Avrupa Doğu Katolikleri Episkoposlarının yıllık toplantısı 16-19 Eylül 2024 tarihleri arasında Romanya’nın Oradea kentinde yapıldı

Episkopos ve Rahipler Arasındaki İlişki – Kardeşlik ve İnsanlık. Sinodalite Üzerine Sinod

 Avrupa Doğu Katolik Episkoposlarının yıllık toplantısı 16-19 Eylül 2024 tarihleri arasında Romanya’nın Oradea kentinde yapıldı. Toplantının konusu: “Episkoposlar ve Rahipler Arasındaki İlişki – Kardeşlik ve İnsanlık, Sinodalite Üzerine Sinod” olarak belirlenmişti. Toplantı, Avrupa Episkoposlar Konferansları Konseyi (CCEE) himayesinde, Oradea Yunan-Katolik Eparkhlığı Episkoposu Mons. Virgil Bercea’nın daveti üzerine düzenlendi. Toplantıya Ukrayna, Macaristan, Slovakya, Kıbrıs, Belarus, İtalya, Yunanistan, Fransa, Avusturya, İspanya, Bulgaristan, Türkiye, Kuzey Makedonya, Sırbistan, Hırvatistan ve Romanya’dan Doğu Katolik Kiliselerini temsilen altmış episkopos ve rahip katıldı. Romanya ve Moldova Episkoposlar Konferansından Latin-Ritine bağlı Katolik episkoposlar da toplantıda hazır bulundu. Ayrıca Doğu Kiliseleri Bakanlığı Başkanı Kardinal Claudio Gugerotti, Romanya ve Moldova Apostolik Nuncio’su Kardinal Giampiero Gloder ve Avrupa Episkoposlar Konferansları Konseyi (CCEE) Başkanı Kardinal Gintaras Grušas da toplantıda bulundular. (EGCO Basın Ofisi)

Olağan Devre 25. Pazar Günü B Yılı

Litürji

Kutsal Kitab’ın Okunması

1.Okuma Bil 2,12.17-20 Mezmur 53 2.Okuma Yak 3,16-4,3 İncil Mk 9,30-37

Allah’ın Sözü, günümüzde de Hristiyanların kendi kendilerine sordukları bir soruya cevap vermektedir: Niçin dünya bize karşıdır? Ne kötülük yapıyoruz? Niçin imanımızın, ve sadece bizim imanımızın, her türlü işareti resmi yerlerden yok edilmek isteniyor? Geçmişte Azizlerinin aracılığıyla ve şimdi de dünyanın her yerinde ve her alanda çalışan üyelerinin aracılığıyla Kilise’nin yaptığı bütün iyiliğe karşı niçin O ve onun temsilcileri bu kadar kin buluyorlar?

Bilgelik kitabı, bu durumun çok normal olduğu konusunda bizi ikna etmektedir. Eski zamanlarda da Allah’ın arzusunu yapanlar, emirlerine uyanlar ve dürüstçe yaşayanlardan nefret edilirdi. Bu kişiler denenirler, cani gibi ölüme mahkum edilirlerdi. Onların suçu neydi? 

Onların dürüst davranışı, Allah’ın varlığını ve yargısını görmezden gelmek isteyenler için bir azarlama gibidir. Severek ve ciddi bir şekilde yaşayan kişi, bencillilikle ve insanlara doğru saygısızca yaşayan kişi için bir azarlama olur. Günümüzde de durum aynıdır, gelecekte de böyle olacaktır. Günah insanların duygularını ve iradelerini bozdukça hep böyle olacaktır. 

Biz korkmayacağız. Biliyoruz ki herkesten çok denenen dürüst olan, Öğretmenimiz ve Rabbimiz İsa’dır. İsa’nın kendisi, öğrencilerine Bilgelik Kitabının sözlerinin kendisinde gerçekleşeceklerini söyledi. “İnsanoğlu insanların ellerine teslim edilecek ve O’nu öldüreceklerdir”. Öğrenciler O’nun, İnsanoğlu olduğunu biliyorlardı; O, hastaları iyileştirmiş, şeytanlardan kurtarmış, körlerin gözleri açmıştı, dilsizleri konuşturmuş, ekmekleri çoğaltmıştı. Ne kötülük yapmıştı? Öğrenciler niçin O’nun öldürülmesi gerektiğini anlamıyorlardı. Fakat O, kendisi hakkında bunu söylüyordu. Hatta üç gün sonra dirileceğini de söylemişti: Bu sözünü anlamak daha da zor, gerçekleştirmesine Allah’ın tüm gücünü bağlayan sözdür.

Öğrenciler aralarında ölümünden veya dirilişinden konuşmuyorlardı, oysa gerçekten İsa’nın ölmesi durumunda, yerini kim alacağı hakkında tartışıyorlardı. Aralarında en büyük kimdir? 

Bunu görmek, İsa için büyük bir acı oldu: O reddedileceği için üzülürken öğrencilerinin bu merakı O’nu daha da çok üzüyor. Onlar hala anlamamışlardı, O’nun için en önemli kişiler, acı çekenler ve küçük olup hor görülenlerdir: İşte hizmet edilecek büyükler bunlardır. Öğrenciler işte bu “büyüklere” hizmet etmelidirler, ilk bunlara saygı göstermeli, dikkatlerini ilk onlara çevirmelidirler. İsa’nın kendisi aralarında olmayacağında O yine de kabul edilebilecektir: Hangi şekilde? “Her kim böyle bir çocuğu benim adıma kabul ederse, beni kabul etmiş olur ve her kim beni kabul ederse, beni göndereni kabul etmiş olur”. 

İşte Allah’ın gözünde büyük olmanın gerçek yolu budur: Allah’ın kendisini içimize kabul etmek! Allah; seven Allah’tır, kendi kendine bakamayana yaşam ve barış verendir: İçimize O’nun sevgisini kabul ederek evlatları ve işbirlikçileri olabiliriz. O zaman O’ndan uzaklaşanların ve O’nu reddedenlerin düşmanlığına sabretmemiz gerekirse de, bize olan O’nun güveninden sevineceğiz.

İkinci okumada Aziz Yakub bizi uyandırmak için gerekli bir sertlik ile konuşmaktadır: O’nun sevgisi gerçek bir sevgi, azarlamayı bilen bir sevgidir. O, Hristiyanların aralarında da fazla kavgaların olduklarını söylüyor: Onlar kıskançlığa yer vermektedirler ve kıskançlık çok kötü meyvelerini getirmektedir. “Bedenlerinizin üyelerinde savaşan tutkularınız” hala canlıdırlar. Bunlar,  açgözlülük, kıskançlık ve hırslardır. Yenilmeyi sağlayan az veya güçsüz imandır. 

Fakat Havari bu hırsların ağından çıkmak için yolu da göstermektedir ve bu, gerçek bilgeliğin araştırmasıdır: “Gökten inen bilgelik her şeyden önce paktır, sonra barışçıl, yumuşak ve uysaldır. Merhamet ve iyi meyvelerle doludur”. Bu bilgelik, dünyaya dayanılmaz gelen bilgeliktir, çünkü dünyanın egoist alışkanlıklarına karşıdır, fakat İsa’nın öğrencilerinin içlerinde var olmasını istedikleri bilgeliktir, küçükleri ve acı çekenleri seven o bilgeliktir. Bu bilgeliği, daimi ve alçakgönüllü bir dua ile Baba’dan diliyoruz. Bilgeliği dilediğimizde Baba sevinçle duamızı kabul eder!

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it