Olağan devre – 7. Pazar Günü

Litürji

Kutsal Kitab’ın Okunması

20/02/2022 – OLAĞAN DEVRE – 7. Pazar Günü – C

İlk Okuma 1Sam 26,2.7-9.12-13.22-23 Mezmur 102

İkinci Okuma 1Kor. 15,45-49 İncil Lk. 6,27-38

Kral Saul’un Davud’a karşı olan düşmanlığı, açıklanamaz bir kıskançlıktan kaynaklanıyordu ve gerçekten kötü bir duruma gelmişti. Bu durumda Saul’un yardımcılarının bile onun düşmanlığını kabul etmeleri gerekiyordu, yoksa krallarının öfkesine maruz kalabilirlerdi. Davud, kralı için dev Golyat ile savaşarak yaşamını tehlikeye atmıştı, arp ile müzik yaparak Saul’u kötü bir ruhtan kurtarmıştı. Buna rağmen hep tehlikede olduğunun bilincindeydi. Bugün Samuel’in kitabından okuduğumuz olay bizi hayrete düşürmekte.

Simone Martini (1283-1344), St. Martin and the Beggar
Simone Martini (1283-1344), St. Martin and the Beggar

Davud, Saul’e karşı kin beslemiyor, onun gösterdiği minnettarsızlık ve kendini öldürme niyeti için gücenmiyor. Kendini koruma ve öç alma imkanı olmasına rağmen bunu yapmıyor. İman onu yöneltiyor, imanı kendi doğal duygularından güçlüdür. O, düşmanına saygı duyuyor ve onu koruyor, çünkü kötülüğe boyun eğmiş olmasına rağmen, o, Allah’ın kutsadığı kişidir. Bu sebepten onu yaralamak veya incitmek istemiyor, düşmanlığının yersiz olduğunu göstermeye çalışıyor. Bu sayfayı okumak çoğumuza faydalı olurdu ve onu devamlı gözümüzün önünde tutmak bize iyi gelirdi. Bu okuma bizleri, İsa’nın eğitimini kabul etmemize hazırlamaktadır.

İyilik yapın, kutsayın, dua edin!” Bunlar kutsal sözler, tüm iyi insanlardan beklediğimiz tavsiyelerdir. Ama kime iyilik yapalım? Kimi kutsayalım, kimin için dua edelim? İsa yeni bir yaşam şekli başlatmakta, bu bizi hayrete düşürmekte: O’ndan düşünemediğimiz sözler dinliyoruz.

Bizden nefret edenlere mi iyilik yapmalı? Bizi kötüleyenleri mi kutsamalı? Bize kötü davrananlar için mi dua etmeli? Kötülüğe iyilikle cevap vermek: Bu konuşmanın özü; bize gelen ve bize acı çektiren kötülüğe karşı sevgi, iyilik ve kutsama, yani normal olarak yüreğimizde taşıdığımız duygular ile cevap vermek! Başkalarının kötülüğü içimizde taşıdığımız iyiliği bozmamalıdır. Bunu yapabilir miyiz? Eğer bize yapılan kötülüğe bakıyorsak, bu mümkün olmaz. Doğal reaksiyonlarımız başka yöne gider. Rab’bimizin yöneltmelerini takip edebilmemiz için Baba Allah’ın arzularını gözümüzün önünde tutmalıyız. Baba herkesi, Kendisine acı veren çocuklarını da sever.

Bize acı çektirenler sadece bize acı çektirmekle kalmıyor, ilk önce Baba’nın yüreğine acı verirler. O, ilk önce çocuklarının yüreğinden kötülüğü söküp atmak ister. Kim kötülük yapıyorsa Düşman, Kötünün emri altındadır; onun kuludur, özgürlükten yoksun. Söven ve lanetleyen, düşman Şeytan’ı takip etmektedir ve ona yakalandığı için acı içindedir. O kişinin, kardeşler tarafından daha çok zarar görmeye değil, kurtarılmaya ihtiyacı vardır. Ayrıca, kötülük yapan kişiye kötülükle cevap vereceğime, kötülüğünü takip etme içgüdülerini değil, onu kurtarma arzusunu benimseyerek Baba’nın acısını dindiririm.

Aziz Pavlus, bizim sadece yeryüzü varlıkları, Adem’in evlatları olmadığımızı, yaşam veren yeni Adem’in hayatına katıldığımızı söylediğinde bize yardımcı olmaktadır. Eğer Allah gerçekten içimizde ise bizler de kardeşlerimize yaşam veririz: Günahkar olduklarından dolayı onların daima Baba’dan gelen sevgiye, saf olan, yukarıdan gelen, yaşam veren o sevgiye ihtiyaçları vardır. Bu, bizi Allah’ın çocukları yapan, O’nun gibi daima ve her zaman sevdiğimiz için O’na benzer kılan merhametli sevgidir. “Babanız merhametli olduğu gibi, siz de merhametli olun!”.

Rab’bimiz İsa’ya şükürler olsun! O, bizim duygularımızı tatmin etmek değil, onları değiştirmek istiyor, öyle ki bütün kardeşlerimize, O’nu hala tanımamış, hala iyiliğini ve doluluğunu tatmamış olanlara dahil Baba’nın yüzünü gösterebilsinler.

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it

OLAĞAN DEVRE VI. CUMA

Markos 8, 34-39

Öğrencileriyle birlikte halkı da yanına çağırıp şöyle konuştu: “Ardımdan gelmek isteyen kendini inkâr etsin, çarmıhını yüklenip beni izlesin. Canını kurtarmak isteyen onu yitirecek, canını benim ve Müjde’nin uğruna yitiren ise onu kurtaracaktır. İnsan bütün dünyayı kazanıp da canından olursa, bunun kendisine ne yararı olur? İnsan kendi canına karşılık ne verebilir?

Bu vefasız ve günahkâr kuşağın ortasında, kim benden ve benim sözlerimden utanırsa, İnsanoğlu da, Babası’nın görkemi içinde kutsal meleklerle birlikte geldiğinde o kişiden utanacaktır.”