Türkiye Katolik Ruhani Reisler Kurulu -|- Թուրքիոյ Կաթողիկէ Եպիսկոպոսներու Համաժողով -|- Conférence Episcopale de Turquie -|- Conference of Catholic Bishops in Turkey -|- Conferenza Episcopale Turchia -|- مؤتمر الأساقفة الكاثوليك في تركيا
Rab’bin Eyüp’e yönlendirdiği soru hayret edicidir. Kim denizlere sınır koydu? Kim bu sınırları belirledi ve aşmalarını engelledi? Sen misin yoksa? Senin, doğa üzerinde ne gücün var? Doğanın güçleri de bir yasaya itaat etmez mi?
Bu sorular kendimizi Allah’ın hikmetine emanet etmemiz için yardımcı olmalılardır. Yaşamımızda ve tarihte her şey O’nun eli tarafından yönlendirilir: Bunlara isyan etmek görevimiz değildir, şikayet etmek de görevimiz değildir. Allah’ın izin verdiği veya karar verdiği şey mutlaka iyiliğimiz içindir. Biz O’nun yaptığınıyargılayamayız, çünkü gelecekte ne olabileceğini bilemeyiz. Eyüp’ün sessiz kaldığı sorular bizleri İncil’i dinlemeye hazırlar.
Fırtınalı denizde İsa sakin sakin uyumaktadır. Öğrencileriyle birlikte bizler de bu sakinliğinin, sorumsuz olmasından mı ileri geldiğini kendi kendimize soruyoruz. İsa ise korku içerisindeki öğrencilerini azarlamaktadır ve korkularına şaşırmaktadır. Korku imansızlık işaretidir. Korkuyorsan Allah’ın her şeye kadir olduğuna inanmıyorsun demektir. O, rüzgara ve denize hükmedebilir; bu tehlike durumunu kendi gizemli sebepleri için de kullanabilir, sana veya Kilise’ye veya halka bir fayda getirmek için kullanabilir. İsa daima korkularımızın üzerindedir. İlk önce bizi güvenmeye çağırmak için bütün korkularımıza karşı İsa kalkıyor. O korkmuyor, ben niçin korkayım?
Fırtınada olan denizden geçen kayık, Kilise’nin güzel bir imgesidir. O, daima İsa’nın mevcudiyetine sahiptir, bazen O uyuyormuş veya yokmuş gibi görünse de. Öğrenciler İsa’nın daima yanlarında olduğunu biliyorlar ve bu onlar için yeterli olmalıdır. Kilise dünyada daima değişik yönlerden gelen “rüzgarların” etkisi altında bulunur ve deniz “dalgalarının” onu boğma tehlikesini yaşar: Dünyanın düşünce tarzları ve alışkanlıkları Kilise içine girdiğinde içinde olanlar da, dışındakilerin yaşadığı aynı tehlike içinde olurlar. Ama İsa mevcuttur. O’nun var oluşu barış ve cesaret verir.
O’nun görmediğine ve duymadığına mı inanıyorsun? Kendisinin dinlendiği kayığın durumu ile ilgilenmediğine mi inanıyorsun? O, Babasına güvenmeye devam eder, Babasının her şeyi gördüğünü ve evlatlarının her ihtiyacına, her şeye hikmetiyle yetiştiğini biliyor.
Aziz Pavlus, İsa öldü diyor ve ölümü bizim kurtuluşumuzdur diye ilan ediyor. O, bizim kurtuluşumuz için öldü, o zaman sen de yaşamını ve ölümünü O’na sunarak kendini Baba’ya emanet edemez misin? İsa ile yaşamak, seni yeniden yaratır; o kadar çok yenilik getirebilir ki, yaşamında hiç yapmadıklarını yapmaya başlayabilirsin: “eski şeyler gitti, işte her şey yepyeni oldu”.
İsa ile yaşadığında Baba, senin gözlerinle gördüğün şeylerden daha çok belirgin olur: Bu şeyler geçicidir, ama O sonsuza dek kalır.
İnsani düşünme tarzları yeni düşüncelere yer verir. Yeni düşüncelerde sevgi ve Allah’ın gücü, belirsiz alışkanlıklarımız ve insani davranışlarımızdan daha önemlidir. Şimdi veya gelecek için korkuya kapıldığımda İsa’nın kayıktaki uykusunu hatırlamaktayım. O’nu uyandırmayacağım, yanına yaklaşıp O’nunla birlikte dinleneceğim!
¥ Onların gözü önünde kutsallığımı sizin aracılığınızla kanıtlayacağım. Üzerinize temiz su dökeceğim, size yeni bir yürek verecek, içinize yeni bir ruh koyacağım. * Ruhumu içinize koyacağım; kurallarımı izlemenizi, buyruklarıma uyup onları uygulamanızı sağlayacağım.
¶ Kutsal olun. Çünkü ben kutsalım. * Ruhumu içinize koyacağım; kurallarımı izlemenizi, buyruklarıma uyup onları uygulamanızı sağlayacağım.
¥ Allah’ın ve meleklerinin huzurunda nasıl yaşayabileceğimize bakalım * Ve kalbimiz ve sesimiz uyum içinde mezmurları söyleyelim.
¶ Allah’ın ettiğimiz duaların çokluğundan değil, kalbimizin arılığından ve günah için duyduğumuz üzüntüden hoşlandığını hatırlayalım. * Ve kalbimiz ve sesimiz uyum içinde mezmurları söyleyelim.