Paskalya Devresi V. Cumartesi

RESPONSORİUM                                                                                              Yu. 16, 20. 21

¥ Size doğrusunu söyleyeyim, siz ağlayıp yas tutacaksınız, dünya ise sevinecektir. * Kederleneceksiniz, ama kederiniz sevince dönüşecek.

¶ Kadın doğum yapacağı zaman ağrı çeker. Ama doğurunca, dünyaya bir çocuk getirmenin sevinciyle çektiği acıyı unutur.

¥ Kederleneceksiniz, ama kederiniz sevince dönüşecek.

Paskalya’nın 6. Pazar Günü – B

Litürji

Kutsal Kitab’ın Okunması

05/05/2024 – PASKALYA DEVRESİ – 6. Pazar Günü – B

1.Okuma Hav. Kit. 10,25-27.34-35.44-48 Mezmur 97 2.Okuma 1Yh. 4,7-10 İncil Yh. 15,9-17

İbrani Hristiyanlar için, paganların da Allah’ı, İsa’nın ölümü ve dirilişi için yücelttiklerini görmek büyük bir sürpriz oldu! Paganlar da Kutsal Ruh’u almışlardı ve bu sebepten kardeş gibi kabul edilip aynı Kilise tarafından vaftiz edilmeleri gerekiyordu.

Duccio di Buoninsegna. L’Apparizione di Cristo sul monte della Galilea. Museo dell’Opera del duomo, Siena.

Kim İsa’yı tanıyorsa ve yaşamında O’nu kabul ediyorsa yeni bir insan olmaktadır, Allah’ın evladı ve dolayısıyla Baba Allah’ın sevgisiyle sevmeye kabiliyetli olmaktadır. İşte bugün İncil’de İsa, Yuhanna da ilk mektubunda, yüreklerimize dökülen bu sevgiden bahsetmektedirler.

İsa, Baba tarafından sevilmekten mutlu! Tüm yaşamı, Baba’nın sevgisidir. Bu sebepten İsa, bu sevgiyi öğrencilerine döküp onlara aynı sevgiyi öğreterek bu sevgiye devam etmeyi kendi görevi olarak görmektedir. O’nun tarafından sevildiklerini hisseden öğrenciler, sevgisini hayatlarının ”yeri” kılacaklar, yani ”kalmaya” çalışacakları yeri. 

İsa onlara bu sevgide kalmalarını tembihliyor, çünkü sevincin, herkesin devamlı olmasını istediği o sevincin tek yolu budur. 

İsa’nın sevgisinde kalmak için “emirlerine uymak” yeterlidir. İsa’nın emri tektir ve tam da O’nun aracılığıyla yaşamımıza girmiş olan sevgidir: Birbirimizi İsa’nın bizi sevdiği gibi ve O’nun bizi sevdiği için, sevmek.

İsa bizi niçin sevdi? Biz bunu hak ediyoruz diye değil, iyi olduğumuz için de değil, ama buna ihtiyacımız olduğu için İsa bizi sevdi! İsa bizi nasıl sevdi? O bizleri “sonuna kadar sevdi” yani yaşamının sonuna kadar ve sevginin sonsuz imkanlarının sonuna kadar sevdi. Aynı şekilde bizim de birbirimizi sevebilmemiz için bize lütuf verildi. 

Kardeşlerin sevgisini, hak etmesek de, kabul edebiliriz ve biz de onları karşılıksızca sevebiliriz çünkü buna ihtiyaçları vardır, onları sempatik olduklarından veya bize iyilik yapmış olduklarından veya minnettar olduklarından dolayı sevmeyiz. Bizler, Allah’a şükürler olsun, Azizlerin yaşamında çok örnekler görürüz. Kim aziz Françesko’nun cüzamlıyı öptüğünü hatırlamaz? Veya aziz Kamillo de Lellis, aziz Vinçenzo de Paoli, aziz Yusuf Kottolengo, Molokai’deki aziz Damyano’nun en zor hastalarla nasıl ilgi verdiklerini kim bilmez? Veya aziz Yuhanna Bosko’nun ve annesi Margerita’nın çocuklara dikkatlerini kim bilmez? 

Sadece Kilise’nin ilan ettiği Azizler’e bakmak da gerekmiyor, çünkü her birimiz bazı kardeşlerin sınırsız sevgisini görmüş veya duymuş, ondan faydalanmıştır. Küçücük bir örnek: Çocuklar zili çalıyordu. Kız kim olduğunu bakmaya gidiyor, ama onlar kaçıyor. Kız onları yüreğinde kutsuyor ve onların İsa ile karşılaşmalarını diliyor. Kızın bu sebeple çektiği yorgunluk, gün boyunca bir çok kere tekrarlansa da, azdır, fakat sevgi büyüktür ve küçük şeylerle daha zor durumlarda etkili olabilmeye hazırlanmaktadır.

