Türkiye Katolik Ruhani Reisler Kurulu -|- Թուրքիոյ Կաթողիկէ Եպիսկոպոսներու Համաժողով -|- Conférence Episcopale de Turquie -|- Conference of Catholic Bishops in Turkey -|- Conferenza Episcopale Turchia -|- مؤتمر الأساقفة الكاثوليك في تركيا
İşay’ın kütüğünden yeni bir filiz çıkacak, Kökünden bir fidan meyve verecek. Rab’bin Ruhu, ilgelik ve anlayış ruhu, Öğüt ve güç ruhu, bilgi ve Rab korkusu ruhu Onun üzerinde olacak. Rab korkusu hoşuna gidecek.
Celile.nin Kana köyünde doğdu. Havari Filipus ile birlikte Mesih’i takip etti. Geleneklere göre, Mesih İsa’nın Goğe Yükselişi’nden sonra İncil’i Hindistan’da vaaz etti.
RESPONSORİUM 1.Korintliler 1,23-24; 2.Korintliler 4,8 ¥ Biz çarmıha gerilmiş Mesih’i duyuruyoruz. Yahudiler bunu yüzkarası, öteki uluslar da saçmalık sayarlar, ama çağrılmış olanlar için * O, Allah’ın gücü ve Allah’ın bilgeliğidir. ¶ Her yönden sıkıştırılmışız, ama bizi sevenin aracılığıyla bu durumların hepsinde galiplerden üstünüz. ¥ O, Allah’ın gücü ve Allah’ın bilgeliğidir.
Episkopos Aziz Augustinus, Vaazlardan,(Disc. Caillau-Saint Yves 2, 92; PLS 2, 441-442) Yaşadığımız kaygılar ya da geçirdiğimiz denenmeler bizim için bir uyarı ve kınama oluşturmaktadır. Çünkü Kutsal Kitap bize barışı, güvenliği ve dinlenmeyi vaat etmez; İncil’in bize bildirdiği tecrübeler, kaygılar ve günah işleme fırsatlarıdır. Ancak “sonuna dek direnen kişi kurtulacaktır.” Yaratılan ilk insandan beri yaşamın iyi bir tarafı olmuş mudur? İlk insan ölüme neden olmuştur, lanete uğramıştır. Rab Mesih İsa bizleri bu lanetten kurtarmıştır.
Türkiye Katolik Ruhani Reisler Kurulu Başkanı ve İzmir Başepiskoposu Ekselansları Mons. Martin Kmetec, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu,’nun A/RES/73/296 sayılı kararı ile belirlediği “22 Ağustos Dine Dayalı Şiddet Kurbanlarını Anma Günü” vesilesi ile bir mesaj yayınlamış bulunuyor.
İsa öğrencilerine, “Size doğrusunu söyleyeyim” dedi, “Zengin kişi Göklerin Egemenliği’ne zor girecek.Yine şunu söyleyeyim ki, devenin iğne deliğinden geçmesi, zenginin Allah Egemenliği’ne girmesinden daha kolaydır.”
CET Başkanı mons. Martin KMETEC, Pakistan’da kiliselere yapılan saldırı nedeniyle Başepiskopos Joseph Arshad‘a üzüntülerini bildiern birmektup gönderdi.
Bugün Rab bize şunu söylemek istiyor: O sadece kendi milletini değil, tüm milletleri düşünüyor. O tüm insanları seviyor: Hepsinin sevinç içinde olduklarını görmek istiyor. Allah, tüm halkları, kendisini sevmeye hazırlamak için İsrail halkını kendi halkı olarak seçti.
Allah’ın bu küçük milleti tüm insanlık için büyük bir hizmet yapıyor: Tüm insanların Kurtarıcısı için yol hazırlayacak ve herkesin karşılaşacağı “evi” hazırlayacak: “Evim tüm milletler için dua evi sayılacaktır”!
