Olağan devre – 19. Pazar Günü – A

Litürji

Kutsal Kitab’ın Okunması

13/08/2023 – OLAĞAN DEVRE – 19. Pazar Günü – A

1.Okuma 1Kr 19,9.11-13 Mezmur 84 2.Okuma Rom 9,1-5 İncil Mt 14,22-33

Aziz Pavlus acısını anlatmak için çok önemli bir açıklama yapmaktadır. Özellikle vaaz verip kabul edilmediği yerlerde çektiği acıyı veya uzun yolculukları sırasında yaşadığı zorlukları ya da birçok şehirde zulüm görmesinin sonundaki acılarını ve hapisteki küçük düşürülmelerini dinlemeyi bekliyoruz. Hayır, en büyük acısı kendi soydaşlarının, yani İsraillilerin Allah tarafından seçilmiş olmalarına rağmen ve onların Allah’ın vaatlerinden faydalanmalarına rağmen, İncil’i kabul etmemelerinden kaynaklanıyor.

Ilyas Basim Khuri Bazzi Rahib, Jesus Walks on Water - adapted from a folio dated 1684
Ilyas Basim Khuri Bazzi Rahib, Jesus Walks on Water – adapted from a folio dated 1684

İsa o halktan geliyor, ama onlar İsa’yı Mesih olarak, Allah’ın Oğlu olarak, Baba’nın vaatlerinin gerçekleştiricisi olarak kabul etmediler. Pavlus bunun için acı çekiyor, ama kimseyi suçlamıyor, çünkü kendisi de İsa’yı ve Kilise’sine zulmetmişti, kendisi de İsa vasıtasıyla bize ulaşan Allah’ın bedava sevgisini kabul etmekte zorlandı; fakat bu iyi müjdeyi kabul ettikten sonra, O’nun lütfuna kavuştu.

İsa’yı kabul etmek hep bir iman eylemidir, büyük bir imandır ve sadece alçakgönüllü ve zenginliğe bağlı olmayan insanlara mümkündür. Bugünkü İncil, Petrus ve Onikilerin, Rab’bin ilahi tabiatını tanıyabilmelerine yardım eden bir anı anlatmaktadır. Onlara ekmeklerin ve balıkların çoğaldığını görmek yetmemişti. O mucizenin sonucunda hevesli kalabalığın etkisi altında kalmamaları için İsa neredeyse havarileri tek başlarına kayığa yollamaya mecbur olmuştu, yoksa onlar İsa’yı kolay bir Mesih, insani şan kaynağı olarak göreceklerdi.

İsa ise kalabalığı bırakıp tepede tek başına dua etmeye çıkıyor. Bu sırada öğrenciler rüzgar yüzünden gölde zorluklar çekmektedirler. İsa onları tek başına bırakmıyor ve onlara yardımcı olmak için su üstünde yürüyerek yanlarına gidiyor. Onlar onu tanımakta zorlanıyorlar: Su üzerinde yürümek fazla garip bir olaydır, bir insan için imkansızdır. Korkuyorlar, İsa’nın var olduğunu hiç düşünmüyorlar: Onlara göre bir hayalettir ve de onun ne yapabileceği belli değildir.

İsa bunu fark ediyor ve Kendisini Allah’ın adı ile tanıtıyor: ”Ben’im!” Bu, yeterli olmayacaktı, çünkü artık onlar bu adını tanıyıp Mezmurlar’ın söyledikleri gibi Allah’ın su üzerinde yürüyebilmesini bilmektedirler Ayrıca O, Allah’a özgü sözü de ekliyor: ”Korkmayın!”

Biraz rahatlatılmışlar fakat Petrus emin olmak için aynı şeyi yapmak, Öğretmeni gibi su üstünde yürümek istiyor. O’ndan buyruğu almayı diliyor, çünkü Rab’bine itaat etmeyi istiyor. Ve İsa kabul ediyor!

Bu raddede ilk olarak Petrus ve sonra diğerleri, iman etmenin ne kadar zor olduğunu fark ediyorlar. Petrus su üzerinde birkaç adım atıyorfakat biraz rüzgar, Petrus’un yüreğindeki imanı yok etmek için yeterlidir. Hemen İsa’yı unutuyor, bakışını O’nun üzerinde sabit tutmuyor. İman olmayınca Petrus tek bir adım bile atamaz, hemen batmaya başlıyor. İsa’ya iman yaşamın güvenliğidir, ayaklar altındaki sağlam topraktır.

