Olağan devre – 16. Pazar Günü – A

Litürji

Kutsal Kitab’ın Okunması

23/07/2023 – OLAĞAN DEVRE – 16 Pazar Günü – A

1.Okuma Bil. 12,13.16-19 Mezmur 85 2.Okuma Rom. 8,26-27 İncil Mt. 13,24-43

Bugünkü Söz, Allah’ın her gün bize karşı kullandığı sabrını görmemizi sağlar. Elbette sabırlı bir Allah’a bakarak biz de O’na benzeyeceğiz. Bilgelik Kitabı Allah’ın sabrının “kör” olmadığını ve bizleri gururumuzun etkisi altında bırakmadığına dikkatimizi çeker. O bizi yargılamaktan vazgeçmiyor, fakat ”Ama büyük gücüne karşın, yargılarında yumuşaksın” ve ”çocuklarına güzel bir umut verdin, günahtan sonra tövbeyi kabul edeceğini bildirdin”.

Heinrich Füllmaurer (1526–1546), The Enemy Sowing Weeds
Heinrich Füllmaurer (1526–1546), The Enemy Sowing Weeds

İsa bu öğretiyi kolay anlamamızı sağlamak için bir hikaye anlatıyor. Bu hikaye “kötü ot (delice otu)” hikayesidir. Bir çiftçi tarlasına güçlükle ve meyve toplanabilme ümidi ile ektiği buğdayın arasında kötü otun da yetiştiğini görür. Bunu kim ekti? Kesinlikle kötülüğümüzü isteyen biri, bir düşman, iyi olmamızı kıskanan ve sevincimizi engellemek isteyen biri!

Bu otu hemen, daha ufakken sökmek isteyenler var. Ama tarlanın sahibi iyi buğday yetişmesine çok önem verdiği için bir tane küçük buğday bitkisi bile kaybetmek istemez. Bu sebepten yapılacak tek şey vardır, o da beklemek! Beklerken ne olacaktır?

İyi buğdayın Allah’ın yüreğimize ektiği Söz olduğunu, kötü otun ise Kötünün denenmeleri olduğunu kavradıktan sonra, bu hikayenin ruhani anlamını anlıyoruz. Elbette küçük bitkilerin doğası değişmiyor. Fakat bize zaman bağışlanmaktadır. Bu zaman boyunca itaatimizi değiştirebiliriz: Egoizmi ve gururu takip edeceğimize İsa’ya itaat etmeye başlayabiliriz, O’nunla kalıp O’nun gibi uysal ve alçakgönüllü olmayı öğrenebiliriz. Allah’ın sabrı bize zaman bağışlamaktadır, çünkü Allah kaybolmamızı istemez. O bize kendimizi düzeltmemiz, iyiliğini ve sabrını öğrenmemiz için fırsatlar verir.

Biz uyanık olacağız, çünkü şeytan kötü otunu ekmeye devam etmektedir, bizim iyi eylemlerimizde ve iyi kararlarımızda denenmeleri yaratmaktadır. Uyanık olmazsak tüm iyi niyetlerimizi büyüklük, kendini beğenmişlik, gurur ve yüzeysellikle karıştıracaktır. Kardeşlerimizden yardım dileyeceğiz, onlar da bizim davranışlarımıza dikkat edecekler ve bizler de onları dinleyeceğiz.

İsa, küçüklüğe ve saklı kalmaya değer vermemiz için iki hikaye daha anlatır. Gerçekten de Allah’ın sabırlı sevgisini tatmak için alçakgönüllü olmalı ve yüzeysel olmamalıyız. Allah’ın hükümranlığı, içimizde ve etrafımızı saran dünyada varlığını sürdürmeye neredeyse görülemez bir şekilde başlar. Bu görülemez şekil, aynı tarlaya atılan bir hardal tohumu kadar küçüktür. Aynen ekmek yapmak için kullanılan maya gibi de çok azdır. Ama zaman ve sabırla küçücük tohum, göğün kuşlarının barındığı kocaman bir ağaca dönüşür- kuşlar, Yahudiler için yeryüzündeki tüm milletlerin sembolü idi-. Az maya da, unu insanlar için güzel tatlı bir ekmeğe dönüştürür. Alçakgönüllülük ve sabır, hükümranlığın kralı olan İsa’yı kabul etmeye yardım edecektir: O herkes için güzel ve lezzetli tat dolu meyve veren tohumdur.

Aziz Pavlus, alçakgönüllülüğün ve sabrın duamızı da tatlandırması gerektiğini söyler. Biz bildiğimizi zannediyoruz ama gerçekte bize faydalı olanın ne olduğunu, dolayısıyla Babamız olan Allah’tan neyi dilememiz gerektiğini de bilmiyoruz. Bizim için dua eden, Kutsal Ruh’tur: Biz O’nu yüreğimizde ve aklımızda misafir edeceğiz. Böylece O, içimizde bizim için Baba’ya yalvarabilecektir. İçimizde sadece iyi ve sade, Allah’a layık, arzular yetişecekler. O zaman O’nun sabrı bizim kurtuluşumuz için meyve verebilecektir!

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it