Aziz Pavlus’un söylediği gibi, maalesef İsrail halkı Kurtarıcıyı ret etti: Bu şekilde İsa’nın ölümüne sebep oldu, fakat bu ölüm tüm dünya için merhamet kaynağı oldu. Pavlus İsrail’in pişman olacağını ümit ediyor: Madem ki Allah, İsa’nın kurbanı sayesinde herkesi sevmekte, belki İsrail de Rab’bi ve Kurtarıcı’yı kabul etmeye başlar. O zaman Allah’ın merhameti gerçekten tüm insanları sarabilecektir!
Allah’ın tüm insanları, tüm milletleri kurtarmak istediğini İsa da Kenanlı kadınla karşılaşmasıyla açıkça anlatıyor. İsa, Filistin’in dışındaki putperest şehirleri olan Sur ve Sayda bölgesinde bulunmakta idi. Oralara, mucizeleri için O’nu arayan kalabalıktan uzaklaşıp, öğrencileriyle yalnız kalabilmek için gitmişti. Fakat ünü buralara kadar yayılmıştı ve bu sebepten bir kadın yüksek sesle isteklerini bağırdı. Bu, üzüntülü, hatta neredeyse ümitsiz bir istek: Çünkü kimse kızını ele geçirmiş olan şeytanın kötü gücünü yenecek kapasiteye sahip değil.
Şeytan kimseden izin istemiyor ve ne zaman ki bir insanı kendine bağlayabiliyor, bunu yapıyor: Maalesef daha önce büyük suçlar işlemiş, dua etmeyen ve Allah’a güvenmeyen, ruhani olarak korumasız kişiler ve aileler vardır. Öyle insanlar var ki, ebeveynlerinin veya atalarının, Şeytana itaat ederek, yaptıkları seçimlerin sonucuyla yaşamakta ya da dürüst olmayan yollarla elde edilmiş paralarla yaşamaktadırlar. O mallar ve seçimlerin üstünde insanın düşmanı olan şeytan hakları kazandı.
İsa o kadına cevap vermiyor. Havariler ise yalvarmasını duymaktan bezdikleri için Rab’lerinden arzularını gerçekleştirmesini istiyorlar. İsa, kendisine Allah’ın gönderdiği kurtarıcı olarak inanmayan ve sadece bir ihtiyaç için yönelen bu kadının istediklerini yapmayı doğru olarak görmemektedir. Fakat kadın İsa’ya yaklaşınca O, arzusunun büyük bir alçakgönüllülükle yapıldığını görmekte. Çünkü kadın, İsa’nın ekmeğin köpekler için değil, çocuklar için armağan olduğunu söylemesinden alınmamakta. İsa, özellikle paganlar için kullanılan bu terimi mahsus kullandı. Ama kadın kırılmadı, hatta konuyu derinleştiriyor: Köpeklerin nasıl sahipleri varsa ve sahipleri onlara bakarsa, o da İbranilerin Allah’ın yüreğinde öncelikli olmalarını kabul ediyor. Ama aynı zamanda öncelikli olduklarını söylese de, herkesin Allah’ın kalbinde yeri olduğuna inanıyor ve bundan emindir! Köpekler de sahiplerinin evlatlarının masalarından düşen kırıntılardan faydalanırlar. İsa bu alçakgönüllülükten kadının imanının büyüklüğünü anlıyor. Ve şeytan kızını bırakmaya mecbur kalıyor. Çünkü şeytan alçakgönüllülüğe dayanamıyor, o ki daima kibirlidir!
Alçakgönüllülük Allah’ın hoşuna gitmektedir çünkü bu, Allah’ın Oğlu’nun özelliğidir. Gerçekten İsa iman ve sevgi bakımından değil, mütevazilik ve alçakgönüllülük bakımından Kendisini örnek olarak almamızı istiyor.
Böylece peygamberlik gerçekleşiyor: “Rabbin hizmetinde bulunmak ve onun adını yüceltmek için, kul olarak Rabbe bağlanmış olan yabancıları… dua evimde sevindirip mutlu kılacağım”. Rab’bin kulu gibi davranan bu kadın, İsa’nın Söz’ü ve bundan kaynaklayan kurtuluş meyvesi sayesinde sevince boğulmaktadır.