İman olmayınca sadece öğrencinin yaşamı değil, tüm sosyal ilişkileri de tehlikededir, tüm toplum yaşayamıyor, üyelerine yardımcı olamıyor; İsa’ya iman yok olunca tüm güvenceler yıkılır, kimseye güvenilemez, iyiyi ve kötüyü ayırt etmek için hiçbir kaynak kalmaz. Bu, dünyamızın şu anki durumudur. Hatta, Kilise’nin bir çok üyesinin de durumudur.

Rab ile tekrar karşılaşmak için uygun zaman ve yerlere ihtiyacımız vardır, aynen İlyas’ın dağa çıkışı gibi. Yüreğimize girecek, onu değiştirecek, korku, imansızlık rüzgarları esince güçlü ve sabit bir imana kabiliyetli kılacak, Allah’ın sesini duyabilmek için sessiz yerlere ve zamana ihtiyaç vardır.

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it

Olağan Devre XVIII. Cumartesi

RESPONSORİUM  Mt. 9,13; Ho. 6,6-4           

¥   Gidin de şu sözün anlamını öğrenin, * “Çünkü ben kurbandan değil, bağlılıktan hoşlanırım, Yakmalık sunulardan çok beni tanımanızı isterim.”

¶  Sevginiz sabah sisine benziyor, Erkenden uçup giden çiy gibi. * “Çünkü ben kurbandan değil, bağlılıktan hoşlanırım, Yakmalık sunulardan çok beni tanımanızı isterim.”

Olağan Devre XVIII. Cuma

“İnsan ruhu bir kez Allah ile birleştikten ve Allah’a dönüştükten sonra, Allah’ta Allah’a can atar, ve bu can atma Allah’ın can atmasıdır, çünkü ona dönüşen ruh kendinde kendiliğinde ona can atar. Aziz Pavlus bunu öyle sanıyorum ki şu sözlerle anlatmak istedi: “Oğullar olduğunuz için Allah öz Oğlu’nun “Abba! Baba! Diye seslenen Ruhu’nu yüreklerinize gönderdi” (Gal. 4, 6). Mükemmel olanlarda olan budur.” (Yuhanna De La Kruz- Tinsel Şarkı, (Red. A, str. 38))

Aziz Laurentius Diyakos ve Şehit

RESPONSORİUM (2. Tim 4,7-8; Fil. 3,8-10)

-Yüce mücadeleyi sürdürdüm, yarışı bitirdim, imanı korudum.*Bundan böyle doğruluk tacı benim için hazır duruyor.

– Rabbim İsa Mesih’i tanımanın üstün değeri yanında her şeyi zarar sayıyorum, acılarında onunla bir olmak, ölümün bedenimde taşımak istiyorum.*Bundan böyle doğruluk tacı benim için hazır duruyor.

Türkiye Katolik Ruhani Reisler Kurulu Başkanı Mons. Martin Kmetec’in resmî cevap metni


Pendik Ulu Çınar Camii İmamı Halil Konakçı’nın, Bakire Meryem için kullandığı ifadeleri nedeniyle Türkiye Katolik Ruhani Reisler Kurulu Başkanı ve İzmir Metropolitan Başepiskoposu Ekselansları Monsenyör Martin KMETEC’in yazdığı resmî cevap metni aşağıda yer almaktadır.

Olağan Devre XVIII. Salı

https://play.google.com/store/apps/details?id=com.netguru.ibreviary&hl=en

Responsorium  Elç. İşl. 3,25; Gal. 3,8                                               ¥   Sizler peygamberlerin mirasçıları, Allah’ın İbrahim’le konuşurken,  atalarınızla yaptığı antlaşmanın mirasçılarısınız.  * İbrahim’e, “Bütün uluslar senin aracılığınla kutsanacak” müjdesini önceden verdi.

¶  Kutsal Yazı, Allah’ın öteki ulusları* imanlarına göre aklayacağını önceden Görerek.  * İbrahim’e, “Bütün uluslar senin aracılığınla kutsanacak” müjdesini önceden verdi.