Aziz Yuhanna İsa’nın öğretisine devam ediyor ve yeni ufuklar açıklıyor. Kim karşılık beklemeden seviyorsa Allah tarafından doğduğunu, yani O’nun evladı olduğunu gösterir: Nitekim Allah sevgidir! Allah’ın sevgisi; Oğlu, İsa, günahlarımızın sonuçları için çare bulmak için gelmiş olan İsa’dır. Biz günahkardık ve günahkarız, yani Allah’a karşı çıkmış, cehenneme layık olmuştuk. Ama O, dostluğunu tekrar elde etme, yüreğindeki yerimizi tekrar alma imkanını bize verdi: İşte ilahi sevgi, gerçekten sınırsız ilahi sevgi! İsa’yı ve Sözünü kabul ederek kurtuluruz! 

Bu sebepten ”birbirimizi sevelim çünkü sevgi Allah’tandır!

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it

Paskalya Devresi V. Cuma

RESPONSORİUM                                                                                  Kol. 2, 9-10; 1, 18

¥ Çünkü İlahi Doğa’nın bütün doluluğu bedence Mesih’te bulunuyor. * Siz de her yönetim ve hükümranlığın başı olan Mesih’te doluluğa kavuştunuz.

¶ Bedenin, yani kilisenin * başı O’dur. Her şeyde ilk yeri alsın diye başlangıç olan ve ölüler arasından ilk doğan O’dur.

¥ Siz de her yönetim ve hükümranlığın başı olan Mesih’te doluluğa kavuştunuz.

ORDO VIRGINUM RAHİBESİ MARIAGRAZIA ZAMBON İLE KATEKİZM SEMPOZYUMU ÜSTÜNE SÖYLEŞİ

Selçuk – İzmir’de düzenlenen 2. Ulusal Yetişkinler için Katekizm Sempozyumu koordinatörü Mariagrazia Zambon’a bazı sorular yönelttik. 

  1.       İkinci kez düzenlenen Katekizm Sempozyumunun konusu ve amacı hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Geçen yıl düzenlenen ilk sempozyumun ardından, tüm katılımcılardan bu değerli yıllık etkinliğin devam etmesi yönünde bir talep doğmuştu. Belirli bir tema üzerinde atölye çalışmalarıyla birlikte formasyon verilmesi yanında; tanışma, paylaşma, tartışma ve dua anlarının da yaşanacağı daha uzun bir zamana yayılmış bir sempozyum düzenlenmesi yönünde yoğun bir istek vardı. PUM ve CET’in desteği sayesinde, bu yıl da dolu dolu 3 gün boyunca Selçuk’ta kalarak bu sempozyumu düzenleyebildik. Katekistler, belirli bir tema üzerinde teolojik, İncil’e dayalı, ruhani ve pedagojik düzeyde bir eğitim kursu alma fırsatı buldular. Bu yıl, konu olarak Allah’ın Sevgisi’nin somut bir işareti ve O’nunla ve kardeşlerimizle bir araya gelmenin tükenmez bir kaynağı olan Efkaristiya’yı ele aldık.

Eylül ayında Ekvador’un başkenti Quito’da “Dünyaya şifa vermek için kardeşlik” temasıyla düzenlenecek olan 53. Uluslararası Efkaristiya Kongresi kutlamalarına denk gelen bu dönemde, Türkiye’deki Kilisemiz de 2023 yılı Aralık ayında, Advent döneminin ilk Pazar gününden itibaren bir yıllık dönemi  Ulusal Efkaristiya Yılı ilan ederek bu girişime katılmış bulunuyor.

Tüm cemaatlerimizde Efkaristiya’yı artan bir şekilde merkeze yerleştirebilmek ve ondan hareketle yeni birlik bağları kurabilmek, Hristiyan yaşamını ve pastoral eylemleri yenileyebilmek üzere özel bir zaman ayırmak isteyen Katekizm Komisyonu olarak bizler de Efkaristiya Yılı’nın, İsa’nın Son Akşam Yemeği’nde Fısıh Bayramı’nın bir anısı ve inananlar için ruhani bir besin, bir birlik işareti ve ilahi sevginin bağı olarak tesis ettiği bu büyük ve derin sakrament hakkındaki anlayışımızı derinleştirmek için değerli bir fırsat olmasını sağlamak amacıyla bu temayı seçtik. 

