyorlar.
Meryem, tam da Oğlunu ve Kurtarıcımızı beklerken tüm Kilise için dua öğretmeni oldu. O dua ve sevgi öğretmenidir.
Dua yüreği cömertliğe açar, yaşanmış sevgi de duayı gerçek ve somut kılar. Meryem’in duası, Allah’ın ve kendi Oğlunun ebediyetin sessizliğinde çınlattığı aynı sunuşu, yüksek sesle telaffuz ettiğinde başladı: “Allah’ım, işte, isteklerini yerine getirmek için geliyorum”. İbraniler’e mektup, Oğlun Baba’ya olan armağanını bu şekilde açıklamaktadır: İnsanların günahı için, kendi kanı ile arındırılmış bütün insanlığı Baba’ya göstermek için kendi bedenini kurban olarak sunuyor.
Biz de bugün tüm Kilise ile birlikte bu sözleri tekrar edelim ki sevinç dolu olanları da söyleyebilelim: “Canım, Rabbi yüceltir, ruhum, Kurtarıcım Allah sayesinde sevinçle coşar!”.
Peder Vigilio Covi
17 Aralık Salı
İncil: Luka 1, 5-25
Yahudiye Kralı Hirodes zamanında, Aviya bölüğünden Zekeriya adında bir kâhin vardı. Harun soyundan gelen karısının adı ise Elizabet’ti. Her ikisi de Tanrı’nın gözünde doğru kişilerdi, Rab’bin bütün buyruk ve kurallarına eksiksizce uyarlardı. Elizabet kısır olduğu için çocukları olmuyordu. İkisinin de yaşı ilerlemişti. Zekeriya, hizmet sırasının kendi bölüğünde olduğu bir gün, Tanrı’nın önünde kâhinlik görevini yerine getiriyordu.
Kâhinlik geleneği uyarınca Rab’bin Tapınağı’na girip buhur yakma görevi kurayla ona verilmişti.
Buhur yakma saatinde bütün halk topluluğu dışarıda dua ediyordu. Bu sırada, Rab’bin bir meleği buhur sunağının sağında durup Zekeriya’ya göründü. Zekeriya onu görünce şaşırdı, korkuya
kapıldı. Melek, “Korkma, Zekeriya” dedi, “Duan kabul edildi. Karın Elizabet sana bir oğul doğuracak, adını Yahya koyacaksın. Sevinip coşacaksın. Birçokları da onun doğumuna sevinecek.
O, Rab’bin gözünde büyük olacak. Hiç şarap ve içki içmeyecek; daha annesinin rahmindeyken Kutsal Ruh’la dolacak. İsrailoğulları’ndan birçoğunu, Tanrıları Rab’be döndürecek. Babaların yüreklerini çocuklarına döndürmek, söz dinlemeyenleri doğru kişilerin anlayışına yöneltmek ve Rab için hazırlanmış bir halk yetiştirmek üzere, İlyas’ın ruhu ve gücüyle Rab’bin önünden gidecektir.”
Zekeriya meleğe, “Bundan nasıl emin olabilirim?” dedi. “Çünkü ben yaşlandım, karımın da yaşı ilerledi.”
Melek ona şöyle karşılık verdi: “Ben Tanrı’nın huzurunda duran Cebrail’im. Seninle konuşmak ve bu müjdeyi sana bildirmek için gönderildim. İşte, belirlenen zamanda yerine gelecek olan sözlerime inanmadığın için dilin tutulacak, bunların gerçekleşeceği güne dek konuşamayacaksın.”
Zekeriya’yı bekleyen halk, onun tapınakta bu kadar uzun süre kalmasına şaştı.
Zekeriya ise dışarı çıktığında onlarla konuşamadı. O zaman tapınakta bir görüm gördüğünü anladılar. Kendisi onlara işaretler yapıyor, ama konuşamıyordu. Görev süresi bitince Zekeriya evine döndü. Bir süre sonra karısı Elizabet gebe kaldı ve beş ay evine kapandı. “Bunu benim için yapan Rab’dir” dedi. “Bu günlerde benimle ilgilenerek insanlar arasında utancımı giderdi.”
Bekleyiş Devresi 3. Pazartesi
İncil: Matta 21, 23-27
İsa tapınağa girmiş öğretiyordu. Bu sırada başkâhinler ve halkın ileri gelenleri O’nun yanına
gelerek, “Bunları hangi yetkiyle yapıyorsun, bu yetkiyi sana kim verdi?” diye sordular. İsa onlara
şu karşılığı verdi: “Ben de size bir soru soracağım. Bana yanıt verirseniz, ben de size bunları
hangi yetkiyle yaptığımı söylerim. Yahya’nın vaftiz etme yetkisi nereden geldi, Tanrı’dan mı,
insanlardan mı?” Bunu aralarında şöyle tartışmaya başladılar: “‘Tanrı’dan’ dersek, bize, ‘Öyleyse
ona niçin inanmadınız?’ diyecek. Yok eğer ‘İnsanlardan’ dersek… Halkın tepkisinden korkuyoruz.
Çünkü herkes Yahya’yı peygamber sayıyor.” İsa’ya, “Bilmiyoruz” diye yanıt verdiler. İsa, “Ben de
size bunları hangi yetkiyle yaptığımı söylemeyeceğim” dedi.
Bekleyiş Dönemi 3. Pazar
RESPONSORİUM Lev. 26, 11-12; 2. Kor. 6, 16
¥ Konutumu aranızda kuracak, size sırt çevirmeyeceğim. * Aranızda yaşayacak,
Tanrınız olacağım. Siz de benim halkım olacaksınız.
¶ Sizler yaşayan Tanrı’nın tapınağısınız. Nitekim Tanrı şöyle diyor:
¥ Aranızda yaşayacak, Tanrı’nız olacağım. Siz de benim halkım olacaksınız.
Bekleyiş Dönemi 2. Cumartesi
RESPONSORİUM Lev. 26, 11-12; 2. Kor. 6, 16
¥ Konutumu aranızda kuracak, size sırt çevirmeyeceğim. * Aranızda yaşayacak,
Tanrınız olacağım. Siz de benim halkım olacaksınız.
¶ Sizler yaşayan Tanrı’nın tapınağısınız. Nitekim Tanrı şöyle diyor:
¥ Aranızda yaşayacak, Tanrı’nız olacağım. Siz de benim halkım olacaksınız.
Bekleyiş Dönemi 2. Cuma
İncil: Matta 9, 27-30
İsa oradan ayrılırken iki kör, “Ey Davut Oğlu, halimize acı!” diye feryat ederek O’nun
ardından gittiler. İsa eve girince körler yanına geldi. Onlara, “İstediğinizi yapabileceğime
inanıyor musunuz?” diye sordu. Körler, “İnanıyoruz, ya Rab!” dediler.
Bunun üzerine İsa körlerin gözlerine dokunarak, “İmanınıza göre olsun” dedi. Ve
adamların gözleri açıldı. İsa, “Sakın kimse bunu bilmesin” diyerek onları sıkı sıkı uyardı.
Bekleyiş Dönemi 2. Çarşamba
İncil: Matta 11, 28-30
Ey bütün yorgunlar ve yükü ağır olanlar! Bana gelin, ben size rahat
veririm. Boyunduruğumu yüklenin, benden öğrenin. Çünkü ben yumuşak huylu,
alçakgönüllüyüm. Böylece canlarınız rahata kavuşur. Boyunduruğumu taşımak kolay,
yüküm hafiftir.”