  1.  Sempozyum teması olarak “onlara siz yiyecek verin” cümlesi seçildi. Neden bu cümleyi seçtiniz?

Sempozyumun “sloganı” olarak İsa tarafından söylenen bu cümleyi seçtik, çünkü bu cümle, Hoca’nın bize öğrettiği gibi Sözün ve Efkaristiya’nın Ekmeğini kırarak somut ve etkili bir şekilde Müjdesini iletmeye çağrılanlara yönelttiği en güzel davet olarak göründü. İsa, aç ve yorgun kalabalığın önünde, Havarilerden ellerindeki çok az olan yiyeceği Kendisine vermeye davet eder, çünkü bizim vereceğimiz birazcık şey, O’nun ellerinde herkes için bir mucizeye dönüşür. Havariler İsa’nın yaptığı gibi vermeye, hatta daha da fazlasını vermeye çağrılırlar: yoksulluğumuz, sahip olduğumuz az şey, Rab’bin ellerinden geçerek herkes için bir berekete dönüşür. Ayrıca, Peder Alessandro Amprino’nun çok iyi açıkladığı gibi: bu Efkaristiya’dır. İsa’nın Bedeni olan ekmeğin kırılmasıyla Birlik yeniden keşfedilir.

  1.  Sempozyuma sadece din adamları ve adanmışlar mı katıldı?

Hayır, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da sempozyum yetişkinlerin katekezi (Hristiyanlığa giriş eğitimi) için çalışan herkese yönelikti. Bu Sempozyum Türkiye’deki Katolik Kilisesi için de bir peygamberlik ve bir işarettir, çünkü Episkoposlar, rahipler, kutsanmış erkekler ve kadınlar ve laik kişiler, ortak bir Kardeşlik içinde bir araya geldik.

  1.  Türkiye’de böyle bir sempozyum düzenlemenin önemi nedir?

En önemli şey, kateşist olmanın bir vazife değil, Hıristiyan toplumu içinde değerli ve karşılık beklemeden yerine getirilen, bir kişinin tüm kimliğini ve varlığını içeren bir hizmet olduğunu anlamaktı.

Bu bağlamda, Mons. Antuan Ilgıt’ın bu dini hizmetin özelliklerini göstermek için seçtiği üç İncil figürü çok güzeldir. İncil’deki ilk kateşist, öğrencilerini kendine saklamayan, ancak onlara Mesih’i işaret eden ve böylece tereddüt etmeden İsa’ya yönlendirebilen Vaftizci Yahya’dır. İkinci kateşist, Son Akşam Yemeği sırasında İsa’nın göğsüne eğilen ve Hoca’nın kalbini dinleyen, onun sevgi dolu kalp atışlarına uyum sağlayan ve adıyla çağırdığı kişileri ona emanet eden ‘sevilen öğrenci’ İncilci Yuhanna’dır. Son olarak, en mükemmel figür, Oğlu’nu en başından beri nasıl karşılayacağını bilen ve ona çarmıhın dibine kadar eşlik eden, beden almış Allah’ın Sözü’nün sessiz ve özenli taşıyıcısı olan Anne Meryem’dir.

Maciej daha sonra, kateşistin nasıl olması gerektiğini örnek vererek anlattı. Emmaus yolundaki iki öğrencisinin hikayesinde okuduğumuz gibi, yolda bir yol arkadaşı ve bir pedagog olan İsa’nın kendisine atıfta bulundu.

Konuşmacılar, fikir alışverişi ve dua anları sayesinde, kateşistin görevinin sadece haftada bir ders vermek değil, öncelikle Mesih’le ve daha sonra kendisine emanet edilenlerle bir ilişkiye tamamen dahil olmak, yolun bir parçasını onlarla birlikte yapmak olduğu konusunu vurguladı.

  1.  Bu sempozyumdan beklentileriniz nelerdir?

Dileğimiz, bu yıllık toplantıları sürdürebilmek, ama aynı zamanda yıl içinde başka eğitsel ve ruhsal paylaşım zamanları oluşturarak katekistlerin birbirleriyle korkusuzca yüzleşebilmelerine yardım etmek ve kimsenin muaf olmadığı yorgunlukların, sevinçlerin, başarısızlıkların, korkuların, şüphelerin de yaşandığı bu hassas hizmette onlara destek verip yoldaş olmaktır.

Röportaj: Mariagrazia Zambon, Ordo Virginum

Sorular ve Çeviri: Şule Rogenbuke

Foto: Fr. Jawahar Cutinho

II. KATEKİZM SEMPOZYUMU İZMİR’DE MERYEM ANA EVİ’NDE YAPILDI

Sempozyum, 10 Nisan Çarşamba günü saat 18.00’de Efes’teki Meryem Ana Evi’nde tesbih duasının ardından Anadolu Havarisel Vekilliği Yardımcı Episkoposu Mons. Antuan Ilgıt riyasetinde kutlanan Efkaristiya ayini ile başladı. Böylece katılan ruhban ve laik katekistler ile katekist adayları üstlendikleri görevi Meryem Ana’ya emanet ettiler. Ayinin ardından yapılan açılış toplantısında İzmir Başepiskoposu ve Türkiye Katolik Episkoposlar Kurulu (CET) Başkanı Muhterem Mons. Martin Kmetec, Müjde’nin ilanı için öncelikle yaşanan kültürü tanımak gerektiğini ifade etti. Meleğin Meryem’e Müjdesini örnek verdi ve Allah’ın insan özgürlüğüne saygı duyduğunu vurguladı. Görevimizin inandığımıza tanıklık etmek olduğunu ve kilise geleneğinde herkesin kucaklanması için çaba göstermek gerektiğini belirtti.

Papalık Görev Birliği Genel Sekreterliği’nin teşviki ile düzenlenen sempozyumda, Kurum’un Genel Sekreteri ve Uluslararası Görevlilik Animasyon Merkezi Direktörü Dinh Anh Nhue Nguyen OFM Conv. de hazır bulundu.

Anadolu Havarisel Vekilliği Yardımcı Episkoposu Mons. Antuan Ilgıt Katekizmde Kaçınılması Gereken Hatalar hakkında konuştu. Maciej Sokolowski, Katekezde Pedagoji ve Metodoloji hakkında bilgi verdi. Peder Alessandro Amprino, Efkaristiya’ya Verilen Farklı İsimler ve Efkaristiya Kutlamasında Yer ve Hareketler hakkında katılımcıları aydınlattı.

Gün Efkaristiya Ayininden sonra Ordo Virginum Rahibesi ve Konya Aziz Pavlus Kilisesi Sorumlusu Mariagrazia Zambon tarafından Yüzyıllar İçinde Efkaristiya’nın Sanatta Temsili konulu sunum ile sona erdi.

Sempozyumun ikinci gününde Maciej Sokolowski bir toplantının nasıl olacağına dair bir şema verdi ve ardından katılımcılar gruplara ayrılarak kendilerine verilen konularda bir katekizm simülasyonu hazırladılar.

Kutsal Yazılarda Efkaristiya, Efkaristiya Ayini üstüne bir Katekez ve Efkaristiya ve Kilise / Hristiyan Cemaati başlıklı konularda hazırlanan gruplar Sempozyum’da anlatılan metodoloji ve pedagoji doğrultusunda hazırladıkları simülasyonları sergilediler.

Efkaristiya Ayini’nin ardından akşam yemeği ve sohbet ile gün sona erdi.

13 Nisan Cumartesi sabahı, Sempozyum’un son günü Mons. Antuan Ilgıt sempozyumun genel bir özetini yaptı. Daha sonra katılımcıların gerek sempozyum gerekse Türkiye genelinde katekizm hakkında tecrübeleri ve fikirleri soruldu.

Ortak bir plan, uygulama yöntemi ve kaynak oluşturulması gerektiği konusu öne çıktı.

Öğlen kutlanan Efkaristiya ayinin ardından yenen öğle yemeği ile Sempozyum sona erdi. Katekistler, Sempozyumun evsahipliğini yapan İzmir Başepiskoposu ve CET Genel Başkanı Mons. Martin Kmetec’e, Anadolu Havarisel Vekilliği Yardımcı Episkoposu Mons. Antuan Ilgıt’a, özveri ile yılmadan çalışan sevgili Mariagrazia Zambon’a, sevgili Eda Çelik’e, misafirperverliği için Selçuk Emmaus Kilisesi Cemaatine ve Fr. Jawahar’a ve özellikle Sempozyumun sponsorluğunu yapan Papalık Görev Birliği Genel Sekreteri ve Uluslararası Görevlilik Animasyon Merkezi Direktörü Dinh Anh Nhue Nguyen’e tek tek şükran ve sevgilerini sundular.

Kardeşlik ve sevgi havası içinde, bilgide ve Rab’bin sevgisinde güçlenen katekistler, görevlerini yapmak üzere evlerine geri döndüler.